gaziosmanpaşa ziraat fakültesi mezunuyum.nakliyat zirai ilaçlar imalatı ve un fabrikası işleriyle meşgul oluyorum. şiir, müzigi, seyahatı,yüzmeyi,boksu,piknige gitmeyi, severim.mızıka,saz ve akardion çalmayı çok severim, çünki çaldıgım zaman bütün yorgunlugumu alır.haksızlıgı ve yalanı sevmem ve yapanlarada elimde olmayarak tahammülüm yoktur.insan ve insanlıga önem veririm.27 yaşındayım ama belki bilerek veya bilmeyerek kalbini kırdıgım insan 5 i geçmemiştir.yaş önemli degil yaşlılara zaten hürmetimiz sonsuzdur bizde tecrübelerinden faydalanırsak ne mutlu bize. biraz alınganımdır incinirim darılırım ama küsmem.dürüst kardeşlerimizden hoşlanırım ve dualarım onlarla olur. sadece şiir okumak ve şiir paylaşımları için burdayım.saygılar ve sevgilerimle.UNUT GÖZLERİM
sus artık ne olur ağlama yeter
ben unuttum sende unut gözlerim,
ne ismi aklımda nede gözleri
ben unuttum sende unut gözlerim **************************** değmezmiş uğruna döktüğüm yaşlara
değmezmiş sevmeye aşık olmaya
değmezmiş ismini bile anmaya
ben unuttum sende unut gözlerim ***************************** bir rüya idi farzet gördüklerimizi
ben unuttum sende unut gözlerim
sevseydi terk edip gidermiydi hiç ŞARKILARDA DİNLEDİM SENİ ben unuttum sende unut gözlerim Dün gece şarkılarda dinledim seni Hepsinde sen vardın seni gördüm, hayalini Sanki yanımda oturup tutmuştun ellerimi Nağmeler arasında aradım gözlerinin rengini Dinledikçe şarkıları sana olan özlemimi Daha da artırdı güftelerin o eşsiz güzelliği Buğulanan gözlerimi sildiğim o mendilimi, Melekler getirsin gör sana olan sevgimi İçtiğim biranın yudumunda aradım teselliyi Sanki birlikte kaldırıyorduk kadehimi Geldim diyordun yanıma uzatıyordun ellerini Olsam da sevginle sarhoş unutamadım seni Daha da çok özledim seni ve gözlerini Nağmelerle coştuğum bu eşsiz geceyi Yıldızlarla paylaştım sabaha kadar sevgini Sevginle kor olmuş bu zavallı yüreğimi Atabilsem mavi denizlere unutabilsem seni Sen gemini vurdun sahile, kustun bana sevgini Coştun ırmak gibi çağladın, akıttın yüreğini Dinledim hep ah ederek, hüzün dolu sevgini Bense kördüğüm olan dilimde ki bu heceyi Söyleyemiyorum asla seni ne çok sevdiğimi Unutmak kolay mı sandın böylesine bir sevgiyi Özleminle yoğrulmuş bu yaralı yüreğimi Ne şarkılar teselli etti nede güftelerin güzelliği Dün gece şarkılarda dinledimse seni Meleklerle paylaştım sana olan sevgimi
GÖTÜR GÖZLERİNİ
Henüz çiçeği burnunda Taze bir söğüt dalıyken Gözlerinde tanıdım sevgiyi İçimi ısıtan bakışlarınla Fırtınalar kopmuştu yüreğimde Gözlerinde buldum kendimi Söze gerek kalmadan Konuştu sevgim gözlerinde Nasılda inandım bakışlarına Veda ederken senden Yüreğimin sesini dinleyen Melekler ağlamıştı bize Çözülmedi kenetlenen ellerimiz Sevginle kördüğüm olup Bağlandığım zincirlerde Olmayan vuslatıma ağladım Sensiz olan gecelerimde Sonra uçup giden gözlerini Yıldızlara sordum bulamadılar Meleklerden istedim gözlerini Ve susadığım gizemli bakışını Bir pınar gibi çağlayan Gözbebeklerini aradım çöllerde Ufuklara baktım göremedim Kuşlarla selam yolladım sana Getirdiler mi bir avuç sevgimi Sanki büyüleyen gözlerini Yıldızlarda aradım sonsuzca Sonra getirdi melekler seni Ve o büyüleyici gözlerini Ama şimdi fırtınaları dinmiş Çağlamıyordu yorgun gözlerin Gözlerimden mağrurca kaçırdığın Bakışlarında eridi gözbebeğim Götür artık o gizemli gözlerini Unutayım büyüleyici bakışını Ve o konuşan gözlerini.
SÖYLEYEMEDİM
Söyleyemedim Söyleyemedim bir tanem Sana, seni ne kadar çok sevdiğimi Söyleyemedim yaksada canımı, Acıtsada yüreğimi bu sevda. Söyleyemedim Sana, seni ne kadar çok sevdiğimi Söyleyemedim birtanem.
ALACAKARANLIK AKŞAMLARI
Bilirmisin, bu alacakaranlık akşamlarında, ne düşünürüm; Hafif sisli, kömür isi kokulu, kış akşamlarında. Caddelerde acele ışıklar, eve gidişlerin tatlı telaşı... Okul dönüşü çocukların çanta savaşları. Adalet ilkokulunda başlardı benim yolum. Kendini aydınlatan sokak lambaları, dar, kasvetli sokaklar. Hiç bitmesin isterdim bu yolculuk. Şimdi anlıyorum, hep lahmacun kokularının, beni okul yıllarına neden götürdüğünü. Her akşam önünden geçtiğim, çıkmaz sokaktaki lahmacuncu. Zorla açılan evimizin kapısı, bir göz, bir mutfak. bir odunluk. İstemezdik ama; dışarıdaki kalabalık, çaresizlik... Yanan sobanın ısttğı oda, ama içimizdeki soğukluk... Yüreğimizi ısıtacak sevgiden yoksunluk, Sonra gece olupta yorganı başıma çektiğimde, iki damla göz yaşı ve hıçkırıklar... Benim olan, hep benim kalacak hıçkırıklar HOŞ GELDİN DÜNYAMA...
Kurduğum tümcelerin hesabı sana Diyar diyar gezip de aradığım sen Umutsuzluğun mesken tuttuğu dünyama Sonsuzuma kadar birtek sen gelsen.
Kurgusuz düzenin mahkumu gönlüm Açılan yaralarla ziyan şu ömrüm Tutsak gülüşlere tüm sevdalardaki Gözlerimi açtım son seni gördüm.
Ebedi kurşunlar hedefi sandım O tatlı bakışına,bir sana kandım Seviyorum dedin onada inandım Ama gitme gönlümden,ne olur gitme.
Yalan sandıklarım gerçekmiş meğer Uzaktasın beklersin aşıksan eğer Ben sana hasretim bu sana değer Candan öte aşkımı sende buldum ben.
Ansız esen rüzgar gibi girdin canıma Hissedeyim tenini aşkım gel yanıma Geleceksen beklerim,severim amma İstanbul seni özlemiş gel be sevdiğim....
ben dokunmadan da severim... BİR TEK SANA
Bir sana söylüyorum Yalnızlığımı Bir tek sana Duymasan da Görmesen de beni Bir sana söylüyorum Yalnızlığımı Bir tek sana Sende bir gemiyim tek başıma Dalgaların asi hırçın fena Ama ben sendeyim tek başıma İçine çeksin beni dalgaların Sarhoş bir gemi gibi sallasın sallasın Köpüklerin dudaklarımı yalasın Bir tatil akşamı Alsın beni suların Yeşile boyasın yosunların Sonra da Kussun kıyıya köpüklü dalgaların Bir sana söylüyorum Yalnızlığımı Bir tek sana Sen iste ki; Mekanında bir garip midye olayım Gelgitlerinde boğulayım Sonra da sonsuza dek Örtsün beni kumların Sen istersen yok olayım Bir sana söylüyorum Yalnızlığımı Bir tek sana
BİR TEK SANA
Bir sana söylüyorum Yalnızlığımı Bir tek sana Duymasan da Görmesen de beni Bir sana söylüyorum Yalnızlığımı Bir tek sana Sende bir gemiyim tek başıma Dalgaların asi hırçın fena Ama ben sendeyim tek başıma İçine çeksin beni dalgaların Sarhoş bir gemi gibi sallasın sallasın Köpüklerin dudaklarımı yalasın Bir tatil akşamı Alsın beni suların Yeşile boyasın yosunların Sonra da Kussun kıyıya köpüklü dalgaların Bir sana söylüyorum Yalnızlığımı Bir tek sana Sen iste ki; Mekanında bir garip midye olayım Gelgitlerinde boğulayım Sonra da sonsuza dek Örtsün beni kumların Sen istersen yok olayım Bir sana söylüyorum Yalnızlığımı Bir tek sana
DERT ÇEKMEK KADERİMSE
Bir gerçeği geç de olsa anladım Aynalara bakıp ta ben kendimi kandırdım
Hayat güzel dedim zehir oldu Sabret gönül dedim helak oldu
Bu da geçer dedim geçmez oldu Artık, bana yaşamak haram oldu
Dert çekmeye tahatım bile yok Mezarımda huzur bulmaya hakkımda mı yok
Neyleyim bu yalan dünyayı Beni Seven bi kulun bile yok ALIŞAMADIM
Bir damla gözyaşı tsunamiydi, Gönlüm bir damlada batan gemiydi. Ayrılık tufanı ruhuma deydi, Onsuz yaşamaya alışamadım.
Gönlümün içinde Taç Mahal gibi, Bir anıt yaptım ki, odur sahibi. Özlem denizinin bulunmaz dibi, Onsuz yaşamaya alışamadım...
Özleme, hüzüne, çileye kanan, Ayrılık yüzünden deliye dönen, Bir benim yıllardır alevsiz yanan, Onsuz yaşamaya alışamadım.
Yürekte yangın var,sevda var serde, Her kime sordumsa, o dilber nerde? Çare bulunmadı, düştüğüm derde, Onsuz yaşamaya alışamadım.
Ben bir serseriyim, ben bir derbeder, Özlemi bahtımı perişan eder, Uzakta yaşamak gücüme gider, Onsuz yaşamaya alışamadım...
ben gülmeyi unuttum. allah herkesi güldürsün.
KÜSKÜN GÖNLÜM
Alıştım göklerin kor güneşine, Sensiz yaşamanın pür ateşine. Alıcı kuş oldum, düştüm peşine, Beni döndürmeye gücün yeter mi?
Adını andıkça çırpınır yürek, Bilir ki, umutlar cennetten ırak. Pişmanlık yaşınla, alevi bırak, Koru söndürmeye gücün yeter mi?
Armağan ettiğin hüzünle, anı, Usta hırsız olur, çalar zamanı. Gönlümün içinde koşan şeytanı, Melek sandırmaya gücün yeter mi?
Nereden inandım, yalan aşkına, Ne yapsan yeridir, böyle şaşkına. Darılıp çıkmışım, hüzün köşküne, Beni indirmeye gücün yeter mi? Tövbe Ettim Gönlüm Ferhat gibi dağlar deldi, Sanma ki dağları delmeye değdi, Ne geldiyse başıma aşktan geldi, Tövbe ettim artık aşka, sevgiye.
Kimi sevsem hep bin bir sitem duydum, Uykuya hasret kaldım gözyaşına doydum, Bu kadar yeter deyip kafama koydum, Tövbe ettim artık aşka, sevgiye.
Naz çekmekten bıktım usandım, Bunca çektiğime değer sandım, Çok geç olsa da bende uslandım, Tövbe ettim artık aşka, sevgiye.
Anladım ki aşklar yalan olmuş, Şimdi her şey para pul olmuş, Kalpler kötülüklere boğulmuş. Tövbe ettim artık aşka, sevgiye.
Ne Leylâ ne Mecnun kalmış, Aşkın yerini menfaat almış, Gönülleri maddiyat sarmış, Tövbe ettim artık aşka, sevgiye.
Ne kadar doğru söylemiş anam, Bu zamanda gerçek sevgi haram, Sevilecek kadar yoktu param, Tövbe ettim artık aşka, sevgiye
Çeçenistan
Hanların başında han Çeçenistan Tarihin doludur şan Çeçenistan Nice şamillere can Çeçenistan Neden gözü yaşlı boynu büküksün
Sorsan alperen kim der Çeçenistan Sanki cennetten bir yer Çeçenistan Asla çözülmeyen sır Çeçenistan Neden gözü yaşlı boynu büküksün
Kara günler biter say Çeçenistan Namertlik bilmeyen soy Çeçenistan Zifiri gecemde ay Çeçenistan Neden gözü yaşlı boynu büküksün
Durma Çeçenistan vur Çeçenistan Sende o asil kan var Çeçenistan Olamadık sana yar Çeçenistan Neden gözü yaşlı boynu büküksün
Ahmet Ergin Her 15 dakikada bir Çeçen kayboluyor. Yani, Rus güçleri tarafından kaçırılıyor, işkence yapılmak ya da daha sonra ailesinden fidye alınıp serbest bırakılmak üzere, yada gizlice öldürülüp saklı bir toplu mezara gömülmek üzere bilinmeyen bir yere götürülüyor. Neredeyse bir milyon Çeçen’in 4’te 1’i bombardımanlarda katledildi, yada işkence kamplarında işkenceyle öldürüldü.
Rusların sinsi yalanları devam ediyor: Çeçenistan’daki terör faaliyetleri hala azalmadı diyorlar. Bunun anlamı “Biz hala bütün Çeçen’leri öldüremedik – bize daha çok zaman verinki hepsini öldürelim.'
Savaş Çeçen insanlarına sadece iki çıkış yolu bırakıyor: Rus resmi silahlı güçleri maskesi altında hareket eden ama kendilerini her türlü adli ve insani kanunların üzerinde gören “Rus ölüm mangalarına” karşı ümitsizce, ve ölümcül bir direnişe geçmek – yada dünyadan tamamen izole edilmiş yıkıntılar içinde, açlık, sefalet, adaletsizlik ve aşağılamalar dolu bir hayat yaşamak. Savaş hayatta kalan bütün Çeçen’leri, hatta eskiden Rusya’ya sadık olanları bile şimdi Rusya’nın ebedi düşmanı yapmıştır.
Savaş Rusya’nın ekonomik gelişmesine engel olmakta, ama kanlı ticaretleriyle bu savaştan kendilerine büyük bir servet yapan bir avuç süper zenginin, Rusya’nın geri kalan sefalet ve yoksulluk içinde yaşayan çoğunluk nüfusuyla aralarındaki gelir dağılımı adeletsizliğini arttırmaktadır.
Savaş Çeçenistan’ı “serbest bir suç bölgesi” haline getirmiştir, Rus organize suç örgütlerinin değişik şebekeleri bunu kullanmaktadırlar. Rusya’da çocuk mafyası, ve organ mafyası türemiştir. Çeçenistan’daki rus yetkililer kaçırdıkları Çeçen’lerin bütün iç organlarını alıp öldürüp sonra da bu organları İsrail organ mafyasına satmaktadırlar. Bu şebekelerin başında da Rus genaraller vardır.
Savaş Rusya’yı baskıcı bir yönetim kurmaya itmiştir, bu rejim her geçen gün Stalin rejimine benzemektedir. Bu rejimin diğer amaçları değişebilir, ama ilk amacı Çeçenistan’daki savaşın daha da gelişerek devam etmesidir, her ne kadar Rusya’nın liderleri ülkelerini nasıl bir dibi olmayan çukura attıklarının farkında olsalar bile.
Burada dürüst Rus vatandaşlarına bir şey söylemek zorundayım. Ruslar hakkında ağır cümleler kullandığım için üzgünüm, bu sizi incitiyor olabilir. Ama bir şeyi unutmamak lazım, Çeçenistan’daki bu soykırımı uzaylılar yapmıyor, bu insanlık suçlarını onlar işlemiyor. Bu soykımı yapanlar ve bu insanlık suçlarını işleyenler sizin oğullarınız.
Lütfen bunları durdurmaya çalışın. _hiç bi şey yapamıyorsak dualarımız onlarla osun saygılar ve sevilerimle____grozni60_____________ HİÇ KİMSE YOK KİMSESİZ HER KİMSENİN VAR KİMSESİ KİMSESİZ KALDIM YETİŞ EY KİMSESİZLER KİMSESİ Sevdamızı Sensizlikten Öldürdün
Kaldı mı sevgili,dünyada vefa Hasreti tattırdın bana kaç defa Sevgi yürek ister,ne gerek lafa Gözlerimi ufuklara daldırdın...
Ne hülya bıraktın,nede düşlerim Ne baharım oldun,nede kışlarım Sılaya göçerken sevda kuşlarım Şu gönlümü isyanlara kaldırdın...
Ellerim üşüyor,kalem tutmuyor Yüreğim buz tuttu,nabzım atmıyor Ömür bitiyor da yollar bitmiyor Gide-gide şu Bodrum’u buldurdun...
Sahilde dalgalar ağlar halime Mızrap olamadın gönül telime Senin için razıydım ben ölüme Sevdamızı,sensizlikten öldürdün...
Başım hep dumanlı,dolar gözlerim Hasret yağmurları,siler izlerim Sana koşardım ya,yorgun dizlerim Gül sineme dikenleri doldurdun...
Oysa bir efsane olacaktık biz Nazar değdi,göze geldi sevgimiz Şarkılarda kaldı,mehtap ve deniz Baharıma kırk yediyi buldurdun...
Murada bir avuç toprak çok bile Bülbülsüz baharlar,ne fayda güle Dağlar selam olsun,lale sümbüle Yasemini,menekşemi soldurdun....
