Uyan anadolu Şiiri - İlhami Şenol

İlhami Şenol
134

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Uyan anadolu

Bu ülkeye birbirine küfür, hakaret edecek birbirini aşağılayacak siyaseti getireceklerdi.
Getirdiler.
Seçim meydanlarında, köşe yazılarında.
Şeref, onur, gurur beş paralık ediliyor.
Bir insanın, bir toplumun en temel esasları yerden yere vuruluyordu.
Önderlerinin dilinde, tavrında bunu normal gören kitleler ne yapacaktı.
Mahallelerde birbirinin komşusu olan kitleler bu siyaseti yutuyor.
Dostunu, komşusunu, paydaşını, kardeşini, arkadaşını, kader ortağını hiçe sayıyor.
Bu küfre boyanmış siyasete tav oluyordu.
Çıkarlarının öyle olduğu gösteriliyordu.
Oda bunu sabahtan akşama izlediği düşünemediği düşündüğünü söylese suç sayıldığı için değiştirilemez yasa sayıyordu.
Diğeri de artık ötekiydi.
Bu kirli siyasete alet oluyorlardı.
Mahallede biri diğerine bu denli çatsa iş mahkemede biterdi.
Neden bu tepedekiler birbirine bu denli ağır konuştuğu halde düğünlerde beraberdiler.
Neden diğeri o kadar bataksa, birbirlerinden kız, damat alıp veriyorlardı.
Neden şirket ortaklıkları vardı.
Nasıl birbirlerinin yüzlerine bakıyorlardı.
Anadolu insanını kim uyandıracaktı.
Üsttekiler savaş görüntüsü veriyor, ama ulaşılamaz dünyalarında kadeh tokuşturuyorlardı.
Altta böldükleri saf, bunu yutan, yiyen kitleler ise düşmanı oynuyorlardı.

Bu küfür, hakaret, karşıdakini aşağılayan, küçümseyen, yerin dibine sokan siyasetin.
Bunun aktörleri kim olmalıydı.
Sen iktidar ol ben muhalefet.
Ülkeyi kamplara, sınırlara, yığınlara, adalara, duvarlara, gözlere, bölmeyi kim üstlenecekti.
Üslenen, yüklenen elbet bulunacaktı.
Ülke kuşatılmışlığın tam pençesindeydi.
Her tarafı kuşatılmışlığa teslim edilmiş bir ülke istiyordu, emperyalistler.
Solu sol olmayan, sosyal demokrasisi sosyal demokrat olmayanlardan müteşekkil bir siyaset.
Feodal partileri de, sağ partileri de ideolojilerinin içini boşaltıyordu.
Dün inandıklarına bugün hayır diyorlardı.
Dün reddettiklerini ise bugün bağrına basıyorlardı.
Kitleler diğerine hakaret eden, aşağılayan vatan hainliği ile suçlayanları alkışlıyor.
Dönüp de kendilerine vatan hainliği bu kadar ucuz olmamalıydı diyemiyorlardı.
Küfürbazlar, hakaretbazlar değişiyor.
Memleketin kaderi değişmiyordu.
Memleketin yüzlerce yıldır türküleri değişmiyor du.
Memleketin küfür lügati, hazinesi genişledikçe memleketin değerleri çürüyordu.
Ben herkesten daha iyi küfür ederim, en okkalı hakaretler bendedir diyen kalemini satmışlar fütursuzca dilini alçaltıyordu.
O kadar rahat iş buluyorlardı ki.
Referansları küfür, hakaret üniversitesi idi.
Bir danışıklı dövüştür gidiyordu.
Batmanda bir genç kız yaşamı çözemediğinden gidiyor baharının çiçeklerine kezzap döküyordu.
Gazetenin patronu, yazarını çağırıyor, hadi karşıdakilerin haberleri var, okkalı bir yazı yaz karşıdakine diyordu.
Nerede ise en deneyimli askeri kıskandıracak bir topuk selamı ile emri alan kalemşor
beterin beteri, batağın batağı bir yazı yazıyordu.
Hemen karşı cenahtaki patron, ağabey izninle diyor.
Karşıdaki patronu arıyor.
Bende benim kalemşorlarıma emir vereceğim diyor.
Oradan da bayağının bayağısı bir yazı çıkıyordu.
Tuzla tersanelerinde iş kazasına bir emekçi daha teslim ediliyordu.
Bu ülkede çocuklar babasız, analar kocasız kalıyordu.
Ne yaparsan yap.
Al yeşil kartını, al devletten yardımını.
Halka sus payı veriliyordu.
Susmazsan dilini koparırım deniliyordu.
Yetin bizim sana tanıdığımız haklarla deniliyordu.
Sen düşünemezsin, biz sana ne tanıyorsak o diyorlardı.
Siyasetin birbirini ayırdığı, kitleler öfkeli, kitleler tabularına daha çok sarılıyor ülke keskin uçurumların kenarına itiliyordu.
Bu oyun kirli, eski bir oyundur.
Aşiret ağalarının marabaları birbirine düşürdüğü oyunun Anadolu’ya yayılmış biçimidir.
Aşiret ağalarının çocukları batı ülkelerinde eğitime gönderiliyor.
Marabaların çocukları ise dağda çoban oluyorlardı.
Maraba eğitim istediğinde ise töreye, geleneğe, dine imana karşı gelmekle suçlanıyordu.
Marabanın çocuğu cahil kalıyor, hakkını arayamıyor, köle kalmaya devam ediyordu.
Ülke aşiret mantığı, kuralları, despotluğu ile siyasetini yürütürken.
Trafik kazalarında bugünde onlarca genç, çocuk, erişkin toprağa veriliyordu.

Hadi Anadolu silkin uykundan, senin üzerinde oynanan oyunlara izin verme.
Seni çok seviyorum, sen bunlara layık değilsin.
Gün olur, bu ülkede de düzeyli, erdemli onuru, gururu her değerden üstün tutan siyaset anlayışı egemen olur.
Yeter ki sen uyan.
Bu siyaset anlayışı müsekkin gibi seni uyutuyor.
Kaybeden sen oluyorsun.
Kaybettirenler ise hepsi hemen aynı tarafta, farklı köşelerde görünseler de.

İlhami Şenol
Kayıt Tarihi : 31.8.2009 23:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlhami Şenol