Utku Türküleri (Maraş Destanı) XII (Söyl ...

Nihat Yücel
232

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Utku Türküleri (Maraş Destanı) XII (Söyledi Elif)

Söyledi Elif

Akşam helalleşip ayrılmıştık
Bu gece bir baskına gideceklerdi
Yalnız bunu biliyor
Başka bir şey bilmiyordum
İçim içime sığmıyordu
Bir seviniyor
Bir korkuyordum
Oturuyordum pencere önünde
Tedirgindim
Tüylerim diken-diken oluyordu
Uyku ağır basıyordu
Uyuyamıyordum

Tan vaktinde
Eve getirdiler yiğidimi
Giysileri kan içindeydi
Özge yiğidimin
Koç yiğidimin
Gök yiğidimin
Giysileri kan içindeydi
Savaşın kan sıcaklarında

Ayaz vardı havada
Belli ki kar geliyordu
Pusatlara el değmiyordu soğuktan
Buzlar sarkıyordu kılınç gibi
Toprak damlı evlerin saçaklarında

Bir çift güvercin
Gök kanatlı bir çift güvercin
Uçtu uçacak gözlerinden
Kara gözlerinden
Şahan gözlerinden
Gök yiğidimin
Koç yiğidimin
Özge yiğidimin
Fatihalar-Yasinler
Donmuş kalmış dudaklarında

Görülmedi böyle ölümler
Görülmedi böyle kıyımlar
Kadın-erkek
Genç-yaşlı
Çocuk-çoluk
Ölüm kol geziyordu
Bu kentin sokaklarında

II

Öyle bir gündü ki o gün
Kan beynime sıçrıyordu
Çaresizlik içindeydim
Çırpınıyordum
Bir şey yapamıyordum
Ne pusat vardı ne de mermi
İki elim iki yandaydı
Alkış için
Sığınacak bir tek tanrım vardı

Gökyüzü bir alçalıyor
Bir yükseliyordu
Daha yar sesi duymamış
Daha yar saçı okşamamış
Yiğitlerim sokaklarda
Gün ortalarında-karanlıklarda
Hain mermilerle
Teker-teker ölüyordu

III

Cepheden her iyi haber geldiğinde
Anaların-gelinlerin-kızların
Yüzü gülüyordu
Analarını sürekli izliyordu çocuklar
Analarının yüzü güldüğünde
Seviniyordu çocuklar
Kendi elleriyle yaptıkları
Tahtadan oyuncaklarıyla
Yeniden oyuna başlıyordu
Oyunu unutan çocuklar
Gök yüzü ve çocuklar
Mavi-mavi gülüyordu

IV

Cepheden her kara haber geldiğinde
Korkunç ağıtlar kopuyordu
Bütün pencerelerden
Analar-taze gelinler-kızlar
Saçlarını-başlarını yoluyordu
O zaman durgunlaşıyordu çocuklar
Bırakıyordu tahtadan oyuncaklarını
Bir şeyler oluyordu ama
Ne olduğunu anlayamıyordu çocuklar

V

Umut kesmemiştim tanrıdan
Ama bağçemdeki çiçekler
Aslanağızları-hanımelleri
Ve yedi veren gülleri
Yavaş-yavaş soluyordu

VI

Ağlamak istiyordum
Ağlayamıyordum
Sesim çıkmıyordu
İçimde bir şeyler düğümleniyordu
Her yıldız kaydığında
Ürperiyordum
Duyuyordum-biliyordum
Anlatamıyordum
Yüreğimden-içimden
Bir şeyler sökülüyordu

Ve Söyledi Elif’ler

Biz bir uçarsuyduk
Engel tanımazdık
Bundan böyle
Deli-dolu akmayacağız
Gerdanımıza-kolumuza-kulağımıza
Altınlarımızı-pusatlarımızı-takılarımızı
Takmayacağız
Avuçlarımıza-saçlarımıza
Bu günden sonra kına yakmayacağız

Ant içtik böyle biline
Savaş bitene kadar
Yağı buradan gidene kadar
Artık evdeşimize bile
Dönüp bakmayacağız

2002

Kurtuluş Savaşı
Maraş Destanı Çalışmalarından

Nihat Yücel
Kayıt Tarihi : 14.5.2005 17:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Osman Kılıç
    Osman Kılıç

    Hikaye tadında,insanı düşündüren ve sorgulatan bir şiir.Dilinizin güzelliğine değinmiyorum bile!Tebrikler ve teşekkürler..Osman KILIÇ

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Nihat Yücel