Murat Nail Güney
Sen Hiç Bilmedin Ama, Ben Hep Sevdim Seni.
Sen hiç bilmedin ama, ben hep sevdim seni... Gülümsediginde, nazli ceylanlar inerdi yüregimin umut pinarlarina... Kirkikindiler yagardi ansizin gönlümün vahalarina...
Sen hiç bilmedin ama, bir derdin oldugunu anlardim gözlerin daldiginda... Içim titrerdi, düsman kesilirdim seni incitenlere, hüzün dalgalari vururdu gönlümün kiyilarina...
Sen hiç bilmedin ama, seni her düsündügümde yildizlar sevgiyle gülümserdi ruhumun semalarinda... Keyifle uyanirdi düslerim rengarenk safaklara...
Sen hiç bilmedin ama, gözlerin degdiginde gözlerime, yeserirdi bozkirlarim... Bahari yasardim zemherilerde, sevda kuslari konardi yüregimin ucuna...
Sen hiç bilmedin ama, 'Ne haber' dediginde, denizine kavusan martilar gibi çiglik çigliga, kanat çirpardi sevinçlerim... Sihirli bir el degmiscesine silinirdi bütün hüzünlerim, günüm aydinlanirdi, günesim batmazdi daglarimda...
Sen hiç bilmedin ama, kabul etmek istemesem de, kis ortasinda düsen saskin cemreler gibi, zamansiz düsmüstüm sevdana... Sen çoktan geçmistin o yollari mümkün degildi geri dönüsün... Bilirdim vuslatin imkansizligini, yollara düsesim gelirdi, aglardim kuytularda...
Sen hiç bilmedin ama, yas tuttum ardindan uzaklara gittiginde... Tutunacak bir daldan mahrum kalan sarmasiklara döndüm... Köksüz kaldim, öksüz kaldim, sensiz kaldim, su koskoca dünyada...
Şair: Seynur Inal
Yeter Bana \ Dayan Yüreğim
Tek bir umutla çıktım yola Gitmek istiyorum Senden çok uzaklara Yüreğimin sesini Duymak istemiyorum Yarına umutlarım Beni terk etti Bir tek mutluluğun Gözlerin yeter bana Gölgen olmaktı Şu dünyada dileğim Seni sevmekti Sana kavuşmaktı. Hayallerim Beni terk etti Sensiz sevdam Hatıraların Yeter bana grzn
Sevdamiz Bir Umutlu Imkansizlik
Zemheri sogugundayim yarim Sensizligin pencesindeyim Bir adim otesindeyim ellerinin Bir anlik zamandir sesinin uzakligi Ellerim uzansa yakalayamaz ellerini Yurek verir de kendini duyamaz sesini Bir baska dunyadasin sevgili Seyran olmussun gozlerime yar Seyrederim seni uzaklardan Umutlu bir imkansizlikla beklerim Istekli bir beklentisizlikle severim Nasil anlatsam yarim derdimi Haykiririm ismini Dag duyar Tas duyar Gok duyar Bilirim hissedersin sen de yarim Duyamazsin ama beni Bilirsin uzaklardayim ben Yureginde yasatirsin sevgili beni Gozyaslarin akar sessizce Bilirsin hissederim gozyaslarini Ama tutamam ellerimle Silemem gozyaslarini dudaklarimla Bilirsin sevgili Mesafeler degildir bizi ayiran Bir kus olur ucardim yine sana Bir ruzgar olur eserdim senden yana Yagmur olur yagardim sana Gunes kavurmaz yuregimi Bilirsin collleri asardim da gelirdim sana Bilirsin mesafe tanimaz bu sevda Bilirsin imkansizliklardir bizi ayiran Sen ve yuregin kalirsiniz basbasa Ne yere koyacagini sasirirsin sevdani Kimle konusacagini bilemezsin Bilirsin duslerine girer de dinlerdim seni Sana kendimi verirdim de yoldaslik ederdim sana Bilirsin uzakliklar degildir bizi ayiran Bilirsin caresizliklerdir yollarimizi baglayan Yuregin daralir Gozlerin kisilir Bir aci duyarsin sevince benzer Bir yara olur imkansizliklar yureginde Bilirsin lokman hekim gerekmez Bilirsin ilac kar etmez Bilirsin bir sevdali sozcugun yuregindedir dermanin Bilirsin sevdali bir bakisin sevecenligindedir caren Bilirsin bir anlik calinmis sevismelerdedir canin Ah sevgili ah Ahlar duser dillerden sevdamiza dair Bilirsin bir imkansiz sevdadir bu Bilirsin zamandan calinmis bir andir bulusmamiz Yasamin bir armaganidir bu sevda bilirsin Bir armagandir bu sevda imkansizliklar icinde yasansa da Bilirsin sevgili bu sevda yasanmamistir kimselerce Bilirsin belki yasanmayacaktir bir daha Bilirsin umutlu bir imkansizliktir bu askin adi Bilirsin de yuregine soz geciremezsin yine de Yurek kanatlanmis sevene dogru Yürek ne mesafe tanır Ne de imkansızlıklar Bırakırsın kendini yüreğinin sesine Yuregin tasir seni askin denizine
grzn
Elimde kaldı umutlarım
Her sabah hüzünle karışı bir umut var içimde. Sensizliğin hüznünü, yeni bir günün seni getirmesi umuduyla bastırıyorum. Her doğan gün yeni bir umut, yeni bir arayış benim için. Belki sana kavuşacağım ana bir gün daha yaklaşıyorum, bugün değilse yarın... Kim bilir belki de yanlızca kendimi avutuyorum. Gittiğinden beri hep yanlızlık şiirlerine takılır gözüm. Bir başıma değilim, sensizlikten yanlızım. Terk edilip gitmek en çok nasıl koyar insana bir ben bilirim. Gitmelerin, gidenlerin arkalarında bıraktığı çaresizlikleri, en koyu özlemleri... Senin gidişin de ateş gibi çöktü yüreğime. Hiç bir yağmur yetmedi içimdeki hasret ateşi küllendirmeye. Hiçbir sevgi yetmedi senin özlemini gidermeye. Ben her sabah beni sana götürecek yollarda yürüdüm, Senin duyacağın sarkıları söyledim yanlızca. Ve gelmeyişinin her akşamında aslında doğduğunu hiç anlamadığım güneşle Beraber ben de battım bir kez daha... Geceleri hep uyudum, uyudum; Gün boyu hasretini rüyalarımda biraz olsun giderebilmek için. Her şeye iyi gelen, yaraları iyileştiren zaman hiç bu kadar acıtmamıştı yüreğimi. Bin bir umutla sarıldığım sabahlar artık hiç doğmaz oldu. Benim günün de gecem de karanlık şimdi. Ne ay uğruyor gecelerime, ne sana benzettiğim yıldızlar parlıyor. Elimde kaldı umutlarım... Sensizlik öyle kötü bir yara oldu ki artık, içimde öyle bir yara açtın ki, bir gün Olurda geri dönersen kendi yaptığın boşluğa sende yetmeyeceksin. Orası hep bomboş, paramparça kalacak. Büsbütün cam kırıklarıyla kaplı kalbim. Ne zaman seni düşünsem, seni hatırlatacak en ufak bir görsem o kıraklarla dolu Yerim batmaya başlıyor yüreğime. Artık sabahları yanlızca hüzünle uyanıyorum. Hiçbir şey beklemiyorum günden, seni bile... Varlığında sensizliği yaşamaktansa içimdeki boşluklarla kırıklarla, boş umutlarımla Sensizken alışırım, alışmaya çalışırım yokluğuna... grozniiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii
Kovdum Kendimi Yüreğinden
Sevdanın denizlerinde rotasız bir gemiydim. Sana yolculuğa çıkmadan önce, Bütün aşklarımı, acılarımı, sevinçlerimi bir kenara koyup, Azıksız birtek yüreğimle baş koymuştum bu yola. Yolum uzundu, karmaşıktı ve tehlikeliydi... Tüm bunları biliyor, bile bile lades dercesine İstiyordum bu sefere çıkmayı... Ancak ben sana ulaşmaya çalıştıkça sen kaçıyordun. Senin yanında olmak, sesini duymak için Sarfettiğim bu çaba öylesine güzeldi ki... Bir gün ışığın göründü uzaktan, işte ordaydın! Arkamda bıraktığım bir nokta olarak kalmış Sen önümde büyüyordun, gülen gözlerinle beni çağırıyordun... Önce ellerini tuttum, sonra gözlerine daldım... Senden aşk dilerken, sen gerçekleri sundun önüme... Sevdalarımı sorguladın, rüyalarımı benden geri aldın. Bu fırtınalı denizlerde sana duyduğum ihtiyaç, Senin yüreğimi tokatlayan sevdan beni isyankar etti... Düşünemiyordum artık, geri dönülmez bir yola girdiğimi biliyor, Ancak bu yolda her pahasına yürümeye karar vermiştim. Kırgınlıklarımızla, hasretimizin koynundaki acıyla, Geceler boyu başbaşa kaldık, sorular sorduk kendimize... Nereden başlarsak orada bitirdik, bir çıkış yolu bulamadık! Ve sonunda bu denizin sonu görünmüştü... Daha karaya ayak basmadan, fırtınalar dalgaları çağırdı kükreyerek... Gücüm kalmamıştı, bilinmez bir yola doğru gittiğimi biliyordum! Çaresiz kollarımla birkez daha sana ulaşmayı denedim. Ancak sen duymuyordun, belki de duymak istemiyordun. Ancak beni görüyordun. Çaresizlik denizlerinde kayboldum sonra. Sana sevgiler getirmiştim oysa. Bu yaşamdan küçücük umutlar derlemiştim yüreğimde... Onları büyütmüş sana armağam edecektim, olmadı işte... Ne kadar istesem de senin o kapalı yüreğine girmeyi beceremedim. Şiirlerim, sevdalarım ve gecelerimle başbaşa kaldım. Bir kez daha yenildim aşka... bir kez daha yenildim çok sevmeye... Şimdilerde gönlümün yelkenlerini toplamaktayım. Tövbeler ettim, bu denizlere bir daha çıkmamaya... Bir daha hiçbir yüreğe girmemeye yeminliyim! ! .. Seni kendim kovdum, yüreğinden... Bir daha girmemeye, bir daha sevmemeye söz veriyorum... Seni sevdiğimi, kurda, kuşa söylüyorum; Ama asla Aşk dilemiyorum.
çeçenistan senle geldi bu yürek senle gidecek olmadı şansım gülmedi hep beraber olacaktık ama rabbim nasip etmedi. her zaman sizinleyim yanınızda sadece dualarımla.gözyaşlarımla başka bi şeyim yok verecek çeçenistanım. yokkkkkkkkkk canım çeçenistanım canım yolunuza feda olsun.. olmadı çeçenistanımmmmmmmm olmadı giremedik geldik ama göremedik geldik ama ölemedikkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk senin ugruna çeçenistanım yarabbiiiiiiiiiiiiiiiiiii benişehitler kervanına kat. sen herşeyin en iyisini bilirsin muhakkakki ama gücüm kalmadı yoruldummmmmmmm banada şehitligi nasip et yarabbi. yarabbi müslüman savaşan kardeşlerimize yardımcı ol.
Neden Sevdim Seni?
Çünkü kendi yaşam yolculuğun için Ne varsa gönlünce değerli olan Gökkuşağı gibi saydam ve yalın Yüreğini yüreğinle bana yansıttın.
Çünkü yolu senin yoluna karşıt Nice ayrı dünyaların insanlarını Anladın yıllardır sevecenlikle Hepsine de dost elini uzattın
Çünkü umutları da hüzünleri de Ne güzeldi seninle başbaşa yudumlamak Yaramaz çocuklar gibi kıvancımı da Acılarımı da sevgiyle paylaştın
Çünkü seviyorsun sen öz varlığını Tüm ruhunla önemsiyorsun kendini Her uzatışında sevgiyle ellerini Kalplerimizin sıcaklığına alıştın
Çünkü doğal akışında yaşamın Barış adına dirlik düzenlik içinde Özenle, sevginle, yüce gönlünce Yeni dünyalar yaratmaya çalıştın
Çünkü sen insanca onurunla varsın Gözyaşımı sildin saf duygularınla Sevda türküleri gibi rengarenk Açtın bana, benliğime karıştın
İşte ben bütün bunlar için sevdim seni Ölünceye kadar da seveceğim seni..... Cansever Eyüboğlu
NE SEN NE BEN
SIMDI GERI DÖNÜSÜ OLMAYAN BIR YOLDAYIM ICIM HEP SENDEN YANA OLSADA ICIM HEP KAN AGLASADA BIR TARAFIM ASLA DER GIBI BÖLER BENI IKIYE AN GELIR HAYKIRMAK ISTERIM SENI DELI GİBİ SEVDİĞIMİ HALA UNUTAMADIGIMI AN GELIR YAPTIKLARIN GEÇER GÖZÜMÜN ÖNÜNDEN FILM SERIDI GIBI SU AN NE YAPTIGINI BILMEM, DUYMAM, GÖRMEM SORARIM KENDIME BEN ONA BIR SEYLER YAZARKEN ACABA GELIR MIYIM AKLINA O DA BENIM GIBI ÇARELER ARAR MI HER TELEFON ÇALISINDA ICI ACIR MI BENZETIR MI BASKALARINI BANA BENIM ONU BENZETTIGIM GIBI ARTIK GERI DÖNÜS YOK BILIRIM EKSIKLIGINI HISSETSEMDE ÖZLEMEYI SAYENDE ÇOK IYI BILSEMDE UNUTMAK YERINE ISTEMEDEN, ÇARESIZCE KABULLENSEMDE BILIRIM ARTIK ÇOK GEÇ NE SEN DÖNEBILIRSIN GERI NE DE BEN GEL DIYEBILIRIM SANA.........
.........seni seviyorum tek diyebildigim bu......
Dostdur Sözde Değil Özdedir Adı..
Seni sen olduğun için sevendir Yüreğinin sesini uzaklarda bile dinleyendir İki eli kanda olsa derdine yetişendir Varolduğunu hissetiren,kıymet bilendir Dostdur sözde değil özdedir adı...
Sabun köpüğü değil, darlık anında kaybolmaz Sözünün eri güvenirliği tartışılmaz Bilirsin, çıkılan yolda yarenlikden caymaz Hayatına girdi mi kolay kolay çıkamaz Dostdur sözde değil özdedir adı...
Yüreğini menfaatsiz sunar İyiliğin için sözleri acıya bular, Vakti zamanı gelir söyledikleri bir bir çıkar Yoktur senle dolan kalbinde ne fitne fucur ne de çıkar Dostdur sözde değil özdedir adı...
Yangınlardaki yüreğine, varlığı ile ferahlık Mutluluklarında, üstüne dikilen saf ipekden bayramlık Bilmez ne rol ne sahtekarlık En büyük özelliği yaradılışı doğallık Dostdur sözde değil özdedir adı...
Yalnızlıklar rıhtımından alıp götürür, süt beyaz yelkeniyle Uçurum kenarından çeker,adı şefkat elleriyle İyiki varsın dedirttiren, avucunda tuttuğu yüreğiyle 'Sen cansın benim dostumsun ' ağız dolusu kelimeleriyle Dostdur sözde değil özdedir adı....
Madem GIDIYORSUN
ve Madem gidiyorsun yaninda yüregimi götürme ne olursun ve madem birakip gitmek ise yaninda yildizlari götürmeyi unutma malum gidisin bir serüven bu serüvende karanlikta var..
ve Ayin güzeligine kanma bazen göründügü gibi degildir
bu yolculuk senin ve unutma her yolculuk belirsiz bir baslingic bir inkänsizi basirmak yada geri dönüsü olmayan bir son, bir pismanlik serüveni
Madem gidiyorsun yaninda gözlerinide götür saclarinin kokusunuda sana ait herseyi mektublarini,fotoraflarini, sarkilarini,seni hatirlatan herseyi hic bir sey kalmasin, GROZNİ
SÖYLEYEMEDİM
Söyleyemedim Söyleyemedim bir tanem Sana, seni ne kadar çok sevdiğimi Söyleyemedim yaksada canımı, Acıtsada yüreğimi bu sevda. Söyleyemedim Sana, seni ne kadar çok sevdiğimi Söyleyemedim birtanem.
GROZNİ
GİDİYORUM HOŞÇAKAL
Uyan artık sevgilim sen bu tatlı rüyadan Tek bir resmin kaldı bende bu hatıradan Sevginle yüreğimi daha fazla dağlamadan El salla sevdiğim gidiyorum hoşça kal
Duydum ya sesini, yüce sevgine doymadan Geç bulup, kaybettiğim gözlerine bakmadan Feryadımı figanımı dağlar taşlar duymadan El salla sevdiğim gidiyorum hoşça kal
Yine sensiz günlerim olacak hep hazan Bir ömre değerdi seninle soluduğum an Neyleyim artık baharı sen yanımda olmadan El salla sevdiğim gidiyorum hoşça kal GROZNİ
GÖTÜR GÖZLERİNİ
Henüz çiçeği burnunda Taze bir söğüt dalıyken Gözlerinde tanıdım sevgiyi İçimi ısıtan bakışlarınla Fırtınalar kopmuştu yüreğimde Gözlerinde buldum kendimi Söze gerek kalmadan Konuştu sevgim gözlerinde Nasılda inandım bakışlarına Veda ederken senden Yüreğimin sesini dinleyen Melekler ağlamıştı bize Çözülmedi kenetlenen ellerimiz Sevginle kördüğüm olup Bağlandığım zincirlerde Olmayan vuslatıma ağladım Sensiz olan gecelerimde Sonra uçup giden gözlerini Yıldızlara sordum bulamadılar Meleklerden istedim gözlerini Ve susadığım gizemli bakışını Bir pınar gibi çağlayan Gözbebeklerini aradım çöllerde Ufuklara baktım göremedim Kuşlarla selam yolladım sana Getirdiler mi bir avuç sevgimi Sanki büyüleyen gözlerini Yıldızlarda aradım sonsuzca Sonra getirdi melekler seni Ve o büyüleyici gözlerini Ama şimdi fırtınaları dinmiş Çağlamıyordu yorgun gözlerin Gözlerimden mağrurca kaçırdığın Bakışlarında eridi gözbebeğim Götür artık o gizemli gözlerini Unutayım büyüleyici bakışını Ve o konuşan gözlerini.
