Ben yaşarsam utlar gibi yaşarım
Eski zamanlarda gül bahçelerinde
Bir orman aydınlığını getirir meyvaların
Aşkın eğilmiş mor ağzından
Ben gözlerini severim ceylanların
Kalbimi duyarım balıklar soyulunca mavilerde
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Hiç bir şiir değersiz değildir öncelikle. Şairimizin şiirini, öncelikle sadece şiir olduğu için değerli buluyorum. Ama eleştiri yapmıyorum. Eleştiri yapsam da kimseye hakaret etmiyorum. Çünkü ben kendi şiirimi eleştirmekle meşgulüm. Bu benim seçimim. Şiirlerimi beğenmeyebilirsiniz elbette. Bu da sizin seçiminiz. Aramızda kalsın ama ben de beğenmiyorum onların çoğunu. Mükemmeli aramaya devam etmekten vaz geçeceğimi mi sandınız? Hayır.. Ölene kadar yazmaya devam edeceğim. Asıl savaş, kendimizle gerçekleştirdiğimiz savaştır. Bu savaşı kazananlar ebedi olur ancak. Yok etme, yakma, yıkma üzerine kurulu bir savaş, hiçkimse için iyi değildir. Çünkü bu savaş önce failini tüketir. Üretmek önemlidir, yapmak, rengarenk dünyalar oluşturmak için mücadele edebilmek önemlidir. Üzmek, ezmek, yol kesmek, yıkmak, kırmak şaire yakışmaz. Öncelikle yazma eyleminin kendisini seviyorum. Yazmak beni diriltiyor. Üstelik ne duygular, ne tecrübeler, ne hasretler, ne aşklar çarpıyor o küçümsediğiniz şiirlerin yüreklerinde bir bilseniz? O şiirleri yok etmek demek, bütün bu yaşanmışlıkları hatta şiirin yazıldığı o anda ya da saatlerde, şairin ilhamına zemin hazırlayarak şiirin doğumuna yardımcı olan gökleri, yağmurları, ağaçları, geceyi, sevdaları kısacası, şiirin dünyasını doğuran bütün o güzellikleri yok etmek demek değil midir? Ne büyük bir katliam. Ne bileyim işte ben bu katliama sıcak bakmıyorum. Eleştiri ise, edebli olmak şartıyla başımın tacı. Bu arada kimin şair kimin müteşair, kimin kalıcı kimin de gidici olduğunu geleceğe sorun.. Gerçekleri gelecek söyleyecek.. Bekleyelim ve görelim.. Saygılarımla…
El insaf yahu, adama dokuz kişi ortalama 3.6 puan vermiş, siz hala neyi müdaafa ediyorsunuz?
İnanın ki anlamakta zorlanıyorum. Eğer bu şiirden bir şey analadıysanız esaz ben arap olayım...
Sevgili arap,
Herşeyden önce seni tenzih ederim; bi,z tutucu, yobaz değil, ilericiyiz. Güzelim şiirimizi, kimsenin katletmesine müsaade etmeyeceğiz, Anlaşılıyor ki sizinle savaşmamız gerekecek...
Anlaşılan sizden önceki yoprumumu okumdan, kelleden attınız. önemli değil; anlayan sizi de beni de zatren anlamıştır.
Sevgiler.
şiirin yeniliğe çağdaşlığa açılan kapılarını kapatmayı umanlar,
şiiri kendi dar kafalarına ve kalıplarına sığdırmaya kalkışanlar
kendi düşüncelerinden olmayanlara yaptıkları gibi şiire de yobazca saldırarak bundan bir çıkarım elde edeceğini umanlar
eninde sonunda hüsranlarıyla baş başa kalmaya mecburdurlar.
Sayın İspir'e ve Ulvi Ziya'ya katılıyorum. Bu tür şiirlerin içeriğini bizler kavrayamazken, gencecik beyinler nasıl kavrayacak?
Bu tür şiirleri yayınlarken; hele bir de 'Günün Şiiri' köşesinde...
Aslında sayfaya uğramayacım demiştim ama, kaç gündür böyle anlamsız, duygudan persfektiften, anlamdan yoksun şiirler yayınlanıyor.
Sayın Ahmet Erdem beyin de dediği gibi küçük çocukların da şiir okumak veya araştırmak amacıyla girenler var. Nasıl ki terbiyemizi bozmadan düzeyli tartışmalarımız gerekiyorsa; şiirlerimizin de edebi olması şart.Bunu gözardı edemeyiz. O tür şiirleri bırakalım şairlerin sayfasında kalsın; dileyen arkadaşlar onların sayfalarına girerek, şiir zevklerini tatmin edebilirler.
