Utanmıyorsan dilediğini yap - Garip Çoban

Engin Demirci
938

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Utanmıyorsan dilediğini yap - Garip Çoban

Ey gönül!..
İşte burası dünya, bizi birbirimizden ayırıyor.
Geçici lezzetlere, çabuk biten, tükenen dünyalıklara aldanmamalıdır.
Manevi lezzetlerin pazarı kurulur şems vakti.
Evvela şunu bil ki: Allah Teala, haşa Allah’lığını kimseye vermez.
Kulluk; her an Allahü teâlâya muhtaç olduğunu bilmek ve Onun Resulüne tam tâbi olmaktır.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Kur'an-ı kerim okunan eve bereket ve iyilik gelir. Melekler toplanıp, şeytanlar oradan kaçar.
Nafile ibadetlerin, farzlar yanındaki kıymeti, okyanus yanında, bir damla su gibi bile değildir.
Kullarına kendinden tecelli eder, fiiliyle, sıfatıyla onlardan gözüktüğü tasarrufları vardır amma neticede buna mazhar olanlar dahi bu nev’i halleri asla kendilerine râci kılmamışlardır ve kılamazlar da.
Mal biriktirme hırsı olan kimseler, her zaman sıkıntı ve üzüntü içinde olurlar.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

İhlas, dünya faydalarını düşünmeyip ibadetlerini yalnız Allahü teâlânın rızası için yapmaktır.
Duyma ve görme niteliği körlük, dilsizlik ve sağırlık perdesinin ardında sabittir.
Allah, vüdd sabit sevgi diye isimlendirilmesi itibarıyla sevgisi sabit olandır.
Sadece gerçek senin beni bulabilir dedi Aşk.
Dua, müminin silahıdır ve dinin direğidir. Göklerin ve yerin nurudur.
Allahü teâlâ günahları görür ve örter. İnsanlar ise, görmez ve söyler.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

En büyük sermaye, Allahü teâlâya güvenip, insanlardan bir şey beklememektir.
Nergiz, sümbül, lâle, gül;
dört ayrı şiirden, dört ayrı mısra.
Vüdd diye isimlendirilmesi dedik, çünkü bu niteliğin dört hali, her halin kendisiyle tanındığı bir adı vardır: Heva, vüdd, hûb ve aşk!..
Kim gülerek günah işlerse, ağlayarak Cehenneme gider.
Adalet, halkın dirliği ve düzeni; idarecilerin ise, süsü ve güzelliğidir.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Müminde, ihlas ve pişmanlık bulunursa, Allahü teâlâ onun bütün günahlarını affeder.
Fıtratı aşkla yoğrulmuş gibi sermest-i câm-i aşk olan âriflerden, gündelik heveslerine “sevgi” deyip bir ömür boyu tüketen/tükenen zamane sevdalılarına! ikrâm olunur.
Unuttuğumuz ne çok şey var.
Kuşların, evlerin, dağların, taşların dili ve biz!..
Aşk üstünlükte, bilgide, defterde, kitap sahifelerinde değildir.
Eshab-ı kiram, sadece sohbet ile nihayetsiz kemalata vasıl oldular.
Elem ve üzüntü, ayrılık ve musibet, mademki Allahü teâlânın irade ve takdiri iledir. O halde Ondan gelen her şeye razı olmak lazımdır.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