VURDUN GÖNÜL TELİME
Ey benim can dostum her dem seni anmaktan Ömrüm tükenir kahrolur ağlarım her an Efsane değil, ruhumdasın nigahınla, melalinle Mecalim yoktur inkara bi- çare ah-ı figandan
Takat mı kalır gözlerin derdiyle halim yaman İçtiğim meydeki kadehimdesin cemalin o an Nağmenle çalkalanıp durulan gönül telime Aşk mızrabınla vurdun, ilhamınla yoğruldum şu an
Bırak bana feryadımı git artık dikenli yolumdan Son şarkısını söyledi acıyarak teliyle keman Unutayım seni yine yetmez mi figanım güle güle Hülya bahçende çiçeklerinle ol kendine bak aman
SABİHA SERİN
UNUTTUM!
temmuz sıcağının dondurduğu yüreğimde fırtınalar koparken bir buluta binerek çekip gittin nazlı duruşunu yaslayarak gökyüzüne son bir kez el salladın yükseklerden
bana temmuz'ların anlamını sordun:unuttum!
yaşamın kıyısında durup öksüz bir çocuk gibi baktım arkandan 'gitme' dedi bir ses 'henüz erken' bu benim sesim değildi
göyüzünde zaman bütün evrenin tıktaklarıyla ölçülür
bana saatın anlamını sordun:unuttum!
bir de saçların vardı karanlık ikiye bölünmüştü yorgunluktan biri bana düşmüştü adı ayrılık sende kalmıştı diğeri üstünde uzaktan dokunuşun kavruk el izleri yalnız yaşamlara eskilerden bir hatıra
bana şimdiki adresimi sordun:unuttum!
bir tarih gibi önümde şimdi yazdığın mektuplar sonu yenilgiyle bitmiş aşk savaşları bir taşın göğsüne kazılmış gibi satırlar uzmanıyım eski duyguları okumanın ellerinden tutup sararmış sayfalarda dolaşarak kirpiklerinden süzülmüş bir damlayı aradım
bana gözyaşının anlamını sordun:unuttum!
yüreğinin kıyısına sığınmıştım bu benim yalnızlığım turnalar geçiyordu üzerimden mavi karanlıklara kanatlarında yitik sevdaların esmerliği bir de özlemi resmeden öpüş izleri dudaklarındaki sihiri çözemedim bir türlü
bana sıcacık bir öpücüğün anlamını sordun:unuttum!
bilirdim çöl sıcağında çatlamış ellerin acısını yalnızlığına örtünürdüm hem gece hem gündüz sıyırıp üzerinden apansız gittin adına çiçek demiştim her mevsim arsızca açan kış yorgunu dallarıma işlemişti bütün renklerin bir de ilkyaz öncesi filizkıran fırtınası bir de kardelen...
bana kardelenin anlamını sordun:unuttum!
akıp giden bir nehrin çakıllarında kaldı susuzluğum dudaklarımda kuraklığın yara izleri bir özlem mengenesinde çarmıha geriliyken yüreğimi ezip geçti hırçın adımlar bilmem ki nereye taşır bu yolculuk seni
bana yolculuğun anlamını sordun:unuttum!
kendi tutsaklığında bir insanın yalnızlığı bumerang gibi vurur kendini her kalabalıkta ak düşmüş saçlarım sokaklarında dolaşırken dölsüz çocukların seslerinde boğuldum
bana adımın anlamını sordun:unuttum! ************************************************************************************************ (((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((()))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))
ŞARKILARDA DİNLEDİM SENİ
Dün gece şarkılarda dinledim seni Hepsinde sen vardın seni gördüm, hayalini Sanki yanımda oturup tutmuştun ellerimi Nağmeler arasında aradım gözlerinin rengini Dinledikçe şarkıları sana olan özlemimi Daha da artırdı güftelerin o eşsiz güzelliği Buğulanan gözlerimi sildiğim o mendilimi, Melekler getirsin gör sana olan sevgimi İçtiğim biranın yudumunda aradım teselliyi Sanki birlikte kaldırıyorduk kadehimi Geldim diyordun yanıma uzatıyordun ellerini Olsam da sevginle sarhoş unutamadım seni Daha da çok özledim seni ve gözlerini Nağmelerle coştuğum bu eşsiz geceyi Yıldızlarla paylaştım sabaha kadar sevgini Sevginle kor olmuş bu zavallı yüreğimi Atabilsem mavi denizlere unutabilsem seni Sen gemini vurdun sahile, kustun bana sevgini Coştun ırmak gibi çağladın, akıttın yüreğini Dinledim hep ah ederek, hüzün dolu sevgini Bense kördüğüm olan dilimde ki bu heceyi Söyleyemiyorum asla seni ne çok sevdiğimi Unutmak kolay mı sandın böylesine bir sevgiyi Özleminle yoğrulmuş bu yaralı yüreğimi Ne şarkılar teselli etti nede güftelerin güzelliği Dün gece şarkılarda dinledimse seni Meleklerle paylaştım sana olan sevgimi
ÖZLEDİM SENİ YAVRUM
Nasılda ayırmazdım, gözümü gözlerinizden Nasılda bırakmazdım, elimi ellerinizden Nasılda doyamazdım, ayrılamazdım sizlerden Şimdi ise uzaktasın, özledim seni yavrum.
İstesem de gelemem, hasretimi dindiremem Özlemimi yenemem, yüreğimi söndüremem Gözyaşımı silemem, hislerimi dinletemem Şimdi ise uzaktasın, özledim seni oğlum.
Okşasam o saçlarını, sarılsam bedenine Koklasam gül yanağını. tutunsam ellerine Bırakmasam varlığını, bakınsam gözlerine Şimdi ise uzaktasın, özledim seni kızım.
NE KADAR SEVİYORUM
Seni o kadar seviyorum ki Sınırlara sığdıramazsın Değerimi bir anlasan Hayallerle avunamazsın.
Sevginin sınırı yok bende Sevdim mi sonuna kadar Yarı yolda bırakmak yok Gittim mi sonuna kadar.
Bilmem ki daha nasıl anlatsam Seni ne kadar seviyorum Nasıl, nasıl göstersem Seni ne kadar seviyorum.
Kelimeler yetmez az gelir Aşkımı anlatmaya Nasıl yapsam az gelir Sevgimi anlatmaya.
UNUTURSUN
Unutursun her şeyi, Sevdanı da zamanla, Hayat her acıyı öğretir Ağlamak çare değil.
Unutursun gülmeyi Başka çaren kalmaz Yüreğin kan ağlar Kimse derdine yanmaz.
Ölümlerden geçersin İnsanları tanırsın Yaşamayı öğrenirsin Kahpelikler içinde
Hayat mecbur eder Unutmaya ve unutulmaya Hain yaşam kavgasında Yok olup kaybolmaya.
SEVGİM ECELİN OLACAK
Sevgim ecelin olacak Boğulacaksın sevgimle Ardından meleklerim ağlayacak Yalvaracaklar ölme diye
Ölmek bana zevk verir,sana acı Bana huzur verir, sana korku Yaşarsan dünyadaki o karanlık zulmü Dünyayı yıkarım sakın unutma
Dünyadaki tek sevgi sende Gerisi hep yalan hep sahte Ağlatırlarsa seni günün birinde Dünya yıkılır sakın unutma
Gariplerin sevdası gibi safsın sen Karanlıklar içindeki aksın sen Yaşamamın tek sebebisin sen Sen ölürsen bende ölürüm unutma
GÖZLERİN
Görünce bilinmezlerde kaybolurum Derin bir uçurum sanki gözlerin Her bakışta yeniden vurulurum Karanlık bir ölüm sanki gözlerin.
Yağmur yağıyor yine bir nisan akşamında Maziye dalıyorum Yağmura aldırmadan Aklımdan sahte sevgiler geçiyor Seni arıyor gözlerim attığım her adımda.
Neden geceler bu kadar boş, sevgiler neden sahte, Bakışlar bile anlamsız aşklar can çekişmekte Neden gözler hep yaşlı, gönüllerse virane Dile tabire sığmaz şu figan sitem etsem aleme.
Nefret ediyorum artık,şu paslanmış sahte kalpten, Anlamsızca yaşıyorum ne yaptığımı bilmeden Sesiz bir sonsuza gidiyoruz aldırmadan hayata Yaşayan bir ölüyüz şu anlamsız dünyada.
YALAN SEVGİ
Bir dakika güzelim Birkaç damla sahte yaş Biraz ağıt, biraz da feryatla Aşkı bu kadar indirgeyemezsin. Gerçekten sevmiş olsan Ölmeyi düşünürsün bir an Bir an cesaretlenirsin Ama sevgin gelir aklına Hayattan geçemezsin.
Bir an ölür gibi olursun İşte bu sevginin sonsuz boşluğudur Bir an gözün kararır aniden Hayata küsmüş gibi olursun Bu da aşka muhtaç oluşundur.
SABRİ GÜNAYDIN
ELVEDA
SADECE SÖYLE BENI GERCEKTEN SEVMEDINMI BENI GERCEKTEN ÖZLEMEDINMI SÖYLEYEMIYORSUN BILIYORDUM KORKUYORSUN* DIYEMIYORSUN SEVMEDINI CÜNKÜ YASADIKLARIMIZ COK GÜZELDI COK ÖZELDI SIMDI GIDECEKSIN BILIYORUM YARIN GELIP DIYECEKSIN ICIMDEN GECIYOR BIRAKACAKSIN HADI DE ARTIK ISTEMEDIYINI GIT ARTIK BIRAK BENI DESENE ARTIK SEVMIYORUM DE YANIMDA OLDUGUN AN BILIYORUM MUTLU DEGILSIN AMA BILIYORSUN SENI NASIL SEVDIGIMI AMA NAPIM ARTIK SEN BENI SEVMIYORSUN EN IYISI SENIN GITMENI BEKLEMIYIM BEN BASKA BIR DÜNYAYA GIDEYIM SENSIZ BU DÜNYA OLMAZ OLMAZ ISTE HADI SANA YENI HAYATINDA MUTLULUKLAR ELVEDA BIRZAMANLARIN ASKI ELVEDA
Tükendi Kelimeler... Yazamıyor artık kalemim, Dizelere dönüşemiyor kalbimin yalnız heceleri, Ayrı düşmüşler sanki Ya da sıkışıp kalmışlar gönül dağımda, Birleşemiyorlar kelimelere...
Seni unuttuğumdan değil Ya da özlemediğimden! Sadece Tükendi kelimeler...
Aynı kat etmek zorunda olduğum şu uzun yol gibi Ulaşamıyor ki karşıda yükselen kurak dağlara, Yaklaşıyor fakat kavuşamıyor ısrarla... Benim de hislerim öyle değil mi sanki? Yoruldum... Umutsuzum...
Sevgi kelimeleri süslemiyor artık gönül sayfamı Ya da özlem içindeki sensiz gözyaşlarım Akıntılı bir nehire dönüşmüyor artık senin için... Hayır! Seni unuttuğumdan değil Ya da sevmediğimden... Sadece Tükendi kelimeler...
Sesin gelmez oldu artık yüreğime, Özlemin ulaşmıyor yalnızlık mabedime, Sen unuttun diye beni Artık dönüşmüyor kelimeler birer şiire... Tükendi kelimeler... Artık anlatamaz oldular sevgimi, Yan yana dizilemiyorlar senin için... Sadece Uçuşur oldular karmaşık fikirler gibi, Sevgimin o umutsuz semalarında En yükseklerde, ulaşılmazcasına....
Tükendi kelimeler, Sana, sevgine ve sessizliğine dair olanlar. Sustu kelimeler, Sessizliğin en derini yaşatır oldular. Tükenmeyen kelimeler ise hep aynı nakarat. Tek bir dize oluyor özlem denizimde, Dudaklarımdan dökülürcesine bir çağlayan gibi, Çaresizliğimi süpürürcesine esen yel gibi, Hep aynı dizelerde Tükenmeyen o aynı kelimelerle Son buluyor isyanım... “Seni çok özledim....”
Sevdamızı Sensizlikten Öldürdün
Kaldı mı sevgili,dünyada vefa Hasreti tattırdın bana kaç defa Sevgi yürek ister,ne gerek lafa Gözlerimi ufuklara daldırdın...
Ne hülya bıraktın,nede düşlerim Ne baharım oldun,nede kışlarım Sılaya göçerken sevda kuşlarım Şu gönlümü isyanlara kaldırdın...
Ellerim üşüyor,kalem tutmuyor Yüreğim buz tuttu,nabzım atmıyor Ömür bitiyor da yollar bitmiyor Gide-gide şu Bodrum’u buldurdun...
Sahilde dalgalar ağlar halime Mızrap olamadın gönül telime Senin için razıydım ben ölüme Sevdamızı,sensizlikten öldürdün...
Başım hep dumanlı,dolar gözlerim Hasret yağmurları,siler izlerim Sana koşardım ya,yorgun dizlerim Gül sineme dikenleri doldurdun...
Oysa bir efsane olacaktık biz Nazar değdi,göze geldi sevgimiz Şarkılarda kaldı,mehtap ve deniz Baharıma kırk yediyi buldurdun...
Murada bir avuç toprak çok bile Bülbülsüz baharlar,ne fayda güle Dağlar selam olsun,lale sümbüle Yasemini,menekşemi soldurdun....
Murat Nail Güney
Sen Hiç Bilmedin Ama, Ben Hep Sevdim Seni.
Sen hiç bilmedin ama, ben hep sevdim seni... Gülümsediginde, nazli ceylanlar inerdi yüregimin umut pinarlarina... Kirkikindiler yagardi ansizin gönlümün vahalarina...
Sen hiç bilmedin ama, bir derdin oldugunu anlardim gözlerin daldiginda... Içim titrerdi, düsman kesilirdim seni incitenlere, hüzün dalgalari vururdu gönlümün kiyilarina...
Sen hiç bilmedin ama, seni her düsündügümde yildizlar sevgiyle gülümserdi ruhumun semalarinda... Keyifle uyanirdi düslerim rengarenk safaklara...
Sen hiç bilmedin ama, gözlerin degdiginde gözlerime, yeserirdi bozkirlarim... Bahari yasardim zemherilerde, sevda kuslari konardi yüregimin ucuna...
Sen hiç bilmedin ama, 'Ne haber' dediginde, denizine kavusan martilar gibi çiglik çigliga, kanat çirpardi sevinçlerim... Sihirli bir el degmiscesine silinirdi bütün hüzünlerim, günüm aydinlanirdi, günesim batmazdi daglarimda...
Sen hiç bilmedin ama, kabul etmek istemesem de, kis ortasinda düsen saskin cemreler gibi, zamansiz düsmüstüm sevdana... Sen çoktan geçmistin o yollari mümkün degildi geri dönüsün... Bilirdim vuslatin imkansizligini, yollara düsesim gelirdi, aglardim kuytularda...
Sen hiç bilmedin ama, yas tuttum ardindan uzaklara gittiginde... Tutunacak bir daldan mahrum kalan sarmasiklara döndüm... Köksüz kaldim, öksüz kaldim, sensiz kaldim, su koskoca dünyada...
grozxi60
Sen Yokken Biraz Daha Ölüyorum Ben
Sen yokken biraz daha ölüyorum ben Gönlüm sonbahar, yaprak yaprak dökülüyor Her mevsim kış, hergünüm gece Sonu yok yolların, yarını yok saatlerin
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında Kokusu yok çiçeklerin, gök kuşağının rengi yok Ateşi yok sevmelerin, sigaramın dumanı yok Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin Ve ben biraz daha ölüyorum gözlerinin ortasında
Alevi yok yangınların, suyu olmadığı gibi yağmurun Denizin mavisi yok, tıpkı gözlerin gibi Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında
Dostu yok gecelerin, geceler çok uzun Geceler bir ömür, ömür dediğin bir tutam ümit Ümidi yok yarınların, Tıpkı senin yokluğun gibi Ve ben biraz daha sana hasret Hasret bir ip boğazıma düğümlenmiş Düğümler her tarafımda, bütün yollar kör düğüm Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında
Yalnızlığını ben yazarım şiirlerin, ayrılığını ben Karamsarlıkları hep senden Hayalinle süslenen bu şehir Ve ben ölüyorum bu şehirde sensizlik ortasında
MaviKalem Adem Canpolat
Elimde kaldı umutlarım
Her sabah hüzünle karışı bir umut var içimde. Sensizliğin hüznünü, yeni bir günün seni getirmesi umuduyla bastırıyorum. Her doğan gün yeni bir umut, yeni bir arayış benim için. Belki sana kavuşacağım ana bir gün daha yaklaşıyorum, bugün değilse yarın... Kim bilir belki de yanlızca kendimi avutuyorum. Gittiğinden beri hep yanlızlık şiirlerine takılır gözüm. Bir başıma değilim, sensizlikten yanlızım. Terk edilip gitmek en çok nasıl koyar insana bir ben bilirim. Gitmelerin, gidenlerin arkalarında bıraktığı çaresizlikleri, en koyu özlemleri... Senin gidişin de ateş gibi çöktü yüreğime. Hiç bir yağmur yetmedi içimdeki hasret ateşi küllendirmeye. Hiçbir sevgi yetmedi senin özlemini gidermeye. Ben her sabah beni sana götürecek yollarda yürüdüm, Senin duyacağın sarkıları söyledim yanlızca. Ve gelmeyişinin her akşamında aslında doğduğunu hiç anlamadığım güneşle Beraber ben de battım bir kez daha... Geceleri hep uyudum, uyudum; Gün boyu hasretini rüyalarımda biraz olsun giderebilmek için. Her şeye iyi gelen, yaraları iyileştiren zaman hiç bu kadar acıtmamıştı yüreğimi. Bin bir umutla sarıldığım sabahlar artık hiç doğmaz oldu. Benim günün de gecem de karanlık şimdi. Ne ay uğruyor gecelerime, ne sana benzettiğim yıldızlar parlıyor. Elimde kaldı umutlarım... Sensizlik öyle kötü bir yara oldu ki artık, içimde öyle bir yara açtın ki, bir gün Olurda geri dönersen kendi yaptığın boşluğa sende yetmeyeceksin. Orası hep bomboş, paramparça kalacak. Büsbütün cam kırıklarıyla kaplı kalbim. Ne zaman seni düşünsem, seni hatırlatacak en ufak bir görsem o kıraklarla dolu Yerim batmaya başlıyor yüreğime. Artık sabahları yanlızca hüzünle uyanıyorum. Hiçbir şey beklemiyorum günden, seni bile... Varlığında sensizliği yaşamaktansa içimdeki boşluklarla kırıklarla, boş umutlarımla Sensizken alışırım, alışmaya çalışırım yokluğuna...
Neden Sevdim Seni?
Çünkü kendi yaşam yolculuğun için Ne varsa gönlünce değerli olan Gökkuşağı gibi saydam ve yalın Yüreğini yüreğinle bana yansıttın.
Çünkü yolu senin yoluna karşıt Nice ayrı dünyaların insanlarını Anladın yıllardır sevecenlikle Hepsine de dost elini uzattın
Çünkü umutları da hüzünleri de Ne güzeldi seninle başbaşa yudumlamak Yaramaz çocuklar gibi kıvancımı da Acılarımı da sevgiyle paylaştın
Çünkü seviyorsun sen öz varlığını Tüm ruhunla önemsiyorsun kendini Her uzatışında sevgiyle ellerini Kalplerimizin sıcaklığına alıştın
Çünkü doğal akışında yaşamın Barış adına dirlik düzenlik içinde Özenle, sevginle, yüce gönlünce Yeni dünyalar yaratmaya çalıştın
Çünkü sen insanca onurunla varsın Gözyaşımı sildin saf duygularınla Sevda türküleri gibi rengarenk Açtın bana, benliğime karıştın
İşte ben bütün bunlar için sevdim seni Ölünceye kadar da seveceğim seni..... Cansever Eyüboğlu
Aşk Ve ÖlÜm
Not: Bu Yazdıgım Hikaye Yaşanmış Bir Hikayedir...
Aşk Ve Ölüm...!
9.SINIF
Şuan dersteyiz.yanımda dünya tatlısı bir kız oturuyor.Yüzüne bakmaya kıyamıyorum.onu ne kadar çok sevdiğimi bilmiyor.o benim en yakın arkadaşım. beni sadece arkadaşı olarak görüyor.nedenini bilmiyorum ama kendimden çok utanıyorum...
10.SINIF
Evdeydim arayıp erkek arkadaşıyla tartıştığını ve bana ihtiyacı olduğunu söyledi.sonra bize geldi.bana sıkı sıkı sarılıp ağladı.Şuan dizimde uyuyor.saçlarını okşayıp ogül yüzünü doya doya seyrettim.ben onu o kadar çok severken o beni sadecearkadaşı olarak görüyor.nedenini bilmiyorum ama kendimden çok utanıyorum...
11.SINIF MEZUNİYET BALOSu
Onunla çocukluktan beri arkadaşız.8. sınıftayken birbirimize söz vermiştik lise sonda mezuniyet balosuna gidecek eşimiz olmazsa beraber gidecektik.beni aradı ve erkek arkadaşının hastalanıp gelemeyeceğini söyledi ve beraber gidebilir miyiz diye sordu. kabul etttimonu evinden aldım.balodaki en güzel kız oydu.bembeyaz elbisesiyle tıpkı bir melek gibiydi..gece boyu dans ettik.kollarımdayken hep aynı şeyi düşündüm onu çok seviyordum.gece sonunda onu evine bıraktım.beni yanağımdan öpüp en iyi arkadaşı olduğumu söyledi.onu gerçekten çok seviyorum.ama o beni arkadaşı olarak görüyor.ona onu sevdiğimi nasıl söylerim. nedenini bilmiyorum ama kenmdimden çok utanıyorum...
Aradan yıllar geçti.. şimdi o canımdan çok sevdiğim meleğimi toprağa veriyorum. özel eşyalarının arasından kara kaplı bir defter çıkmış bana verdiler.okuyup okumamakta kararsızdım.açtım. bu bir günlüktü ve bir sayfasında şöyle yazıyordu...
''Şuan dersteyiz ve yanımda dünya yakışıklısı bir çocuk oturuyor.yüzüne bakmaya doyamıyorum.onu ne kadar çok sevdiğimi bilmiyor.beni arkadaşı olarak görüyor.erkek arkadaşım olduğu yalanını söyleyerek ve sürekli onunla ilgili yalanlar uydurarak yanında olabiliyorum.onu canımdan çok seviyorum.bana bir kerecik SENİ SEVİYORUM deseydi dünyalar benim olurdu...''
Ben bu satırları okurken meleğimi çoktan gömdüler.hıçkırıklarımı tutamıyorumgözümü mezarından alamıyorum.merak etme biriciğim ben de ben de seni çok seviyorum....
Aşkıma Elveda
seni ne çok sevdim ben.ne çok gözyaşı döktüm senin için geceleri sen yatağında meleklerin kanatlarıyla uçarken ben penceremin önünde senin rüyana girmek için dua ederdim.bir bakışına bir dudak titreşine gülüşüne ulaşmak için dünyanın bütün çiçeklerini önne sererdim. şiirler şarkılar sevgiler içinde tutuşan bir ateş yangımında senin için kül kesildim.adına yanlızlık dedim.sen beni bilmedin.beni tanımadın beni sevmedin.bu bir ölümdü bu bir fermandı.yaşamak mümkün değil.yanlızlık yanlızlık karanlık kapılarıyla üstüme kapandı.yankısı döndü dolaştı senin kapıların bana kapalı.kendi sesim bana ulaştı anladımki beni hiç duymayacaksın. sana sitem edemem,sana kırılamam,bir tek dileğim var senden son bir tek isteğim oda mutlu olaman mutlu ol sevdiğim,biriciğim,aşkım,nereye kime gidersen gityeterki sen mutlu ol.kendine iyi bak.çünkü bundan sonra ben yanında olmayacağım yanında san bakacak ben olmayacağım.istesemde istemesemde.sevdim bir zamanlar seni,hala seviyorum ve benden sonrada mutlu olmanı istiyorum.olurda birgün dönersem seniiyi bulmak istiyorum.yaşanılan paylaşılan güzel şeyler hatrına sana yürekten mutluluklar diliyorumve ben birdaha seni sevmemek üzere bana seni sevmiyorum demeni bekliyorum.keşke böyle yaşanmasaydı herşey.keşke döndüre bilseydik zamanı geriye.gitmesen olmazmı? bitmesek olmazmı? senden kalan boşluğu kimile doldururum bilmiyorum.sen hayatıma renk katan sen hayatımdaki nedensin peki ozaman senin istediğin gibi olsun git.git ama sakın arkana bakma.ozaman dayanaman seni bırakamam. gün olur seni unuta bilmek için bu şehirlerden çok uzaklara gitmek istiyorum.sokaklar parklar seni hatırlatmasın diye.gün olur anlıyorum senden ve bu şehirdnen kaşmanın faydasızlığını.çünkü biliyorum nereye gitsem benimle geleceksinyada gittiğim her yerde senden birşeyler olacak.sen unuttun fakat unutulmadın.bense unutulduğumu biliyorum.fakat unutamıyorum.inan unutabildiğim gün seni yeniden ve daha çok sevmeye başlıyacam.sen hiç kendini böyle gereksiz,böyle değersiz hissettinmi.ayrılık ölüm kadar acı ve soğuk.aynalara bakıyorum aynada gördüğümben değilim.yokluğun bedeli çok ağır sevgilim.düne kadar en yücesini yaşadım mutluluğun,ayaklarımın altında kayır gidiyordu toprak.güneşkadar yakındı aşk.bıraktın birden bire kanatlarım kesildi.şimdi hiç birşeyim.oysa herşey nekadar güzeldi yönümü yolumu şaşırdım.sen bensiz nasılsın bilmiyorum rahatmısın mutlumusun, bukadar çabuk beni unuturmusun.? ...nasıl birden mazi olursun. düne kadar aşkı içtiğim,dudaklarında yüreğimi erittiğim,uğruna yaşamayı göze aldığım nerdesin,kimlerlesin,ben burada terk edip gittiğin yerdeyim. sevinçlerim hayallerim,umutlarım,renkli dünyam elveda.elveda yaşamak,yaşamın anlamı elveda.kimse farkında değil yokluğunun.sensiz ne hallerdeyim kimse bilmiyor.anlamıyor yitip giden bir aşkın kederi.sen seçtin bu yolu.bana ise sadece bu yollda ölmek kalır.yeterki sen üzülme ELVEDA SEVGİLİMMM..
AYRILIĞIN ANATOMİSİ
Acı… Binlerce çeşidi var acının da, aşkında. Bizim yaşadığımız neydi? Aşk mı, savaş mı, intikam mı yoksa aldatmaca mı? Neydi önceleri bizi bir arada tutan, sonraysa düşman eden şey? Sordun mu hiç kendine bize ne oldu diye? Ah, bize ne oldu? .. Öyle çok düşündüm ki bu soruyu, artık anlamını yitirdi bende. Öyle çok cevap aradım ki… Ama her seferinde sanki tüm kilitler sende çözülecekmiş, sanki tüm soruların cevabı sendeymiş gibi ellerim boş döndüm zihnimin çıkmazlarına… Acının tüm evrelerini yaşadım ben sensizlikte, bu terk edişte… Önceleri dayanılır gibi değildi. Nefes alamıyordum sanki. Geceler hiç bitmiyordu. En çok gecelerde anladım ben seni ne çok sevdiğimi… En çok geceleri özledim teninin o bebeksi kokusunu… Bazen çıldırıyorum sanıp Allah’a dualar ettim; ne olur aklımı koru, diye… Dayanılır gibi değildi, tükenmiştim. Gözlerim o güne kadar bu denli gözyaşı dökmemişti. Çıkış bulamıyordum, aklım almıyordu.. Sen… Benim ilk ve tek ve en büyük aşkım, dokunmaya kıyamadığım, bakmaya doyamadığım yarim, bunu bana nasıl yapmıştın? Bana kıyamayan sevgilime ne olmuştu? Nasıl olup da birden bu kadar acımasızlaşmıştın? Halbuki ben… Ahh, ben seni ne çok sevmiştim… Tarif edilmez, anlatılmazdı sana olan tutkum. Sen benim hem çocuğum, hem aşkım, hem dostum, özlemim, hasretim, her şeyimdin… Öyle ki, sensizlik dünyada başıma gelebilecek en korkunç şeydi… Çoğu zaman ortada hiç bir şey yokken, ağlardım ben, ya bir gün gelirde benden bıkarsan, diye… Kara sevdamdın, duman duman yanardın gönlümde her daim. Yanındayken bile özlerdim seni. Başım omzunda otururken, akşam olacak ve ben sensiz kalacağım diye içim giderdi… Tüm bunları düşündükçe, fazla yaşamam diyordum; ben bu acıyla fazla yaşayamam… Yanılmışım… Meğer sensizde yaşanıyormuş. Bunu anlamam çok uzun zaman aldı. Önceleri kabul etmiyordum ayrılığı…Nasılsa bir gün gelecek ve sen bana dönecektin, yine benim olacaktın. Evet, bana tüm yaptıklarına rağmen sana kızamıyor, yine bana dönmeni istiyordum… Ben nasıl sensiz mutlu değilsem, sende bensiz mutlu olamazdın. Bir süre böyle dindirmeye çalıştım bitmeyen acımı. Sonra, yavaş yavaş asla geri gelmeyeceğini anladım. Sen yolunu çizmiştin işte. Beni geride bırakmıştın. Hem de çok geride… Bunu anlayınca önce acılarım geri döndüler insafsızca. Ama neden sonra, buna da alıştım ve kabul ettikçe rahatladım. Durum buydu. Yapacak hiçbir şey yoktu kabullenmekten başka. Sonra bir zaman sana beddua etmekle geçti. İnşallah mutlu olamazdın. Benim seni sevdiğim gibi severdin inşallah bir vefasızı ve benim gibi terk edilirdin.. Sen sevdikçe o kaçsın istedim. O da seni geride bıraksın istedim. Çok sev ama hiç sevilme istedim… Sonra bunlarda geçti. Acım yavaşça da olsa diniyordu artık. Sensizliği, terk edilmişliği kabullendim. Bu da geçecek dedim hep. Bir gün gelecek ve sen de unutulacaksın. Ve nitekim öylede oldu. Belki unutmadım seni ama artık canımı acıtamıyorsun. Kahretmiyorum senle geçen günlerime, lanetler yağdırmıyorum sana, beni bırakışına… Başkalarının acılarına bakıp teselli ettim kendimi. Ah bir bilsen ne acılar var bu dünyada… Dedim ya, acının da binlerce çeşidi var. Bir sokak çocuğunun, ufacık bir hediyeyle yaşadığı mutluluğu görüp utandım kendimden. O çocuğun gözlerindeki kederi görünce ne boş şeylere üzüldüğümü anladım. Ben aşkımızı kutsal sanırdım, ama o gün o çocuğu bir nebze mutlu edince kutsallığın ne demek olduğunu anladım ve yine utandım kendimden ve sana akıttığım yaşlardan… İşte böyle… Ben seni yendim. Ben sensizliğe göğüs gerdim ve sana ezilmedim. Çok şey öğrendim sayende. Artık bulanık değil gözümde hiçbir şey. Tüm sorular cevabını buldu. Hepsinin bir tek cevabı vardı… Sen beni sevememiştin! .. Tüm yaşananların tek nedeni buydu işte. Çünkü sevmek bambaşka bir şey. Sevmek; fedakarlık, sevmek; sabır, sevmek; cesaret… Her şeyden önce sevmek, acıyı göze almaktır. Ben tüm bunları kabullenerek sevdim seni. Zoru görünce kaçmadım. Senin için direndim, savaştım. Sonrada payıma düşen acıyı çektim.. Ben aşka borçlu değilim. Bedelini çok ağır ödedim. Ben aşka küskünde değilim. O görevini yaptı. Bizi karşılaştırdı ve sonrada dedi ki; aşkı bulmak herkese nasip olmaz. Mademki baş koydunuz bu işe, öyleyse gösterin yürekliliğinizi… Ben dimdik yürüdüm aşka, sense kaçtın! .. İşte her şey bundan ibaret. Durum bu… Anladım ki, mutluluk senin tekelinde değil! Yüzümün gülmesi için gözleri görmem gerekmiyor. Ben sensizde gülebiliyorum artık. Ah, bir bilsen çocuk! .. Ne çok gözyaşı döktüm ben senin uğruna, hem de senin umurunda değilken. Halbuki gözyaşları, yüreklerde saklanan incilermiş. Akıtmamak gerekirmiş boş yere. Çünkü çocuk, bir gün gelip de kendinden daha önemli şeyler olduğunu anlarsan hayatta, başını kaldırıp bakarsan çevrene göreceksin.. O inciler yürekleri dağlayarak çıkıyorlar dışarı. İşte bunun için boşa akıtmamak lazım gözyaşlarını; boşa geçirmemek lazım zamanı. Bana bunları öğrettiğin için, beni acı çekerek olgunlaştırdığın, en önemlisi de kutsallığın ne olduğunu anlamamı sağladığın için sağ ol! ..