Dikkatimi çeken bir başka şey de, Bu tür şairlerin Şiirleri 'Günün Şiiri' seçilene kadar kimse okumamış veya üzerinde durmamış. Üç-dört sene olmuş şiirlerini siteye asalı.
Bu tür şiirlere övgü yağdıran arkadaşların tutumu da bu bağlamda düşündürüzü.
Bu sitede özgürce yazmamızı sağlayan site yetkililerine teşekkür ederim. Saygılarımla.
Günün şiiri köşesine asılan şiir bu güne kadar bu sütunda okuduğum en anlamsız bir karalamadır.
Gelelim Mansur İlhan Yakar beyefendiye atıfta bulunanlar.Bakın üstadın bir şiirini buraya asalım.
İstanbul
Şair'in memleketi şiir yurdu burası.
Yetmiş iki milletin perde perde arası.
Bir tadımlık sevdanın bin ömürlük yarası.
_____Göçtü nice derbeder, aşkı ile şan kaldı.
_____Hepsinden mutlak haber,İstanbul nişan kaldı.
Daha tarih bilmezken kehanetlik yaşını.
Kimse altın saymazken toprağını taşını.
Kız kulesi ağlıyor, suya vermiş başını.
_____İçinde öldü sevda aşka bir yalan kaldı.
_____Damla damla firakın sebebi yılan kaldı.
Tarihinin rahminde her an yeni sevda bul.
Mecnun’unu vurmuşlar, Leylâları kalmış dul.
Aşkı rüzgar sevgili yeditepe İstanbul.
_____Esen esti başından her biri cüce kaldı.
_____Nihayet kutlu rüzgar bağrında yüce kaldı.
Bir gecelik sevdaya gözü yaşlı gelindin.
Yere düştü duvağın sende taşa serildin.
İstanbul sen eskiden böyle mağrur değildin.
_____Rahmetinden baharsın arkanda gazel kaldı.
_____Fatih Sultan yolunu gözleyen güzel kaldı.
Vuslatın destan oldu eski çağ mezar düştü.
Fatih’in haşyetiyle şanından Sezar düştü.
Yiğidim Ulubatlı Hasana nazar düştü.
_____Ondan sana İstanbul tebessüm eda kaldı.
_____Meşhedine bürünmüş onurlu veda kaldı.
Şimdi benim, mukaddes dedem kokan şehrimsin.
Geçmişimden kılavuz geleceğe fehmimsin.
Mabedinden hakikat,nur akıtan nehrimsin.
_____Türbe türbe iskele baştaşı kürek kaldı.
_____Sırrı iman hürriyet vasiyet yürek kaldı.
Söyle Karacaahmet ben nasıl bir evladım.
İmkansız anlatamam dile sığmaz feryadım.
Minareli şerefim gökkubbeli ecdadım.
_____Kandilde yağ tükendi ateşte habil kaldı.
_____Güneşte yandı fitil gölgede kabil kaldı.
Şair’in vatanında cemresin duman duman.
Havasında suyunda toprağında aranan.
En mutlu şiirimsin Sultanahmet haykıran.
_____Suya düştü mısralar, ne eski hasım kaldı.
_____Seni siğaya çeken bir molla kasım kaldı.
Gölgesi düşmez iken sancağına ejderin.
Şimdi ben güneşinde yanıyorum kederin.
Gelmez mi makberinden evladına haberin!
_____Kapıma senden gelen ne kutlu posta kaldı.
_____Babaannem ağlıyor tesbihi yasta kaldı.
Medeniyet büyüten en kutlu beşiksin sen.
Fırtınalı kapıya sabırlı eşiksin sen.
Her mevzide İstanbul hep delik deşiksin sen.
_____Parmak şahit tetiğe bastıkça izi kaldı.
_____Şehit düştün İstanbul mavzerin gazi kaldı.
Kaldırdın mı üstünden, rüzgar tutan abanı.
Kime eser bu yeller kim kucaklar yabanı.
Sen misafir bilirdin receb ile şabanı.
_____Heder oldu ramazan sahur'a uyku kaldı.
_____Mağfiretlik geceye şişeli kuytu kaldı.
Altın saklı İstanbul toprağında taşında.
Bu hazine hudutsuz berekettir aşında.
Nebi Halil İbrahim dua okur başında.
_____Ondandır tükenmeyen dile destan aş kaldı.
_____Şimdi ağla İstanbul, iki göz bir yaş kaldı.
Adı serhat İstanbul, şimdi durmuş ve dursun!
