ben hiç bu kadar
utanmamıştım kendimden
ve kaçmamıştım aynalarda
kendimle göz göze gelmekten
baktığımda
gözbebeklerimde gördüğüm sen
ve o son gecen
ve sonra,
yüreğimin tüm soruları ile
eski bir uçan halıda
sonsuza gönderilen ben
nasıl utanıyorum
nasıl
kendimden
her sabah
güneş doğarken
kendimi döverek yatırdığım
o paramparça uykuların dehlizinden geçerken
saclarım demet demet dökülüyor
tutamlar ellerimde
sıcrayarak uyanıyorum
ve çıkamıyorum o labirentlerden
nasıl utanıyorum
nasıl
kendimden
nasıl bu kadar
aşikar ederim kendimi
nasıl bu çıkmazlara
sürüklerim ayak izlerimi
basıp üzerine geçmen için
nasıl sorabildim
keyfince çekip gidene
neden gittiğini
bilmiyormuydum
cevapsız kalacağını önceden
nasıl utanıyorum
nasıl
kendimden
nasıl yalvarmıştım
bu sınırlara taşımayalım duyguları
çok acı çekerim
taşıyamam bu can yakmaları
nasıl direnmiştim
neler yazmıştım
anlamadın mı
anlamak daha mı zordu
ısrarından
saklambaçlardan
kör ebelerden
nasıl utanıyorum
nasıl
kendimden
hala duruyor yazdıkların
hala duruyor sesin
ve ben kilitliyim içinde
bu labirentin
karaya oturan köhne bir şilep gibi
ya kendi imkanlarımla kurtulacağım
ya da bırakacağım kendimi
bu aldanışın yenilgisine
azar azar çözüleceğim
bütün o şiirlerden
o sabahsız gecelerden
nasıl utanıyorum
nasıl
kendimden
selamsızdı
sağnaksızdı
hatırsız gönülsüzdü
fırtınasızdı
vedası da olmayacaktı elbette giderken
hala medet umar gibi miyim ben
mısralar arayıp şiirlerden
tövbeler seçip yeminler etmeliyim
tövbeler içinden
ölümüne
bir daha dönersem
zaten ölmeliyim
nasıl utanıyorum
nasıl
kendimden
ceyda görk
(5 ağustos 2006 sa:15.21)
Ceyda GörkKayıt Tarihi : 22.9.2007 17:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!