öğretmenim, ama yaşamın hep öğrencisiyim... karadenizin dalgalı kıyılarından kopup geliyor olsam da zaman zaman akdenizin dingin-tuzlu suları gbi sakin ve ağırbaşlıyım.ya göründüğüm gibiyim, ya da olduğum gibi görünürüm.. hem çok kolay anlaşılırım hem de hiç bulunamayan bir bilmeceyim[KENDİMCE BİLE) okumayı ve yazmayı, seyahati,bilcümle güzel olan herşeyi severim. samimiyim, açık sözlüyüm, sıcakkanlıyım. inasanları tanımayı çok severim. dostlukların daim sürmesini dilerim.
GİDİŞ/AT şimdi gidersin yemişe durmuş bahar dallarımı kırıp dökerek kor kor yangılar ortasında / korda gidersin kar mı yağar temmuz sarısında işgaldedir yüreğim/ ayyüzlüm kuşatmada... şimdi gidersin tutsaklık ayrılığın öbür adıymış şimdilerde anladım gidişlerde gelmiyormuş aşk gölge gibi peşisıra ıraklara şimdilerde düşende ayrılıklara anladım sis basmış gözbebeğini yüreğimin ardınsıra yürümez ayaklarım ayyüzünü, güneş bakışlarını takıp gölgene gidersin. yağmur bakışların kalır bana bir de ben/ sisler altında gidersin. Aralık-2001 canali şen
SEN/TEZ Hey hayat durmaksızın kendi mecranda ak ak dur. direnip/kazanacağım kendi kıyıma kök salacağım
Kaçınılmaz olmuştur tekbaşınalığı insanın /tarihte öyle de kalacak her ne kadar söylense de aksi ütopyadan ibaret
YÜZÜNÜN RENGİ: AYRILIK Koyumavi gökyüzünün kurşuni,mehtaplı bir akşamında ayın şavkı sarı saçlarından omuzlarına akarken; açıkyeşil, harlı gözlerine takılıp kalmıştım. Gülüşün, yaşama sevincim olmuştu. Günler günleri kovaladı, yelkovanın akrebi kovalaması gibi... acılar sevinçleri... sevinçler acıları. Aslında sevdamız bir çıkmaz sokaktı..labirentti. Dönüp durduk, kovaladık. Ne dışına çıkabildik kısır döngünün, çemberin, ne de kırabildik. Akvaryumun içinde yüzmeyi yaşamak zanneden balık gibi, nefes alıp vermeyi yaşamak bildik. Bir bahar akşamı arifesi akşamı son kez oturduğumuzda, sen 'son' olduğunu bilemedin,belki. sezdin. Az zaman geçti belki,çok zaman.. ya da 'hiç' zaman bence. O akşam bitiverdi tüm yaşam maceram; bedenim sallanır durur boşlukta. Duygularından soyutlanmış bir beden neyi ifade eder? Anlamını çözemiyorum. Gözlerin uzunca karanlık bir tünele bakar gibiydi.. ışık arar gibi. Peşpeşe içtim kadehleri zamanı çabucak tüketmek için.. acıyı azaltmak, uyuşturup- şimdilik- dondurmak adına. Yeşil salatayı,kolayı ve çikolatalı pastayı severdin. bir de çikolatayı. Cebimde hep çikilota taşır, seni güldürürdüm. O günden sonra hiç tatmadım.Artık cebimde çikolata da taşımıyorum. Son akşam: sisler ortasında kirli bir karanlıkta birden bire gözden kayboldun, ben gözlerimi ıslak sokak taşlarına sermiştim. Şimdi ne garip,yüzünün rengini seçemiyorum, ayrılığın. Sadece koyukirli.. bir de karanlık kış sonu akşamının tenha bir kavşağı. bütün hatıramda bunu buluyorum şimdi. Yaşamım: kirlikara bir kavşak çıkmazı.. bir labirent.. cam fanus. Bütün maceram: Buğulu cama yazılmış silik bir yazıdan ibaret.. ısındıkça yavaş yavaş yuvarlanıp, ardından buharlaşan... canali şen (UÇ/MEKTUPLAR)
öğretmenim, ama yaşamın hep öğrencisiyim... karadenizin dalgalı kıyılarından kopup geliyor olsam da zaman zaman akdenizin dingin-tuzlu suları gbi sakin ve ağırbaşlıyım.ya göründüğüm gibiyim, ya da olduğum gibi görünürüm.. hem çok kolay anlaşılırım hem de hiç bulunamayan bir bilmeceyim[KENDİMCE BİLE) okumayı ve yazmayı, seyahati,bilcümle güzel olan herşeyi severim. samimiyim, açık sözlüyüm, sıcakkanlıyım. inasanları tanımayı çok severim. dostlukların daim sürmesini dilerim.