gaziosmanpaşa ziraat fakültesi mezunuyum.nakliyat zirai ilaçlar imalatı ve un fabrikası işleriyle meşgul oluyorum. şiir, müzigi, seyahatı,yüzmeyi,boksu,piknige gitmeyi, severim.mızıka,saz ve akardion çalmayı çok severim, çünki çaldıgım zaman bütün yorgunlugumu alır.haksızlıgı ve yalanı sevmem ve yapanlarada elimde olmayarak tahammülüm yoktur.insan ve insanlıga önem veririm.27 yaşındayım ama belki bilerek veya bilmeyerek kalbini kırdıgım insan 5 i geçmemiştir.yaş önemli degil yaşlılara zaten hürmetimiz sonsuzdur bizde tecrübelerinden faydalanırsak ne mutlu bize. biraz alınganımdır incinirim darılırım ama küsmem.dürüst kardeşlerimizden hoşlanırım ve dualarım onlarla olur. sadece şiir okumak ve şiir paylaşımları için burdayım.saygılar ve sevgilerimle.UNUT GÖZLERİM
sus artık ne olur ağlama yeter
ben unuttum sende unut gözlerim,
ne ismi aklımda nede gözleri
ben unuttum sende unut gözlerim
****************************
değmezmiş uğruna döktüğüm yaşlara
değmezmiş sevmeye aşık olmaya
değmezmiş ismini bile anmaya
ben unuttum sende unut gözlerim
*****************************
bir rüya idi farzet gördüklerimizi
ben unuttum sende unut gözlerim
sevseydi terk edip gidermiydi hiç
ŞARKILARDA DİNLEDİM SENİ
ben unuttum sende unut gözlerim
Dün gece şarkılarda dinledim seni
Hepsinde sen vardın seni gördüm, hayalini
Sanki yanımda oturup tutmuştun ellerimi
Nağmeler arasında aradım gözlerinin rengini
Dinledikçe şarkıları sana olan özlemimi
Daha da artırdı güftelerin o eşsiz güzelliği
Buğulanan gözlerimi sildiğim o mendilimi,
Melekler getirsin gör sana olan sevgimi
İçtiğim biranın yudumunda aradım teselliyi
Sanki birlikte kaldırıyorduk kadehimi
Geldim diyordun yanıma uzatıyordun ellerini
Olsam da sevginle sarhoş unutamadım seni
Daha da çok özledim seni ve gözlerini
Nağmelerle coştuğum bu eşsiz geceyi
Yıldızlarla paylaştım sabaha kadar sevgini
Sevginle kor olmuş bu zavallı yüreğimi
Atabilsem mavi denizlere unutabilsem seni
Sen gemini vurdun sahile, kustun bana sevgini
Coştun ırmak gibi çağladın, akıttın yüreğini
Dinledim hep ah ederek, hüzün dolu sevgini
Bense kördüğüm olan dilimde ki bu heceyi
Söyleyemiyorum asla seni ne çok sevdiğimi
Unutmak kolay mı sandın böylesine bir sevgiyi
Özleminle yoğrulmuş bu yaralı yüreğimi
Ne şarkılar teselli etti nede güftelerin güzelliği
Dün gece şarkılarda dinledimse seni
Meleklerle paylaştım sana olan sevgimi
GÖTÜR GÖZLERİNİ
Henüz çiçeği burnunda
Taze bir söğüt dalıyken
Gözlerinde tanıdım sevgiyi
İçimi ısıtan bakışlarınla
Fırtınalar kopmuştu yüreğimde
Gözlerinde buldum kendimi
Söze gerek kalmadan
Konuştu sevgim gözlerinde
Nasılda inandım bakışlarına
Veda ederken senden
Yüreğimin sesini dinleyen
Melekler ağlamıştı bize
Çözülmedi kenetlenen ellerimiz
Sevginle kördüğüm olup
Bağlandığım zincirlerde
Olmayan vuslatıma ağladım
Sensiz olan gecelerimde
Sonra uçup giden gözlerini
Yıldızlara sordum bulamadılar
Meleklerden istedim gözlerini
Ve susadığım gizemli bakışını
Bir pınar gibi çağlayan
Gözbebeklerini aradım çöllerde
Ufuklara baktım göremedim
Kuşlarla selam yolladım sana
Getirdiler mi bir avuç sevgimi
Sanki büyüleyen gözlerini
Yıldızlarda aradım sonsuzca
Sonra getirdi melekler seni
Ve o büyüleyici gözlerini
Ama şimdi fırtınaları dinmiş
Çağlamıyordu yorgun gözlerin
Gözlerimden mağrurca kaçırdığın
Bakışlarında eridi gözbebeğim
Götür artık o gizemli gözlerini
Unutayım büyüleyici bakışını
Ve o konuşan gözlerini.
SÖYLEYEMEDİM
Söyleyemedim
Söyleyemedim bir tanem
Sana, seni ne kadar çok sevdiğimi
Söyleyemedim yaksada canımı,
Acıtsada yüreğimi bu sevda.
Söyleyemedim
Sana, seni ne kadar çok sevdiğimi
Söyleyemedim birtanem.
ALACAKARANLIK AKŞAMLARI
Bilirmisin, bu alacakaranlık akşamlarında,
ne düşünürüm;
Hafif sisli, kömür isi kokulu,
kış akşamlarında.
Caddelerde acele ışıklar,
eve gidişlerin tatlı telaşı...
Okul dönüşü çocukların çanta savaşları.
Adalet ilkokulunda başlardı benim yolum.
Kendini aydınlatan sokak lambaları,
dar, kasvetli sokaklar.
Hiç bitmesin isterdim bu yolculuk.
Şimdi anlıyorum, hep lahmacun kokularının,
beni okul yıllarına neden götürdüğünü.
Her akşam önünden geçtiğim,
çıkmaz sokaktaki lahmacuncu.
Zorla açılan evimizin kapısı,
bir göz, bir mutfak. bir odunluk.
İstemezdik ama; dışarıdaki kalabalık, çaresizlik...
Yanan sobanın ısttğı oda,
ama içimizdeki soğukluk...
Yüreğimizi ısıtacak sevgiden yoksunluk,
Sonra gece olupta yorganı başıma çektiğimde,
iki damla göz yaşı ve hıçkırıklar...
Benim olan, hep benim kalacak hıçkırıklar
HOŞ GELDİN DÜNYAMA...
Kurduğum tümcelerin hesabı sana
Diyar diyar gezip de aradığım sen
Umutsuzluğun mesken tuttuğu dünyama
Sonsuzuma kadar birtek sen gelsen.
Kurgusuz düzenin mahkumu gönlüm
Açılan yaralarla ziyan şu ömrüm
Tutsak gülüşlere tüm sevdalardaki
Gözlerimi açtım son seni gördüm.
Ebedi kurşunlar hedefi sandım
O tatlı bakışına,bir sana kandım
Seviyorum dedin onada inandım
Ama gitme gönlümden,ne olur gitme.
Yalan sandıklarım gerçekmiş meğer
Uzaktasın beklersin aşıksan eğer
Ben sana hasretim bu sana değer
Candan öte aşkımı sende buldum ben.
Ansız esen rüzgar gibi girdin canıma
Hissedeyim tenini aşkım gel yanıma
Geleceksen beklerim,severim amma
İstanbul seni özlemiş gel be sevdiğim....
ben dokunmadan da severim...
BİR TEK SANA
Bir sana söylüyorum
Yalnızlığımı
Bir tek sana
Duymasan da
Görmesen de beni
Bir sana söylüyorum
Yalnızlığımı
Bir tek sana
Sende bir gemiyim tek başıma
Dalgaların asi hırçın fena
Ama ben sendeyim tek başıma
İçine çeksin beni dalgaların
Sarhoş bir gemi gibi sallasın sallasın
Köpüklerin dudaklarımı yalasın
Bir tatil akşamı
Alsın beni suların
Yeşile boyasın yosunların
Sonra da
Kussun kıyıya köpüklü dalgaların
Bir sana söylüyorum
Yalnızlığımı
Bir tek sana
Sen iste ki;
Mekanında bir garip midye olayım
Gelgitlerinde boğulayım
Sonra da sonsuza dek
Örtsün beni kumların
Sen istersen yok olayım
Bir sana söylüyorum
Yalnızlığımı
Bir tek sana
BİR TEK SANA
Bir sana söylüyorum
Yalnızlığımı
Bir tek sana
Duymasan da
Görmesen de beni
Bir sana söylüyorum
Yalnızlığımı
Bir tek sana
Sende bir gemiyim tek başıma
Dalgaların asi hırçın fena
Ama ben sendeyim tek başıma
İçine çeksin beni dalgaların
Sarhoş bir gemi gibi sallasın sallasın
Köpüklerin dudaklarımı yalasın
Bir tatil akşamı
Alsın beni suların
Yeşile boyasın yosunların
Sonra da
Kussun kıyıya köpüklü dalgaların
Bir sana söylüyorum
Yalnızlığımı
Bir tek sana
Sen iste ki;
Mekanında bir garip midye olayım
Gelgitlerinde boğulayım
Sonra da sonsuza dek
Örtsün beni kumların
Sen istersen yok olayım
Bir sana söylüyorum
Yalnızlığımı
Bir tek sana
DERT ÇEKMEK KADERİMSE
Bir gerçeği geç de olsa anladım
Aynalara bakıp ta ben kendimi kandırdım
Hayat güzel dedim zehir oldu
Sabret gönül dedim helak oldu
Bu da geçer dedim geçmez oldu
Artık, bana yaşamak haram oldu
Dert çekmeye tahatım bile yok
Mezarımda huzur bulmaya hakkımda mı yok
Neyleyim bu yalan dünyayı
Beni Seven bi kulun bile yok
ALIŞAMADIM
Bir damla gözyaşı tsunamiydi,
Gönlüm bir damlada batan gemiydi.
Ayrılık tufanı ruhuma deydi,
Onsuz yaşamaya alışamadım.
Gönlümün içinde Taç Mahal gibi,
Bir anıt yaptım ki, odur sahibi.
Özlem denizinin bulunmaz dibi,
Onsuz yaşamaya alışamadım...
Özleme, hüzüne, çileye kanan,
Ayrılık yüzünden deliye dönen,
Bir benim yıllardır alevsiz yanan,
Onsuz yaşamaya alışamadım.
Yürekte yangın var,sevda var serde,
Her kime sordumsa, o dilber nerde?
Çare bulunmadı, düştüğüm derde,
Onsuz yaşamaya alışamadım.
Ben bir serseriyim, ben bir derbeder,
Özlemi bahtımı perişan eder,
Uzakta yaşamak gücüme gider,
Onsuz yaşamaya alışamadım...
ben gülmeyi unuttum. allah herkesi güldürsün.
KÜSKÜN GÖNLÜM
Alıştım göklerin kor güneşine,
Sensiz yaşamanın pür ateşine.
Alıcı kuş oldum, düştüm peşine,
Beni döndürmeye gücün yeter mi?
Adını andıkça çırpınır yürek,
Bilir ki, umutlar cennetten ırak.
Pişmanlık yaşınla, alevi bırak,
Koru söndürmeye gücün yeter mi?
Güzelliğin yalan, gözlerin hile.
Gönlümü küstürdü, verdiğin çile.
Fettan bakışınla uğraşsan bile,
Geri döndürmeye gücün yeter mi?
Armağan ettiğin hüzünle, anı,
Usta hırsız olur, çalar zamanı.
Gönlümün içinde koşan şeytanı,
Melek sandırmaya gücün yeter mi?
Nereden inandım, yalan aşkına,
Ne yapsan yeridir, böyle şaşkına.
Darılıp çıkmışım, hüzün köşküne,
Beni indirmeye gücün yeter mi? Tövbe Ettim
Gönlüm Ferhat gibi dağlar deldi,
Sanma ki dağları delmeye değdi,
Ne geldiyse başıma aşktan geldi,
Tövbe ettim artık aşka, sevgiye.
Kimi sevsem hep bin bir sitem duydum,
Uykuya hasret kaldım gözyaşına doydum,
Bu kadar yeter deyip kafama koydum,
Tövbe ettim artık aşka, sevgiye.
Naz çekmekten bıktım usandım,
Bunca çektiğime değer sandım,
Çok geç olsa da bende uslandım,
Tövbe ettim artık aşka, sevgiye.
Anladım ki aşklar yalan olmuş,
Şimdi her şey para pul olmuş,
Kalpler kötülüklere boğulmuş.
Tövbe ettim artık aşka, sevgiye.
Ne Leylâ ne Mecnun kalmış,
Aşkın yerini menfaat almış,
Gönülleri maddiyat sarmış,
Tövbe ettim artık aşka, sevgiye.
Ne kadar doğru söylemiş anam,
Bu zamanda gerçek sevgi haram,
Sevilecek kadar yoktu param,
Tövbe ettim artık aşka, sevgiye
Çeçenistan
Hanların başında han Çeçenistan
Tarihin doludur şan Çeçenistan
Nice şamillere can Çeçenistan
Neden gözü yaşlı boynu büküksün
Sorsan alperen kim der Çeçenistan
Sanki cennetten bir yer Çeçenistan
Asla çözülmeyen sır Çeçenistan
Neden gözü yaşlı boynu büküksün
Kara günler biter say Çeçenistan
Namertlik bilmeyen soy Çeçenistan
Zifiri gecemde ay Çeçenistan
Neden gözü yaşlı boynu büküksün
Durma Çeçenistan vur Çeçenistan
Sende o asil kan var Çeçenistan
Olamadık sana yar Çeçenistan
Neden gözü yaşlı boynu büküksün
Ahmet Ergin Her 15 dakikada bir Çeçen kayboluyor. Yani, Rus güçleri tarafından kaçırılıyor, işkence yapılmak ya da daha sonra ailesinden fidye alınıp serbest bırakılmak üzere, yada gizlice öldürülüp saklı bir toplu mezara gömülmek üzere bilinmeyen bir yere götürülüyor. Neredeyse bir milyon Çeçen’in 4’te 1’i bombardımanlarda katledildi, yada işkence kamplarında işkenceyle öldürüldü.
Rusların sinsi yalanları devam ediyor: Çeçenistan’daki terör faaliyetleri hala azalmadı diyorlar. Bunun anlamı “Biz hala bütün Çeçen’leri öldüremedik – bize daha çok zaman verinki hepsini öldürelim.'
Savaş Çeçen insanlarına sadece iki çıkış yolu bırakıyor: Rus resmi silahlı güçleri maskesi altında hareket eden ama kendilerini her türlü adli ve insani kanunların üzerinde gören “Rus ölüm mangalarına” karşı ümitsizce, ve ölümcül bir direnişe geçmek – yada dünyadan tamamen izole edilmiş yıkıntılar içinde, açlık, sefalet, adaletsizlik ve aşağılamalar dolu bir hayat yaşamak. Savaş hayatta kalan bütün Çeçen’leri, hatta eskiden Rusya’ya sadık olanları bile şimdi Rusya’nın ebedi düşmanı yapmıştır.
Savaş Rusya’nın ekonomik gelişmesine engel olmakta, ama kanlı ticaretleriyle bu savaştan kendilerine büyük bir servet yapan bir avuç süper zenginin, Rusya’nın geri kalan sefalet ve yoksulluk içinde yaşayan çoğunluk nüfusuyla aralarındaki gelir dağılımı adeletsizliğini arttırmaktadır.
Savaş Çeçenistan’ı “serbest bir suç bölgesi” haline getirmiştir, Rus organize suç örgütlerinin değişik şebekeleri bunu kullanmaktadırlar. Rusya’da çocuk mafyası, ve organ mafyası türemiştir. Çeçenistan’daki rus yetkililer kaçırdıkları Çeçen’lerin bütün iç organlarını alıp öldürüp sonra da bu organları İsrail organ mafyasına satmaktadırlar. Bu şebekelerin başında da Rus genaraller vardır.
Savaş Rusya’yı baskıcı bir yönetim kurmaya itmiştir, bu rejim her geçen gün Stalin rejimine benzemektedir. Bu rejimin diğer amaçları değişebilir, ama ilk amacı Çeçenistan’daki savaşın daha da gelişerek devam etmesidir, her ne kadar Rusya’nın liderleri ülkelerini nasıl bir dibi olmayan çukura attıklarının farkında olsalar bile.
Burada dürüst Rus vatandaşlarına bir şey söylemek zorundayım. Ruslar hakkında ağır cümleler kullandığım için üzgünüm, bu sizi incitiyor olabilir. Ama bir şeyi unutmamak lazım, Çeçenistan’daki bu soykırımı uzaylılar yapmıyor, bu insanlık suçlarını onlar işlemiyor. Bu soykımı yapanlar ve bu insanlık suçlarını işleyenler sizin oğullarınız.
Lütfen bunları durdurmaya çalışın.
_hiç bi şey yapamıyorsak dualarımız onlarla osun saygılar ve sevilerimle____grozni60_____________ HİÇ KİMSE YOK KİMSESİZ
HER KİMSENİN VAR KİMSESİ
KİMSESİZ KALDIM
YETİŞ EY KİMSESİZLER KİMSESİ
Sevdamızı Sensizlikten Öldürdün
Kaldı mı sevgili,dünyada vefa
Hasreti tattırdın bana kaç defa
Sevgi yürek ister,ne gerek lafa
Gözlerimi ufuklara daldırdın...
Ne hülya bıraktın,nede düşlerim
Ne baharım oldun,nede kışlarım
Sılaya göçerken sevda kuşlarım
Şu gönlümü isyanlara kaldırdın...
Ellerim üşüyor,kalem tutmuyor
Yüreğim buz tuttu,nabzım atmıyor
Ömür bitiyor da yollar bitmiyor
Gide-gide şu Bodrum’u buldurdun...
Sahilde dalgalar ağlar halime
Mızrap olamadın gönül telime
Senin için razıydım ben ölüme
Sevdamızı,sensizlikten öldürdün...
Başım hep dumanlı,dolar gözlerim
Hasret yağmurları,siler izlerim
Sana koşardım ya,yorgun dizlerim
Gül sineme dikenleri doldurdun...
Oysa bir efsane olacaktık biz
Nazar değdi,göze geldi sevgimiz
Şarkılarda kaldı,mehtap ve deniz
Baharıma kırk yediyi buldurdun...
Murada bir avuç toprak çok bile
Bülbülsüz baharlar,ne fayda güle
Dağlar selam olsun,lale sümbüle
Yasemini,menekşemi soldurdun....
Murat Nail Güney
Sen Hiç Bilmedin Ama, Ben Hep Sevdim Seni.
Sen hiç bilmedin ama,
ben hep sevdim seni...
Gülümsediginde,
nazli ceylanlar inerdi
yüregimin umut pinarlarina...
Kirkikindiler yagardi ansizin
gönlümün vahalarina...
Sen hiç bilmedin ama,
bir derdin oldugunu anlardim
gözlerin daldiginda...
Içim titrerdi,
düsman kesilirdim seni incitenlere,
hüzün dalgalari vururdu
gönlümün kiyilarina...
