Yüzün geçmişten kalan Aşka tarif yazdıran Bir alaturka hüzün Yüzün kıyıma vuran Anne karnı huzur Çocukluğumun sesi Senden bana Şimdi zamanı sızdıran
Şımartılmamış aşkın Sessizliğe yakın Kimbilir kaç yüzyıldır Sarılmamış kolların Sisliydi kirpiklerin Ve gözlerin yağmurlu Yorulmuşsun Hakkını almış yılların
Elfida Bir belalı başımsın Elfida Beni farketme sakın Omzumda iz bırakma Yüküm dünyaya yakın Elfida Hep aklımda kalacaksın
ne küslük var ne pişmanlık var kalbimde yürüyorum sanki senin yanında sesim uzaklaşır herbir adımda hayat bize kalmadan gidiyorum
gerdiğin tel kalbimde kırılmadı gönül kuşum şarkıdan yorulmadı bana kimse senin gibi sarılmadı ışığımız sönmeden gidiyorum .............................................. Uçsuz bucaksız bir çölün ortasındayım Dayanılır gibi değil çıkmazdayım Adım adım izimde yalnızlığım Reva mı hep kırık dökük sevdalarım
Ah düşlerim berduş sevgilerim Kalmadı hiç mecaliniz Dargın ümitlerim
Ah yanarım hep virane anılarım Bırakmadı yakamı yaslar Faydasız dualarım
Geç olmadan vazgeç bırak beni Ardına bile bakma git unut beni Uzak dur yar kederimden, unut beni
Duy feryadımı Tanrım dardayım Bu yol gidilir gibi değil çıkmazdayım Dayandı kapıma yine arsız yalnızlığım Reva mi hep boynu bükük sevdalarım
............................................. Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma ellerinizle Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce... Bir yer var Her şeyi söylemek mümkün Epiyce yaklaşmışım Duyuyorum Ama Anlatamıyorum.... (Veli'nin oğlu Bir garip Orhan) ......................................... Bir sabah saçlarımı okşayıp da rüzgar İzlerini sürüp de gidecek beyaz beyaz Ve güneş aynaya baktığımda çizgilerden Yeni bir yüz gösterecek üzülerek biraz Yok olmaz erken daha Biraz geç kalın ne olur Hiç hazır değilim henüz Ne olur baharlarımı bırakın bir süre daha Tanıdık değil bana güz Yok olamaz dur Dur gidemezsin Gözlerimin rengi dur Bulutlara dönemezsin Yok alamazsın Beni deli zaman Ömrüme o kurşuni renkleri süremezsin O gün başka renkte ağaracak biliyorum Ve zorla değil ya o rengi hiç sevmiyorum Ne olur sanki biraz daha zaman verseniz Yıllar öfkenizi hiç mi hiç anlamıyorum
Anahtar kullanmayı sevmiyorum ben Eve geldiğimde zile basmalıyım... Kapıyı sen açmalısın Ve hoşgeldin demelisin... Bütün sıcaklığınla karşılamalısın... Gözlerinin içine bakınca bütün yorgunluğum dinmeli Sana getirdiğim çiçekleri verirken... Birlikte oturmalıyız emeğin değmiş sofraya... Uzun uzun konuşabilmeliyiz gün hakkında Bizim için hazırladığın o elin değimiş en tatlı kahveyi içerken... Dedim ya anahtar kullanmayı sevmiyorum ben...
Yüzün geçmişten kalan
Aşka tarif yazdıran
Bir alaturka hüzün
Yüzün kıyıma vuran
Anne karnı huzur
Çocukluğumun sesi
Senden bana
Şimdi zamanı sızdıran
Şımartılmamış aşkın
Sessizliğe yakın
Kimbilir kaç yüzyıldır
Sarılmamış kolların
Sisliydi kirpiklerin
Ve gözlerin yağmurlu
Yorulmuşsun
Hakkını almış yılların
Elfida
Bir belalı başımsın
Elfida
Beni farketme sakın
Omzumda iz bırakma
Yüküm dünyaya yakın
Elfida
Hep aklımda kalacaksın
..............................................................................................................................................
işte gidiyorum...
birşey demeden, arkamı dönmeden şikayet etmeden
hiçbirşey almadan, birşey vermeden
yol ayrılmış görmeden gidiyorum...
ne küslük var ne pişmanlık var kalbimde
yürüyorum sanki senin yanında
sesim uzaklaşır herbir adımda
hayat bize kalmadan gidiyorum
gerdiğin tel kalbimde kırılmadı
gönül kuşum şarkıdan yorulmadı
bana kimse senin gibi sarılmadı
ışığımız sönmeden gidiyorum
..............................................
Uçsuz bucaksız bir çölün ortasındayım
Dayanılır gibi değil çıkmazdayım
Adım adım izimde yalnızlığım
Reva mı hep kırık dökük sevdalarım
Ah düşlerim berduş sevgilerim
Kalmadı hiç mecaliniz
Dargın ümitlerim
Ah yanarım hep virane anılarım
Bırakmadı yakamı yaslar
Faydasız dualarım
Geç olmadan vazgeç bırak beni
Ardına bile bakma git unut beni
Uzak dur yar kederimden, unut beni
Unut beni
Hüznüm yaralar seni dayanamazsın
Unut beni
Üşütür karanlığım alışamazsın
Duy feryadımı Tanrım dardayım
Bu yol gidilir gibi değil çıkmazdayım
Dayandı kapıma yine arsız yalnızlığım
Reva mi hep boynu bükük sevdalarım
.............................................
Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda
Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma ellerinizle
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce...
Bir yer var
Her şeyi söylemek mümkün
Epiyce yaklaşmışım
Duyuyorum
Ama
Anlatamıyorum....
(Veli'nin oğlu Bir garip Orhan)
.........................................
Bir sabah saçlarımı okşayıp da rüzgar
İzlerini sürüp de gidecek beyaz beyaz
Ve güneş aynaya baktığımda çizgilerden
Yeni bir yüz gösterecek üzülerek biraz
Yok olmaz erken daha
Biraz geç kalın ne olur
Hiç hazır değilim henüz
Ne olur baharlarımı bırakın bir süre daha
Tanıdık değil bana güz
Yok olamaz dur
Dur gidemezsin
Gözlerimin rengi dur
Bulutlara dönemezsin
Yok alamazsın
Beni deli zaman
Ömrüme o kurşuni renkleri süremezsin
O gün başka renkte ağaracak biliyorum
Ve zorla değil ya o rengi hiç sevmiyorum
Ne olur sanki biraz daha zaman verseniz
Yıllar öfkenizi hiç mi hiç anlamıyorum
..................................................
Anahtar kullanmayı sevmiyorum ben
Eve geldiğimde zile basmalıyım...
Kapıyı sen açmalısın
Ve hoşgeldin demelisin...
Bütün sıcaklığınla karşılamalısın...
Gözlerinin içine bakınca bütün yorgunluğum dinmeli
Sana getirdiğim çiçekleri verirken...
Birlikte oturmalıyız emeğin değmiş sofraya...
Uzun uzun konuşabilmeliyiz gün hakkında
Bizim için hazırladığın o elin değimiş en tatlı kahveyi içerken...
Dedim ya anahtar kullanmayı sevmiyorum ben...
...................................................................