Sabri Ejder Öziç - Hakkında Yazdığı Tanıtım Y ...

...
Var mısın?
...
Duymadığını, yanıt bulmadığını bildiğin ama inanmadığın birisine durup durup dökmek içini, yaşamını, duyumsadıklarını...Bu bir aforizma, yanılsama, paronaya...Dört hecelik bir yaşam öyküsünün aforizmadan sıyrılabilmesi olası mıdır? 'Seni sevdim' den kurtulabilmesi olası mıdır paranoyanın? O'na ondan anlatmak, sende çoğalırken yaşattıkları...
Çıldırası bir mavi devşirmesinde kırmızının çıldırtan öfkesinin çarpması kayalara martı çığlıklarıyla beraber anlamını aradığın yaşam tortularının...
Faydada buluşuyor olmanın tehdidiyle yitirirken ilişkilerimizdeki saydamlıkları, özlemlerin tutsak ettiği yolunmuş ikindi vakitlerinin dehşet papatyalarıyla özlemledim tacını başında ve vurdum sınırına sınırsızca inanmadığımın.Sonra her saat başı, kurşuna dizilenlere siper ettim soysuz yanlarını, aldım acılarını hiçleşerek...Acı 'hiç'ti ve yoktu yitirdiklerimizin giderken tamamladığı hiçbir yerimiz.
Yeniden sabaha durmanın büyük bir iş gibi karşılandığı zamanlarda yoklaşmıştı sabahlarımız seninle...Büyük işlere karşı, küçükleri büyütendi yüreklerimiz ve gece yarısı ayaza kesen ayrılıklarda, salıncak sefası umudunu taşırdın otobüsüne de...
Sana umudunu 'ben' anlatıyordum! Duymaman, anlamaman, yoklaşman...Hiçleşerek, köpekleşerek sınırsızca sınırına vurmam, vur-ma-mam bundan.
Sihirli bir tabloydu izlediğimiz; güvercininin boğazını kopartan adamın yüzündeki tebessüm...Bütün renklerini seçebiliyorduk içi sadece kırmızılaşan o anın...O tebessüm bağlıyordu birbirimize bizi.Sen bilmiyordun ve tercihini yapmıştın...
Ne bir havariydik seninle
Ne de bir serüvenci...
Sıradan birer kesik kolduk ve artık utanmıyorduk dahi herşeyi anlıyor oluşumuzdan...
Bu bir davetiyedir o sihirli tablodaki güvercin olmaya.Ben o tebessümün sahibi, sen güvercin...
...
Var mısın?
...