Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi, süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
Devamını Oku
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
Bugünde olmuş üşümek değil, donuyorum ben.
Yusufiyenin taş duvarları arasında dostum üşüyorken,
Keş dağının haşin rüzgarları altında karın içinde üşüyor musun sen?
Kardelen çiçekleri açmamışken, çıkmamışken,
Karlar içinde üşüyor musun sen?
Dağ yüceydi, sen yüceydin,
O yüce dağ seni kollarına sarmışken,
Karlar içerisinde üşüyormusun sen?
Milletimin yüreği kor olmuş alev alev yanarken,
Sen üşürken biz kalpten donduk Muhsin biliyormusun sen?
Cuma’da bütün müminler senin için ellerini kaldırdı duaya,
Ter kan içinde olmalarına rağmen yürekten doldurdun biliyormusun sen?
Örtün diyordu pencereleri örtün,
Güneşimi kesmeyin diyordun, üşüyorum ben diyordun,
Keş dağının acımasız soğuğunda,
Alp erenim, yiğidim, ülküdaşım şimdi üşüyormusun donuyormusun sen?
Her yeri aradık bulamadık, bulamadık Alp erenim görünürde seni,
Gönüldaşım, arkadaşım, ülküdaşım kalbim yanarken üşümek değil donuyorum ben,
Özlüyorum yine Meclis’teki o gürsesini, adam gibi adam sesini,
Yiğidom, Alp erenim ne yazacağımı ne söyleyeceğimi bilemiyorum,
Çok şeyler söylemek istiyorum,
Ne kadar yazsam, ne söylesem yiğidim seni anlatamıyorum ben,
Ah! Ah! Gardaş gurban ülküdaş, Alp erenim, Akıncı Beyim,
Hak yolunda giden yolcum hep özlüyorum, özlüyorum ben,
Senin coşkuların bitti yiğidim,
Biliyorum hayal perdelerin kapandı,
Sivaslı hemşerim benim Muhsin’im,
Sen sozluğun sahibine ulaştın yiğidim,
Bugünde olmuş üşümek değil, donuyorum ben.
Halil ÇOLAK
Ankara, 08.04.2009
İstiyorum
Coşkularıma senin coşkularını katıp yaşamak
Hayal perdelerim açılsın seninle görüşeyim diyorum
Senin gibi ben karşılıksız sevmek hakkın aşkını yaşamak istiyorum
Ben,e senin gibi bu değerleri hep özlüyor özlüyorum
Sonsuzluk aleminin içinde seninle birlikte tek varlığa varmak
Sonsuzluk sahibine senin gibi gönülden bağlanmak istiyorum
Bin bir çiçeğin kokusunun arasından
Peygamber çiçeğinin kokusunu duymak istiyorum
Yarpuzlar arasında yatmış uzanmışken
Bende senin gibi sonsuzluğun sahibine ulaşmak istiyorum
Hak nasip etmişse her ikimize ebedi hayattaki yaşantımızda
Alp erenim, ülküdaşım, seninle komşu olarak yaşamak istiyorum
Halil ÇOLAK
08/04/2009 Ankara
UNUTULMAYACAKSIN ...UNUTTURMAYACAĞIZ
Yazık Oldu (MUHSİN YAZICIOĞLU)
Hayalin gözlerde nur yüzün canlı
Gözyaşı döker hep sivaslı vanlı
Yiğitçe yaşadın dünyada şanlı
Yazık oldu yüzü nurlu kardeşim
Taşıdığın bayrak dalgalanacak
İzindeki gençlik toparlanacak
Minnet duyguları ile anacak
Yazık oldu yüzü nurlu kardeşim
Hem öncü hem cesur mert ve kararlı
Beyaza büründün toprağın karlı
İnanmadı kimse ölümün sırlı
Yazık oldu yüzü nurlu kardeşim
Sabır bize düştü ettik metanet
Rahat uyu vatan bize emanet
Ahirette olsun mekanın cennet
Yazık oldu yüzü nurlu kardeşim
Mevlüde Demir
Muhsin Yazıcıoğlu Ölmedi Kalbimizde Yaşıyor Ve Kalacaktır...
