Gözlerini yumup başka bir dünyada olmak gibi bir şey bu.
Yaşıyor muyum, öldüm de başka diyarlara mı yol aldım?
Hani bir şarkı vardır ya insanın kulağında çınlayan;
Kimi eski bir anıya götüren,
Kimi birini hatırlatan.
Bazen insanın ağlayası gelir duyunca,
Bazen de gülesi nedensiz.
Ama hiçbiri bu tınılar kadar etkilemez insanı.
Ruhunun derinliklerine doğru öyle bir yol alır,
Öyle hızlı yayılır ki bir anda,
Anlayamazsınız ne oluyor diye.
Evet, ağlatır;
Hem de ne biçim.
Ama ne gariptir elem, üzüntü vermez insana.
Hani ağlamayla gülme kardeştir derler ya;
Hah işte aynı o çeşit bir şey.
Öyle ki gözlerinizden süzülen yaşlara sevinesiniz gelir.
Kim bilir belki de insana insan olduğunu hatırlatır.
Ruhumuzu uyandırır.
Hani o bastığımız toprak var ya;
Ya da basamadığımız,
Hissedemediğimiz toprak ana;
İşte onu hissettirir bize.
Oraya döneceğimizi mi hatırlarız,
Yoksa aslında ışıktan var olduğumuzu mu?
Uyan ruhum!
Uyan ki gör dünyayı,
Uyan ki beni de uyandır körlüğümden.
Göster yeniden varlığın gerçek siluetini.
Uyan ki dünya uyansın.
Dövüşmesinler boşa,
Kırmızıya bulamasınlar toprak anamı.
Beyaz kalsın o,
Senin gibi,
Işık gibi.
Yeşil kalsın o,
Çimen gibi koksun yeniden.
Mavi kalsın o,
Kalsın ki coşsun deniz yine.
Karalara bürünmesin kuruyan kan lekesi gibi.
Sonra kızıyor bize,
Alıyor gencecik bedenleri içine.
Vakti gelmeyenleri,
Ruhunu kör etmemiş saf gözleri.
Açıl gözlerim!
Açıl ki öğren,
Neler olmuş bitmiş sen kapalıyken.
Kimler göçmüş bu dünyadan,
Kimler zannediyor gemi misali,
Bu limanda sonsuzluğa ereceğini.
Sen açıl ki,
Dünya da açsın gözünü.
Görsünler tüm renkleri.
Gökkuşağını da görsünler,
Yağmur bulutlarının grisini de.
Siyahla beyaz olmasın yalnızca.
Sarıyı da görsünler,
Pembeyi de, moru da, laciverdi de.
Gökyüzü şenlensin yine renklerin cümbüşüyle.
Boyamasınlar yüksek mavilikleri
Göz gözü görmez kara dumanlar ile.
İçerliyor sonra gökyüzü,
Yağmuru yağdırmıyor eskisi gibi alışıldık.
Fırtınalar estirip uçuruyor çatımızı.
Bırakmıyor başımızın üstünde sıcak tutan kapımızı.
Denizi alıyor yerinden sanki
Üzerimize atıyor elleriyle.
Derinliklerinde suların kaybolup gidiyoruz,
Güneşi suyun altından seyreder oluyoruz,
Sonra sonsuz karanlığa gömülüyoruz yine.
Kayıt Tarihi : 22.1.2009 15:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!