Tanrı ile sır vardı âlem vardı sen vardın,
Gün yüzüne adını Türk olarak çıkardın.
Mahşerin atlıları göklerde uçar iken,
Kucağına kurtları sarıyordu Ötüken.
Aslında yozlaşmamış töresi kutlu idin,
Başbuğlar ülkesinde özgür ve mutlu idin.
Kısrak sesi nal sesi kılıç sesi ok sesi,
Karanlığı boğandı yağız yerin türesi.
Obalarda karakış kayına düşen püsen,
Ağır taşa oyulan kilime düşen desen;
Yeşil donlu yaylalar bulak başında kızlar,
Tanrı’ya giden adak şölenlerde kımızlar;
Altın otağ ak çadır bozkırın dili idi,
Güneş batmayan yurtlar bir kağan ili idi.
Mazimiz tanık buna ordular bozan Türksün,
Sen, çağlara yön veren tarihler yazan Türksün.
Bırakılmaz ülküyken ulu soyun mirası,
Birer kutlu ülkeydi Hazar Maçin arası.
Arşa dayanır olsa yağıların korkusu,
Kökünü kazımaya kursa kalleşçe pusu;
Ölümü korkutarak dirilir yeni baştan,
İlhan gibi çıkardın girdiğin her savaştan.
Delerdi gök kubbeyi bozkurt başlı tuğların,
Kara yerin üstünü kaplardı otağların.
Toplanırdı beylerin şenlenirdi kut toyu,
Tekrar hayat bulurdu bitti denen kurt soyu.
Bozkırda yankılanıp tüterek nefes nefes,
Ulaşırdı her boya Korkut’ça yükselen ses.
Kara günde savaşçı ak günde ozan Türksün,
Sen, çağlara yön veren tarihler yazan Türksün.
Tarihin süzgecinden kayar iken asırlar,
Nice göç yollarına kapı açtı bozkırlar.
Aşkın yurtlar edinip yeni ocaklar yaktın,
Ne töresiz yaşadın ne kavgayı bıraktın.
Ne zaman ki miskinlik kağanlığın tahtına,
Çöreklenir zül çıkar milletinin bahtına.
Anadolu çok tattı kaybetmeyi kazancı,
Son başbuğun ruhuyla tazelendi inancı.
Yeni baştan kurulan bu güzide vatanın,
Dokunurlar şanına can vererek yatanın.
Sana ait ne varsa kalbinden oklanırken,
Mankurtların izinde nabzınız yoklanırken;
Çıkılmış bir seferde umulmaz ahvaldesin,
Aynı desen aynı renk bedenine gölgesin.
Sarmalanmış bedenin ahtapotun kolunda,
Sanma ki gider böyle bütün işler yolunda.
Şu benlik rüyasından uyan artık Türkoğlu,
Var birlik kapısına dayan artık Türkoğlu,
Dört iklim üç kıtada yel gibi tozan Türksün,
Sen, çağlara yön veren tarihler yazan Türksün.
Sırtındaki kamburun namert tahtında uğur,
Zaman şerre alâmet kendine gelsin şuur.
Kutlu Turan davası yürümez gaflet ile
Noktayı koymak nere takılmışken virgüle.
Ucu kopuk sevdalar burçta açılan gedik,
Anlayan alır payı Türk’e Türkçe söyledik.
Sen ne bahisten çıkan ne kazı kazan Türksün,
Ne sürü tutan koyun ne kumda sazan Türksün;
Uyan bre Türkoğlu düşmanın ürksün senden,
Sen, çağlara yön veren tarihler yazan Türksün.
Osman Öcal
Osman ÖcalKayıt Tarihi : 20.2.2014 21:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)