Ergin Bingöl - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

Kendimi tanıtmak istiyorum ama ben özgeçmişimi; satır satır kâğıda dökmek yerine, ‘AKREP HIZINDA GEÇEN ZAMANLAR’ başlığı altında, çocuklğumdan itibaren kendimi tanıtmak istiyorum. Sevgi ve saygılarımla esen kalın.
II. Dünya savaşı sonrasında daha çocuktuk, çok şeyi pek anlamıyorduk. Oysa ulus olarak girmediğimiz savaşın etkilerini, küçük nahiyemizde iliklerimize kadar hissedebiliyorduk. Zira yoksunluk ve yoksulluk diz boyuydu. Nice mal mülk sahipleri aç değilseler de, mülklerini, istedikleri gibi değerlendiremiyor, varlıklarını nakit paraya çevirmekte zorlanıyorlardı. Oysa o yıllarda, maaşa bağlı aileler nahiyemizin, ayaz esintili rüzgârının pencere camlarında ıslıklandığında evlerinde huzur bulmaya çalışıyordu. Kimileyin gözlerimin önüne gelir o anlar, hüzünlenirim... Zor yıllardı, ama elma kokulu ahşap, iki katlı evimizde,
“Her şey düzelecek yakında,
Her şey yoluna girecek;
Doktor kapına gelecek,
İlaçlar ayağına.
Bakma kesildiğine terkosun
Şerbet akacak çeşmelerden!” diyen Rıfat Ilgaz’ın; “Biraz Daha Sabır” şiirinde betimlediği gibi, ulus olarak birbirimize umut ve moral aşılamaya çalıştığımız günlerden geçerek bu günlere geldik.
Savaş sonrası çocuklarıydık. Yıllarca, yelkovan hızında geçmesi gereken zamanlarımızı, akrep hızında, kendi yağımızla kavrulma çabası içerisinde geçirdik. Bir anlamda savaş sonrası özgürlüğün, yarı bilinçli neferleri sayılırdık. Özgürlük bize, günümüz çocukları kadar hak değildi zira. Liseye kadar okul yıllarımız, sabahtan akşama kadar boş bulduğumuz sokak aralarında veya oyun oynamaya uygun alanlarda top oynamakla geçti. Zira o yıllarda toptan başka, her şeye benzeyen toplarla futbol oynamaktan başka bir özgürlük bilmedik. Ancak, Cumartesi günleri, okul disiplini içinde, okulla birlikte gittiğimiz öğrenci matinesi dışında hiçbir sosyal etkinliğimiz olmadı. Tiyatro gibi sosyal etkinlikleri ise, radyo skeçlerinden tanır, özellikle uzun kış gecelerimiz annemizin dizi dibinde ailece hep birlikte zaman geçirirdik. Sosyal yaşamın içinde, bir anlamda hem vardık, hem de yoktuk. Ama duygularımız, olabildiğince doğal ve katkısızdı. Kurallara sıkı sıkıya uyardık; zira çoğu duygularımızın, geleneksel bir eşiği vardı. Kimileyin, üzülür ağlardık. Büyüklerimiz, “Erkekler ağlamazmış “derlerdi, susardık... Kimileyin de, ruhumuzu okşayan sözler duyduğumuzda sevinir, coşardık. “Fazla sevinmek, iyilik getirmezmiş” derler, büyüklerimizin sözlerine yorum yapamazdık. Zira aklımızın ve yüreğimizin, dilimize düşürdüğü sözcükleri söyleyemezdik. Büyüklerimiz, “Söz büyüğün, su küçüğün” derken; bizler söyleneni dinler, suyumuzu içerdik. Üzülür, surat asardık ama zaman geçirmeden dinginleşirdik.
Mahcup ve utangaçtım. Hiç geçmedi… Her ne kadar büyüsem de heyecanlarımda hala, yüzüm al al olur, çocuksu, içsel bir saflığın görüntüsünü dışıma hemen yansıtırım. Duygularım geliştikçe, üzüntülerim ve sevinçlerim daha da anlamlaştı ve zamanla duygularım, çeşnisi bol bir yemeğin damağa göre değişen tadını verir oldu. Büyümek bu muydu?” diye, çoğu kez kendimi sorguladım. Öğretmenlik mesleğim ve iki çocuklu bir aile babası ve üç torun sahibi olarak sorumluluklarım arttıkça, görüş alanlarım daha da gelişti ve içinden geçtiğimiz zamana açılan pencerelerim daha da genişledi. Zira çocukluğumuzun anlamı, zaman tünelinden geçen kara treninin arka kompartımanlarında kalmıştı artık.
Emekliliğim sırasında, kendimi yazma işine vererek, kendi çapımda Şiir- Deneme- Makale ve Öyküler yazmak dışında, “ZAMANA BIRAK TUTSAK DÜŞLERİ” başlıklı, basıma hazır bir adet roman taslağım bulunmaktadır. Ayrıca, dergilerde yayımlanmış yazılarım aşağıya çıkarılmıştır, saygılarımla…
A-Makalelerim;
1-“DOĞA’DAN İNSANA ÇAĞRI” Almanya'da yayımlanan ve Türk vatandaşlarımızın çıkarttığı ‘HAYAT’ dergisinde yayımlanmıştır. Aynı makale, Milli Eğitim Bakanlığınca çıkartılan BİLİM, AKLIN AYDINLIĞINDA EĞİTİM dergisinde de yayımlanmıştır.
2 -Ankara’da yayımlanan ’abece’ Dergisinde,“SİSTEMLER EĞİTİM; EĞİTİM ÜRETİM İÇİNDİR” VE“ SEVGİDEN İLETİŞİME EĞİTİM” makalelerim yayımlandı.
3- ÖĞRETMEN DÜNYASI” dergisinde ise,“MARKA – İZM” ve “SEVGİDEN İLETİŞİME EĞİTİM “ makalelerim yayımlandı.
4- “YALNIZLIĞIN HÜZNÜ” başlıklı yazım, ‘PATİKA’ Dergisinde yayımlanmıştır.
5-“ÇIRILÇIPLAKTI ŞİİR” başlıklı yazım, ‘LACİVERT’ dergisinde yayımlanmıştır.
6-“MASUMİYET MELEKLERİYDİ ONLAR” başlıklı yazım ‘LACİVERT’ dergisinde yayımlanmıştır.

B- Öykülerim;
1-“GÜVERCİN SEVDASI” adlı öyküm, “ÜÇ NOKTA” dergisinde,
2-“KUMSALDAKİ DÜŞ” adlı öyküm, “TÜRK DİLİ” dergisinde,
3- “KIRMIZI LASTİK TOP”,
4-“GEÇSİN ZAMAN HAYALİ DE GÜZEL…”,
5-“NE OLMUŞTU DA ÖLMÜŞTÜ AYHAN BEY adlı öykülerim, “KALEM” dergisinde,
6-“GELECEĞİN PEŞİNDE” öyküm, “DELİLER TEKNESİ/ÖYKÜ TEKNESİ “dergisinde
ERGİN BİNGÖL