'Dünyanın En Tuhaf Mahlûku Akrep gibisin kardeşim, Korkak bir karanlık içindesin akrep gibi… Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. Midye gibisin kardeşim, Midye gibi kapalı, rahat. Ve sönmüş bir yanardağı ağzı gibi korkunçsun kardeşim. Bir değil Beş değil Milyonlarcasın maalesef. Koyun gibisin kardeşim, Gocuklu celep kaldırınca sopasını Sürüye katılıverirsin Ve adeta mağrur koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlûkusun yani, Hani şu derya içinde olup, Deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm Senin sayende. Ve açsak, sorgunsak, aklan içindeysek Senin sayende ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak, kabahat senin demeğe de dilim varmıyor ama, kabahatin çoğu senin, canım kardeşim.”
'Dünyanın En Tuhaf Mahlûku
Akrep gibisin kardeşim,
Korkak bir karanlık içindesin akrep gibi…
Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
Midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağı ağzı gibi korkunçsun kardeşim.
Bir değil
Beş değil
Milyonlarcasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
Gocuklu celep kaldırınca sopasını
Sürüye katılıverirsin
Ve adeta mağrur koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlûkusun yani,
Hani şu derya içinde olup,
Deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
Senin sayende.
Ve açsak, sorgunsak, aklan içindeysek
Senin sayende ve hala şarabımızı vermek için
üzüm gibi eziliyorsak,
kabahat senin
demeğe de dilim varmıyor ama,
kabahatin çoğu senin, canım kardeşim.”
Nazım Hikmet