En büyük günahlardan biri de, insanlarla alay etmektir.
Ahireti verip dünyayı almak, yani Haktan halka yüz çevirmek akılsızlıktır.
Aşk, sayıya sığmayan sevgidir.
Bu yüzden de gerçekte Hak sıfatıdır.
Kula verilişi, geçici bir şeydir dedi Şahım.
Neyleyelim şimdi feryadım azaltıp aşktan yana meylimizi arttırdılar.
Nasıl ki ateş, çok alevlenince dumanı, azalır çıkmaz olur.
Halk dedikoduya düşmüştür ya, o yol âşıkların yolu değildir.
İnsanlar arasında bulun, fakat kimseye yük olma!
Akıllı kimse, korktuğu başına gelmeden önce, onun çaresine bakar.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Lüzumsuz şeylerin peşinden koşan, lüzumlu şeyleri kaçırır.
Günlerin hayırlısı Cuma, ayların hayırlısı Ramazan, amellerin hayırlısı da vaktinde kılınan namazdır.
Kuluna eşyanın suretlerinde Hakkı müşahede etmek ve tecellileri görmek nimetini ihsan edeni kim sevmez?..
Tedbirini aldıktan sonra, Allahü teâlânın takdirine bağlanan, tevekkül sahibidir.
Anaya-babaya itaat etmek, büyük günahlara kefarettir.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Bir kimse, cahil iken varlıklı olduğu halde, âlim olunca muhtaç hâle düşebilir.
Zamanın soytası değildir sevgi.
O değişmez kısacık günlerle ve haftalarla,
Ve bekleyip durduğum tek birşey.
Direnir ve katlanır mahşerin ucuna dek.
Eğer rızk akla ve ilme göre verilseydi, hayvanlar cehaletleri sebebiyle helak olurlardı.
haslet iki olursa, dindarlık ve mal sahibi olmak.
Üç olursa, dindarlık, mal ve haya.
Dört olursa, dindarlık, mal, haya ve güzel ahlak.
Beş olursa, dindarlık, mal, haya, güzel ahlak ve cömertliktir.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Allahü teâlâ sırrını eminine verir. Bilen söylemez, söyleyen bilmez.
Ahmaklık, hatada ısrar etmektir.
Allahü teâlâ bize rahmeti ile, ihsanı ile muamele etsin, adaletiyle muamele ederse, yanarız.
Anlayabilseydik oysa görürdük ki aydınlatmak için yanmayı seçenlerin diyârıdır Kerbelâ!.
Çığırından çıkmış zamanları düzeltmek boynumuz borcudur” diyerek birbir toprağa düşen mübarek başların, hakkı ve adaleti diriltmek için yaşayan yiğitlerin ölüme koştuğu yerdir.
İhlaslı insan, en iyi halinde de, en zayıf halinde de tavrı değişmeyendir.
Allah için sevinmek, Allah için üzülmek lazım.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Dua etmekle beraber sebeplere yapışıp çalışmak lazımdır.
Büyük hakikatler uğruna serden geçenlerin, yürek yükü iman olan şehitlerin vuruştuğu yerdir aşk-ı Ramazan.
Duruşuyla asil, mücadelesiyle onurlu.
Ölümü bir kutlu izzet, zalimlerle yaşamayı bir rezil zillet sayanların yurdudur aşk-ı Oruç.
Sebeplere yapışmadan dua etmek silahsız harbe gitmek gibidir.
Sebeplere yapışacağız ancak sebeplerden de bilmeyeceğiz.
Yaratan Allahü teâlâdır.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Allahü teâlâ, herşeyi bir sebep altında yaratmaktadır.
Bu sebeplere, iş yapabilecek tesir, kuvvet vermiştir.
Bu kuvvetlere, tabiat kuvvetleri, fizik, kimya ve biyoloji kanunları diyoruz.
Aşk, öyle bir nur ağacıdır ki, dalları ezelde, kökleri de ebeddedir.
Bu ağaç, ne arşa dayanır, ne de yeryüzüne, bu ağacın gövdesi de yoktur.
Satın alınabilen her şey değersizdir.
Bir iş yapmamız, bir şeyi elde etmemiz için, bu işin sebeplerine yapışmamız lazımdır.
Mesela buğday hasıl olması için, tarlayı sürmek, ekmek, ekini biçmek lazımdır.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

İnsanların bütün hareketleri, işleri, Allahü teâlânın bu âdeti içinde meydana gelmektedir.
Ancak, Allahü teâlâ sevdiği insanlara iyilik, ikram olmak için ve azılı düşmanlarını aldatmak için bunlara, âdetini bozarak sebepsiz şeyler de yaratır.
Gerçek keramet, kerametin gizlenmesidir.
Bunun dışında görünenler, velinin irade ve ihtiyarı ile değildir.
İlahi hikmet öyle gerektiriyor demektir.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Her şey geçicidir.
Ancak Allahü teâlâ bâkidir.
Geçici şeylere gönül bağlamak aptallıktır.
Sen de geçeceksin sevdiklerin de geçecek.
Sevginin kalbe ilk düşmesi ve orada gerçekleşmesine heva denilir.
Bizimde şems vakti ahvalimiz.
Allah’ı sevenler ile âlemin ilişkisi, göz ile göz bebeğinin ilişkisi gibidir.
Kalıcı bir şeye gönül bağlamak lazım.
O da Allahü teâlâdır, Allah sevgisidir.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Sözün hayırlısı kısa ve yol gösterici olanıdır.
Kâfirlere muhabbet imanı giderir.
Âlim, dinini doğru bilene denir. Medrese [üniversite] bitirene denmez.
Nefsin azgınlığı doğrudan doğruya dinedir.
Onun için en büyük riyazet, dinimize uymaktır.
Haramlarla kandıramıyorsa, nafilelerle uğraştırır ki farzı işlemesin diye.
İnsan nefsini tanırsa Allah’ı tanır, nefsten kurtulmadıkça, insan kendini emniyette hissedemez.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

