Alara Hayal - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

HAYATI PAYLAŞMAK İÇİN






http://gruplar.antoloji.com/gul-ve-dikenleri
BEKLİYORUM.




Affetmek Bir Seçimdir...

Nefreti aşmanın tek yolu var: Affetmek.
Başkalarını affettiğimizde biz özgürleşiriz.

Nefret yaşamdan zevk almamızı, insanların güzel yanlarını görmemizi engeller.
Hiç kimse saf iyi ya da saf kötü değildir.

Salt kötülükleri görmek bir süre sonra şüphe, depresyon ve umutsuzluk denizinde boğar insanı. Nefret dolu bir yaşam, mutsuz bir yaşamdır.

Affetmek insanı derinleştirir.
Affetmek için, insanın ruhsal ve zihinsel olarak kendisini hazır hissetmesi gerekir.

Çünkü affetmek bir seçimdir.
Kimsenin zorlamasıyla affetmek mümkün değildir.
Affetmek bir süreçtir. Birdenbire affedişler bile bir sürecin ürünüdür.
Affetmeyi seçtiğinizde kimse size borçlanmayacaktır. Yani koşullu affetme yoktur.

Diğer insanın da sizi affetmesini, değişmesini veya sizin istediğiniz gibi olmasını beklemeyin.

Affetmek bir seçimdir.

Amacı sizin rahatlamanızdır, sizin özgürleşmenizdir.
Nefret duyduğunuz kişinin yaşıyor ya da ölmüş olması sizin affetme sürecinde duyduğunuz acıların yoğunluğunda bir farklılık yaratmayacaktır.

O acılar sizin acılarınız.
Affetmek kolay değildir.

Fakat özgürleşmek için gereklidir.
Çoğu insan affetmenin nefret ettiği kişiyi suçsuz ya da haklı bulduğu anlamına geleceğini sanır. Oysa affetmek, geçmişteki anıların boyunduruğundan kurtulmak, yaşamımızı kontrolü altında tutmasına son vermek demektir.



Affetmek, o kişiyi sevmek değil.
Affetmek, o kişiyle konuşmak zorunda olmak değil.
Affetmek, o kişiyle ilişkiyi sürdürmek değil.
Affetmek, o kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil.
Affetmek, o kişiyi kucaklamak değil.
Affetmek, o kişiyi suçsuz bulmak değil.
Affetmek, o kişiyi hakli bulmak değil.
Affetmek, o kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek değil.



Affetmek kırgınlığın, kızgınlığın, nefretin hapishanesinden özgürlüğe çıkmaktır.
Affetmek artık acıyı hissetmemektir.Yapılanları zihinsel olarak unutmak zaten mümkün değildir.
'Duygusal unutma' affetmenin diğer adıdır.


















Ben sana beni sevmenin imkansızlığını nasıl anlatayım ki?
Kendi yarasını kendi öpen bir çocuğum ben..
Kendi acısını kendi örten bir çocuk..
Yaz çiçeğidir tutunduğum dallar,
çabucacık çürür ölümüne,
Güz gelir ağlarım..
Kış bastırır ürkerim..
Yüreğimin gurbetine giderim bir başıma,
Günümü sevda ederim..
Sevdamı hasret....

Ben sana,
Beni sevmenin imkansızlığını nasıl anlatayım ki...
Kendi düşünü,kendi kuran bir çocuğum ben..
Kendi yaşını kendi kurutan bir çocuk...
Ölüme yakınım nicedir...
Gel gör ki,büyülü bir şey bu hayat,
Kandırılmışlığımı denize alar mesela...
Toprağın üzerine uzanmışken,
Nasıl diyebilirim ki,
Kimim kimsem yok diye...
Bir sızı kalır işte acemice işlenmiş,
Atsam atılmaz,satsam satılmaz...