Durmuş'un rüyasından bu ibretlik kabusun.
Mahkemesi kurulmuş fetih kızı namusun.
_____Ayak geçti ırzına kabahat başa kaldı.
_____Uykuların vebali mezarda taşa kaldı.
İstanbul öksüz şimdi boynu bükük bir yetim.
Uzletinde ağlıyor yıkık dökük servetim.
Mısraları tutuşmuş şiirlik memleketim.
_____Ne kaside, ne gazel; ne rafta şiir kaldı.
_____Şiirler roman oldu romancı şair kaldı.
İstanbul'um, sevdiğim çatık kaşlı edalım.
Yollarına gül döktüm kokladın mı vefalım.
Türkü türkü gururum nağme nağme sevdalım.
_____Beste düştü tellere güftesi dilde kaldı.
_____Mansur döndü bülbül'e gözyaşı gülde kaldı.
Mansur İlhan Yakar
Bu üstada dil uzatırken biraz vicdanın sesine kulak vermek lazım.
Demek oluyorki günün şiir köşesine şiir asarken dikkatli olmak lazım.BU KÖŞE SIRAT KÖPRÜSÜ GİBİDİR.
Adil,dürüst,vicdanlı,objektif,siyaset ütmeyen,kuyruk acısı gütmemek,yağcılara yer vermemek,gerçekten hak edenin hak eden şiirini asmak,jürinin arkadaşlarını asmamak,jüri üyelerinin şiirlerini asmamak,etik kurallara uymak daha aklınıza gelen insani ve vicdani her kurala,örf,adet,yasaya,hukuka uygun değerli şairlerin değerli şiirlerini asmak gerekir.
Yoksa işte böyle gelip sözle basarlar siteyi.
Saygı ile.
Arkadaşlar, lütfen işi kişisel tartışmaya dönüştürmeyin.. Şurada edebiyat yapalım güzel güzel, eleştiri yapalım.. Herkes her şiiri beğenmek zorunda olmadığı gibi, bazılarınca her beğernilmeyen şiir de kötü şiir değildir. Eğer kainat bizim beğenimizin terazisine konsaydı, ne kar isterdik, ne yağmur, ne de deprem.. Ama bu olayların hepsi de gerekli. Yazmış işte arkadaş.. Tebrik edelim ve şevkini arttırmak için uğraşalım.. Tabii ki de gerekli yerleri eleştirebiliriz ama dalga geçmeden, lügati bozmadan, birbirimizin şevkini kırmadan. Katillerden, hırsızlardan ziyade şairlere ihtiyacımız var.. İnsanlığı şiir ve sanat kurtaracak diyorum. Tabii ki bütün bunları bir şair olarak değil, normal bir insan olarak söylüyorum.. Yoksa o şairlik zirvesine ulaşmak için bir ömür gerekiyor.
Ay ca rumuzundan kadın olduğunu zannettim...Özel bölümünde erkek olduğun kayıtlı...Yazdığın yorumdan ise ne olduğun anlaşılmıyor,ne ruh yapısında olduğun belirlenemiyor zaten...Karışık bir yapıdasın evladım...
Ayca denen yaratığa...Rumuzundan kadın olduğun anlaşılıyor...Bu yüzden sana kızım diyeceğim...A kızım sen de hiç mi akıl,izan,adâlet duygusu yok...Ben durup dururken mi bu satırları yazdım...Bir eşek kafalı bana kötü şeyler yazınca kendimi savunmak durumunda kaldım...Sen o yazıyı hiç görmez misin...? Gözün mü kör....? Bir nebze adâlet duygun da mı yok...? Yoksa sen de onun gibi misin...? Anlarsın ya...?Şey şeyin kuyruğunu ısırmaz derler...Burada adâlet mi aranıyor yoksa sefalet mi...? Hem evvelce birinin kovulduğundan bahsediyorsun,onun kim olduğunu bilmiyorum ve ben değilim...Sizin gibi adalet duygusunu yitirmiş ,birbirini tanıyıp kusurlu da olsa birbirini tutan kişiliksiz kişilere yazıklar osun...Burada şiirler hakkında tenkitlerimizi yazıyoruz...Hürce düşündüğümüzü yazmıyalım mı...? Neden birilerinin hemen hırıltısı yükseliyor...Hep şakşaklamak mı moda...?
Şiirden önce,hırsımıza yenildik....ne bu öfke ne bu kelam-ı zûl...
Şiirler ağlamasın,!
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta