Adananın tenha ve bir o kadar tehlikeli sokaklarında Birbirimize sarılarak büyüdük biz. Bir ekmeğin en fazla kaça bölündüğünü orada öğrendim. Kardeş diyerek tutunduğumuz kızlar vardı, Olaysız geçmezdi günümüz Aşağı mahallenin gençleri kızlara mektup yazardı Onlardan önce biz okur biz koşardık. Birde mahallemizin etine dolgun Fatma teyzesi vardı, Ne zaman aç kalsak yanına koşardık Önce karnımızı doyurur Sonra nasihatler savururdu. Kelimelerini harfi harfine hatırlarım Sen delisin fevri oğlum Babanla ters düşme ,ara sor En kötü baba babasızlıktan iyidir derdi hep. İliklerime işlemiş sanki bu sözler Hala hatırlar arar sorarım babamı. Babam… Baba kelimesinin bütün anlam ve karizmasını yitirdiği noktaydı hep benim için, Hayal kırıklığının tâ kendisiydi . Oysaki Annem … O olmasa napardım bilmiyorum Nasıl eserdi bu rüzgar ,annem iç çekmese Nasıl yağardı bu yağmur ,annem gözyaşı dökmese Ve nasıl doğardı bu güneş ,annem tebessüm etmese Hiç bilmiyorum. Aklımdaki sorular ve uktelerle büyümüştüm… Kabullenmiştim gerçekleşmeyeceğini bir çok hayalin Yukarı mahallenin güzel kızının beni hiç sevmeyeceğini ,kabullenmiştim Yasemin çiçekleri benim için açmayacaktı, kabullenmiştim Zerdali ağacı gölgesinde el ele oturmayacaktık Kimse benim için şarkı söylemeyecekti Çay demlemeyecekti Herhangi bir başarımda yakılan meşalelerle yakamayacaktım sgaramı… Kimse bilmeyecekti var olduğumu, kabullenmiştim Hayat,,, Bazen de yapmam dediklerimle sınamıştı beni.. ‘Erkek adama ağlamaz ulan’ dedikten Beş dakika sonra hüngür hüngür ağladığımı bilirim Bir daha gitmem dediğim meyhanenin çıkış kapısını unutmuşluğum var. İçmem dediğim sgarayı 2 pakete çıkardım günde İyi bilirim hata yapmam dedikten sonra kafamı vuracak duvar aradığımı. ‘ Ulan o kız sevilirmi be ‘ dediğim arka mahallenin sümüklü ayşesini Şimdilerde görebilmek için attığım taklaları söylemiyorum bile. Erkek adam kaçmaz diyorum, Babam düşüyor aklıma girecek delik arıyorum.
Birbirimize sarılarak büyüdük biz.
Bir ekmeğin en fazla kaça bölündüğünü orada öğrendim.
Kardeş diyerek tutunduğumuz kızlar vardı,
Olaysız geçmezdi günümüz
Aşağı mahallenin gençleri kızlara mektup yazardı
Onlardan önce biz okur biz koşardık.
Birde mahallemizin etine dolgun Fatma teyzesi vardı,
Ne zaman aç kalsak yanına koşardık
Önce karnımızı doyurur
Sonra nasihatler savururdu.
Kelimelerini harfi harfine hatırlarım
Sen delisin fevri oğlum
Babanla ters düşme ,ara sor
En kötü baba babasızlıktan iyidir derdi hep.
İliklerime işlemiş sanki bu sözler
Hala hatırlar arar sorarım babamı.
Babam…
Baba kelimesinin bütün anlam ve karizmasını yitirdiği noktaydı hep benim için,
Hayal kırıklığının tâ kendisiydi .
Oysaki Annem …
O olmasa napardım bilmiyorum
Nasıl eserdi bu rüzgar ,annem iç çekmese
Nasıl yağardı bu yağmur ,annem gözyaşı dökmese
Ve nasıl doğardı bu güneş ,annem tebessüm etmese
Hiç bilmiyorum.
Aklımdaki sorular ve uktelerle büyümüştüm…
Kabullenmiştim gerçekleşmeyeceğini bir çok hayalin
Yukarı mahallenin güzel kızının beni hiç sevmeyeceğini ,kabullenmiştim
Yasemin çiçekleri benim için açmayacaktı, kabullenmiştim
Zerdali ağacı gölgesinde el ele oturmayacaktık
Kimse benim için şarkı söylemeyecekti
Çay demlemeyecekti
Herhangi bir başarımda yakılan meşalelerle yakamayacaktım sgaramı…
Kimse bilmeyecekti var olduğumu, kabullenmiştim
Hayat,,,
Bazen de yapmam dediklerimle sınamıştı beni..
‘Erkek adama ağlamaz ulan’ dedikten
Beş dakika sonra hüngür hüngür ağladığımı bilirim
Bir daha gitmem dediğim meyhanenin çıkış kapısını unutmuşluğum var.
İçmem dediğim sgarayı 2 pakete çıkardım günde
İyi bilirim hata yapmam dedikten sonra
kafamı vuracak duvar aradığımı.
‘ Ulan o kız sevilirmi be ‘ dediğim arka mahallenin sümüklü ayşesini
Şimdilerde görebilmek için attığım taklaları söylemiyorum bile.
Erkek adam kaçmaz diyorum,
Babam düşüyor aklıma girecek delik arıyorum.