Kuresel koyun sakinlerinden, daha bariscil, adil ve hosgorulu bir dunyanin ozlemcisi...
Aşk kitabını evirdim,çevirdim, Bir adam konuştu kitabın içinden; Yüreği yana yana bir adam:
'Kimdir mutlu kişi, bilir misin?
Bir karısı olacak, ay gibi güzel, Bir gecesi sürecek yıl kadar uzun...'
Ömer Hayyam
Aşk Ölümcül Bir Hülyadır
Hülya tatlı bir andır Süzülür dibine selvi ağaçlarının Zambakların, sevda çimenlerinin. Dağlarda duman duman tütüyor sıla Sıla da garibin omuzlarına Güvercin gibi konan Sadağında mumçiçeği serzeniş Mızrakları cazibesiyle kıran Saçları darmadağın Bitişik bir hicrandır. Ne fettan sarayların Bitişik cilvekar yalnızlığı Ne de bezirganları küçümseyen sultandır. Gezinir içimizde hülya tatlı bir andır. Ne gün başımı alıp gitsen karanlıklara Çıkıyor bir köşeden karşıma kelebekler Onlar da bir derbeder gibi mahrum öteden Onlar da tanyerine bakıp hülyayı bekler. Beyhude hekimlerin ülkesinde bir şehir Çıkmaz sokaklarını düşlerimize açan Bir sahura yıldızı gibi göklerde uçan Köpüksüz anıların sihriyle akan nehir Varlığı bestenigar, yokluğun deniz gibi Gönül,safkan bir vefa atlasında şahlanır. Asil fırtınalarda kaybolan bir iz gibi Çölde aşk suretinde bir ahu peydahlanır. Kum,yaldızlı giysiler içinde meşhur güzel Ay öper eğilerek çölün yanaklarını Ufukların delisi, soluk bir deniz gibi Bir sayeban altında yürür hazinesine Kah takılır uzaktan bir belanın sesine Kah yüzü yıldızlara benzeyen bir rüyadır. Bin tepede bayrağı dalgalanır Leyla'nın Oysa aşk,karanlıkta ölümcül bir hülyadır.
Kuresel koyun sakinlerinden, daha bariscil, adil ve hosgorulu bir dunyanin ozlemcisi...
Aşk kitabını evirdim,çevirdim,
Bir adam konuştu kitabın içinden;
Yüreği yana yana bir adam:
'Kimdir mutlu kişi, bilir misin?
Bir karısı olacak, ay gibi güzel,
Bir gecesi sürecek yıl kadar uzun...'
Ömer Hayyam
Aşk Ölümcül Bir Hülyadır
Hülya tatlı bir andır
Süzülür dibine selvi ağaçlarının
Zambakların, sevda çimenlerinin.
Dağlarda duman duman tütüyor sıla
Sıla da garibin omuzlarına
Güvercin gibi konan
Sadağında mumçiçeği serzeniş
Mızrakları cazibesiyle kıran
Saçları darmadağın
Bitişik bir hicrandır.
Ne fettan sarayların
Bitişik cilvekar yalnızlığı
Ne de bezirganları küçümseyen sultandır.
Gezinir içimizde hülya tatlı bir andır.
Ne gün başımı alıp gitsen karanlıklara
Çıkıyor bir köşeden karşıma kelebekler
Onlar da bir derbeder gibi mahrum öteden
Onlar da tanyerine bakıp hülyayı bekler.
Beyhude hekimlerin ülkesinde bir şehir
Çıkmaz sokaklarını düşlerimize açan
Bir sahura yıldızı gibi göklerde uçan
Köpüksüz anıların sihriyle akan nehir
Varlığı bestenigar, yokluğun deniz gibi
Gönül,safkan bir vefa atlasında şahlanır.
Asil fırtınalarda kaybolan bir iz gibi
Çölde aşk suretinde bir ahu peydahlanır.
Kum,yaldızlı giysiler içinde meşhur güzel
Ay öper eğilerek çölün yanaklarını
Ufukların delisi, soluk bir deniz gibi
Bir sayeban altında yürür hazinesine
Kah takılır uzaktan bir belanın sesine
Kah yüzü yıldızlara benzeyen bir rüyadır.
Bin tepede bayrağı dalgalanır Leyla'nın
Oysa aşk,karanlıkta ölümcül bir hülyadır.
Nurullah Genç