Ağlar Yüzümüz Gülmez Muhsinler Ölmez Başbuğular Ölmez Alperenler Ölmez...
bir şiirir dinlerken insan bu kadar dinlenebilir ve doğa böyle güzel tasvir edilebilir....yüreğinize sağlık. allah rahmet eylesın
Mekanınız cennet olsun....Sizi hep sevgi ve saygıyla anacağız.
Sen Üşüdün biz yandık Koca reisim... Mekanın cennet olsun..
SELAM OLSUN ÖMÜR SECCADESİNİ GÖNÜL DERGAHINA SEREN GÜL YÜREĞİNE SELAM OLSUN
MUHSİN YAZICIOĞLU KALBİMİZDE YAŞAYACAK
Sivas’ımızın yiğit evlatları BBP Genel Başkanı ve Sivas Milletvekilimiz Muhsin YAZICIOĞLU, BBP Sivas İl Başkanı Erhan ÜSTÜNDAĞ, BBP Sivas İl Başkan Yardımcısı Yüksel YANCI, Belediye Meclis Üyesi Adayı Murat ÇETİNKAYA ve İHA Sivas Muhabiri İsmail GÜNEŞ’, ayrıca Helikopter Pilotu emekli Binbaşı Adanalı Mustafa Kaya İSTEKTEPE’ yi acı kazada kaybetmenin tüm dünya olarak derin üzüntüsü içindeyiz.
Mekânları cennet olsun, nur içinde yatsınlar.
Adam Gibi Adam dedittirerek 54 yıl fırtınalı bir hayatı dolu dolu yaşayan hemşerimiz gül dostu, gönül dostu, aşıkların, ozanların, şairlerin, şiir yorumcularının ve resssamların meslektaşı Sivaslı Yiğido Muhsin Yazıcıoğlu'nun son yolculuğunda Anadolu güzelliğinde gerçekleştirdiği Büyük Birlik rüyası devlet millet kaynaşmasında özlenen muhteşem fotoğraf büyük vuslatın belgesi oldu.
''Üşüyorum'' diyenleri biraz olsun ısıttı.25 Mart 2009 tarihi; siyasetin yeniden yapılandırılmasında, siyasetçi tipinin yeniden şekillenmesinde ve sistemin de en sağlıklı şekilde Mecliste ve muhtelif saygın platformlarda sorgulanarak sağlıklı çözümler üretilmesinde yeni bir başlangıç olacak.
Mekânları cennet olsun, nur içinde yatsınlar. ACIMIZ BÜYÜK..
Sivas yaslı, Sivas’ta hepimiz tek yumruk olduk, acımızı paylaşıyoruz. Yiğidolar işte böyle evlatlar yetiştirir. Adam gibi adam idi Muhsin Yazıcıoğlu. Ne acı kader, ne tuhaf bir yazgı.
Üşüyorum dedi, üşüyerek son yolculuğuna gitti; geride ağlayan gözler, karlarda izler bırakarak. Türkiye ayakta ağladı yiğidolarımıza, bu koçyiğitlerimize... Kolay mı adam gibi adam olmak, Kolay mı Büyük Türkiye Sevdası için karda, boranda, tipide, fırtınada, dağlara vurmak, üşüyorum diyerek tüm acılarda ortak yazgıyı solumak, üşüyorum bende dedirtircesine. Sivas’a son gelişinde söylediği doğru sözler hafızalardan asla silinmeyecek. Sizleri bilmem ama benim yasım kolay dinmeyecek. Meğer nasılda çok severmişiz bu gül yürekli yiğidomuzu.. Ben ona siyasetin dışında, GÜLDESTE adlı Sivaslı Şairler Antoloji Kitabında aynı kitapta, aynı sayfalarda şiirlerimizle yer almamın gururu içerisinde, güçlü bir kalem engin yürekli bir şair hemşerim olduğu için, insanlığı, kişiliği, saygınlığı, dürüstlüğü, Vatan, Bayrak, Türkiye, Sivas sevdası için, mert, yiğit karakteri ve Adam gibi Adam olduğu için gözyaşı döküyorum ve dökeceğim. Hemşerilerim rahat uyuyun, Sivas sizi asla unutmayacak. Dualarımız sizlere hiç bitmeyecek.
