Bülent Aydın - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı


Bülent Aydın BÜLENT AYDIN’IN ŞİİRLERİ

“Kimselerin vakti yok, durup ince şeyler düşünmeye” der şair. Bunu söylerken bir de “ah” ekler mısranın başına. Gerçekten bu, ah edilmesi, yazıklanması gereken bir durumdur.
Evet, maalesef kimselerin vakti yok ince şeyleri düşünmeye. Öyle hızlı, öyle hoyratça yaşıyoruz ki hassasiyetimizi, inceliklerimizi kaybettik. Kara piyasanın, kara siyasanın hâkim olduğu bu çağda tek derdimiz daha çok kazanmak, daha hızlı yaşamak, daha çok tüketmek…
Bu kadar olumsuzluğun içinde şükür ki “ince şeyler” den nasibini alan, incelik sahibi, hassas, duygulu insanlar da var. Kalp sahibi, gövdesinin üzerinde bir kafa taşıyan, bir şeyler üzerinde kafa yoran, bir şeylerin tasasını çeken, derdi olan, yürek sahibi, “aşk ehli” insanlar da var.
İşte bunlardan biridir “Bülent Aydın”. Bu kadar hengâmenin arasında aşk ehli olmayı başarabilmiş, bizi çepeçevre saran görünmez zincirlerimizi kırıp “aşkın” a yönelmiş ender insanlardan biri olsa gerek Bülent Aydın.
Şiirleri, bazılarımızın yitirmek üzere olduğu, çoğumuzun maalesef hiç tanımadığı “aşk”ı dile getiriyor. Bize; küçük, sıradan ve süflî ilişkilerin hâkim olduğu bu dünyadan başka bir dünyanın “öteler” in olduğunu anlatıyor Bülent Aydın. ”Öteler” in hasretiyle yanan insanın derdinden bahsediyor. ”Sürgün ülke”de yaşayıp “başkentler başkenti”nin hasretiyle kavrulan insanı anlatıyor.
Şiirlerine derin bir hüzün hâkim Bülent Aydın’ın. Ancak gurbette yaşayanların idrak edebileceği bir hüzün. Ancak, bu dünyanın bir gurbet olduğu şuurunda olanların anlayabileceği bir hüzün bu. Her gurbet gibi Bülent Aydın’ın gurbetinin de bir sılası var tabiî ki. Ve o sıla özlemiyle yanıp tutuşmakta şair.
Bülent Aydın’ın şiirleri şiiriyet açısından tartışılabilir. Sanırım, kendisinin de “has şairlik” gibi bir iddiası yoktur. Ancak şurası muhakkak ki, bu şiirler; düşünen, duyan, hisseden bir kalpten gelmektedir. İçtendir, yürektendir. Ve sadece bu bile takdire değerdir. Böylesine kirlenmiş, insanî değerlerin böylesine tepetaklak olduğu bu dünyada aşk sahibi olmak, kalp sahibi kalmak ve hele bunu samimî bir biçimde terennüm etmek her kişinin işi olmasa gerek.
Şunu itiraf edeyim, kitaptaki bazı şiirleri okurken gözlerimin yaşarmasına engel olamadım. Bu da gösteriyor ki Bülent Aydın, sadece kendisinin değil, kendisi gibi bir hâlle hâllenenlerin de şiirini yazmıştır.
Zaten şiir de bu değil midir? Aynı hâl üzre olanların birleştiği bir damar değil midir şiir? Bir gönül taşıyan, yürek sahibi insanların dili değil midir şiir?
İşte bu yüzden, aşk üzre yaşayanların kendini bulacağı içlenmelerdir Bülent Aydının şiirleri.

Burhanettin ÇAKICI
Edebiyat Öğretmeni