Ütüsüz Ruh Şiiri - Sevda Alaca

genzimin etine saplanan afet kalkıp gitmeden
güneşle yağmur bir araya gelmeyecek../

hep aynı soğuklukla açılıp kapanan pencere
kameraya taşınan zamanın can sıkıcı hikayesi
yeni yetme köpekbalıkları / parmak emen örümcekler
kalbi çimdiklenen ahlakın ruh hastalığı
ve buna gözlerini kapatan şeytanın,
vicdansızlığın altında yatan, göbeksiz küfürleri
yanlıs zile parmak ıslatan, uşak fikirler
bilmem ne vakit yazarım, karanlığın göbek deliğinde kalakalmış ömrün
ters yüz edilmiş inorganik sitemciklerini

dokunmayın üstümde yakılan türkülerin öfkesine
hem gülüp, hem ağlayan sözlerin zarif tenine
kendimi, bacakları kırılmış bir sehpa gibi hissediyorum
gövdemin tozu melez /
korkusuzca dağılıyor flu
korkusuzca,
bir tüy gibi hafif
öl dese / ölecek neon
öl dese ölecek

olur ya, belki bir gün, aylardan bilmem ne
üfleyip de gelme dediğim halde gelen, günlerden bilmem ne

gelir de incelerse sabıkalı sessizliğin ateş çemberini
evrim / ölüm olmalı
ve bir gariplik sezmeli hava / yüzündeki kirin,
yüzde yüzü karartı

artık hayvanların resmini daha iyi çiziyor ellerim
ellerim becerizsiz bir yüzyıldan kalma, kedi düşmanı
bir çocuk yatıyor serçe parmağımın arasında
düşünmeden dinleyen /
gün yetişir avuçlarıma, veremli sözünü alarak gider
rahat değilim, fazla konuşursam duyuları ayağa kalkar
diplomatik karganın

dalmışım /
kusura bakın / kusura,
kapanmış da açılmıyor iticiliğin ufak tefek perdesi

vakit, pamuk uykusu / put fena
boynuma sıkılan kurşun'un yaşam paniği
birdenbire kaybolun birdenbire / ekvator çizgisi kopmadan

kendimi, soğuktan buz tutmuş bir merdiven gibi hissediyorum
bana tırmananlarla / benden aşağı inenlerin
el ve ayak tarihlerini
dekat'a not aldım

kapat kulaklarını idol /

bir sineğin kıçına lastik don bağlar gibi /
her gece yatağa girmeden önce, altını bağladığınız namus kavramınızın
bıngıldağına tüküreyim

yüzümde dudakları çatlamış bir maymun gülümsedi
ağzımdan içeri bir ölüm daha girmez

unuttum
nasıl bir şeydi sizinle bir çizmenin içinde kalmak