Ben sana,
Beni sevmenin imkansızlığını nasıl anlatayım ki...
Kendi ninnisini,kendi söyleyen bir çocuğum ben...
Kendi şiirini kendi ezberleyen bir çocuk...
Anne kokulu mendiller saklarım,
Baba gülüşlü resimler yaparım boyuna...
Her günüm bayram olur,
Her bayram şekersiz,çukulatasız...
Olur olmaz heveslerim inatlaşmaktandır.
Adanmışlıktandır küçücük sevinçlerim,
Sevindirmelerim evrene karşı...

Ben sana,
Beni sevmenin imkansızlığını nasıl anlatayım ki..
Kendi elini kendi tutan bir çocuğum ben...
Kendi yüreğini,
Kendi bilen bir çocuk....










Aynı Yolun Yolcuları
Hangimiz takılmadık serseri bir rüzgarın kanatlarına… Takılıp ta sağa sola çarpıp yaralanmadık…

Hangimiz sevmedi mahallesindeki kendisine bakan masum gözleri… Kimin içini cız ettirmedi ilk kalp çarpıntıları…
Hangimizin gönül yarası, kalp ağrısı olmadı.. Bir şiir hangimizi alıp götürmedi bilmediği sulara.. Bir filmde hatırlayıp arkada bıraktığımız aşklarımızı hangimiz iç geçirmedik…
Hangimiz bir ıslak mendile bakıp ağlamadık... Ya da hayatımızın şarkısı saydığımız melodileri duyduğumuzda dalıp gitmedik bilinmezlere… Kim bir sevdanın peşinden ömrünü harcamayı düşünmedi ki… Kim istemedi deli deli aşklar yaşayıp savrulmayı oradan oraya…

Hangimiz yanmadı, hangimiz kanmadı ve hangimiz ağlamadı bırakıp giden sevgilinin arkasından… Hangimizin yok ki kırık bir hikayesi… Bazen kendimize bile anlatmadığımız…

Kim ben hırpalanmadım, yorulmadım, hasret dolmadım diyebilir ki… Kimi ağlatmaz ki kavuşamayan iki sevgilinin öyküsü…Kimin içinde saklayıp hiç dokunamadığı anıları yok ki…

Hangimiz merak etmedik dokunamadığımız, sevgimizden haberi bile olmayan aşkımıza uzanabilseydik ne olurdu diye… Onun kokusu nasıldır acaba, ya da elleri nasıl dokunur insana.. Sabahları nasıl uyanır, nasıl sevişir, nasıl öper insanı dudakları, yakar mı bir değse yüzümüze parmakları…

Hangimiz bin yıl sonra karşısına çıkıp sormak istemedi 'neden' diye…
Kim merak etmedi…
Kim yanmadı…
Kimin hikayesi yok ki…
Kimin kalbi kırık değil…

Kimin 'keşke'leri beklemiyor ki raflarda hâlâ
Kim suskun değil..
Kim aşık değil ki…
Hepimiz aynıyız..
Biz aynı yolun yolcularıyız…



GOTHE


Yaşamaya zaman ayırın,
Zira zaman bunun için yaratılmıştır.

Çalışmaya zaman ayırın,
Başarının bedeli budur.

Düşünmeye zaman ayrın,
Güçlü olmanın kaynağı budur.

Çevrenize nazik davranmaya zaman ayırın,
Mutluluğa giden yol budur.

Etrafınıza bakmaya zaman ayırın,
Günler bencilliğinize yetmeyecek kadar kısadır.

Gülmeye zaman ayırın,
Ruhunuzun müziği budur.

Çocuklarınızla oynamaya zaman ayırın,
Zevklerin en büyüğüdür.

Terbiyeli olmaya zaman ayırın,
İnsan olabilmenin sembolü budur.

Goethe



bazı insanlar mesaj yazdıklarında cevap vermeyince alınıyorlar ve ne işim oldugunu soruyorlar buralarda ve tacize varan mesajlar yazıyorlar size cevap vermek gibi bir zorunlulugum yok.............................