Ebedi aleme göç eden Sivaslı Yiğido Muhsin Yazıcıoğlu ve yol arkadaşlarını rahmetle anıyor;şiir gibi gizemli duygularımı ve berrak düşüncelerimi SİVASLI YİĞİDO CAN MUHSİN ve MUHSİN YAZICIOĞLU isimli gözyaşlarımla yazdığım iki şiirimle paylaşıyorum.
-
SİVASLI YİĞİDO CAN MUHSİN
Sivas, Elmalı’dan bir hilal doğdu,
İnsanlığın gülü oldu Yiğido'm.
Kin nefret düşmanlık ne varsa boğdu..
Yoldaşların yolu oldu Yiğido'm.
Bilerek yaşayıp, büyük düşündü,
Karanlığa ışık, şafakta gündü,,
Gönülde alperen, evrende ündü..
Sevenlerin eli oldu Yiğido'm.
Türkiye’me üstün hizmet isterdi,
Varını yoğunu ortaya serdi,
Bedel istendiyse.. canını verdi..
Al Bayrağın yeli oldu Yiğido'm..
Bir dön de baksana, dağ taş ağlıyor,
Sivaslılar yaslı, yürek dağlıyor,
Türkiye Sevdası, Muhsin çağlıyor,
Milyonların seli oldu Yiğido'm.
Sivaslı Efsane Sabiha adım,
'' Özlüyorum '' diye diye ağladım.
Alperen'im için kara bağladım..
Hilallerin gülü oldu Yiğido'm
Sivaslı Efsane Şair
SABİHA SERİN/ SİVAS
[email protected]
MUHSİN YAZICIOĞLU
Elmalı köyünde bir güneş doğdu,
Sivas’a kol kanat oldu Yiğidom.
Alperen Muhsin’im yas ile boğdu
Geç tanıyan saçını, yoldu yiğidom.
Sivas Şarkışla’dan duyuldu şanın
Özledi akraban, evladın kanın,
İsminle duyulan o dostluk yanın,
Sayfalar şiirle doldu yiğidom.
Üzdüler boşuna bitmedi çilen,
Kadrini kıymetin az oldu bilen,
Kan aktı gözünden olmadı silen,
Büyük Birlik ülkün oldu yiğidom.
Türkiye’me hizmet gerekir derdin,
Varını yoğunu yoluna serdin,
Bu büyük davada canını verdin
Sensiz açmaz güller soldu yiğidom.
Keş dağında acep, dedin mi anam!
Kimseler gelmedi, bu derde yanam,
Sanki yanımızda, gelecek sanam,
Sivas’ta gözyaşı boldu yiğidom.
Bakamam meydana, dağ taş ağlıyor,
Sivas’ımız yaslı, yürek dağlıyor,
Cadde; sokak, her yer Muhsin çağlıyor,
Her yer resmin ile doldu yiğidom
Adam gibi adam dedik biz sana,
Yürekler köz oldu bak yana yana
Geride bıraktın yaşlı bir ana
Bu nasıl bir gidiş yoldu yiğidom.
Karlar üstü çiçek, gül, izlerin var,
Hemşerim olmadan gelir mi bahar,
Kardelen misali dünya bana dar
Gündüzümüz gece oldu yiğidom.
