Kardelen - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

ÇİZGİ ÖTESİ BİR FİLM


Shakespeare, “Mutlu birleşmesine engel yok gerçekten sevenlerin” der bir sonesinde. Bu dizelerin yazarı değil midir peki, Romeo ile Jüliette'i ancak ölüm ile birleştiren. Hele ki sevenlerin kendileri engelse çoğu zaman mutlu bir birleşmeye, elden ne gelir?

Üzerine destanlar yazılmış, kalem oynatılmış, düşünülmüş onca 'aşk'ımsılar gerçek 'aşk'a dönüşmeden yitip gitmez mi ufkumuzdan. Ve kaç âşık tanıdınız, gerçekliğin keskin dişlilerine, aşkın kelebek kanatlarıyla karşı koymaya çalışan? Bu sorular uzayıp gidecekken, imdada Shrek yetişiyor. Ve tabii ki Fiona. Hem Shakespeare'in sonesini haklı kılmak; hem Romeo ve Jüliette'i kıskandıracak bir 'aşk'a hayat hakkı tanımak hem de gerçekliğin labirentlerinde aşka yol bulmak onlara nasip. Çünkü onlar bir dev!

Andrew Adamson, Kelly Asbury, Conrad Vernon'ın yönettiği, senaryosunu Andrew Adamson'ın yazdığı Shrek 2, duygusal, komik, destansı, günümüzün örnek aşklarına göndermeleri olan, çizgi dünyasından çizgi ötesi bir 'söylem' yakalayan bir çizgi film. Bir kıyas gerekiyorsa, ilkinden daha etkili olduğunu söyleyebilirim. Aşkın gerçekliği ile gerçekliğin yüzergeçerliğini sorguluyor; devlere özgü bir gerçekliğin sınırlarını aşkla çizerken, kurguladığımız gerçeklikleri tersyüz ediyor.

Her son mutlu mudur?

Shrek, ilk bölümde Fiona'yı kurtarmak uğruna ölümü göze almış; şeytani ruhlu Lord Farquaad ve ateş saçan ejderhaya karşı giriştiği amansız bir savaşı kazanarak, evlenmeyi hak etmişti. Bu hak edişin peşi sıra çıktıkları bir balayının ardından, bataklıktaki mutlu ve mesut yaşamlarına dönerler. Bu dönüş, 'her son mutlu mudur? ' sorusunu getirir akıllara. Çünkü, Shrek için bildiği bir savaştan sonra bilmediği bir savaş başlamaktadır. 'Kötü'lükleri tescilli olanlarla savaşı kazanan Shrek; ikinci bölümde 'gizli kötü'lerle yeni bir sınava girişir. Eve dönüşlerinin hemen ardından, Fiona'nın anne ve babasından aldıkları bir davet üzerine, Uzak Ülke'ye doğru yola koyulmaları gerekir. Shrek'in hoşuna gitmese de, ısrarlar üzerine razı olduğu bu yolculuk, 'aşk'ın sınanması kadar, 'gerçek'liklerin boyut ve şekil değiştirerek yeniden bir savaşa girişmelerine de sahne olacaktır. İlkinde Shrek ve Fiona'yı buluşturan 'kötü'ler, bu kez biçim değiştirip farklılaşsa da ayırmak için devreye girecektir. Aşkın çekim gücü ve gerçeklik postuna bürünmüş 'engel'ler, Shrek ve Fiona aşkını ırgalarken, ortaya yeni bir gerçeklik çıkar: Bu aşkın gerçekliğinden başkası değildir! .. Evet, her son mutludur belki. Belki, mutlu birleşmesine engel yoktur gerçekten sevenlerin. Ama bu denklemin sağlamasında, dev gibi bir cüsse olmasa da dev gibi bir yürek gerekmektedir. İnsan gerçekliğinin uzağında! ..

Her aşk için mukadderdir, Uzak Ülke'nin gerçekleriyle yüzleşmek. Fiona'nın babası Kral Harold'ın kızıyla ilgili yaptığı bütün planlar, damadı görünce suya düşmüştür. Yeşil bir deve dönüşen kızı ve gerçekten yeşil bir dev olan damadını karşısında görünce, kendi gerçekliğinin karşısındaki iki gerçeklikle çatıştığını anlar. Kötülerin birlikteliği girer devreye. Bir yanda Beyaz Atlı Prens ve annesi kötü kalpli peri öte yanda kiralık tutulan çizmeli kedi ve Uzak Ülke'nin tüm kötüleri seferber olur. Shrek, bilmediği ve hazırlıksız olduğu bir savaşın içerisine düşmüştür. Ancak bu savaş başka bir strateji ile yürütülmektedir. Bir devin saf kalbinin anlamadığı bir derinlikte ve gizemde…

Dışarıda bu savaş devam ederken, Shrek kalbinden isabet alacağı bir büyük darbeden habersizdir. Bunun hissine ulaştığında, Fiona için değişmek kaygısı dayanılmaz bir hal alır. 'Maşuk aşkı hangi kalıba döküyorsa, o kalıba girmek gerek' der Shrek ve kalıbının aynadaki aksinden üzgün, bir çare arar. Ancak bulduğu çare derman olmaz derdine. Zira, maşuk kerameti zarfta değil, mazrufta arayan cinstendir. En azından, bir devin kalbini tanıdıktan sonra… Ve fakat, bir dev de olsa yufkadır bir aşığın kalbi. Ufacık bir sese dayanamaz; değişir gelen rüzgarın estiği yöne doğru. Shrek ve yandaşları, iksirin kudretiyle gürbüzleşirken, aşkın rüzgarıdır engel olan ebedi değişime. Çünkü bu kalıp, ancak bir dev için dökülmüştür.

Her prensesi bir kurbağa öper!

İdealize edip gerçeklikten sürgün ettiğimiz aşk(lar) ve uysallaştırıp, evcilleştirdiğimiz suretler. Fiona, Beyaz Atlı Yakışıklı Prensi beklerken, bir anda karşısında gördüğü yeşil bir devin yüreğine aşık oluyor. Shrek 2'nin kurguladığı çatışma alanlarından bir tanesi burada. Bir yanda kentsoylu, bakımlı; ama korkak, zayıf, güvensiz Beyaz Atlı Yakışıklı Prens öte yanda köysoylu, kaba saba, ama yüreği saf, aşkı temiz, gözü pek, duygusal Shrek. İki tür, uzun bir mücadelenin içerisine giriyor, aşklarını kazanmak ve ispat uğruna.

Bence Shrek 2'nin en önemli karakteri, Prenses Fiona. Çünkü, aşka da gerçekliğe de rengini veren o. Fiona, ait olduğu; ancak hiçbir değerini paylaşmadığı bir dünyada yaşamaktansa; ait olmadığı; ama birçok değerini paylaştığı bir dünyada yaşamayı tercih ediyor. Bu tercih, Shrek'in de yazgısını belirliyor. Söz gelmişken; Fiona'nın babası Kral Harold'un da karşı çıkması nedensiz değil elbette. Beyaz Atlı Yakışıklı Prensi düşleyen her prenses, bir kurbağanın busesine yazgılıdır. Sihirlerin hükmü silinip; kötüler ortadan kaybolurken ve bütün 'gerçek'lik müsveddeleri bir hayale dönüşürken, ortada bir tek şey kalır: Aşk! .. Bir de kurbağa sesleri! .. Vrak, vrak, vrak! ..