Sen hiç bilmedin ama,
seni her düsündügümde
yildizlar sevgiyle gülümserdi
ruhumun semalarinda...
Keyifle uyanirdi düslerim
rengarenk safaklara...
Sen hiç bilmedin ama,
gözlerin degdiginde gözlerime,
yeserirdi bozkirlarim...
Bahari yasardim zemherilerde,
sevda kuslari konardi
yüregimin ucuna...
Sen hiç bilmedin ama,
'Ne haber' dediginde,
denizine kavusan martilar gibi
çiglik çigliga, kanat çirpardi sevinçlerim...
Sihirli bir el degmiscesine
silinirdi bütün hüzünlerim,
günüm aydinlanirdi,
günesim batmazdi daglarimda...
Sen hiç bilmedin ama,
kabul etmek istemesem de,
kis ortasinda düsen saskin cemreler gibi,
zamansiz düsmüstüm sevdana...
Sen çoktan geçmistin o yollari
mümkün degildi geri dönüsün...
Bilirdim vuslatin imkansizligini,
yollara düsesim gelirdi,
aglardim kuytularda...
Sen hiç bilmedin ama,
yas tuttum ardindan
uzaklara gittiginde...
Tutunacak bir daldan mahrum kalan
sarmasiklara döndüm...
Köksüz kaldim,
öksüz kaldim,
sensiz kaldim,
su koskoca dünyada...
Şair: Seynur Inal
Yeter Bana \ Dayan Yüreğim
Tek bir umutla çıktım yola
Gitmek istiyorum
Senden çok uzaklara
Yüreğimin sesini
Duymak istemiyorum
Yarına umutlarım
Beni terk etti
Bir tek mutluluğun
Gözlerin yeter bana
Gölgen olmaktı
Şu dünyada dileğim
Seni sevmekti
Sana kavuşmaktı.
Hayallerim
Beni terk etti
Sensiz sevdam
Hatıraların
Yeter bana
grzn
Sevdamiz Bir Umutlu Imkansizlik
Zemheri sogugundayim yarim
Sensizligin pencesindeyim
Bir adim otesindeyim ellerinin
Bir anlik zamandir sesinin uzakligi
Ellerim uzansa yakalayamaz ellerini
Yurek verir de kendini duyamaz sesini
Bir baska dunyadasin sevgili
Seyran olmussun gozlerime yar
Seyrederim seni uzaklardan
Umutlu bir imkansizlikla beklerim
Istekli bir beklentisizlikle severim
Nasil anlatsam yarim derdimi
Haykiririm ismini
Dag duyar
Tas duyar
Gok duyar
Bilirim hissedersin sen de yarim
Duyamazsin ama beni
Bilirsin uzaklardayim ben
Yureginde yasatirsin sevgili beni
Gozyaslarin akar sessizce
Bilirsin hissederim gozyaslarini
Ama tutamam ellerimle
Silemem gozyaslarini dudaklarimla
Bilirsin sevgili
Mesafeler degildir bizi ayiran
Bir kus olur ucardim yine sana
Bir ruzgar olur eserdim senden yana
Yagmur olur yagardim sana
Gunes kavurmaz yuregimi
Bilirsin collleri asardim da gelirdim sana
Bilirsin mesafe tanimaz bu sevda
Bilirsin imkansizliklardir bizi ayiran
Sen ve yuregin kalirsiniz basbasa
Ne yere koyacagini sasirirsin sevdani
Kimle konusacagini bilemezsin
Bilirsin duslerine girer de dinlerdim seni
Sana kendimi verirdim de yoldaslik ederdim sana
Bilirsin uzakliklar degildir bizi ayiran
Bilirsin caresizliklerdir yollarimizi baglayan
Yuregin daralir
Gozlerin kisilir
Bir aci duyarsin sevince benzer
Bir yara olur imkansizliklar yureginde
Bilirsin lokman hekim gerekmez
Bilirsin ilac kar etmez
Bilirsin bir sevdali sozcugun yuregindedir dermanin
Bilirsin sevdali bir bakisin sevecenligindedir caren
Bilirsin bir anlik calinmis sevismelerdedir canin
Ah sevgili ah
Ahlar duser dillerden sevdamiza dair
Bilirsin bir imkansiz sevdadir bu
Bilirsin zamandan calinmis bir andir bulusmamiz
Yasamin bir armaganidir bu sevda bilirsin
Bir armagandir bu sevda imkansizliklar icinde yasansa da
Bilirsin sevgili bu sevda yasanmamistir kimselerce
Bilirsin belki yasanmayacaktir bir daha
Bilirsin umutlu bir imkansizliktir bu askin adi
Bilirsin de yuregine soz geciremezsin yine de
Yurek kanatlanmis sevene dogru
Yürek ne mesafe tanır
Ne de imkansızlıklar
Bırakırsın kendini yüreğinin sesine
Yuregin tasir seni askin denizine
grzn
Elimde kaldı umutlarım
Her sabah hüzünle karışı bir umut var içimde.
Sensizliğin hüznünü, yeni bir günün seni getirmesi umuduyla bastırıyorum.
Her doğan gün yeni bir umut, yeni bir arayış benim için.
Belki sana kavuşacağım ana bir gün daha yaklaşıyorum, bugün değilse yarın...
Kim bilir belki de yanlızca kendimi avutuyorum.
Gittiğinden beri hep yanlızlık şiirlerine takılır gözüm.
Bir başıma değilim, sensizlikten yanlızım.
Terk edilip gitmek en çok nasıl koyar insana bir ben bilirim.
Gitmelerin, gidenlerin arkalarında bıraktığı çaresizlikleri, en koyu özlemleri...
Senin gidişin de ateş gibi çöktü yüreğime.
Hiç bir yağmur yetmedi içimdeki hasret ateşi küllendirmeye.
Hiçbir sevgi yetmedi senin özlemini gidermeye.
Ben her sabah beni sana götürecek yollarda yürüdüm,
Senin duyacağın sarkıları söyledim yanlızca.
Ve gelmeyişinin her akşamında aslında doğduğunu hiç anlamadığım güneşle Beraber ben de battım bir kez daha...
Geceleri hep uyudum, uyudum;
Gün boyu hasretini rüyalarımda biraz olsun giderebilmek için.
Her şeye iyi gelen, yaraları iyileştiren zaman hiç bu kadar acıtmamıştı yüreğimi.
Bin bir umutla sarıldığım sabahlar artık hiç doğmaz oldu.
Benim günün de gecem de karanlık şimdi.
Ne ay uğruyor gecelerime, ne sana benzettiğim yıldızlar parlıyor.
Elimde kaldı umutlarım...
Sensizlik öyle kötü bir yara oldu ki artık, içimde öyle bir yara açtın ki, bir gün Olurda geri dönersen kendi yaptığın boşluğa sende yetmeyeceksin.
Orası hep bomboş, paramparça kalacak.
Büsbütün cam kırıklarıyla kaplı kalbim.
Ne zaman seni düşünsem, seni hatırlatacak en ufak bir görsem o kıraklarla dolu Yerim batmaya başlıyor yüreğime.
Artık sabahları yanlızca hüzünle uyanıyorum.
Hiçbir şey beklemiyorum günden, seni bile...
Varlığında sensizliği yaşamaktansa içimdeki boşluklarla kırıklarla, boş umutlarımla Sensizken alışırım, alışmaya çalışırım yokluğuna...
grozniiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii
Kovdum Kendimi Yüreğinden
Sevdanın denizlerinde rotasız bir gemiydim.
Sana yolculuğa çıkmadan önce,
Bütün aşklarımı, acılarımı, sevinçlerimi bir kenara koyup,
Azıksız birtek yüreğimle baş koymuştum bu yola.
Yolum uzundu, karmaşıktı ve tehlikeliydi...
Tüm bunları biliyor, bile bile lades dercesine
İstiyordum bu sefere çıkmayı...
Ancak ben sana ulaşmaya çalıştıkça sen kaçıyordun.
Senin yanında olmak, sesini duymak için
Sarfettiğim bu çaba öylesine güzeldi ki...
Bir gün ışığın göründü uzaktan, işte ordaydın!
Arkamda bıraktığım bir nokta olarak kalmış
Sen önümde büyüyordun, gülen gözlerinle beni çağırıyordun...
Önce ellerini tuttum, sonra gözlerine daldım...
Senden aşk dilerken, sen gerçekleri sundun önüme...
Sevdalarımı sorguladın, rüyalarımı benden geri aldın.
Bu fırtınalı denizlerde sana duyduğum ihtiyaç,
Senin yüreğimi tokatlayan sevdan beni isyankar etti...
Düşünemiyordum artık, geri dönülmez bir yola girdiğimi biliyor,
Ancak bu yolda her pahasına yürümeye karar vermiştim.
Kırgınlıklarımızla, hasretimizin koynundaki acıyla,
Geceler boyu başbaşa kaldık, sorular sorduk kendimize...
Nereden başlarsak orada bitirdik, bir çıkış yolu bulamadık!
Ve sonunda bu denizin sonu görünmüştü...
Daha karaya ayak basmadan, fırtınalar dalgaları çağırdı kükreyerek...
Gücüm kalmamıştı, bilinmez bir yola doğru gittiğimi biliyordum!
Çaresiz kollarımla birkez daha sana ulaşmayı denedim.
Ancak sen duymuyordun, belki de duymak istemiyordun.
Ancak beni görüyordun.
Çaresizlik denizlerinde kayboldum sonra.
Sana sevgiler getirmiştim oysa.
Bu yaşamdan küçücük umutlar derlemiştim yüreğimde...
Onları büyütmüş sana armağam edecektim, olmadı işte...
Ne kadar istesem de senin o kapalı yüreğine girmeyi beceremedim.
Şiirlerim, sevdalarım ve gecelerimle başbaşa kaldım.
Bir kez daha yenildim aşka... bir kez daha yenildim çok sevmeye...
Şimdilerde gönlümün yelkenlerini toplamaktayım.
Tövbeler ettim, bu denizlere bir daha çıkmamaya...
Bir daha hiçbir yüreğe girmemeye yeminliyim! ! ..
Seni kendim kovdum, yüreğinden...
Bir daha girmemeye, bir daha sevmemeye söz veriyorum...
Seni sevdiğimi, kurda, kuşa söylüyorum;
Ama asla
Aşk dilemiyorum.
çeçenistan senle geldi bu yürek senle gidecek olmadı şansım gülmedi hep beraber olacaktık ama rabbim nasip etmedi. her zaman sizinleyim yanınızda sadece dualarımla.gözyaşlarımla başka bi şeyim yok verecek çeçenistanım. yokkkkkkkkkk canım çeçenistanım canım yolunuza feda olsun.. olmadı çeçenistanımmmmmmmm olmadı giremedik geldik ama göremedik geldik ama ölemedikkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk senin ugruna çeçenistanım yarabbiiiiiiiiiiiiiiiiiii benişehitler kervanına kat. sen herşeyin en iyisini bilirsin muhakkakki ama gücüm kalmadı yoruldummmmmmmm banada şehitligi nasip et yarabbi. yarabbi müslüman savaşan kardeşlerimize yardımcı ol.
Neden Sevdim Seni?
Çünkü kendi yaşam yolculuğun için
Ne varsa gönlünce değerli olan
Gökkuşağı gibi saydam ve yalın
Yüreğini yüreğinle bana yansıttın.
Çünkü yolu senin yoluna karşıt
Nice ayrı dünyaların insanlarını
Anladın yıllardır sevecenlikle
Hepsine de dost elini uzattın
Çünkü umutları da hüzünleri de
Ne güzeldi seninle başbaşa yudumlamak
Yaramaz çocuklar gibi kıvancımı da
Acılarımı da sevgiyle paylaştın
Çünkü seviyorsun sen öz varlığını
Tüm ruhunla önemsiyorsun kendini
Her uzatışında sevgiyle ellerini
Kalplerimizin sıcaklığına alıştın
Çünkü doğal akışında yaşamın
Barış adına dirlik düzenlik içinde
Özenle, sevginle, yüce gönlünce
Yeni dünyalar yaratmaya çalıştın
Çünkü sen insanca onurunla varsın
Gözyaşımı sildin saf duygularınla
Sevda türküleri gibi rengarenk
Açtın bana, benliğime karıştın
İşte ben bütün bunlar için sevdim seni
Ölünceye kadar da seveceğim seni.....
Cansever Eyüboğlu
NE SEN NE BEN
SIMDI GERI DÖNÜSÜ OLMAYAN BIR YOLDAYIM
ICIM HEP SENDEN YANA OLSADA
ICIM HEP KAN AGLASADA
BIR TARAFIM ASLA DER GIBI
BÖLER BENI IKIYE
AN GELIR HAYKIRMAK ISTERIM SENI DELI GİBİ SEVDİĞIMİ
HALA UNUTAMADIGIMI
AN GELIR YAPTIKLARIN GEÇER GÖZÜMÜN ÖNÜNDEN FILM SERIDI GIBI
SU AN NE YAPTIGINI BILMEM, DUYMAM, GÖRMEM
SORARIM KENDIME
BEN ONA BIR SEYLER YAZARKEN
ACABA GELIR MIYIM AKLINA
O DA BENIM GIBI ÇARELER ARAR MI
HER TELEFON ÇALISINDA ICI ACIR MI
BENZETIR MI BASKALARINI BANA
BENIM ONU BENZETTIGIM GIBI
ARTIK GERI DÖNÜS YOK BILIRIM
EKSIKLIGINI HISSETSEMDE
ÖZLEMEYI SAYENDE ÇOK IYI BILSEMDE
UNUTMAK YERINE ISTEMEDEN, ÇARESIZCE KABULLENSEMDE
BILIRIM ARTIK ÇOK GEÇ
NE SEN DÖNEBILIRSIN GERI NE DE BEN GEL DIYEBILIRIM SANA.........
.........seni seviyorum tek diyebildigim bu......
Dostdur Sözde Değil Özdedir Adı..
Seni sen olduğun için sevendir
Yüreğinin sesini uzaklarda bile dinleyendir
İki eli kanda olsa derdine yetişendir
Varolduğunu hissetiren,kıymet bilendir
Dostdur sözde değil özdedir adı...
Sabun köpüğü değil, darlık anında kaybolmaz
Sözünün eri güvenirliği tartışılmaz
Bilirsin, çıkılan yolda yarenlikden caymaz
Hayatına girdi mi kolay kolay çıkamaz
Dostdur sözde değil özdedir adı...
Yüreğini menfaatsiz sunar
İyiliğin için sözleri acıya bular,
Vakti zamanı gelir söyledikleri bir bir çıkar
Yoktur senle dolan kalbinde ne fitne fucur ne de çıkar
Dostdur sözde değil özdedir adı...
Yangınlardaki yüreğine, varlığı ile ferahlık
Mutluluklarında, üstüne dikilen saf ipekden bayramlık
Bilmez ne rol ne sahtekarlık
En büyük özelliği yaradılışı doğallık
Dostdur sözde değil özdedir adı...
Yalnızlıklar rıhtımından alıp götürür, süt beyaz yelkeniyle
Uçurum kenarından çeker,adı şefkat elleriyle
İyiki varsın dedirttiren, avucunda tuttuğu yüreğiyle
'Sen cansın benim dostumsun ' ağız dolusu kelimeleriyle
Dostdur sözde değil özdedir adı....
Madem GIDIYORSUN
ve Madem gidiyorsun
yaninda yüregimi götürme ne olursun
ve madem birakip gitmek ise
yaninda yildizlari götürmeyi unutma
malum gidisin bir serüven
bu serüvende karanlikta var..
ve Ayin güzeligine kanma
bazen göründügü gibi degildir
bu yolculuk senin
ve unutma her yolculuk
belirsiz bir baslingic
bir inkänsizi basirmak
yada geri dönüsü olmayan
bir son, bir pismanlik serüveni
Madem gidiyorsun
yaninda gözlerinide götür
saclarinin kokusunuda
sana ait herseyi
mektublarini,fotoraflarini,
sarkilarini,seni hatirlatan herseyi
hic bir sey kalmasin,
GROZNİ
SÖYLEYEMEDİM
Söyleyemedim
Söyleyemedim bir tanem
Sana, seni ne kadar çok sevdiğimi
Söyleyemedim yaksada canımı,
Acıtsada yüreğimi bu sevda.
Söyleyemedim
Sana, seni ne kadar çok sevdiğimi
Söyleyemedim birtanem.
GROZNİ
GİDİYORUM HOŞÇAKAL
Uyan artık sevgilim sen bu tatlı rüyadan
Tek bir resmin kaldı bende bu hatıradan
Sevginle yüreğimi daha fazla dağlamadan
El salla sevdiğim gidiyorum hoşça kal
Duydum ya sesini, yüce sevgine doymadan
Geç bulup, kaybettiğim gözlerine bakmadan
Feryadımı figanımı dağlar taşlar duymadan
El salla sevdiğim gidiyorum hoşça kal
Yine sensiz günlerim olacak hep hazan
Bir ömre değerdi seninle soluduğum an
Neyleyim artık baharı sen yanımda olmadan
El salla sevdiğim gidiyorum hoşça kal
GROZNİ
GÖTÜR GÖZLERİNİ
Henüz çiçeği burnunda
Taze bir söğüt dalıyken
Gözlerinde tanıdım sevgiyi
İçimi ısıtan bakışlarınla
Fırtınalar kopmuştu yüreğimde
Gözlerinde buldum kendimi
Söze gerek kalmadan
Konuştu sevgim gözlerinde
Nasılda inandım bakışlarına
Veda ederken senden
Yüreğimin sesini dinleyen
Melekler ağlamıştı bize
Çözülmedi kenetlenen ellerimiz
Sevginle kördüğüm olup
Bağlandığım zincirlerde
Olmayan vuslatıma ağladım
Sensiz olan gecelerimde
Sonra uçup giden gözlerini
Yıldızlara sordum bulamadılar
Meleklerden istedim gözlerini
Ve susadığım gizemli bakışını
Bir pınar gibi çağlayan
Gözbebeklerini aradım çöllerde
Ufuklara baktım göremedim
Kuşlarla selam yolladım sana
Getirdiler mi bir avuç sevgimi
Sanki büyüleyen gözlerini
Yıldızlarda aradım sonsuzca
Sonra getirdi melekler seni
Ve o büyüleyici gözlerini
Ama şimdi fırtınaları dinmiş
Çağlamıyordu yorgun gözlerin
Gözlerimden mağrurca kaçırdığın
Bakışlarında eridi gözbebeğim
Götür artık o gizemli gözlerini
Unutayım büyüleyici bakışını
Ve o konuşan gözlerini.