Böyle bir can daha var mı Sivas’ta,
Nasıl çok sevmişiz hepimiz yasta,
Nurlar içinde yat, ruhun Sivas’ta,
Kabrine duamız doldu yiğidom.
Sivaslı Efsane Şair
SABİHA SERİN/ SİVAS
[email protected]
Koca reis mekanın cennet olsun...
HASBİHÂL MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ
[email protected]
YİĞİT ÖLÜR ESERİ, EŞEK ÖLÜR SEMERİ
(MUHSİN YAZICIOĞLU’NUN AZİZ HATIRASINA)
Mart 2009 da bir elim kazada bu ülke çok değerli bir evladını kaybetti. Bir siyasi parti liderini, bir ülke sevdalısını, bir bayraktarını, bir kahramanını kaybetti.Üç bin rakımlı geçit vermeyen bir dağın zirvesinde “Sonsuzluğun sahibine ulaştı”
Yaşamı bu ülkenin hizmetinde ölümü bir dağın zirvesinde oldu.
O bir ömür vatanı için uğraştı, bayrak için, Türklük için, milleti için savaştı.
Bu yolculukta bu yolda “Sonsuzluğun sahibine ulaştı.
***
Atalarımız “Yiğit ölür eseri, eşek ölür semeri kalır” demişler. Çokta güzel söylemişler. Çünkü günümüzde artık eser bırakanlara pek rastlanılmıyor. Nedendir bilinmez bazıları arkasında semer bırakmayı daha çok yeğliyorlar. Dikkat ediyorum da bu ülkenin bütün nimetlerinden faydalanıp ta kalbur üstü bir konumda olan bazı sanatçılarımız, bazı yazarlarımız bazı çizerlerimiz, bazı akademisyenlerimiz ve bazı siyasilerimiz eser yerine semer bırakabilmek için didinip duruyorlar.
Atalarına iftira ediyorlar,
Vatanına ihanet ediyorlar.
Ve arkalarında AB standartlarında yapılmış kendilerine oldukça yakışan rengarenk semerler bırakıyorlar.
Yine kim söylemişse Allah ondan razı olsun. Ne demişler biliyor musunuz?
***
İnsanoğlu özün bilebilseydi
Bunca savaş, bunca kıyım olmazdı!
İnsan doğan yine insan ölebilseydi
Belki de dünyada hayvan kalmazdı.
***
Bu sözde gösteriyor ki mühim olan ölmek değildir. Elbetteki her nefis ölümü tadacaktır. Mühim olan insan olarak doğmak, insanca yaşamak ve insanca ölebilmektir. İşte Muhsin Yazıcıoğlu bu dünyaya insan olarak gelmiş, insan olarak yaşamış vatan millet ve bayrak aşkıyla mücadele vermiş Bedr’in aslanları gibi bir dağın zirvesinde hayatının baharında iken vefat etmiştir. Ölümünde milyonlar sokağa dökülmüş, milyonlar göz yaşı dökmüştür. Mübarek naaşı omuzlar üzerinde bir gül bahçesine götürülür gibi Aziz Türk milletinin temiz gönlünde defnedilmiştir.
Zirvede iken, zirvede ölmek her kula nasip olmaz.
Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.
Eserleri kendisiyle birlikte ilelebet yaşayacaktır inşallah.
***
Muhsin yazıcıoğlu kendi ikbali için değil memleketi için inancı için ideali için bir ömür didinip durmuştur. Acı çekmiştir. Çile çekmiştir. Milletinin saadeti için yanmış milletinin saadeti için üşümüştür.
Ve bir bahar günü Hakk’a yürümüştür.
O artık üşümeyecektir. “Üşüyorum” demeyecektir.
Çünkü o milletinin sıcacık gönlündedir.
Allah mekanını cennet etsin…..
***
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum…
***///***
MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ 06 Nisan 2009 ELAZIĞ NURSAK GAZETESİ
Bu şiir ile ilgili 122 tane yorum bulunmakta