Tebessümlerine engel olan, Virajlı suratlardan sadakat bekleme, Yüz yirmi kilometre umutla kaç..
Ertesi gün ölecek kelebekler kadar Korkak ve tozlusun, Çayını ince belli bardakta iki şekerli, Simidini bala bandırılmış az susamlı seversin, Elmacık kemiklerine gömdüğün, Meyve bahçeleri kan gölüne döndü, Defterimin solmuş yapraklarında Dudakları kurumuş kelimeler var, İçimde oluşturduğun Sahra çölüne, Muson yağmurları yağdı İhanete engel olunmaz..
Aşk şakaya gelmez; gitme..
Şaka'ğımdan vuruldum dün gece On ikiyi çeyrek geçe, Karanlıktı, Odamın aydınlığı greve çıkmış işçi kadar Dik kafalı, Pencereme kendini asmış perdeler Haplanmış serseriler kadar çıplak, Kütüphanemde ki tozlu kitaplar Salgın bir virüsün habercisi, Yorganı yarıya kadar aralanmış yatağım İki tahtası eksik tabut kadar gerçekçiydi, Dün on ikiyi beş geçe seni sevmiştim..
Allah seni, senin gibilerden korusun...
Parmaklarım parmaklarına Sekiz santim yaklaşamadı, Nefesim solungaçlarından içeri Süzülen yılan gibi soğuktu Sen ürkektin Ben aciz, Sigara dumanlarından yelekler ördüm Göğsüne, Sen transparan bir şehir gibi ukalaydın, Islak saçlarına döşenmiş mayınların İnfilak etmesi rüzgara bağlıydı Rüzgar kokuna.. Kokun meleklerin özgürlüğünden inşa edilmiş Bir meyve kokteyli, Sen, gözlerine bakılınca Tsunami yaratan, Saçlarına dokunmaya çalıştıkça Ateş eden, Adını anmak için Türk dil kurumundan İzin alınan, Gönül soframın ortasına Bağdaş kurmuş oturan;
''Allah vergisi'sin..'' Ben seni sevmekle yükümlü hayalperest müslüman..
Tebessümlerine engel olan,
Virajlı suratlardan sadakat bekleme,
Yüz yirmi kilometre umutla kaç..
Ertesi gün ölecek kelebekler kadar
Korkak ve tozlusun,
Çayını ince belli bardakta iki şekerli,
Simidini bala bandırılmış az susamlı seversin,
Elmacık kemiklerine gömdüğün,
Meyve bahçeleri kan gölüne döndü,
Defterimin solmuş yapraklarında
Dudakları kurumuş kelimeler var,
İçimde oluşturduğun Sahra çölüne,
Muson yağmurları yağdı
İhanete engel olunmaz..
Aşk şakaya gelmez; gitme..
Şaka'ğımdan vuruldum dün gece
On ikiyi çeyrek geçe,
Karanlıktı,
Odamın aydınlığı greve çıkmış işçi kadar
Dik kafalı,
Pencereme kendini asmış perdeler
Haplanmış serseriler kadar çıplak,
Kütüphanemde ki tozlu kitaplar
Salgın bir virüsün habercisi,
Yorganı yarıya kadar aralanmış yatağım
İki tahtası eksik tabut kadar gerçekçiydi,
Dün on ikiyi beş geçe seni sevmiştim..
Allah seni, senin gibilerden korusun...
Parmaklarım parmaklarına
Sekiz santim yaklaşamadı,
Nefesim solungaçlarından içeri
Süzülen yılan gibi soğuktu
Sen ürkektin
Ben aciz,
Sigara dumanlarından yelekler ördüm
Göğsüne,
Sen transparan bir şehir gibi ukalaydın,
Islak saçlarına döşenmiş mayınların
İnfilak etmesi rüzgara bağlıydı
Rüzgar kokuna..
Kokun meleklerin özgürlüğünden inşa edilmiş
Bir meyve kokteyli,
Sen, gözlerine bakılınca
Tsunami yaratan,
Saçlarına dokunmaya çalıştıkça
Ateş eden,
Adını anmak için Türk dil kurumundan
İzin alınan,
Gönül soframın ortasına
Bağdaş kurmuş oturan;
''Allah vergisi'sin..''
Ben seni sevmekle yükümlü hayalperest müslüman..
Harun Tolga Peker