Hayat Fahişe kadınların ayakları altında ezilen bir ekin tarlasında saklıydı Doğurgan buğday başaklarında saklıydı en güzel çocuklar İncirin ve zeytinin bereketiydi umutlar Fahişe kadınların ayakları altında ezilen hayat Bir tarla faresinin dişleri arasında yitti gitti Kabzımalların gülüşleri dudaklarında kaldı
Türküler söylenirken buğday tenli kızların güzelliği ardında saklı Delikanlılar toy düğünler yaptı kesif bir yaz sıcağında Anamdan emdiğim süt burnumdan geldi Yazdı, sıcaktı, benim kimsem yoktu Bana toy düğünlerin ağıtları kaldı
Bir üzüm bağıydı kaplumbağalara yoldaşlık eden Bir de arkın içinden akan pis, mikroplu sular Hayattı üzümler bereketti Pekmezdi üzümler şaraptı Kış geldi bozuldu üzüm bağları Geriye bir kaplumbağalar kaldı bir de ben Çorak toprağa ağıt yakmak bana kaldı
Bir babam bilirdi bu toprakların çoraklığını Bir de ben İnsanların yürekleri kadar çorak bu topraklar Üzüm bağları kadar sarhoş bu topraklar Bir babam ağladı bana Bir de kaplumbağalar Kaplumbağalar kış uykusuna yattı Bana fırtınanın ağıdı kaldı
Hayat fahişe kadınların ayakları altında ezilince Kabzımalların dudaklarındaki gülüş dondu kaldı Bir benden medet umdular, bir de üzüm bağlarından Ben çoraktım, ben ıssızdım, ben susuzdum Üzüm bağları bereketliydi, şarap tatlıydı Kabzımallar beni unuttular Bana gitmek kaldı...
Bana Gitmek Kaldı
Hayat
Fahişe kadınların ayakları altında ezilen bir ekin tarlasında saklıydı
Doğurgan buğday başaklarında saklıydı en güzel çocuklar
İncirin ve zeytinin bereketiydi umutlar
Fahişe kadınların ayakları altında ezilen hayat
Bir tarla faresinin dişleri arasında yitti gitti
Kabzımalların gülüşleri dudaklarında kaldı
Türküler söylenirken buğday tenli kızların güzelliği ardında saklı
Delikanlılar toy düğünler yaptı kesif bir yaz sıcağında
Anamdan emdiğim süt burnumdan geldi
Yazdı, sıcaktı, benim kimsem yoktu
Bana toy düğünlerin ağıtları kaldı
Bir üzüm bağıydı kaplumbağalara yoldaşlık eden
Bir de arkın içinden akan pis, mikroplu sular
Hayattı üzümler bereketti
Pekmezdi üzümler şaraptı
Kış geldi bozuldu üzüm bağları
Geriye bir kaplumbağalar kaldı bir de ben
Çorak toprağa ağıt yakmak bana kaldı
Bir babam bilirdi bu toprakların çoraklığını
Bir de ben
İnsanların yürekleri kadar çorak bu topraklar
Üzüm bağları kadar sarhoş bu topraklar
Bir babam ağladı bana
Bir de kaplumbağalar
Kaplumbağalar kış uykusuna yattı
Bana fırtınanın ağıdı kaldı
Hayat fahişe kadınların ayakları altında ezilince
Kabzımalların dudaklarındaki gülüş dondu kaldı
Bir benden medet umdular, bir de üzüm bağlarından
Ben çoraktım, ben ıssızdım, ben susuzdum
Üzüm bağları bereketliydi, şarap tatlıydı
Kabzımallar beni unuttular
Bana gitmek kaldı...
Nermin Yücebaş