Turunçlar tatlanmadı henüz
ıhlamur kokusuyla inen akşamları geride bıraktık
artık hangi dağa sığınsak kar düşer zirvelerine
yağmur aralıklarından başka türlü sızar içimize yalnızlık
şimdi ıssız hüzünlerimizi bu mevsim
bambaşka yağmurlarla büyütür
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Şiir şairi ile üşür. Mevsimler zamanını da o zaman yitirir.
Ama bence sıcak bir şiirdi. Kutluyorum şair, sevgiyle
Olmazları oldurmaya çalışırken, bizle olan güzelliklerin yitişini fark edemedik ve öyle bir yalnız kaldık ki! Yalnızlıktan kurtulmak için çabalarımız da geç kalmışlığın kuyusunu dolduramıyor.
Kutluyor, saygılar sunuyorum.
Ben kendi adıma söylüyorum ,çok çok ısındım bu şiirde ...yüreklerimizde taşıyorsak sıcaklığını şiirin hiç bir mevsim onu cereyenda bırakmaya kafi değildir ...hissederk yazmak ve okumak ,yaşamak ve de .... tekrar tekrar okunası tadı var yüreğinizin ,sevgilerimle ..
şiire muhatap olan sevdalar, yalnız bırakılırsa hüzün de çöker bütün mevsimlerde üşütür onu, çünkü kucaklayanı sarmalayanı yoktur ...
saygılar arkadaşıma, kutluyorum..
artık hangi dağa sığınsak kar düşer zirvelerine
yağmur aralıklarından başka türlü sızar içimize yalnızlık
Ne güzel yakışıyor şiire kar,yağmur ve yalnızlık, şairin usta kalemiyle can buluyor hüzün...Yüreğine kalemine sağlık..Selamlar saygılar değerli dostum.
Tebrik ederim harika anlatımı
akışı vede okunuşu
okyucusunu yormayan
oldukca etkileyici bir paylaşım olmuş
başarılayın devamını dilerim
Çok güzeldi, kutluyorum içten...
Ekim sağanaklarına düştüğünde şiir üşür
yürek üşür
üşüyen kuşluk zamanlarında dağlar üşür
koca beden çekilir kabuğuna büzüşür
mevsimsiz zamanlara dönüşür...
Kutluyorum Meryem Hanım nice güzel şiirlerde üşümek güzelliği ile...Selam ve Saygımla...++
Normal bir döngüde her mevsim gelip geçecektir. Hepsinin birbirine ihtiyacı vardır çünkü. Baharda açan çiçekler, yaprağı yeşeren ağaçlar yaza meyve vermek için açar ve yeşerirler. Yeniden meyve vermeleri için sararmaları, bir kışı geçirme zorunlulukları vardır. Oysa insan iç dünyasının mevsimini kışa döndüren ne karın, ne de soğuk rüzgârın ayazıdır. Sevginin azlığı ve ardından gelen hüznün fazlalığıdır. İşte o zaman 'hangi dağa sığırsa sığınsın' şiir ya da şair üşüyecektir.
İki kıtada çok şeyler anlatan anlamlı, etkileyici ve bir o kadar da güzel şiirin başlığı da çok güzeldi. Sayın Akyıldız'ı kutluyorum. Selam ve saygı ile.
Şiir, üşüyünce güzeldir bence; üşümeli ki, ısıtsın yürekleri, düşündürsün, alıp, götürsün. Öyle bir şiirdi bu yürek sesi. Değerli şaireyi gönülden kutlarım...saygıyla++
Bu şiir ile ilgili 23 tane yorum bulunmakta