“Her şeye rağmen muhakkak bir aydınlığa doğru yürümekteyiz. Bende bu inancı yaşatan kuvvet yalnız azim memleket ve millet hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanları içinde, sırf vatan ve hakikat aşkı ile ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdür.” (1918) “Bu dünyadan göçerek Türk milletine veda edeceklerinin çocuklarına kendinden sonra yaşayacaklara, son sözü bu olmalıdır: 'Benim Türk milletine, Türk cemiyetine, Türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemişti, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz. Bu sözler bir ferdin değil, bir Türk Milleti duygusunun ifadesidir.' Bunu, her Türk bir parola gibi kendinden sonrakilere mütemadiyen tekrar etmekle son nefesini verecektir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk Milleti'nin nefesinin sönmeyeceğini onun ebedi olduğunu göstermelidir. Yüksek Türk, senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur! (1935) .
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
*BİR MUSTAFA KEMAL VARDI Bir Mustafa Kemal vardı ışık ışık Karanlık girmezdi ayak bastığı yere Gelişini doğan güneşten anlardık Mavi gözleriyle hükmederdi göklere.
Bir Mustafa Kemal vardı; dalga dalga; Koşup gelirdi her derdine memleketin, Düşünür, bir çare bulurdu mutlaka, Oydu bayrağı istiklal ve hürriyetin.
Bir Mustafa Kemal vardı, alev alev Bir bakışıyla dağlar ovalar tutuşurdu. Kürsüye çıktımı; orada bir dev, Orada bir vatan, bir cihan konuşurdu.
Bir Mustafa Kemal vardı; yürek yürek Tanırdı bütün insanlarını yurdunun Tek başına ve bir aslanca kükreyerek Çıkardı karşısına nice dağ gibi ordunun.
Bir Mustafa Kemal vardı; bayrak bayrak Dalgalanırdı burcunda kalelerin... Ağlıyoruz şimdi o burçlara bakarak, Üzüntümüz öyle büyük, öyle derin!
Bir Mustafa Kemal vardı; rüzgar, rüzgar Eserdi vatan dağlarında sonsuz... Şimdi, Ankara da, Anıtkabir de yatar, Her yerde bir karanlık ve biz onsuz! Ne kadar belli, Mustafa Kemal'siz olduğumuz...
“Her şeye rağmen muhakkak bir aydınlığa doğru yürümekteyiz. Bende bu inancı yaşatan kuvvet yalnız azim memleket ve millet hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanları içinde, sırf vatan ve hakikat aşkı ile ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdür.” (1918)




























“Bu dünyadan göçerek Türk milletine veda edeceklerinin çocuklarına kendinden sonra yaşayacaklara, son sözü bu olmalıdır: 'Benim Türk milletine, Türk cemiyetine, Türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemişti, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz. Bu sözler bir ferdin değil, bir Türk Milleti duygusunun ifadesidir.'
Bunu, her Türk bir parola gibi kendinden sonrakilere mütemadiyen tekrar etmekle son nefesini verecektir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk Milleti'nin nefesinin sönmeyeceğini onun ebedi olduğunu göstermelidir. Yüksek Türk, senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur! (1935) .
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
*BİR MUSTAFA KEMAL VARDI
Bir Mustafa Kemal vardı ışık ışık
Karanlık girmezdi ayak bastığı yere
Gelişini doğan güneşten anlardık
Mavi gözleriyle hükmederdi göklere.
Bir Mustafa Kemal vardı; dalga dalga;
Koşup gelirdi her derdine memleketin,
Düşünür, bir çare bulurdu mutlaka,
Oydu bayrağı istiklal ve hürriyetin.
Bir Mustafa Kemal vardı, alev alev
Bir bakışıyla dağlar ovalar tutuşurdu.
Kürsüye çıktımı; orada bir dev,
Orada bir vatan, bir cihan konuşurdu.
Bir Mustafa Kemal vardı; yürek yürek
Tanırdı bütün insanlarını yurdunun
Tek başına ve bir aslanca kükreyerek
Çıkardı karşısına nice dağ gibi ordunun.
Bir Mustafa Kemal vardı; bayrak bayrak
Dalgalanırdı burcunda kalelerin...
Ağlıyoruz şimdi o burçlara bakarak,
Üzüntümüz öyle büyük, öyle derin!
Bir Mustafa Kemal vardı; rüzgar, rüzgar
Eserdi vatan dağlarında sonsuz...
Şimdi, Ankara da, Anıtkabir de yatar,
Her yerde bir karanlık ve biz onsuz!
Ne kadar belli, Mustafa Kemal'siz olduğumuz...
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
24.9.1991 - Ankara
**