Sevginin has bahçelerinden geçerek bir ışık seliyle ulaştı merhaban ömrüme
En aşılmaz yolları aşarak el salladık sevda bahçelerinden yıllarca sevgimize
Lekesiz bir mutluluk serenadıydı aşk, mağrur bir edayla gülümsedik birbirimize
Açıldı kapıları yorgun gönlümüzün, üşüyor gölgemiz şimdi yokluğunun sahilinde
Uzun menzilli ömrün kısacık nefeslenişlerinde bir sevinin gönül arkadaşı olurum seni düşündükçe gövdemin mor boyalı hücrelerinde. Bin yıllık bir düşünüşün sarı sayfalarında kendimi arar, aşkın ve yaşamın muradını boyarım sevginin duvarlarına. Hüzün kırık bir yorgunluğun iç ağrısıdır, kendi imparatorluğumuzun isyanlı aynalarında gönlümüzün yara berelerini görmek ister, vesikasız aldanışların karelerinde yalnızlığıma gülümseriz. Ve biz, en çok da kendimize sarılışların o sıkılı yumruklarını bunun için kimselere göstermez, bunun için göğsümüzdeki serçelerle ömür süreriz.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla