Seni temâşa ve tenezzüh, nasip olmaz her fâniye! .. Efsun sâde beşere yapılır sanırdım; sendeki füsun niye? Bir lahza gark olsa İbn-i Sinalar mânâ deryandaki sihre döner mecnûna deliye Kıyamete dek kubbe-i hadranda ''ALLAHUEKBERLER'' inliye.
Cemâl ve kemâline methiye düzecek ozan düşürdü elden sazı; Tasvir ve tarifin edecek hatîbin kesildi sesi avazı; Ziyadeleşir kulların semandan, urûc eden sevâbı ve niyâzı; Türâbında defnolup- haşrolmaya, nice münkir bile râzı! ? Fâş eyle cümle esrârın mahbublarına, bırak artık şu nazı.
Görmeden en sadık mecnûnun oldu, milyonlarca dîde; Asırlardır ağırladın krallar, padişahlar,medeniyetler en nadîde; Tecelli-i esma neymiş talim etti, sâyende en âdî de; Kimileri handan kimileri nâdan oldu bu engin vâdîde.
Hiçbir şehre yazılmadı sana olduğu kadar kaside, destan, tarih varak varak; 80'inde kılıç kuşandı EYYÜBE'L ENSÂRÎ nebînin beşâretin umarak; Akşemseddinler, yediler, kırklar el açtı FETTAH'a fethin için ağlayarak; Tahminim o ki, haşrolacaksın mahşerde HABÎBULLAHIN cübbesin sararak.
Dokuzuncu harika mı dersiniz acep bir Sultanahmet bir Süleymaniye? ! ... Âbın içip türâbın çiğneyen berdûş u bedevî döner efendiye; Edâ etse biri Eyüp Sultan'da namazını olur ona Mescîd-i Nebeviye; Selâmımı arzeyle bâd-ı sabanla, tuyurlarınla Ravzadaki RESÛLE en SEVGİLİYE Nakkâş-ı mâhirin DÜRR-İ YEKTÂ'SI KONSTANTİNİYE.
iskilip nisan 2006
Uğur Kaşlı
Daralmış dünyanın çakma kuralları arasına Ufak bir demet çiçek sıkıştırmak gerekli bazen Kimi zaman yalanlara bürünmüş Bazen üstü pis bir bezle örtülmüş Eski bir tapınağı andıran gözlere sadık kalmalımı? Ya da doğru olmak en baskıcı kural mı?
Feragat ettiğin Hesabının sorulmasını beklediğin Alınmasını beklediğin onca hakkın varken Hiç mi saymak lazım bütün olanları Anadan üryan toprağa Yalın ayak basıp koklamak mı lazım Sanki yeni doğmuşçasına Sanki hiç başkasına ait olmamışçasına
Umutların hayaller ardına saklandığı bir gece Marmara şahit belki bütün bu olan bitene Sahte bir sevginin kucağından yeni düşmüş bir çocuk misali Aldığı yaranın acısıyla sarsılan Ben miydim ya da kalbim mi? sanki ilahi bir anlam taşıyordu o gece bütün sahil bizi izliyordu hayretle ayakta Ya o gökteki iki yıldızın anlamı neydi ey dür-ri yekta
dürr-i yektâ
Seni temâşa ve tenezzüh, nasip olmaz her fâniye! ..
Efsun sâde beşere yapılır sanırdım; sendeki füsun niye?
Bir lahza gark olsa İbn-i Sinalar mânâ deryandaki sihre döner mecnûna deliye
Kıyamete dek kubbe-i hadranda ''ALLAHUEKBERLER'' inliye.
Tezâhürün resmedecek ressam, bulamadı banacak boyayı.
Kandil ve mahyâlarındaki nuraniyet dahi, kıskandırdı dolunayı.
Feyzi ve devâyı kapında bulmayan, dindiremez gönlündeki derdi belâyı.
Âdemoğlu Cennet-i Âlâda ancak bulur; ikliminde tattığı, hazzı safâyı.
Cemâl ve kemâline methiye düzecek ozan düşürdü elden sazı;
Tasvir ve tarifin edecek hatîbin kesildi sesi avazı;
Ziyadeleşir kulların semandan, urûc eden sevâbı ve niyâzı;
Türâbında defnolup- haşrolmaya, nice münkir bile râzı! ?
Fâş eyle cümle esrârın mahbublarına, bırak artık şu nazı.
Görmeden en sadık mecnûnun oldu, milyonlarca dîde;
Asırlardır ağırladın krallar, padişahlar,medeniyetler en nadîde;
Tecelli-i esma neymiş talim etti, sâyende en âdî de;
Kimileri handan kimileri nâdan oldu bu engin vâdîde.
Hiçbir şehre yazılmadı sana olduğu kadar kaside, destan, tarih varak varak;
80'inde kılıç kuşandı EYYÜBE'L ENSÂRÎ nebînin beşâretin umarak;
Akşemseddinler, yediler, kırklar el açtı FETTAH'a fethin için ağlayarak;
Tahminim o ki, haşrolacaksın mahşerde HABÎBULLAHIN cübbesin sararak.
Dokuzuncu harika mı dersiniz acep bir Sultanahmet bir Süleymaniye? ! ...
Âbın içip türâbın çiğneyen berdûş u bedevî döner efendiye;
Edâ etse biri Eyüp Sultan'da namazını olur ona Mescîd-i Nebeviye;
Selâmımı arzeyle bâd-ı sabanla, tuyurlarınla Ravzadaki RESÛLE en SEVGİLİYE
Nakkâş-ı mâhirin DÜRR-İ YEKTÂ'SI KONSTANTİNİYE.
iskilip nisan 2006
Uğur Kaşlı
dünyanın çakma kuralları arasına
Daralmış
Ufak bir demet çiçek sıkıştırmak gerekli bazen
Kimi zaman yalanlara bürünmüş
Bazen üstü pis bir bezle örtülmüş
Eski bir tapınağı andıran gözlere sadık kalmalımı?
Ya da doğru olmak en baskıcı kural mı?
Feragat ettiğin
Hesabının sorulmasını beklediğin
Alınmasını beklediğin onca hakkın varken
Hiç mi saymak lazım bütün olanları
Anadan üryan toprağa
Yalın ayak basıp koklamak mı lazım
Sanki yeni doğmuşçasına
Sanki hiç başkasına ait olmamışçasına
Umutların hayaller ardına saklandığı bir gece
Marmara şahit belki bütün bu olan bitene
Sahte bir sevginin kucağından yeni düşmüş bir çocuk misali
Aldığı yaranın acısıyla sarsılan
Ben miydim ya da kalbim mi?
sanki ilahi bir anlam taşıyordu o gece
bütün sahil bizi izliyordu hayretle ayakta
Ya o gökteki iki yıldızın anlamı neydi ey dür-ri yekta
alıntı