VURDUN GÖNÜL TELİME
Ey benim can dostum her dem seni anmaktan
Ömrüm tükenir kahrolur ağlarım her an
Efsane değil, ruhumdasın nigahınla, melalinle
Mecalim yoktur inkara bi- çare ah-ı figandan
Takat mı kalır gözlerin derdiyle halim yaman
İçtiğim meydeki kadehimdesin cemalin o an
Nağmenle çalkalanıp durulan gönül telime
Aşk mızrabınla vurdun, ilhamınla yoğruldum şu an
Bırak bana feryadımı git artık dikenli yolumdan
Son şarkısını söyledi acıyarak teliyle keman
Unutayım seni yine yetmez mi figanım güle güle
Hülya bahçende çiçeklerinle ol kendine bak aman
SABİHA SERİN
UNUTTUM!
temmuz sıcağının dondurduğu yüreğimde
fırtınalar koparken
bir buluta binerek çekip gittin
nazlı duruşunu yaslayarak gökyüzüne
son bir kez el salladın yükseklerden
bana temmuz'ların anlamını sordun:unuttum!
yaşamın kıyısında durup
öksüz bir çocuk gibi
baktım arkandan
'gitme' dedi bir ses 'henüz erken'
bu benim sesim değildi
göyüzünde zaman
bütün evrenin tıktaklarıyla ölçülür
bana saatın anlamını sordun:unuttum!
bir de saçların vardı karanlık
ikiye bölünmüştü yorgunluktan
biri bana düşmüştü adı ayrılık
sende kalmıştı diğeri
üstünde uzaktan dokunuşun kavruk el izleri
yalnız yaşamlara eskilerden bir hatıra
bana şimdiki adresimi sordun:unuttum!
bir tarih gibi önümde şimdi yazdığın mektuplar
sonu yenilgiyle bitmiş aşk savaşları
bir taşın göğsüne kazılmış gibi satırlar
uzmanıyım eski duyguları okumanın
ellerinden tutup sararmış sayfalarda dolaşarak
kirpiklerinden süzülmüş bir damlayı aradım
bana gözyaşının anlamını sordun:unuttum!
yüreğinin kıyısına sığınmıştım bu benim yalnızlığım
turnalar geçiyordu üzerimden mavi karanlıklara
kanatlarında yitik sevdaların esmerliği
bir de özlemi resmeden öpüş izleri
dudaklarındaki sihiri çözemedim bir türlü
bana sıcacık bir öpücüğün anlamını sordun:unuttum!
bilirdim çöl sıcağında çatlamış ellerin acısını
yalnızlığına örtünürdüm hem gece hem gündüz
sıyırıp üzerinden apansız gittin
adına çiçek demiştim her mevsim arsızca açan
kış yorgunu dallarıma işlemişti bütün renklerin
bir de ilkyaz öncesi filizkıran fırtınası
bir de kardelen...
bana kardelenin anlamını sordun:unuttum!
akıp giden bir nehrin çakıllarında kaldı susuzluğum
dudaklarımda kuraklığın yara izleri
bir özlem mengenesinde çarmıha geriliyken
yüreğimi ezip geçti hırçın adımlar
bilmem ki nereye taşır bu yolculuk seni
bana yolculuğun anlamını sordun:unuttum!
kendi tutsaklığında bir insanın yalnızlığı
bumerang gibi vurur kendini her kalabalıkta
ak düşmüş saçlarım sokaklarında dolaşırken
dölsüz çocukların seslerinde boğuldum
bana adımın anlamını sordun:unuttum!
************************************************************************************************
(((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((()))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))
ŞARKILARDA DİNLEDİM SENİ
Dün gece şarkılarda dinledim seni
Hepsinde sen vardın seni gördüm, hayalini
Sanki yanımda oturup tutmuştun ellerimi
Nağmeler arasında aradım gözlerinin rengini
Dinledikçe şarkıları sana olan özlemimi
Daha da artırdı güftelerin o eşsiz güzelliği
Buğulanan gözlerimi sildiğim o mendilimi,
Melekler getirsin gör sana olan sevgimi
İçtiğim biranın yudumunda aradım teselliyi
Sanki birlikte kaldırıyorduk kadehimi
Geldim diyordun yanıma uzatıyordun ellerini
Olsam da sevginle sarhoş unutamadım seni
Daha da çok özledim seni ve gözlerini
Nağmelerle coştuğum bu eşsiz geceyi
Yıldızlarla paylaştım sabaha kadar sevgini
Sevginle kor olmuş bu zavallı yüreğimi
Atabilsem mavi denizlere unutabilsem seni
Sen gemini vurdun sahile, kustun bana sevgini
Coştun ırmak gibi çağladın, akıttın yüreğini
Dinledim hep ah ederek, hüzün dolu sevgini
Bense kördüğüm olan dilimde ki bu heceyi
Söyleyemiyorum asla seni ne çok sevdiğimi
Unutmak kolay mı sandın böylesine bir sevgiyi
Özleminle yoğrulmuş bu yaralı yüreğimi
Ne şarkılar teselli etti nede güftelerin güzelliği
Dün gece şarkılarda dinledimse seni
Meleklerle paylaştım sana olan sevgimi
ÖZLEDİM SENİ YAVRUM
Nasılda ayırmazdım, gözümü gözlerinizden
Nasılda bırakmazdım, elimi ellerinizden
Nasılda doyamazdım, ayrılamazdım sizlerden
Şimdi ise uzaktasın, özledim seni yavrum.
İstesem de gelemem, hasretimi dindiremem
Özlemimi yenemem, yüreğimi söndüremem
Gözyaşımı silemem, hislerimi dinletemem
Şimdi ise uzaktasın, özledim seni oğlum.
Okşasam o saçlarını, sarılsam bedenine
Koklasam gül yanağını. tutunsam ellerine
Bırakmasam varlığını, bakınsam gözlerine
Şimdi ise uzaktasın, özledim seni kızım.
NE KADAR SEVİYORUM
Seni o kadar seviyorum ki
Sınırlara sığdıramazsın
Değerimi bir anlasan
Hayallerle avunamazsın.
Sevginin sınırı yok bende
Sevdim mi sonuna kadar
Yarı yolda bırakmak yok
Gittim mi sonuna kadar.
Bilmem ki daha nasıl anlatsam
Seni ne kadar seviyorum
Nasıl, nasıl göstersem
Seni ne kadar seviyorum.
Kelimeler yetmez az gelir
Aşkımı anlatmaya
Nasıl yapsam az gelir
Sevgimi anlatmaya.
UNUTURSUN
Unutursun her şeyi,
Sevdanı da zamanla,
Hayat her acıyı öğretir
Ağlamak çare değil.
Unutursun gülmeyi
Başka çaren kalmaz
Yüreğin kan ağlar
Kimse derdine yanmaz.
Ölümlerden geçersin
İnsanları tanırsın
Yaşamayı öğrenirsin
Kahpelikler içinde
Hayat mecbur eder
Unutmaya ve unutulmaya
Hain yaşam kavgasında
Yok olup kaybolmaya.
SEVGİM ECELİN OLACAK
Sevgim ecelin olacak
Boğulacaksın sevgimle
Ardından meleklerim ağlayacak
Yalvaracaklar ölme diye
Ölmek bana zevk verir,sana acı
Bana huzur verir, sana korku
Yaşarsan dünyadaki o karanlık zulmü
Dünyayı yıkarım sakın unutma
Dünyadaki tek sevgi sende
Gerisi hep yalan hep sahte
Ağlatırlarsa seni günün birinde
Dünya yıkılır sakın unutma
Gariplerin sevdası gibi safsın sen
Karanlıklar içindeki aksın sen
Yaşamamın tek sebebisin sen
Sen ölürsen bende ölürüm unutma
GÖZLERİN
Görünce bilinmezlerde kaybolurum
Derin bir uçurum sanki gözlerin
Her bakışta yeniden vurulurum
Karanlık bir ölüm sanki gözlerin.
Gözlerim gözlerine vurgun
Yüreğim çoktandır esarette
Bedenim yangınlara mahkum
Yüreğimi gömdüm gözlerine.
SAHTE SEVGİLER
Yağmur yağıyor yine bir nisan akşamında
Maziye dalıyorum Yağmura aldırmadan
Aklımdan sahte sevgiler geçiyor
Seni arıyor gözlerim attığım her adımda.
Neden geceler bu kadar boş, sevgiler neden sahte,
Bakışlar bile anlamsız aşklar can çekişmekte
Neden gözler hep yaşlı, gönüllerse virane
Dile tabire sığmaz şu figan sitem etsem aleme.
Nefret ediyorum artık,şu paslanmış sahte kalpten,
Anlamsızca yaşıyorum ne yaptığımı bilmeden
Sesiz bir sonsuza gidiyoruz aldırmadan hayata
Yaşayan bir ölüyüz şu anlamsız dünyada.
YALAN SEVGİ
Bir dakika güzelim
Birkaç damla sahte yaş
Biraz ağıt, biraz da feryatla
Aşkı bu kadar indirgeyemezsin.
Gerçekten sevmiş olsan
Ölmeyi düşünürsün bir an
Bir an cesaretlenirsin
Ama sevgin gelir aklına
Hayattan geçemezsin.
Bir an ölür gibi olursun
İşte bu sevginin sonsuz boşluğudur
Bir an gözün kararır aniden
Hayata küsmüş gibi olursun
Bu da aşka muhtaç oluşundur.
SABRİ GÜNAYDIN
ELVEDA
SADECE SÖYLE BENI GERCEKTEN SEVMEDINMI
BENI GERCEKTEN ÖZLEMEDINMI
SÖYLEYEMIYORSUN BILIYORDUM KORKUYORSUN*
DIYEMIYORSUN SEVMEDINI
CÜNKÜ YASADIKLARIMIZ COK GÜZELDI
COK ÖZELDI
SIMDI GIDECEKSIN BILIYORUM
YARIN GELIP DIYECEKSIN
ICIMDEN GECIYOR BIRAKACAKSIN
HADI DE ARTIK ISTEMEDIYINI
GIT ARTIK BIRAK BENI
DESENE ARTIK SEVMIYORUM
DE YANIMDA OLDUGUN AN
BILIYORUM MUTLU DEGILSIN
AMA BILIYORSUN SENI NASIL SEVDIGIMI
AMA NAPIM ARTIK SEN BENI SEVMIYORSUN
EN IYISI SENIN GITMENI BEKLEMIYIM
BEN BASKA BIR DÜNYAYA GIDEYIM
SENSIZ BU DÜNYA OLMAZ OLMAZ ISTE
HADI SANA YENI HAYATINDA MUTLULUKLAR
ELVEDA BIRZAMANLARIN ASKI
ELVEDA
Tükendi Kelimeler...
Yazamıyor artık kalemim,
Dizelere dönüşemiyor kalbimin yalnız heceleri,
Ayrı düşmüşler sanki
Ya da sıkışıp kalmışlar gönül dağımda,
Birleşemiyorlar kelimelere...
Seni unuttuğumdan değil
Ya da özlemediğimden!
Sadece
Tükendi kelimeler...
Aynı kat etmek zorunda olduğum şu uzun yol gibi
Ulaşamıyor ki karşıda yükselen kurak dağlara,
Yaklaşıyor fakat kavuşamıyor ısrarla...
Benim de hislerim öyle değil mi sanki?
Yoruldum...
Umutsuzum...
Sevgi kelimeleri süslemiyor artık gönül sayfamı
Ya da özlem içindeki sensiz gözyaşlarım
Akıntılı bir nehire dönüşmüyor artık senin için...
Hayır!
Seni unuttuğumdan değil
Ya da sevmediğimden...
Sadece
Tükendi kelimeler...
Sesin gelmez oldu artık yüreğime,
Özlemin ulaşmıyor yalnızlık mabedime,
Sen unuttun diye beni
Artık dönüşmüyor kelimeler birer şiire...
Tükendi kelimeler...
Artık anlatamaz oldular sevgimi,
Yan yana dizilemiyorlar senin için...
Sadece
Uçuşur oldular karmaşık fikirler gibi,
Sevgimin o umutsuz semalarında
En yükseklerde, ulaşılmazcasına....
Tükendi kelimeler,
Sana, sevgine ve sessizliğine dair olanlar.
Sustu kelimeler,
Sessizliğin en derini yaşatır oldular.
Tükenmeyen kelimeler ise hep aynı nakarat.
Tek bir dize oluyor özlem denizimde,
Dudaklarımdan dökülürcesine bir çağlayan gibi,
Çaresizliğimi süpürürcesine esen yel gibi,
Hep aynı dizelerde
Tükenmeyen o aynı kelimelerle
Son buluyor isyanım...
“Seni çok özledim....”
Sevdamızı Sensizlikten Öldürdün
Kaldı mı sevgili,dünyada vefa
Hasreti tattırdın bana kaç defa
Sevgi yürek ister,ne gerek lafa
Gözlerimi ufuklara daldırdın...
Ne hülya bıraktın,nede düşlerim
Ne baharım oldun,nede kışlarım
Sılaya göçerken sevda kuşlarım
Şu gönlümü isyanlara kaldırdın...
Ellerim üşüyor,kalem tutmuyor
Yüreğim buz tuttu,nabzım atmıyor
Ömür bitiyor da yollar bitmiyor
Gide-gide şu Bodrum’u buldurdun...
Sahilde dalgalar ağlar halime
Mızrap olamadın gönül telime
Senin için razıydım ben ölüme
Sevdamızı,sensizlikten öldürdün...
Başım hep dumanlı,dolar gözlerim
Hasret yağmurları,siler izlerim
Sana koşardım ya,yorgun dizlerim
Gül sineme dikenleri doldurdun...
Oysa bir efsane olacaktık biz
Nazar değdi,göze geldi sevgimiz
Şarkılarda kaldı,mehtap ve deniz
Baharıma kırk yediyi buldurdun...
Murada bir avuç toprak çok bile
Bülbülsüz baharlar,ne fayda güle
Dağlar selam olsun,lale sümbüle
Yasemini,menekşemi soldurdun....
Murat Nail Güney
Sen Hiç Bilmedin Ama, Ben Hep Sevdim Seni.
Sen hiç bilmedin ama,
ben hep sevdim seni...
Gülümsediginde,
nazli ceylanlar inerdi
yüregimin umut pinarlarina...
Kirkikindiler yagardi ansizin
gönlümün vahalarina...
Sen hiç bilmedin ama,
bir derdin oldugunu anlardim
gözlerin daldiginda...
Içim titrerdi,
düsman kesilirdim seni incitenlere,
hüzün dalgalari vururdu
gönlümün kiyilarina...
Sen hiç bilmedin ama,
seni her düsündügümde
yildizlar sevgiyle gülümserdi
ruhumun semalarinda...
Keyifle uyanirdi düslerim
rengarenk safaklara...
Sen hiç bilmedin ama,
gözlerin degdiginde gözlerime,
yeserirdi bozkirlarim...
Bahari yasardim zemherilerde,
sevda kuslari konardi
yüregimin ucuna...
Sen hiç bilmedin ama,
'Ne haber' dediginde,
denizine kavusan martilar gibi
çiglik çigliga, kanat çirpardi sevinçlerim...
Sihirli bir el degmiscesine
silinirdi bütün hüzünlerim,
günüm aydinlanirdi,
günesim batmazdi daglarimda...
Sen hiç bilmedin ama,
kabul etmek istemesem de,
kis ortasinda düsen saskin cemreler gibi,
zamansiz düsmüstüm sevdana...
Sen çoktan geçmistin o yollari
mümkün degildi geri dönüsün...
Bilirdim vuslatin imkansizligini,
yollara düsesim gelirdi,
aglardim kuytularda...
Sen hiç bilmedin ama,
yas tuttum ardindan
uzaklara gittiginde...
Tutunacak bir daldan mahrum kalan
sarmasiklara döndüm...
Köksüz kaldim,
öksüz kaldim,
sensiz kaldim,
su koskoca dünyada...
grozxi60
Sen Yokken Biraz Daha Ölüyorum Ben
Sen yokken biraz daha ölüyorum ben
Gönlüm sonbahar, yaprak yaprak dökülüyor
Her mevsim kış, hergünüm gece
Sonu yok yolların, yarını yok saatlerin
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında
Kokusu yok çiçeklerin, gök kuşağının rengi yok
Ateşi yok sevmelerin, sigaramın dumanı yok
Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin
Ve ben biraz daha ölüyorum gözlerinin ortasında
Alevi yok yangınların, suyu olmadığı gibi yağmurun
Denizin mavisi yok, tıpkı gözlerin gibi
Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında
Dostu yok gecelerin, geceler çok uzun
Geceler bir ömür, ömür dediğin bir tutam ümit
Ümidi yok yarınların,
Tıpkı senin yokluğun gibi
Ve ben biraz daha sana hasret
Hasret bir ip boğazıma düğümlenmiş
Düğümler her tarafımda, bütün yollar kör düğüm
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında
Yalnızlığını ben yazarım şiirlerin, ayrılığını ben
Karamsarlıkları hep senden
Hayalinle süslenen bu şehir
Ve ben ölüyorum bu şehirde sensizlik ortasında
MaviKalem
Adem Canpolat
Elimde kaldı umutlarım
Her sabah hüzünle karışı bir umut var içimde.