GİDİŞ/AT
şimdi gidersin
yemişe durmuş bahar dallarımı
kırıp dökerek
kor kor yangılar ortasında / korda
gidersin
kar mı yağar
temmuz sarısında
işgaldedir yüreğim/ ayyüzlüm
kuşatmada...
şimdi gidersin
tutsaklık ayrılığın öbür adıymış
şimdilerde anladım
gidişlerde gelmiyormuş aşk
gölge gibi peşisıra ıraklara
şimdilerde düşende ayrılıklara
anladım
sis basmış gözbebeğini yüreğimin
ardınsıra yürümez ayaklarım
ayyüzünü,
güneş bakışlarını takıp gölgene
gidersin.
yağmur bakışların kalır bana
bir de ben/ sisler altında
gidersin.
Aralık-2001
canali şen
SEN/TEZ
Hey hayat
durmaksızın kendi mecranda
ak ak dur.
direnip/kazanacağım
kendi kıyıma
kök salacağım
Kaçınılmaz olmuştur
tekbaşınalığı insanın /tarihte
öyle de kalacak
her ne kadar
söylense de aksi
ütopyadan ibaret
direnip/kazananlar
kaybedenlerdir/kendilerinden
kazananlar;
direnenlerin kazanımlarını
tüketmişlerdir hep
kavgada da...
aşkta da..
canali şen
YÜZÜNÜN RENGİ: AYRILIK
Koyumavi gökyüzünün kurşuni,mehtaplı bir akşamında ayın şavkı sarı saçlarından omuzlarına akarken; açıkyeşil, harlı gözlerine takılıp kalmıştım. Gülüşün, yaşama sevincim olmuştu.
Günler günleri kovaladı, yelkovanın akrebi kovalaması gibi... acılar sevinçleri... sevinçler acıları. Aslında sevdamız bir çıkmaz sokaktı..labirentti. Dönüp durduk, kovaladık. Ne dışına çıkabildik kısır döngünün, çemberin, ne de kırabildik. Akvaryumun içinde yüzmeyi yaşamak zanneden balık gibi, nefes alıp vermeyi yaşamak bildik.
Bir bahar akşamı arifesi akşamı son kez oturduğumuzda, sen 'son' olduğunu bilemedin,belki. sezdin. Az zaman geçti belki,çok zaman.. ya da 'hiç' zaman bence. O akşam bitiverdi tüm yaşam maceram; bedenim sallanır durur boşlukta. Duygularından soyutlanmış bir beden neyi ifade eder? Anlamını çözemiyorum.
Gözlerin uzunca karanlık bir tünele bakar gibiydi.. ışık arar gibi. Peşpeşe içtim kadehleri zamanı çabucak tüketmek için.. acıyı azaltmak, uyuşturup- şimdilik- dondurmak adına.
Yeşil salatayı,kolayı ve çikolatalı pastayı severdin. bir de çikolatayı. Cebimde hep çikilota taşır, seni güldürürdüm. O günden sonra hiç tatmadım.Artık cebimde çikolata da taşımıyorum.
Son akşam: sisler ortasında kirli bir karanlıkta birden bire gözden kayboldun, ben gözlerimi ıslak sokak taşlarına sermiştim. Şimdi ne garip,yüzünün rengini seçemiyorum, ayrılığın. Sadece koyukirli.. bir de karanlık kış sonu akşamının tenha bir kavşağı. bütün hatıramda bunu buluyorum şimdi.
Yaşamım: kirlikara bir kavşak çıkmazı.. bir labirent.. cam fanus.
Bütün maceram: Buğulu cama yazılmış silik bir yazıdan ibaret.. ısındıkça yavaş yavaş yuvarlanıp, ardından buharlaşan...
canali şen
(UÇ/MEKTUPLAR)