Günbatımı kıyılarında sakladım yalnız gemilerimi,
Yüzdüm, göklerin şarabının bile eritemediği kin içinde,
Aşağılık ve horluk deryasından süzülen bir hayalle.
Zaferler susamışlığımı dindiremedi, kan ve kederle bile,
Yalnızlığın derinliklerinde yankılanan
Biçâre şarkısı masumların çığlıkları,
Vahşi çiçeklerin diyarında, kederli rüzgârla sarmaş dolaş,
Ebedi semânın altında, renklerin sürüklendiği hayat;
Devr-i evvelin fısıltısı, kainâtın azametiyle süzülen an,
Dipsiz dolambaçlarda , aynaların yansımaları arasında.
Kumların hüzünlü kucaklarında, ihtişamın izleri yatar,
Gözlerin şehrin iki ucu,
Münzevi kamerin altında,
Dinlenir telaşsız gecenin kucağında,
Uykuya dargın gözünde ben yaşarım,
Direnerek muhitine nazik kirpiklerinin
Ve sarılarak hasretine gönül okşayan yeşilin.
Şiir defterime yazdım seni,
Bekle biraz; neşelenme henüz;
Sert, olgunlaşmamış tomurcuklar gibi
Şiirlerim, dağınık ve huzursuz,
Ay sevişirken yorgun yildızlarla, seninle başlayan ömrümde en uzun geceyi yaşayacağım,
ilk kez terli tenini hissettiğim o küflü çekyatta.
Hani, ihtirasla sevişip yüreklerimizi takas ettikten sonra sımsıkı sararken ruhunla bedenimi,
kokunu seviyorum dediğin...
Gideceğim, sessiz ve kimsesiz,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!