Hayatta en değerli varlığın sevgi olduğuna inandım.Bunun yeterince çevremize veremediğimizi ve yansıtamadığımızın bilincine vardım.Ve bir çok sorunumuzun bu duygu açlığını doyuramadığımızdan kaynaklandığının farkındayım. Kişiliklerimizde oluşan olumsuz bakışların temelinde, başta ailede, okulda ve sosyal yaşantımızdaki sevgisizliğin,değersizlik duygusu vardır . Buradan şunu herkese söylemek isterimki, lütfen sevelim,sevdiğimizi gösterelim. Gösterilmeyen sevginin ne anlamı var ki? Sevdiğimizi sadece bizim bilmemiz yetmez.bunu karşıdaki,insan,çocuk,böcek,çicek doğa bilmeli diye düşünüyorum...Her fırsatta bunu çevremize yaymalı,pozitif enerji olmalıyız.Negatif değil...Çünkü her ikisi de bulaşıcı...güzel olanı güçlü kılmalıyız o halde... Sevgi dolu,bir yaşamınız olsun, sevgiyle kalın,sevgiyle yumun zamanı geldiğinde gözünüzü...Ve kırgın değil,mutlu ölün tüm sevgilere doyarak... Şimdi sizinle sevginin başarısını anlatan çok anlamlı bir öyküyü paylaşmak istiyorum..
MİSAFİR ÜÇ İHTİYAR
Bir kadın, kapıdan dışarı çıktığında, bembeyaz sakallı üç ihtiyarın kendi evinin önünde oturduklarını görür. 'Ben sizi hiç tanımıyorum, der... Ama aç ve susuz olmalısınız... Lütfen içeriye gelin de sizlere bir şeyler ikram edeyim...' 'Evin erkeği içerde mi?' Diye sorar adamlar. 'Hayır, der kadın. Şu an evin dışında.' 'O evde olmadığı sürece bizim bu eve girmemiz mümkün değil...' diye cevap verirler. Akşam olup kocası eve döndüğünde kadın olanları anlatır. 'Peki, onlara söyleyebilir misin, der adam. Ben evdeyim artık, bu eve gelebilirler...' Kadın dışarı çıkıp bu kişileri içeri davet eder. Ama bu defa da; 'Hepimiz aynı anda içeri girmeyiz' der yaşlı adamlar. Kadın öğrenmek ister; 'Niye giremezsiniz?..' İhtiyarlardan biri açıklar: 'Onun adı ZENGİN, der bir arkadaşını göstererek. Diğeri BAŞARI... Ben ise SEVGİ...' Sonra ekler; 'Şimdi içeri gir ve kocanla konuş. Hangimizi evinizde istersiniz?..' Kadın içeri girip söylenenleri kocasına anlatır. Adam duyduklarıyla neşelenerek; 'Ne güzel, der. Madem öyle, Zengin'i içeri çağıralım ve evimizi zenginlikle doldursun...' Karısı itiraz eder; 'Canım, niçin Başarı'yı çağırmıyoruz?' Bu sırada, evin diğer köşesinde bulunan gelinleri konuştuklarını duyar. Koşarak gelir ve kendi fikrini söyler; 'Sevgi'yi çağırsak daha iyi olmaz mı? Evimiz sevgiyle dolar!..' 'Gelinimizin teklifini dikkate alalım, der adam karısına... Dışarı çık ve bizim misafirimiz olması için Sevgi'yi davet et.' Kadın dışarı çıkar ve yaşlı adamlara sorar; 'Hanginiz Sevgi idi? Lütfen içeri gel ve misafirimiz ol...' Sevgi ayağa kalkar ve eve doğru yürümeye başlar. Fakat diğer iki yaşlı adam da onu takip ederler... Kadın şaşırmış bir halde Zengin ve Başarı'ya sorar; 'Ben sadece Sevgi'yi davet ettim, siz niye geliyorsunuz?' Zengin ve Başarı bir ağızdan cevap verirler: 'Eğer Zengin'i ya da Başarı'yı davet etmiş olsaydın diğer ikisi dışarıda kalırdı. Ama sen Sevgi'yi davet ettin... O nereye giderse biz de ardından oraya gideriz. Çünkü nerede Sevgi varsa, orda Başarı ve Zenginlik de vardır...
Hayatta en değerli varlığın sevgi olduğuna inandım.Bunun yeterince çevremize veremediğimizi ve yansıtamadığımızın bilincine vardım.Ve bir çok sorunumuzun bu duygu açlığını doyuramadığımızdan kaynaklandığının farkındayım. Kişiliklerimizde oluşan olumsuz bakışların temelinde, başta ailede, okulda ve sosyal yaşantımızdaki sevgisizliğin,değersizlik duygusu vardır . Buradan şunu herkese söylemek isterimki, lütfen sevelim,sevdiğimizi gösterelim. Gösterilmeyen sevginin ne anlamı var ki? Sevdiğimizi sadece bizim bilmemiz yetmez.bunu karşıdaki,insan,çocuk,böcek,çicek doğa bilmeli diye düşünüyorum...Her fırsatta bunu çevremize yaymalı,pozitif enerji olmalıyız.Negatif değil...Çünkü her ikisi de bulaşıcı...güzel olanı güçlü kılmalıyız o halde...
Sevgi dolu,bir yaşamınız olsun, sevgiyle kalın,sevgiyle yumun zamanı geldiğinde gözünüzü...Ve kırgın değil,mutlu ölün tüm sevgilere doyarak... Şimdi sizinle sevginin başarısını anlatan çok anlamlı bir öyküyü paylaşmak istiyorum..
MİSAFİR ÜÇ İHTİYAR
Bir kadın, kapıdan dışarı çıktığında, bembeyaz sakallı üç
ihtiyarın kendi evinin önünde oturduklarını görür.
'Ben sizi hiç tanımıyorum, der...
Ama aç ve susuz olmalısınız... Lütfen içeriye gelin de sizlere bir şeyler
ikram edeyim...'
'Evin erkeği içerde mi?' Diye sorar adamlar.
'Hayır, der kadın. Şu an evin dışında.'
'O evde olmadığı sürece bizim bu eve girmemiz mümkün değil...' diye cevap
verirler.
Akşam olup kocası eve döndüğünde kadın olanları anlatır.
'Peki, onlara söyleyebilir misin, der adam. Ben evdeyim artık, bu eve
gelebilirler...'
Kadın dışarı çıkıp bu kişileri içeri davet eder.
Ama bu defa da;
'Hepimiz aynı anda içeri girmeyiz' der yaşlı adamlar.
Kadın öğrenmek ister;
'Niye giremezsiniz?..'
İhtiyarlardan biri açıklar:
'Onun adı ZENGİN, der bir arkadaşını göstererek.
Diğeri BAŞARI...
Ben ise SEVGİ...'
Sonra ekler; 'Şimdi içeri gir ve kocanla konuş. Hangimizi evinizde
istersiniz?..'
Kadın içeri girip söylenenleri kocasına anlatır. Adam duyduklarıyla
neşelenerek;
'Ne güzel, der. Madem öyle, Zengin'i içeri çağıralım ve evimizi
zenginlikle doldursun...'
Karısı itiraz eder;
'Canım, niçin Başarı'yı çağırmıyoruz?'
Bu sırada, evin diğer köşesinde bulunan gelinleri konuştuklarını duyar.
Koşarak gelir ve kendi fikrini söyler;
'Sevgi'yi çağırsak daha iyi olmaz mı? Evimiz sevgiyle dolar!..'
'Gelinimizin teklifini dikkate alalım, der adam karısına... Dışarı çık ve
bizim misafirimiz olması için Sevgi'yi davet et.'
Kadın dışarı çıkar ve yaşlı adamlara sorar;
'Hanginiz Sevgi idi? Lütfen içeri gel ve misafirimiz ol...'
Sevgi ayağa kalkar ve eve doğru yürümeye başlar. Fakat diğer iki yaşlı
adam da onu takip ederler... Kadın şaşırmış bir halde Zengin ve Başarı'ya
sorar;
'Ben sadece Sevgi'yi davet ettim, siz niye geliyorsunuz?'
Zengin ve Başarı bir ağızdan cevap verirler:
'Eğer Zengin'i ya da Başarı'yı davet etmiş olsaydın diğer ikisi dışarıda
kalırdı. Ama sen Sevgi'yi davet ettin... O nereye giderse biz de ardından
oraya gideriz. Çünkü nerede Sevgi varsa, orda Başarı ve Zenginlik de vardır...