Küçük bir kızken mutluydum diğer tüm küçük kızlar gibi. Büyüdüm, karıştı aklım. Okullar bitirdim ama yazma arzumu
bitiremedim hiç. Sonra o sese kulak verip, en büyük hayalimi gerçekleştirmek için, yollara düştüm. Şiirler, öyküler
yazdım. Şimdi ikinci romanımı bitirmek üzereyim. Yüzde doksan gerçek kahramanlar ve olaylara dayanan, bizim ailenin
öyküsü. Biraz elemli, biraz neşeli, tıpkı hayatın pembemsi yolları gibi! Aşklar, acılar, sevinçler, hepsi olmuş gerçekten.
Tokat'da, İstanbul'da ve Ankara'da geçiyor. 1900'lerden, günümüze kadar uzanıyor. Çok uğraştım. Yıllarca anlatılanları
dinledim, defterlerime notlar aldım. Arkadaşlarım sokakta oynarken de bununla meşguldüm, okuldan kaçıp, sinemaya
giderlerken de. Yıllarca hep hayal ettim. Zihnimde tüm kahramanlar gezinip durdular seneler boyu. Sonunda geldi doğru
zaman.Adı bostancı Leylak Kokar Her Bahar.
İlk romanım da, çocuklar için. Hoş ve nazlı bir küçük kızın fantastik hikayesi, adı da Hoşnaz. Harry Potter a rakip olsun
diye yazdım onu da. Ben çocukken de masal kahramanları hep yabancı olurdu, Pamuk prenses, cınderella, rapunze.
Onları da severdim am ahep kendimden biri olmasını istemiştim, var artık. Şimdi onları yayınlatmak için uğraşacağım. Zor
bilirim, ama zoru severim ben. Kolayın tek iyi yanı, sadece kolay olması. Roman yazmak çok efsunlu bir duygu.
Kitaplar tüm hayatım benim. Türk kadın yazarların hepsini takip ederim, malum ya, rakibelerim! ! ! Onun dışında, Ayn
Rand, Jane Austen, Paulo Coelho, Susanna Tamaro, Marquez, Vascencelos favorilerim. Tabii tüm klasikler de. Yazarken hep Ravel dinlerim. Eski şarkıları severim, Frank Sinatra, Edıth Pıaff, Enrıco Macıass, Secret Garden. Klasik türk müziği
de lezzetlidir tabii. Kitap başında değilsem kesin film izliyorumdur. Bir kaç film vardır ki, mutlaka ayda bir iki kere
seyrederim, Somewhere In Tıme, Amelıe, Sweet November, The Thorn Bırds, Cıty Of Angels, Conversatıon Wıth God, The Pıano, Green Mıle, Forest Gump. Yeşilçam klasiklerini de severim. Yıldızlara bakarım geceleri, hayaller kurarım.
Yağmurda yürüyüp, düşlere dalarım. Çocuklarla ve yaşlılarla konuşmaya bayılırım. Türk kahvesi ve siyah çikolata birarada iyi gider, tıpkı, sevdanın, gözyaşına yakışması misali. Güneşin doğuşu ve batışı ayrı güzeldir. Gökkuşağının renkleri ise hep parlak. AYTÜL BİNGÖL
Küçük bir kızken mutluydum diğer tüm küçük kızlar gibi. Büyüdüm, karıştı aklım. Okullar bitirdim ama yazma arzumu
bitiremedim hiç. Sonra o sese kulak verip, en büyük hayalimi gerçekleştirmek için, yollara düştüm. Şiirler, öyküler
yazdım. Şimdi ikinci romanımı bitirmek üzereyim. Yüzde doksan gerçek kahramanlar ve olaylara dayanan, bizim ailenin
öyküsü. Biraz elemli, biraz neşeli, tıpkı hayatın pembemsi yolları gibi! Aşklar, acılar, sevinçler, hepsi olmuş gerçekten.
Tokat'da, İstanbul'da ve Ankara'da geçiyor. 1900'lerden, günümüze kadar uzanıyor. Çok uğraştım. Yıllarca anlatılanları
dinledim, defterlerime notlar aldım. Arkadaşlarım sokakta oynarken de bununla meşguldüm, okuldan kaçıp, sinemaya
giderlerken de. Yıllarca hep hayal ettim. Zihnimde tüm kahramanlar gezinip durdular seneler boyu. Sonunda geldi doğru
zaman.Adı bostancı Leylak Kokar Her Bahar.
İlk romanım da, çocuklar için. Hoş ve nazlı bir küçük kızın fantastik hikayesi, adı da Hoşnaz. Harry Potter a rakip olsun
diye yazdım onu da. Ben çocukken de masal kahramanları hep yabancı olurdu, Pamuk prenses, cınderella, rapunze.
Onları da severdim am ahep kendimden biri olmasını istemiştim, var artık. Şimdi onları yayınlatmak için uğraşacağım. Zor
bilirim, ama zoru severim ben. Kolayın tek iyi yanı, sadece kolay olması. Roman yazmak çok efsunlu bir duygu.
Kitaplar tüm hayatım benim. Türk kadın yazarların hepsini takip ederim, malum ya, rakibelerim! ! ! Onun dışında, Ayn
Rand, Jane Austen, Paulo Coelho, Susanna Tamaro, Marquez, Vascencelos favorilerim. Tabii tüm klasikler de. Yazarken
hep Ravel dinlerim. Eski şarkıları severim, Frank Sinatra, Edıth Pıaff, Enrıco Macıass, Secret Garden. Klasik türk müziği
de lezzetlidir tabii. Kitap başında değilsem kesin film izliyorumdur. Bir kaç film vardır ki, mutlaka ayda bir iki kere
seyrederim, Somewhere In Tıme, Amelıe, Sweet November, The Thorn Bırds, Cıty Of Angels, Conversatıon Wıth God, The
Pıano, Green Mıle, Forest Gump. Yeşilçam klasiklerini de severim. Yıldızlara bakarım geceleri, hayaller kurarım.
Yağmurda yürüyüp, düşlere dalarım. Çocuklarla ve yaşlılarla konuşmaya bayılırım. Türk kahvesi ve siyah çikolata birarada
iyi gider, tıpkı, sevdanın, gözyaşına yakışması misali. Güneşin doğuşu ve batışı ayrı güzeldir. Gökkuşağının renkleri ise hep parlak.
AYTÜL BİNGÖL