Şahan Çoker - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı


Şahan Çoker (1964) Tokat'ın Zile İlçesinde doğdu. Babasının memuriyeti nedeniyle çocukluğu çeşitli taşra kasabalarında geçti. Yazdıklarını yayınlama fırsatını Üniversite tahsili için Ankara'ya gelmesinden sonra buldu.
Mavera, Hece, ikindi yazıları, kelime, Hatay, dolunay, düşün, itiraz, ülke, gerçek hayat, değirmen, Sebillürresad, Diriliş Postası gibi dergilerde yayınladı. Şiirde ilk zamanlar ikinci yeni kuşağının etkisinde kaldı. İlk şiirlerinde Düşle gerçek arasındaki ince çizgi üzerinde ilerleyen sürrealist ideallerle gerçekler arasında sıkışıp kalmak ve merkezini kendisinin oluşturduğu genişleyen çemberler içindeki dünyayı sorgulamak gibi temalar; marş, kurşun, nöbet, yasak, karanlık, türkü, kaçak gibi 80'li yıllarda sıkça dile getirilen imgeler ağırlıkla kullanılıyordu. Düzen, düzensizlik, sorgulamalar, kendinden hesap soruş ise onun şiirinde göze çarpan farklı bir anlatım oluşturmaktaydı.
Daha sonra klasik şiirle ilgilendi. Modern şiirin ısrarla anlatma ve gösterme çabası şiirde ses ve estetiği zamanla yok ederken, klasik şiirin hece ve sayı gibi sınırlamaları şiirin özgürlük alanına sınırlamalar getiriyordu. Bunun üzerine sade bir dille imgelerini kurarak klasik şiirdeki ses ve estetiği modern şiire taşımak için çalışmalara başladı. Bu çalışmalarının büyük kısmını 2013 yılında okur kitaplığı’ndan çıkardığı “hüzün entarisi” isimli kitabında topladı
Genelde toplumsal temaları işleyen yazar aynı zamanda resim ve tiyatro ile ilgilenmektedir. Ölü Öğretmenler Kooperatifi, Babam Bana Televizyon aldı, Ben büyüyünce tilki olacağım gibi tiyatro eserleri amatör topluluklarca sergilendi.
Sarı Ceketli Yalnızlık adlı kitabı 2005 yılında vadi yayınlarından çıktı. Türkiye Yazarlar Birliği üyesidir. İzmir'de Eğitim Yöneticisi olarak görev yapmaktadır.


Hüzün entarisi Hakkında

Hiçbir şair şiirinden geri kalmak istemez. Bu doğrudur da, kendi gibi şiir yazan şair çok azdır. Şahan Çoker, kendi gibi şiir yazan ender şairlerden. Hem de en delikanlısından...
Sevgili Şahan Çoker, veda nerede kaldı, başlangıç nerede? Arafta bıraktın bizi. Biliyorum o karanlık dizelerin ışığa sımsıkı yapışmıştır ama bu çarpışmaya henüz hazır değildim. Okudum seni, hazır olmam gerekiyormuş.
Ey dikbaşlı melankoli, ey Hüzün Entarisi, ey Şahan Çoker bir şey itiraf edebilir miyim: Bana ve benim gibilere acıma! Kanatıncaya kadar yaz.
Cezmi Ersöz

Şair, hem de şiirine Şahan,
Hayatın yanağına 'anarşist bir öpücük' konduran ve bize mısra mısra yalnızlığın sokaklarını dolandıran adam.
Asi ve devrimci sesi, içli taşra şarkılarını andıran; ekmeği de suyu da çayı da hüzne bandıran adam.
Rüyası berrak bir iman, dünyası gam üstüne gam.
'İçimizdeki şiir söyleyen çocuk' hiç susmasın diye bütün çocuklar için şiirle selama duran adam.
Ne zaman dinleseniz onu, ya da okusanız bir şiirini karanlık dağılır, yüreğinize bir aydınlık çöker.
Şair, dost, arkadaş, Şahan Çoker.
Sıtkı Caney