Bak, dünya yanıyor; hâlâ susan var.
Ormanlar kül oldu; hâlâ duran var.
Havayı boğdular, deniz kan ağlar...
Utansın insanlık, görmüyor musun?
Toprağı hiç edip taşı koydular,
Yeşili yok edip diktiler duvar.
Gökyüzü solgun bak; yıldızlar ağlar...
Utansın insanlık, görmüyor musun?
Köylüyü kovdular, aç kaldı tarla,
Dar etti nefesi masum hayvana.
Şehirleri , mezar etti doğaya...
Utansın insanlık, görmüyor musun?
Yalanlar büyüdü ağaç misali,
Herkesi sardı da günah_vebali.
Gerçekler susturulmuş bir näli...
Utansın insanlık, görmüyor musun?
Çocuklar soracak: "Gökyüzü nerde?
Yıldızlar, yağmurlar, kelebek nerde?"
Çimeni, yeşili göremeyince,
Utanacak yüzün koyacak mısın?
Bu şiir değil, bir öfke kaydı;
Toprağın, dünyanın yorgun feryadı.
Aydost der: Çığlığın kalmaz ki ahı...
Utansın insanlık, duymuyor musun?
Geç kalma ey insan, yapabilirsin!
Koltuğu, savaşı, silahı atıp;
Sevgiyi dünyaya yayabilirsin.
Yarına bakacak yüz olmasın mı?
Dip not: Näli: İçli, derin, sessiz bir ağlayış; kalpten kopup gelen feryat.
Genellikle bastırılmış acılar, anlatılamayan ıstıraplar için kullanılır.
Kayıt Tarihi : 2.9.2025 22:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir, doğaya yapılan zulme ve insanlığın sessizliğine duyduğum derin öfkenin bir yansımasıdır. Suskun kalmış gerçekleri, yok edilen güzellikleri haykırmak istedim. Bu sadece bir şiir değil; toprağın, gökyüzünün ve vicdanımın ortak çığlığıdır. İnsanlığa son bir çağrı niteliğindedir: Hâlâ geç değil, yeter ki gör ve duy!
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!