Dün, dedemle parka gitmiştik baba
Kızlı erkekli, İrili ufaklı çocuklar vardı
Sanki bir bayram yeriydi orası
Dedemin bakışları üstümdeydi yine
Oysa gözlerim hep seni, seni aradı baba
Yaşıtlarım” baba baba” dedikçe
İnan ki bir şeyler koptu içimden
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
YÜREĞİNİZE SAĞLIK KALEMİNİZDEN MISRALARA DÖKÜLMÜŞ AKICI VE ANLAMLI BU GÜZEL ŞİİRİNİZİ BEĞENEREK OKUDUM ŞAİR YÜREĞİNİZ VAR OLSUN YÜREĞİNİZ SEVGİYLE DOLSUN KALEMİNİZ UMUT IŞIK SAÇSIN İLHAMINIZ BOL OLSUN KUTLARIM SİZİ TEBRİKLER SEVGİLERİMLE
Sevgili öğretmenim paylaşım için çok teşekkürler.
Yıllar sonra size antolojide rastlamak çok güzeldi.
Sayfamdan sayfanıza kendi babamı tenzih ederek bir baba şiiri armağan ediyorum.
Mutlu yıllar dileğiyle...
Alamazsın sevdamı babam
Ah! Yeter dur ne olur
Vurma artık,tutmuyor dizlerim
Susmuş bak,konuşmuyor dilim
Kırdın kandımı,uçamıyorum
Kırk kilit vurulmuş,benliğime
Sen kalbime, kilit vuramasın ki
Bedenimdir,parça,parça tel,tel dağıttığın
Sen sevdamı dağıtamazsın ki babam
Karasevdalı aşıktın hani, bir zamanlar
Bakmamıştın başka gözlere
Canındı,her şeyindi,sevgilindi
Onsuz yapamazdın,biliyorum
Aşıktın ya,anneme babam
Ben sevdim, sen sevme, denir mi
Sevda bu, ısmarlama olur mu
Rüzgarla savrulan yapraklar gibi
Sen savrulmadın mı babam
Kırdın kalemimi,attın kör kuyulara
Her kuyuda bir Yusuf var
Sen bunu unuttun ya babam
Yıldızlar yağıyor gözlerimden
Dur! İncitme, yaralama gençliğimi
Ilık,ılık meltem esiyor gönlümde
Sen gönülden,anlamadın ya babam
Zincirlere vursan da,prangalarca
Günlerce kalsam,kalsam da kör zindanlarda
Yürüsen de nemrutluğunca üzerime,üzerime
Esir edemezsin sevdamı,Vermem onu sana babam
Pınar Atay 12.6.2008
Gaziantep
Bu güzel şiiri bizlerle paylaştığımız için size müteşekkiriz.Hayatın bazı gerçeklerini de su yüzüne çıkarmıssınız. Kutluyorum. Ali KILIÇ
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta