şiir olup taşmış ruhun duvarlarını gönül bahçelerinde açan çiçekçe kokar sevdalarla seven yüreklere asi denizlerin hırçın rüzgarısın SEN. efes//35
Sen yoksun Acı acı öttü gene Karşıyaka vapuru Gözlerim acil çıkış kapısına dayalı Umutlar sönmek üzre Düştü düşecek başım Körfezin kara suyuna
Bitti işte , son yolcu da indi Sen yoksun.. yoksun işte İçim kükredi Akıl pençelerini açtı Bin bir soru ile saldırıda
Soldu kıyıya vurmuş çipari gibi Yüreğim mahzun hüzünler içinde Döndüm bilmem hangi yöne Yürürdüm yürüdüm Diz çöktüm saat kulesinde Sen yoksun yoksun işte Efes//35
bir deniz kırlangıcı uçuyor gözleri yanardağ kıvılcımı yakıyor yağmurlu havada kara bulutları ruhu ıslak yürek asilliği haykırışları karanlığa kurban ettirilmiş gençlikleri
öze saldırı var kanat dolusu bildiriler yaprak yaprak daldan koparılan çiçekler kokusu cihana yayılan kutsal direnişler vatana ihanet düşlerde yaşanan hisler sonsuzluğu seçen evlada analar ağlar
toprakta bir kök havada bir kuru gövde rüzgarlara terkedilmiş dalgalı bir deniz ayrışan insan seli kitlesel bir savaş savaşın tam orta yerinde tam bir yobaz sıvazlıyor sakalını damağında bin haz
ne yasa ne kural ne kuram tümü çıkar hepsi silinmiş kalmış elde bir tek ego geldim gördüm ve herşey benim olacak daha daha derim insanlığı hiçe sayarak
akıyor milletler nezdinde kötü imaj kültürü hak veriyor haksızlar eline diline kendince hiçe sayıyor bunca derde düşmüş canları dumanı tüttürüyor nefes sömürenler gibi acısız sancılar vuruyor ıssız vicdanları siyaset çöplüğünde çürümüş ilkellikleri
katlan, suskun kal, yada terket kulvarları yeni bozguncular işbaşı yapmış emre karşı sürgünler diyar diyardı şimdi adım adım düzeni ifşa ve imha etmiş çoğunu hiçlemiş paralel yapı işte şurada kapı ve kaygan yanı efes//35........28 ocak
Güneş Homeros vadisinden akar Balçova sırtlarından sis kalkar Körfezi aydınlatan ışınlar derine kayar 35 ile 35,5 arasında sabah düellosu başlar Kaf kaf kaf göz göz göz nidaları ortalığı inletir Gözlerimi oğuşturarak çocukluktan ayrılır Gördüğüm düşü gerçek hayat hatırlatır Dalarım ilk kurşuna saat kulesine kordona Kalbim egede kaldı diyen sevdamı anmaya Atilla ilhan Can yücel ve Sezen aksuya Kemeraltı Montrö Lozan ve sevgi yoluna Asansörde bir çayla Dorio Moreno ya Körfezin kokusunu unutup midyeye Kendine has kültürden yasaklanan kokariçe Bozdağlı Apollon ile çoban Maisyas kapışmasında Kulaklarını eşek kulaklıya terfi ettiren Midas a Kızılavlu dan geçip Zeus sunağındaki kurban kıza Belkahve den Nif e uçarak ulaşan duygulara 9 eylül de koşuşan bayrak dikme yarışına Efe silahından parlıyan kurtuluş kurşununa Ateşler içindeki bir şehirden çağdaş bir kente Ve bir hayal bir alışkanlık bir tutku bir sevgi Şehri olan Türkiye nin inci gerdanlığı İZMİR anım canım candarım her şeyim ŞEHRİM İzmir efes//35..20 oca 10
efes//35
şiir olup taşmış ruhun duvarlarını
gönül bahçelerinde açan çiçekçe
kokar sevdalarla seven yüreklere
asi denizlerin hırçın rüzgarısın SEN.
efes//35
Sen yoksun
Acı acı öttü gene Karşıyaka vapuru
Gözlerim acil çıkış kapısına dayalı
Umutlar sönmek üzre
Düştü düşecek başım
Körfezin kara suyuna
Bitti işte , son yolcu da indi
Sen yoksun.. yoksun işte
İçim kükredi
Akıl pençelerini açtı
Bin bir soru ile saldırıda
Soldu kıyıya vurmuş çipari gibi
Yüreğim mahzun hüzünler içinde
Döndüm bilmem hangi yöne
Yürürdüm yürüdüm
Diz çöktüm saat kulesinde
Sen yoksun yoksun işte
Efes//35
bir deniz kırlangıcı uçuyor
gözleri yanardağ kıvılcımı
yakıyor yağmurlu havada kara bulutları
ruhu ıslak yürek asilliği haykırışları
karanlığa kurban ettirilmiş gençlikleri
öze saldırı var kanat dolusu bildiriler
yaprak yaprak daldan koparılan çiçekler
kokusu cihana yayılan kutsal direnişler
vatana ihanet düşlerde yaşanan hisler
sonsuzluğu seçen evlada analar ağlar
toprakta bir kök havada bir kuru gövde
rüzgarlara terkedilmiş dalgalı bir deniz
ayrışan insan seli kitlesel bir savaş
savaşın tam orta yerinde tam bir yobaz
sıvazlıyor sakalını damağında bin haz
ne yasa ne kural ne kuram tümü çıkar
hepsi silinmiş kalmış elde bir tek ego
geldim gördüm ve herşey benim olacak
daha daha derim insanlığı hiçe sayarak
akıyor milletler nezdinde kötü imaj kültürü
hak veriyor haksızlar eline diline kendince
hiçe sayıyor bunca derde düşmüş canları
dumanı tüttürüyor nefes sömürenler gibi
acısız sancılar vuruyor ıssız vicdanları
siyaset çöplüğünde çürümüş ilkellikleri
katlan, suskun kal, yada terket kulvarları
yeni bozguncular işbaşı yapmış emre karşı
sürgünler diyar diyardı şimdi adım adım
düzeni ifşa ve imha etmiş çoğunu hiçlemiş
paralel yapı işte şurada kapı ve kaygan yanı
efes//35........28 ocak
Güneş Homeros vadisinden akar
Balçova sırtlarından sis kalkar
Körfezi aydınlatan ışınlar derine kayar
35 ile 35,5 arasında sabah düellosu başlar
Kaf kaf kaf göz göz göz nidaları ortalığı inletir
Gözlerimi oğuşturarak çocukluktan ayrılır
Gördüğüm düşü gerçek hayat hatırlatır
Dalarım ilk kurşuna saat kulesine kordona
Kalbim egede kaldı diyen sevdamı anmaya
Atilla ilhan Can yücel ve Sezen aksuya
Kemeraltı Montrö Lozan ve sevgi yoluna
Asansörde bir çayla Dorio Moreno ya
Körfezin kokusunu unutup midyeye
Kendine has kültürden yasaklanan kokariçe
Bozdağlı Apollon ile çoban Maisyas kapışmasında
Kulaklarını eşek kulaklıya terfi ettiren Midas a
Kızılavlu dan geçip Zeus sunağındaki kurban kıza
Belkahve den Nif e uçarak ulaşan duygulara
9 eylül de koşuşan bayrak dikme yarışına
Efe silahından parlıyan kurtuluş kurşununa
Ateşler içindeki bir şehirden çağdaş bir kente
Ve bir hayal bir alışkanlık bir tutku bir sevgi
Şehri olan Türkiye nin inci gerdanlığı İZMİR
anım canım candarım her şeyim ŞEHRİM İzmir
efes//35..20 oca 10