En büyük mücadele nefsle olmalı.
Bu iş, Allah’ın dinine sarılmak yoludur.
Allah için olan işte sevgi vardır.
Dünya için olan işte sevgi yoktur.
Dünyanın tabiatında sevgi yoktur.
Vüdd sevginin sebat bulması demektir. Ardından hûb gelir.
Hub sevgideki duruluk ve sevenin iradesinden çıkması demektir.
Böyle bir durumda seven sevdiğinin iradesine göre hareket eder.
Ardından aşk gelir.
Dünya, nefsin ve şeytanın tuzağıdır.
Varlıkta imtihan, darlıktan daha zordur.
Çünkü darlıkta hep Allah diyorsun, varlıkta aklına gelince söylüyorsun.
Bu çok tehlikeli.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Cennete gitmek için bütün yollar, bütün kapılar açık.
Cehennem için de öyle.
Siz Cennete götüreni tercih edin.
Sizin için hayırlı olan budur.
Asırlardır aynı şeyler söyleniyor, adeta size sizin için yalvarılıyor.
Biraz da siz kendinize acıyın.
Sefih ve cahil bir kimse konuşunca ona cevap verme.
Sükut, ona cevap vermekten daha hayırlıdır.
Ahmağa verilecek en güzel cevap sükuttur.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Başında ağaran saçlar, nefsinin ateşini söndürmeli.
Başında beyaz saçların yanmasıyla, senin gecenin başladığını anla.
Çünkü bunlar, ölümün habercileridir.
İhtiyarlığın habercileri yanaklarına indikten sonra, nasıl rahat yaşarsın, insanın ömrünün en iyi kısmı, ihtiyarlıktan öncekidir.
Halbuki, gençliği yok olan bir nefs, yok olmuş demektir.
İnsanın rengi sararıp, saçları ağardığı zaman, güzel ve tatlı günleri de, o güzellik ve tatlılığını kaybeder.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Yeryüzünde büyüklenerek yürüme. Çünkü, bir müddet sonra bu yer, seni de içine çekip alacaktır.
Bütün düşmanlıkların sevgiye dönüşmesi umulur.
Fakat hasetten dolayı olan düşmanlık böyle değil.
Aşk öyle bir alevdir ki, bir tutuştu mu, mâşûk’tan başka her şeyi yakar dedi Pirim.
Nefsine çekilmiş perde nedeniyle insan O’nu tanımamıştır.
Allahü teâlâyı sevdiğini söylersin, halbuki, Ona isyan edersin.
Böyle sevgi olmaz.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Eğer sevginde samimi olsaydın, Allahü teâlâya itaat ederdin.
Çünkü seven, sevdiğine itaat eder.
Sana gelene sen de git.
Sana kötülük ve eziyet edene sen eziyet etme.
Dilini muhafaza et, seni sokmasın. Çünkü o, büyük bir yılandır.
Kendisine hayrı olmayan kimsenin başkasına hayrı olmaz.
İnsan kendisi için hayır işlemez, kendisine iyilik yapmazsa, insanlar da ona hayır ve iyilik yapmaz.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Kendisine hayrı olup olmadığını merak eden, beş vakit namaza verdiği öneme baksın.
Doğru kılınan namaz her hayrın anahtarı, her derdin ilacıdır.
Bir kimse kendini övmeye başlarsa, değeri düşer.
İnsanlar Allahü teâlâya kulluk, ibadet etmek için yaratılmıştır.
İnsanlar saadete kavuşmak için yaratılış gayelerine dikkat etmeli ve dünyaya düşkün olmaktan kaçınmalı.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Dünya nimetleri geçicidir.
Dünya ebedi kalınacak bir yer değildir.
Ahirette saadete kavuşmak için bir binek gibidir.
Sevinç yeri değil, ayrılık yeridir.
Aşk sevginin kalbi sarması demektir.
Kelime asma ve benzeri ağaçlara sarılan dikenli sarmaşık anlamındaki “aşaka”dan türetilmiştir:
Aşk sevenin kalbini sarar, onu sevgiliden başkasına bakamayacak hale getirerek kör eder.
Akıllı kimseler bu fani dünyaya düşkün olmayıp kulluk vazifesini hakkıyla yapanlardır.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

