Arzele Gülü Kökleri göğsümde Arzele, büyü benim kanımdan Yüksel umutsuzluğumdan. Ne güzel ışık oluşur sana Zaman içinde yanarak geçen bir adamdan. Alev aç gül yerine. Gölgende büyüsün çılgınlık, herşeye isyan! Kalbinin toprakâ sesini Zagros kayalarına çalan Ben mahkûmum. Efsanede bir düşkün Arzele, Kanun kitaplarında idam Bir günahkârın gövdesinden ayrılmış Kesilmiş bir baş gibi Harran kapılarında aşağılanan. Açıl Arzele ve hiçbir şey umma, umulmaz bu gerçekten Çünkü şarab içiyorum, mısra söylüyorum, İsyan ediyorum, meyhanede ayet dinliyorum. Son bir kadeh gibi yalnızlığa kaldırıyorum seni bu dağdan, Ağı ve coşkunluk dolu bu çanaktan Çünkü kalp, umutsuzluk dolu bir kadehtir, sensin Arzele Cam dudaklarıyla tanrıya açılan, şarap dolu, Bütün zehir ve süt dolu Kıyım ve tarımdan doymuş bir kuşağı baştan çıkaran. *** Dalları boynumda Arzele, zaman içinde ışıyan Eğer fanus yanıyorsa kör pencere içinde ve sen de ordaysan, Eğer sarhoşsam dirim ve uykusuzluk dolu kokundan, Tanrı gizlice meyhaneye iner o gece, o kaplan, o sis, Belki benim suretimde, belki çıldırmış bir küheylan. Anla ki bunlar çocuk ve gül ilişkileridir, kadın ve zaman Ve riya ve tutku ve hainlik ve gül ve gülistan Kökleri göğsümde Arzele, açıl benim yalnızlığımdan *** Kökleri göğsümde Arzele, tanı toprağını Çok genç vurulmuşların boyunlarıdır sustuğum, O çılgın kuşakta isyan Ve bıçak ve mermi ve rüya ve serab ve leylan Ben uçurumların yüzünde yaşadım, Öyle solunca da eşkıya kaldım Genç ölmüş arkadaşların sessizliğinde dolaşan. Tanı bu toprağı, Ben kendi çölüme sürgünüm, Durmadan uzağa gidişim bundan. Çünkü çöl sürüyor, Cudi'deki o sarnıca kan damlıyor Kayıp bu kavmin umutsuzluğundan.
Kökleri göğsümde Arzele, büyü benim kanımdan
Yüksel umutsuzluğumdan.
Ne güzel ışık oluşur sana
Zaman içinde yanarak geçen bir adamdan.
Alev aç gül yerine.
Gölgende büyüsün çılgınlık, herşeye isyan!
Kalbinin toprakâ sesini Zagros kayalarına çalan
Ben mahkûmum.
Efsanede bir düşkün Arzele,
Kanun kitaplarında idam
Bir günahkârın gövdesinden ayrılmış
Kesilmiş bir baş gibi Harran kapılarında aşağılanan.
Açıl Arzele ve hiçbir şey umma, umulmaz bu gerçekten
Çünkü şarab içiyorum, mısra söylüyorum,
İsyan ediyorum, meyhanede ayet dinliyorum.
Son bir kadeh gibi yalnızlığa kaldırıyorum seni bu dağdan,
Ağı ve coşkunluk dolu bu çanaktan
Çünkü kalp, umutsuzluk dolu bir kadehtir, sensin Arzele
Cam dudaklarıyla tanrıya açılan, şarap dolu,
Bütün zehir ve süt dolu
Kıyım ve tarımdan doymuş bir kuşağı baştan çıkaran.
***
Dalları boynumda Arzele, zaman içinde ışıyan
Eğer fanus yanıyorsa kör pencere içinde ve sen de ordaysan,
Eğer sarhoşsam dirim ve uykusuzluk dolu kokundan,
Tanrı gizlice meyhaneye iner o gece, o kaplan, o sis,
Belki benim suretimde, belki çıldırmış bir küheylan.
Anla ki bunlar çocuk ve gül ilişkileridir, kadın ve zaman
Ve riya ve tutku ve hainlik ve gül ve gülistan
Kökleri göğsümde Arzele, açıl benim yalnızlığımdan
***
Kökleri göğsümde Arzele, tanı toprağını
Çok genç vurulmuşların boyunlarıdır sustuğum,
O çılgın kuşakta isyan
Ve bıçak ve mermi ve rüya ve serab ve leylan
Ben uçurumların yüzünde yaşadım,
Öyle solunca da eşkıya kaldım
Genç ölmüş arkadaşların sessizliğinde dolaşan.
Tanı bu toprağı,
Ben kendi çölüme sürgünüm,
Durmadan uzağa gidişim bundan.
Çünkü çöl sürüyor, Cudi'deki o sarnıca kan damlıyor
Kayıp bu kavmin umutsuzluğundan.