Sancı taşıyor kabımdan
Televizyonlar, radyolar, gazeteler
Gözbebeklerimi, kulaklarımı oyuyor
Ah annem, dayanılacak şey değil
Yediğim lokma taş gibi duruyor
İçtiğim su oksitliyor beni
Kalbimi anlayamıyorum bunca şaşkınım artık
Duyamıyorum nergisi, papatyayı
Yaban arısını ve kelebeği
Ölümü bir söz kadar anlayabiliyorum sadece
Ve gözyaşım bir imbiğe takılı durabiliyor
Otuz altı yıl geçerken 6 Mayıs’tan
2 Temmuz’dan on beş, 13 Aralık’tan yirmi sekiz
Otuz koca yıl göz açıp kapayana 9 Ekim’den…
Kıl kıpırdamaz, vicdan burkulmaz
Demirel alkışlanır, Kırcı aklanır
Evren dünya köşkünde
Nâzım yurduna yasaklanır
Doğaya aykırı bir iştir bu
Çünkü doğada hiçbir şey böyle eğreti durmaz!
Utanıyorum ah insanlığım senden
Yüreğim utanıyorum
Hakkını vermedim ey yeryüzü
Kapladığım oylum senden utanıyorum
Bilim utanıyorum, felsefe utanıyorum
Utanıyorum şiir hepinizden
Kollarımın kuvveti, çevikliği bacaklarımın
Aklımın işleyişindeki sağlık utanıyorum
Sancı taşıyor kabımdan
Lapalaşan bütün bir yığın
Kusarak yaşayan ve evet, kusmuğunu yiyerek
Saçlarım acıyor, kirpiklerim
Sakallarımda kir titriyor
Yüzümde bilinçsiz kasılmalar…
İhanet dünüme, yarınıma
Tohumuma, doğmamış oğluma
Kızıma ihanet…
Utanıyorum ah insanlığım senden!
Güray KöksoyKayıt Tarihi : 5.7.2009 17:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!