Sensizliğin hüznünü, yeni bir günün seni getirmesi umuduyla bastırıyorum.
Her doğan gün yeni bir umut, yeni bir arayış benim için.
Belki sana kavuşacağım ana bir gün daha yaklaşıyorum, bugün değilse yarın...
Kim bilir belki de yanlızca kendimi avutuyorum.
Gittiğinden beri hep yanlızlık şiirlerine takılır gözüm.
Bir başıma değilim, sensizlikten yanlızım.
Terk edilip gitmek en çok nasıl koyar insana bir ben bilirim.
Gitmelerin, gidenlerin arkalarında bıraktığı çaresizlikleri, en koyu özlemleri...
Senin gidişin de ateş gibi çöktü yüreğime.
Hiç bir yağmur yetmedi içimdeki hasret ateşi küllendirmeye.
Hiçbir sevgi yetmedi senin özlemini gidermeye.
Ben her sabah beni sana götürecek yollarda yürüdüm,
Senin duyacağın sarkıları söyledim yanlızca.
Ve gelmeyişinin her akşamında aslında doğduğunu hiç anlamadığım güneşle Beraber ben de battım bir kez daha...
Geceleri hep uyudum, uyudum;
Gün boyu hasretini rüyalarımda biraz olsun giderebilmek için.
Her şeye iyi gelen, yaraları iyileştiren zaman hiç bu kadar acıtmamıştı yüreğimi.
Bin bir umutla sarıldığım sabahlar artık hiç doğmaz oldu.
Benim günün de gecem de karanlık şimdi.
Ne ay uğruyor gecelerime, ne sana benzettiğim yıldızlar parlıyor.
Elimde kaldı umutlarım...
Sensizlik öyle kötü bir yara oldu ki artık, içimde öyle bir yara açtın ki, bir gün Olurda geri dönersen kendi yaptığın boşluğa sende yetmeyeceksin.
Orası hep bomboş, paramparça kalacak.
Büsbütün cam kırıklarıyla kaplı kalbim.
Ne zaman seni düşünsem, seni hatırlatacak en ufak bir görsem o kıraklarla dolu Yerim batmaya başlıyor yüreğime.
Artık sabahları yanlızca hüzünle uyanıyorum.
Hiçbir şey beklemiyorum günden, seni bile...
Varlığında sensizliği yaşamaktansa içimdeki boşluklarla kırıklarla, boş umutlarımla Sensizken alışırım, alışmaya çalışırım yokluğuna...
Neden Sevdim Seni?
Çünkü kendi yaşam yolculuğun için
Ne varsa gönlünce değerli olan
Gökkuşağı gibi saydam ve yalın
Yüreğini yüreğinle bana yansıttın.
Çünkü yolu senin yoluna karşıt
Nice ayrı dünyaların insanlarını
Anladın yıllardır sevecenlikle
Hepsine de dost elini uzattın
Çünkü umutları da hüzünleri de
Ne güzeldi seninle başbaşa yudumlamak
Yaramaz çocuklar gibi kıvancımı da
Acılarımı da sevgiyle paylaştın
Çünkü seviyorsun sen öz varlığını
Tüm ruhunla önemsiyorsun kendini
Her uzatışında sevgiyle ellerini
Kalplerimizin sıcaklığına alıştın
Çünkü doğal akışında yaşamın
Barış adına dirlik düzenlik içinde
Özenle, sevginle, yüce gönlünce
Yeni dünyalar yaratmaya çalıştın
Çünkü sen insanca onurunla varsın
Gözyaşımı sildin saf duygularınla
Sevda türküleri gibi rengarenk
Açtın bana, benliğime karıştın
İşte ben bütün bunlar için sevdim seni
Ölünceye kadar da seveceğim seni.....
Cansever Eyüboğlu
Aşk Ve ÖlÜm
Not: Bu Yazdıgım Hikaye Yaşanmış Bir Hikayedir...
Aşk Ve Ölüm...!
9.SINIF
Şuan dersteyiz.yanımda dünya tatlısı bir kız oturuyor.Yüzüne bakmaya kıyamıyorum.onu ne kadar çok sevdiğimi bilmiyor.o benim en yakın arkadaşım. beni sadece arkadaşı olarak görüyor.nedenini bilmiyorum ama kendimden çok utanıyorum...
10.SINIF
Evdeydim arayıp erkek arkadaşıyla tartıştığını ve bana ihtiyacı olduğunu söyledi.sonra bize geldi.bana sıkı sıkı sarılıp ağladı.Şuan dizimde uyuyor.saçlarını okşayıp ogül yüzünü doya doya seyrettim.ben onu o kadar çok severken o beni sadecearkadaşı olarak görüyor.nedenini bilmiyorum ama kendimden çok utanıyorum...
11.SINIF MEZUNİYET BALOSu
Onunla çocukluktan beri arkadaşız.8. sınıftayken birbirimize söz vermiştik lise sonda mezuniyet balosuna gidecek eşimiz olmazsa beraber gidecektik.beni aradı ve erkek arkadaşının hastalanıp gelemeyeceğini söyledi ve beraber gidebilir miyiz diye sordu. kabul etttimonu evinden aldım.balodaki en güzel kız oydu.bembeyaz elbisesiyle tıpkı bir melek gibiydi..gece boyu dans ettik.kollarımdayken hep aynı şeyi düşündüm onu çok seviyordum.gece sonunda onu evine bıraktım.beni yanağımdan öpüp en iyi arkadaşı olduğumu söyledi.onu gerçekten çok seviyorum.ama o beni arkadaşı olarak görüyor.ona onu sevdiğimi nasıl söylerim. nedenini bilmiyorum ama kenmdimden çok utanıyorum...
Aradan yıllar geçti.. şimdi o canımdan çok sevdiğim meleğimi toprağa veriyorum. özel eşyalarının arasından kara kaplı bir defter çıkmış bana verdiler.okuyup okumamakta kararsızdım.açtım. bu bir günlüktü ve bir sayfasında şöyle yazıyordu...
''Şuan dersteyiz ve yanımda dünya yakışıklısı bir çocuk oturuyor.yüzüne bakmaya doyamıyorum.onu ne kadar çok sevdiğimi bilmiyor.beni arkadaşı olarak görüyor.erkek arkadaşım olduğu yalanını söyleyerek ve sürekli onunla ilgili yalanlar uydurarak yanında olabiliyorum.onu canımdan çok seviyorum.bana bir kerecik SENİ SEVİYORUM deseydi dünyalar benim olurdu...''
Ben bu satırları okurken meleğimi çoktan gömdüler.hıçkırıklarımı tutamıyorumgözümü mezarından alamıyorum.merak etme biriciğim ben de ben de seni çok seviyorum....
Aşkıma Elveda
seni ne çok sevdim ben.ne çok gözyaşı döktüm senin için geceleri sen yatağında meleklerin kanatlarıyla uçarken ben penceremin önünde senin rüyana girmek için dua ederdim.bir bakışına bir dudak titreşine gülüşüne ulaşmak için dünyanın bütün çiçeklerini önne sererdim.
şiirler şarkılar sevgiler içinde tutuşan bir ateş yangımında senin için kül kesildim.adına yanlızlık dedim.sen beni bilmedin.beni tanımadın beni sevmedin.bu bir ölümdü bu bir fermandı.yaşamak mümkün değil.yanlızlık yanlızlık karanlık kapılarıyla üstüme kapandı.yankısı döndü dolaştı senin kapıların bana kapalı.kendi sesim bana ulaştı anladımki beni hiç duymayacaksın.
sana sitem edemem,sana kırılamam,bir tek dileğim var senden son bir tek isteğim oda mutlu olaman mutlu ol sevdiğim,biriciğim,aşkım,nereye kime gidersen gityeterki sen mutlu ol.kendine iyi bak.çünkü bundan sonra ben yanında olmayacağım yanında san bakacak ben olmayacağım.istesemde istemesemde.sevdim bir zamanlar seni,hala seviyorum ve benden sonrada mutlu olmanı istiyorum.olurda birgün dönersem seniiyi bulmak istiyorum.yaşanılan paylaşılan güzel şeyler hatrına sana yürekten mutluluklar diliyorumve ben birdaha seni sevmemek üzere bana seni sevmiyorum demeni bekliyorum.keşke böyle yaşanmasaydı herşey.keşke döndüre bilseydik zamanı geriye.gitmesen olmazmı? bitmesek olmazmı? senden kalan boşluğu kimile doldururum bilmiyorum.sen hayatıma renk katan sen hayatımdaki nedensin peki ozaman senin istediğin gibi olsun git.git ama sakın arkana bakma.ozaman dayanaman seni bırakamam.
gün olur seni unuta bilmek için bu şehirlerden çok uzaklara gitmek istiyorum.sokaklar parklar seni hatırlatmasın diye.gün olur anlıyorum senden ve bu şehirdnen kaşmanın faydasızlığını.çünkü biliyorum nereye gitsem benimle geleceksinyada gittiğim her yerde senden birşeyler olacak.sen unuttun fakat unutulmadın.bense unutulduğumu biliyorum.fakat unutamıyorum.inan unutabildiğim gün seni yeniden ve daha çok sevmeye başlıyacam.sen hiç kendini böyle gereksiz,böyle değersiz hissettinmi.ayrılık ölüm kadar acı ve soğuk.aynalara bakıyorum aynada gördüğümben değilim.yokluğun bedeli çok ağır sevgilim.düne kadar en yücesini yaşadım mutluluğun,ayaklarımın altında kayır gidiyordu toprak.güneşkadar yakındı aşk.bıraktın birden bire kanatlarım kesildi.şimdi hiç birşeyim.oysa herşey nekadar güzeldi yönümü yolumu şaşırdım.sen bensiz nasılsın bilmiyorum rahatmısın mutlumusun, bukadar çabuk beni unuturmusun.? ...nasıl birden mazi olursun.
düne kadar aşkı içtiğim,dudaklarında yüreğimi erittiğim,uğruna yaşamayı göze aldığım nerdesin,kimlerlesin,ben burada terk edip gittiğin yerdeyim.
sevinçlerim hayallerim,umutlarım,renkli dünyam elveda.elveda yaşamak,yaşamın anlamı elveda.kimse farkında değil yokluğunun.sensiz ne hallerdeyim kimse bilmiyor.anlamıyor yitip giden bir aşkın kederi.sen seçtin bu yolu.bana ise sadece bu yollda ölmek kalır.yeterki sen üzülme
ELVEDA SEVGİLİMMM..
AYRILIĞIN ANATOMİSİ
Acı… Binlerce çeşidi var acının da, aşkında. Bizim yaşadığımız neydi? Aşk mı, savaş mı, intikam mı yoksa aldatmaca mı? Neydi önceleri bizi bir arada tutan, sonraysa düşman eden şey? Sordun mu hiç kendine bize ne oldu diye? Ah, bize ne oldu? .. Öyle çok düşündüm ki bu soruyu, artık anlamını yitirdi bende. Öyle çok cevap aradım ki… Ama her seferinde sanki tüm kilitler sende çözülecekmiş, sanki tüm soruların cevabı sendeymiş gibi ellerim boş döndüm zihnimin çıkmazlarına…
Acının tüm evrelerini yaşadım ben sensizlikte, bu terk edişte… Önceleri dayanılır gibi değildi. Nefes alamıyordum sanki. Geceler hiç bitmiyordu. En çok gecelerde anladım ben seni ne çok sevdiğimi… En çok geceleri özledim teninin o bebeksi kokusunu… Bazen çıldırıyorum sanıp Allah’a dualar ettim; ne olur aklımı koru, diye… Dayanılır gibi değildi, tükenmiştim. Gözlerim o güne kadar bu denli gözyaşı dökmemişti. Çıkış bulamıyordum, aklım almıyordu.. Sen… Benim ilk ve tek ve en büyük aşkım, dokunmaya kıyamadığım, bakmaya doyamadığım yarim, bunu bana nasıl yapmıştın? Bana kıyamayan sevgilime ne olmuştu? Nasıl olup da birden bu kadar acımasızlaşmıştın? Halbuki ben… Ahh, ben seni ne çok sevmiştim… Tarif edilmez, anlatılmazdı sana olan tutkum. Sen benim hem çocuğum, hem aşkım, hem dostum, özlemim, hasretim, her şeyimdin… Öyle ki, sensizlik dünyada başıma gelebilecek en korkunç şeydi… Çoğu zaman ortada hiç bir şey yokken, ağlardım ben, ya bir gün gelirde benden bıkarsan, diye… Kara sevdamdın, duman duman yanardın gönlümde her daim. Yanındayken bile özlerdim seni. Başım omzunda otururken, akşam olacak ve ben sensiz kalacağım diye içim giderdi… Tüm bunları düşündükçe, fazla yaşamam diyordum; ben bu acıyla fazla yaşayamam…
Yanılmışım… Meğer sensizde yaşanıyormuş. Bunu anlamam çok uzun zaman aldı. Önceleri kabul etmiyordum ayrılığı…Nasılsa bir gün gelecek ve sen bana dönecektin, yine benim olacaktın. Evet, bana tüm yaptıklarına rağmen sana kızamıyor, yine bana dönmeni istiyordum… Ben nasıl sensiz mutlu değilsem, sende bensiz mutlu olamazdın. Bir süre böyle dindirmeye çalıştım bitmeyen acımı. Sonra, yavaş yavaş asla geri gelmeyeceğini anladım. Sen yolunu çizmiştin işte. Beni geride bırakmıştın. Hem de çok geride… Bunu anlayınca önce acılarım geri döndüler insafsızca. Ama neden sonra, buna da alıştım ve kabul ettikçe rahatladım. Durum buydu. Yapacak hiçbir şey yoktu kabullenmekten başka.
Sonra bir zaman sana beddua etmekle geçti. İnşallah mutlu olamazdın. Benim seni sevdiğim gibi severdin inşallah bir vefasızı ve benim gibi terk edilirdin.. Sen sevdikçe o kaçsın istedim. O da seni geride bıraksın istedim. Çok sev ama hiç sevilme istedim…
Sonra bunlarda geçti. Acım yavaşça da olsa diniyordu artık. Sensizliği, terk edilmişliği kabullendim. Bu da geçecek dedim hep. Bir gün gelecek ve sen de unutulacaksın. Ve nitekim öylede oldu. Belki unutmadım seni ama artık canımı acıtamıyorsun. Kahretmiyorum senle geçen günlerime, lanetler yağdırmıyorum sana, beni bırakışına… Başkalarının acılarına bakıp teselli ettim kendimi. Ah bir bilsen ne acılar var bu dünyada… Dedim ya, acının da binlerce çeşidi var. Bir sokak çocuğunun, ufacık bir hediyeyle yaşadığı mutluluğu görüp utandım kendimden. O çocuğun gözlerindeki kederi görünce ne boş şeylere üzüldüğümü anladım. Ben aşkımızı kutsal sanırdım, ama o gün o çocuğu bir nebze mutlu edince kutsallığın ne demek olduğunu anladım ve yine utandım kendimden ve sana akıttığım yaşlardan…
İşte böyle… Ben seni yendim. Ben sensizliğe göğüs gerdim ve sana ezilmedim. Çok şey öğrendim sayende. Artık bulanık değil gözümde hiçbir şey. Tüm sorular cevabını buldu. Hepsinin bir tek cevabı vardı… Sen beni sevememiştin! .. Tüm yaşananların tek nedeni buydu işte. Çünkü sevmek bambaşka bir şey. Sevmek; fedakarlık, sevmek; sabır, sevmek; cesaret… Her şeyden önce sevmek, acıyı göze almaktır. Ben tüm bunları kabullenerek sevdim seni. Zoru görünce kaçmadım. Senin için direndim, savaştım. Sonrada payıma düşen acıyı çektim.. Ben aşka borçlu değilim. Bedelini çok ağır ödedim. Ben aşka küskünde değilim. O görevini yaptı. Bizi karşılaştırdı ve sonrada dedi ki; aşkı bulmak herkese nasip olmaz. Mademki baş koydunuz bu işe, öyleyse gösterin yürekliliğinizi… Ben dimdik yürüdüm aşka, sense kaçtın! .. İşte her şey bundan ibaret. Durum bu… Anladım ki, mutluluk senin tekelinde değil! Yüzümün gülmesi için gözleri görmem gerekmiyor. Ben sensizde gülebiliyorum artık. Ah, bir bilsen çocuk! .. Ne çok gözyaşı döktüm ben senin uğruna, hem de senin umurunda değilken. Halbuki gözyaşları, yüreklerde saklanan incilermiş. Akıtmamak gerekirmiş boş yere. Çünkü çocuk, bir gün gelip de kendinden daha önemli şeyler olduğunu anlarsan hayatta, başını kaldırıp bakarsan çevrene göreceksin.. O inciler yürekleri dağlayarak çıkıyorlar dışarı. İşte bunun için boşa akıtmamak lazım gözyaşlarını; boşa geçirmemek lazım zamanı.
Bana bunları öğrettiğin için, beni acı çekerek olgunlaştırdığın, en önemlisi de kutsallığın ne olduğunu anlamamı sağladığın için sağ ol! ..