Yağmur da var Çok sevdiğim rüzgar da Bugün Pazar Daha uyanmadı komşular Damların üzerinde kuşlar Daha rahatlar Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru Yağmur da var Çok sevdiğim rüzgar da Daha uyanmadı komşular Bugün Pazar Ve ben seni çok özledim
Dışan çıkmak istiyor canım Tek başına haytalık etmek Islanmak Pazar sabahında yağmurda Boş caddelerde dolaşmak Vitrinlerine bakmak mağazaların Sinemaların afişlerine Sokakların isimlerine Telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara Bir merhaba demek sessizce Sahilde martılara simit atmak Otobüslerin ilk seferlerine binmek Gitmek istiyor canım Hayatın gittiği yere...
Islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine Fırından taze ekmek alıp Buğusunu çekmek içine Ve ben seni çok özledim
Tam böyle bir şey Çiçeğe su yürümesi Bebeğin ağlaması Toprağın uyanması Yağmurun yağması Ateşin sıcağı Bu Pazar sabahı Tam böyle bir şey Bir sabahçı kahvesine uğramak Bir bardak çay Taze dem kokusu Hayatın atardamarlarında dolaşmak Bölmeden şehrin uykusunu Bir siir yazmak Pazar bulmacasının boş karelerine Şiirde tam da bunu anlatmak delice Tam böyle bir şey Hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz Bir şiir yazmak Bir bardak çay içmek Sokaklarda gezmek Yağmurda ıslanmak Ve ben seni çok özledim....
ibrahim güllerinin yanık kokusuyla körükler yürek ateşimi uzakların ılık esintisi.. yeşil gözlerindeki serinliğe takılır, kavruk çöllerdeki serapların hayali.. alevlerin kızıllığı boyar, günbatımı keşmekeşliği... VE AŞK...... permeperişan, kül kül, hücre hücre, yalın ayak bağrına düştüğüm andır sevdiğim..
kara sevdayı akladım gözlerimdeki yaşlarla.. usul usul aheste aheste boyandım sevdiğim aşkının boyasıyla... yaktı beni ateşin... ateşin iklimleri en zirveleri ve aşkın ta kendisini yaktı sevdiğim..
seni buldum damarlarımda... seni hücrelerimde, seni soluduğum havada, seni benden derinlerdeki bende buldum...
güllere sarı yakışır, ateşe kızıl, dağlara lale... gönlüme AŞK yaraşır sevdiğim yanlızca seninle... yalnızca seninle....
Uçurumun kenarındayım Hızır Bir dilber kalesinin burcunda Vazgeçilmez belaya nazır Topuklarım boşluğun avcunda Derin yar adımı çağırır Kaldım parmaklarımın ucunda...
Uçurumun kenarındayım Hızır Bir gamzelik rüzgar yeticek Ha itti beni, ha itecek...
Uçurumun kenarındayım Hızır Cihan hazır Divan hazır Ferman hazır Kurban hazır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır Başım döner, beynim bulanır El etmez Gel etmez Gözleri bir red, bir davet Gülce uzak uzak dolanır Mecaz değil Maraz değil Gülce semavi bir afet
Uçurumun kenarındayım Hızır Gülce bir beyaz sihir Canıma bedel bir haz Nur, nar ve nurdan bir zehir Gülce Araf'ta infaz
Bir tek bakışıyla suyum ısınır Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Uçurumun kenarındayım Hızır Ben fakir En hakir Bin taksir
Cahil cesaretimi alem tanır Ateşten Kalleşten Mızrakla gürzden Dabbetülarzdan Deccal'dan, yedi düvelden Korku nedir bilmeyen ben Tir tir titriyorum Gülce'den Ödüm patlıyor Gülce'ye bakmaktan Nutkum tutuluyor, ürperiyorum
Saniyeler gözlerimde birer can Her saniyede bir can veriyorum
Yağmur da var
Çok sevdiğim rüzgar da
Bugün Pazar
Daha uyanmadı komşular
Damların üzerinde kuşlar
Daha rahatlar
Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde
Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru
Yağmur da var
Çok sevdiğim rüzgar da
Daha uyanmadı komşular
Bugün Pazar
Ve ben seni çok özledim
Dışan çıkmak istiyor canım
Tek başına haytalık etmek
Islanmak Pazar sabahında yağmurda
Boş caddelerde dolaşmak
Vitrinlerine bakmak mağazaların
Sinemaların afişlerine
Sokakların isimlerine
Telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara
Bir merhaba demek sessizce
Sahilde martılara simit atmak
Otobüslerin ilk seferlerine binmek
Gitmek istiyor canım
Hayatın gittiği yere...
Islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine
Fırından taze ekmek alıp
Buğusunu çekmek içine
Ve ben seni çok özledim
Tam böyle bir şey
Çiçeğe su yürümesi
Bebeğin ağlaması
Toprağın uyanması
Yağmurun yağması
Ateşin sıcağı
Bu Pazar sabahı
Tam böyle bir şey
Bir sabahçı kahvesine uğramak
Bir bardak çay
Taze dem kokusu
Hayatın atardamarlarında dolaşmak
Bölmeden şehrin uykusunu
Bir siir yazmak
Pazar bulmacasının boş karelerine
Şiirde tam da bunu anlatmak delice
Tam böyle bir şey
Hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz
Bir şiir yazmak
Bir bardak çay içmek
Sokaklarda gezmek
Yağmurda ıslanmak
Ve ben seni çok özledim....
ibrahim güllerinin yanık kokusuyla
körükler yürek ateşimi uzakların ılık esintisi..
yeşil gözlerindeki serinliğe takılır,
kavruk çöllerdeki serapların hayali..
alevlerin kızıllığı boyar,
günbatımı keşmekeşliği...
VE AŞK......
permeperişan, kül kül, hücre hücre,
yalın ayak bağrına düştüğüm andır sevdiğim..
uzakların gemilerine inadına
gönüllü yazıldım limanına demir atmak için..
sevmenin yedi dağına çıktım seninle..
yüreğimde yüreğinle...
yanlızlığın zemheresinde gül büyüttüm sevdiğim,
ellerimde aşkla...
kara sevdayı akladım gözlerimdeki yaşlarla..
usul usul aheste aheste
boyandım sevdiğim aşkının boyasıyla...
yaktı beni ateşin...
ateşin iklimleri en zirveleri ve
aşkın ta kendisini yaktı sevdiğim..
seni buldum damarlarımda...
seni hücrelerimde,
seni soluduğum havada,
seni benden derinlerdeki bende buldum...
güllere sarı yakışır,
ateşe kızıl,
dağlara lale...
gönlüme AŞK yaraşır sevdiğim
yanlızca seninle...
yalnızca seninle....
Uçurumun kenarındayım Hızır
Bir dilber kalesinin burcunda
Vazgeçilmez belaya nazır
Topuklarım boşluğun avcunda
Derin yar adımı çağırır
Kaldım parmaklarımın ucunda...
Uçurumun kenarındayım Hızır
Bir gamzelik rüzgar yeticek
Ha itti beni, ha itecek...
Uçurumun kenarındayım Hızır
Cihan hazır
Divan hazır
Ferman hazır
Kurban hazır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Başım döner, beynim bulanır
El etmez
Gel etmez
Gözleri bir red, bir davet
Gülce uzak uzak dolanır
Mecaz değil
Maraz değil
Gülce semavi bir afet
Uçurumun kenarındayım Hızır
Gülce bir beyaz sihir
Canıma bedel bir haz
Nur, nar ve nurdan bir zehir
Gülce Araf'ta infaz
Bir tek bakışıyla suyum ısınır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Ben fakir
En hakir
Bin taksir
Cahil cesaretimi alem tanır
Ateşten
Kalleşten
Mızrakla gürzden
Dabbetülarzdan
Deccal'dan, yedi düvelden
Korku nedir bilmeyen ben
Tir tir titriyorum Gülce'den
Ödüm patlıyor Gülce'ye bakmaktan
Nutkum tutuluyor, ürperiyorum
Saniyeler gözlerimde birer can
Her saniyede bir can veriyorum
Eyy Güzel ve Asabi Yiğit, Ömer Abi.....