İnsan, dünya ve ahiret saadeti için dinimize muhtaçtır.
Zaten bunun için ihsan edilmiştir.
Yalnız, ondaki nimet ve faydalara iki ipe yapışmakla kavuşabilirsiniz.
Biri ehl-i sünnet itikadını öğrenmek diğeri de bunu öğretmektir.
Bu ipten birini bıraktığınız zaman nimetler uçar gider.
Şahsınızdan uçar, evinizden uçar, cemiyetinizden uçar gider.
Siz artık, yaptıklarınızı, yaşadıklarınızı din yani nimet zannedersiniz.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Kalbini düşmandan boşalt!..
Dostu kalbe çağırmaya lüzum kalmaz.
Kalb denilen latife hiç boş kalamaz.
Mahlukların düşüncelerinden temizlenen kalb, kendiliğinden Allahü teâlâya teveccüh eder.
O bizi görür.
Bu nedenle sevdiğini görür, onu gör­mekle sevinir.
Bütün âlem bir insan mesabesinde sevilen iken âlemde­ki şahıslar insanın organlarına benzer.
Sevilen sevdiğinin muhabbetiy­le vasıflanmamış, sadece onu sevilen haline getirmiştir, o kadar!..
Boşaltılan bir şişeye havanın kendiliğinden dolması gibidir.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Bir iş nasıl başlarsa öyle devam eder.
İnsanın pek çok organı olsa bile gören ve müşahede eden organları iki gözüdür.
İnsanda göz, âlem içinde sevenler mesabesindedir.
Allah kendisini sevdiklerini bildiği için sevenlerine müşahede nimetini ver­miştir.
Hizmete, bir işe başlayınca iki maksadınız olmalı:
Birincisi, Allah’ın dinine hizmet etmek. İkincisi Onun kullarına faydalı olmak. İşinizi adaletle idare edin.
O işi yaparken, hep beraber sıkıntılar da sevinçler de paylaşılmalı.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

İki kişinin darıldıktan sonra, birbirlerinin ayıplarını ortaya çıkarması, münafıklık alametidir.
Tevbenin hakikati, geçmiş günahlara pişman olmak, gelecektekiler için istigfar etmek ve affını istemektir.
Bu bilgi O’nun katında zevk bilgisidir.
Binaenaleyh Allah O’nu sevenlere kendine yaptığı gibi yapmıştır.
Yol bilmezler içinde yol aranmaz.
Her sabah ve akşam tevbe etmeyen kimse, kendine zulmetmiş olur.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

İhlas; bütün işleri, insanlara yaranmak için değil.
Allahü teâlânın rızası için yapmaktır.
Âlimin hatası, kaptanın hatasına benzer. Gemi batınca, onunla beraber birçok insan da batar.
Evliyanın sohbetine kavuşan kimse, Allahü teâlâya kavuşturan yolu bulur.
İlahî, sevginin bizde devamlılığı ve senin sevdiğin hallerin hayatımızda yeşermesi için “El-vedûd” isminden dileriz.
Ve dileniriz ki kalbimize senin sevgini ve sevilmesini emrettiklerinin muhabbetini isâl eyleyiver ya huuu.
Sen kendini kendinde bulur ve kendin sevgili olursan, sende özlem kalmaz.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Üç gün geçince arkadaşınızı arayınız!.
Hasta ise ziyaret ediniz!.
Eğer bir işle meşgul ise, yardımda bulununuz!..
Cimrilik, herkes için sevimsiz ve iğrenç bir sıfattır.
İlahî, sevginin bizde devamlılığı ve senin sevdiğin hallerin hayatımızda yeşermesi için “El-vedûd” isminden dileriz.
Ve dileniriz ki kalbimize senin sevgini ve sevilmesini emrettiklerinin muhabbetini isâl eyleyiver ya huuu.
Sen kendini kendinde bulur ve kendin sevgili olursan, sende özlem kalmaz.
Hastanın ilaç kullanması bir sebeptir. Şifayı verecek olan, Allahü teâlâdır.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Dünya temeli zorluk üzerine kurulmuş bir evdir.
Orada zorluk olmadan yaşamak imkansızdır.
Allah sevendir, dilediğini yapan­dır. Demek ki Allah sevilendir!..
Çünkü ancak sevilen sevdiğine diledi­ğini yapabilir.
Buna mukabil seven, sevdiğinin sözünü dinleyen ve ona itaat edip istediklerine âmade olandır.
Yerinde söz söyleyen, özür dilemek zorunda kalmaz.
Biz olanların rızkıdır Aşk!..

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 20.5.2018 00:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Hadis-i Şerif Meali Güzel ahlak, senden kesilen akrabanı ziyaret etmek, gelmeyene gitmek, vermeyene vermek, zulmedeni affetmektir.[Beyhekî, Hâkim]

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Muhammed Şemsetdin Akyüz Köşkerzade
    Muhammed Şemsetdin Akyüz Köşkerzade

    Uzun ve güzel şiirinizi büyük bir beğeni ile okudum.Tebrikler Şairim....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Engin Demirci