Ali Munzurlu - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

Munzur Bakışllım
Ah Munzur bakışlım, ceren gözlü sevdiğim, sehergülüm, yine sensiz akşam oldu bak..... Sabah oldu, yine sensiz yeni bir güne başlayacağız uzaklarda. Huzursuz, mutsuz ve bedbaht... Sen her sabah Munzur suyu olup, akıyorsun düşlerime, yüreğime, ellerime, gözlerime...
Akışında aşk var biliyorum, sevda var, özlem var, umut, özgürlük, aydınlık ve çiçek çiçek, nakış nakış duygu var. Her akşam ovalara, ormanlara, dağlara, taşlara, çimenlere ve özlemlere işliyorsun güzelliğini. Munzur suyu sonsuza aktıkça, sen de akacaksın! Sürekli bir akışı vardır bu suyun. İsyan var akışında, bereket var, türkü var, sevda var, güzellik var. Yüzyıllardır serseri toprak altında sürekli bastırılan bir özgürlük aşkının çiçeği var; bir özgürlük aşkının çocukları var....

Yaşam sürdükçe bu akış devam edecek. Biz, Munzur'un ceren gözlü, ceylan bakışlı, yüreği rüzgar nakışlı güzel çocuklarıyız. Çevirip yüzümüzü gökyüzüne, her gece yıldızlara bakarız. Dağ çiçeği kızıllığında alınlarımız. Öyle dik, öyle mağrur. Her gece ay şavkır yamaçlara, avuçlarımız sosın sarısı olur. Bakışlarımız ay kokar. Biz, Munzur'un Maral gözlü çocuklarıyız. Her sabah uzaklara bakarak yüreğimize sevgiden, özlemlerden ışıklar toplarız. Acılar yoklarız kalbimiz sularda menevişlenirken. Gittiğimiz yollarda ayak izlerimiz silinse de yurdumuz yüreğimizdir bizim. Nereye gidersek gidelim, nerede olursak olalım, bir gün döneceğimiz yer, yine Munzur’dur.

Bizim sevgimiz katışıksız bir sevgidir. Törenlerden, gösterişlerden uzak. Munzur, kardeştir sevinçlerimize. Munzur, acılarımıza anadır. Munzur'u ve Munzur'da seni düşününce, her seher yemyeşil yamaçlar, geniş çayırlar, pırıl pırıl sular, derin vadiler ve masmavi göklerin aydınlığı serilir içimizin koyaklarına. Her tepeyi, her suyu, her çiçeği kalbimizle koklarız ve kalbimizle öperiz tek tek. Sonra karasevda olup göğsümüzun derinlerine düşer her parçası... Ve ben her ayrılışımda gözyaşımla sularım dereleri, ayrılık güllerini. Ve ben her ayrılışımda seher gülüm,bir sarmaşığın sevdasıyla sarılırım sana, göğsümdeki ateşle.

Ey Munzur! Biz ki, onurunu onurumuz bilmişiz, yüreğini yüreğimiz, ahtını ahtımız, sevdanı sevdamız bellemişiz. Sen ki, zulümlerde bize kol kanat germişsin, saklamışsın bizi bağrında. Hüzünlerde hüznümüz, sevinçlerde şenliğimiz olmuşsun. Düğünlerde halayımız olmuş, dolmuşsun can evimize. Ateş yakmayı, ısınmayı senden öğrenmişiz. Senden öğrenmişiz rüzgarın kaç dil bildiğini. Koşmayı, ağlamayı, sevmeyi sevinmeyi, efkarlanmayı senden öğrenmişiz. İnsana insanca bakmayı, tüm canlılara saygı duymayı senin ululuğundan almışız. Nerede olursam olayım, hangi fırtınalarda kalırsam kalayım, seni düşündüğüm zaman ısınır içimin mor türküleri. Bahar gelir gözlerime, Munzur suyu olup akar yüreğim sevda nehirlerine. Özlemler büyür bir yanımda dağ dağ, bir yanım rüzgar olur eser, nergis kokulu yaylalara. Ne varsa geçmişe dair canlanıp dikiliverir karşıma



“yapilan butun zulum bizedir”


Haykırdım
Bırakın beni
Arkama dönüpte bakamadım bile
Çekin çirkin ellerinizi üstümden
Çekmediler
İyice sıktılar ellerimi
Gözlerim, mil çekseydiler keşke
Acısını çekerdim sadece
Şimdi
Ayrılığın
Toprağıma vedanın hüznünü yaşıyorum
Bırakın haykırayım
Açın şu ağzımı
Çekin ellerinizi üstümden
Kulaklarım duyuyor hala
Her adımım
Sesini duydum yine
Ayağım deydi sana toprağım
Yani bir daha göremiyecekmiyim seni
Göklere selam veren dağlarını
Toprağını biçmiş derelerini
Kardeşe ağıt pepuk
Bir daha duymayacakmıyım sesini
Pepuk kuşu ağla
Birde benim için ağla
Birde bana ağıt yak
Hoşçakalın

Hoşçakal Dersim
Ama unutma
Yüreği acıyla dolmuş toprağıma
Uğruna ağıtlar yakılmış sana
Sevdaya, sevgiliye hasret yiğitlerine
Elbet yolum çevrilir
Bekle yollarımı pepuk kuşu
Ezik durma artık halkım
Aç kollarını barışa dersim


...................................................