Tanrım, üzengisine asıldığımız bulutlardan parçalanıyor aşklara geçiş gözlerimiz.
İlhami Çiçek, rahmetle...i deniz tuzu kuşanan yaşamak yarasına incinen çağın izine, güncel vebaya… nasılsa teşne yağmurlar müje ıslatan nasılda sıvıyor sesini bu çorak ıssızlığın şebçerağ… çığlık çıksın kent damlarından. “incinmesin diye sen, taşlara dikenlere…”¹ gölgesiz yürüdük ve öyle öptük güneşi bu us oynatan keşmekeşte. ah intihar nihan dokunuyor şiirin kasem vav’ına. işleniyor müntehir, hüznün gergefinde
sevgi eylemsiz kalıyor, ruh sığınaksız mı? yoksa O da mı öldü Tanrım, ateş susuz mu? Tanrım, ölmesin… terkimizde köpek griliği su, öteki ölüsü soluk alıyor gövdenin; phoenix kül bilsin bizi, dipdiri şuleler içinde ses. bir türlü duldası yok mu acının, söyle! yeryüzünü soludum, sen semender tozunla seretan kanatlandı uzağa, vesvese albenisi. “biri gül yakmış olmalı ocakta.. genişlemiş dam” ve kan bir kere soluklandı mı damarda, kıyam emzirsin orman itina ile, şavk yürü sandallara! ! !
ii susmaya güç yetiren maruf ‘ölü kesit can’ durmadan katmerleşen kadim dilinde yankı: “DIŞARI BİLE.. ABİ.. ÇIKARTM..” yanılgı cüzamı aristokrat yüzünde yetkenin. çağla konuşku çağla! ak dilinden ateşin ha devlet bozuğu billur, ha kara veba ha intihar alaşımı sığ vetirenin koruganı. O ölüyor, lucifer suç akıtsın ins’in kulağına anosh siyahlansın yazgı, sürklase bu buut ‘iyi oyun’ sıkıldı, kan göründü, ’sevgili ürktü’ artık şahsız natamam ‘ebabil’ kanatları artık matsız şuaları ile ‘adil infazlar’…
biz şimdi kime küselim, ya pusatsızız nehir neyi taşsın, uthra hangi bilsin delta kimi kızsın, ‘öfke ne dirilsin’ ağlamaktansa… simurg intiharı işte şimdi ama sen dur ey kalbim, hatırla ’sabrı’ yeryüzündesindir hala dur ve anla sus sen de falcı, bakılarında büsbütün karmaşa çocuğum büyüsün de öğrensin hıçkırmayı öğrensin ve çığlığı: kapkara sulta!
iii O öldü. neonlarda bağlı bukağısı çözülüyor kentin ve gök çözülüyor gizlice Tanrıdan: yağmur gece çözülüyor alev gözünden semender’in bakıyor -Tanrım O öldü mü? - nasıl da bakıyor kan gözü ıhlamur bakıyor, ılgıt seher içinde ‘iyi’ bırakıyor kendini akıl hastanesinden avluya tek celsede boşanıyor gökten yağmur kavrıyor gözleriyle şiirin kanı, ateşin ruhunu… semender/şebçerağ/ çıkıyor kolaçana her şey çözülüyor Rabbim ve sen hiç sormuyorsun gövdemi hiç!
burada bu cerbezede sürekli kırılan…
iv salatı vusta gitti gider ey semender kim alsın bizi bu toynak cenderesinden kim alsın bizi bu toynak cenderesinden kim alsın bizi bu toynak cenderesinden
Tanrım, üzengisine asıldığımız bulutlardan
parçalanıyor aşklara geçiş gözlerimiz.
İlhami Çiçek, rahmetle...i
deniz tuzu kuşanan yaşamak yarasına
incinen çağın izine, güncel vebaya…
nasılsa teşne yağmurlar müje ıslatan
nasılda sıvıyor sesini bu çorak ıssızlığın
şebçerağ… çığlık çıksın kent damlarından.
“incinmesin diye sen, taşlara dikenlere…”¹
gölgesiz yürüdük ve öyle öptük güneşi
bu us oynatan keşmekeşte. ah intihar
nihan dokunuyor şiirin kasem vav’ına.
işleniyor müntehir, hüznün gergefinde
sevgi eylemsiz kalıyor, ruh sığınaksız mı?
yoksa O da mı öldü Tanrım, ateş susuz mu?
Tanrım, ölmesin… terkimizde köpek griliği su,
öteki ölüsü soluk alıyor gövdenin; phoenix
kül bilsin bizi, dipdiri şuleler içinde ses.
bir türlü duldası yok mu acının, söyle!
yeryüzünü soludum, sen semender tozunla
seretan kanatlandı uzağa, vesvese albenisi.
“biri gül yakmış olmalı ocakta.. genişlemiş dam”
ve kan bir kere soluklandı mı damarda,
kıyam emzirsin orman itina ile, şavk yürü
sandallara! ! !
ii
susmaya güç yetiren maruf ‘ölü kesit can’
durmadan katmerleşen kadim dilinde yankı:
“DIŞARI BİLE.. ABİ.. ÇIKARTM..”
yanılgı cüzamı aristokrat yüzünde yetkenin.
çağla konuşku çağla! ak dilinden ateşin
ha devlet bozuğu billur, ha kara veba
ha intihar alaşımı sığ vetirenin koruganı.
O ölüyor, lucifer suç akıtsın ins’in kulağına
anosh siyahlansın yazgı, sürklase bu buut
‘iyi oyun’ sıkıldı, kan göründü, ’sevgili ürktü’
artık şahsız natamam ‘ebabil’ kanatları
artık matsız şuaları ile ‘adil infazlar’…
biz şimdi kime küselim, ya pusatsızız
nehir neyi taşsın, uthra hangi bilsin
delta kimi kızsın, ‘öfke ne dirilsin’
ağlamaktansa… simurg intiharı işte şimdi
ama sen dur ey kalbim, hatırla ’sabrı’
yeryüzündesindir hala dur ve anla
sus sen de falcı, bakılarında büsbütün karmaşa
çocuğum büyüsün de öğrensin hıçkırmayı
öğrensin ve çığlığı: kapkara sulta!
iii
O öldü.
neonlarda bağlı bukağısı çözülüyor kentin
ve gök çözülüyor gizlice Tanrıdan: yağmur
gece çözülüyor alev gözünden semender’in
bakıyor -Tanrım O öldü mü? - nasıl da bakıyor
kan gözü ıhlamur bakıyor, ılgıt seher içinde
‘iyi’ bırakıyor kendini akıl hastanesinden avluya
tek celsede boşanıyor gökten yağmur
kavrıyor gözleriyle şiirin kanı, ateşin ruhunu…
semender/şebçerağ/ çıkıyor kolaçana
her şey çözülüyor Rabbim ve sen hiç
sormuyorsun gövdemi hiç!
burada
bu cerbezede
sürekli kırılan…
iv
salatı vusta gitti gider ey semender
kim alsın bizi bu toynak cenderesinden
kim alsın bizi bu toynak cenderesinden
kim alsın bizi bu toynak cenderesinden
¹ O Sarı