karanlık basınca güzelim bir adam kara
bir tahtanın başına geçer aşkı anlatırdı
aşk çocuklarına…elindeki tebeşir değildi
bir flütün parçalanarak akan nehir mavisi.
elma ağacı,kediler ve ip atlayan çocuklar
adamı dinlerdi,çıkrık susar beklerdi
bahçedeki ölü yaprak cesetleri,tutuşan kavak,
bir çocuğun defterinde üşürdü sonbahar.
ben üşürdüm…yanılgıların belleğimde
açtığı yara üşürdü,suyun döküldüğü taşlık.
eylül’ün ağzında boğulup kalan sözcükler,
elma ağacı üşürdü ne varsa işte hepsi.
kedileri severim kıskanç olsalar da biraz,
kadınlar gibi mağrur ve kıskanç…doğrusu
o adamı dinlerken bir kendimi,bir seni,
bir de ülkemi düşündüm,kırlangıçlar nerde?
ne zor şey…aşk,bir saksı çiçeği kadar
narin ve kırılgan,karanlık basınca güzelim
ne zor şey barlarda maval okumak ve kendimi
intihar ederken yakalamak,ne zor şey…
eteğinde oturup bir dizenin kar yağarken,
biriktirmek hüzünlerini sessizce hayatımın
yeşermesini beklemek,ilkyaz nerde? dışarıda
kar yağarken,ezan okunuyor,birisi ölmüş olmalı.
kırlangıçlar nerde? kara bir tahtanın başına
geçmiş aşkı anlatıyor bir adam gözleri nehir
mavisi,mağrur ve kıskanç bir kedi ve sen;
ülkem…üşüyen bir sonbahar defterimde sarı
saçları yelken gibi rüzgarı içine çekmiş
bir sonbahar düşün ki yaprağında acı oya,
ömrümüz gibi uçurum kenarında kök salan
bir ot,düşün ki aşk için ölmek ne zor şey
aşk için kutsamak,aşk adına bütün çocukları,
aşk çocukları,defterlerinde üşürdü sonbahar
örerdi hasreti kalbimin rayları,ayrılık çanı
diye eşiğe astığım bir diş sarımsak,bir at nalı
örerdi yolları bir ay gökyüzüne teğellediğim
o adam benim,onlar benim aşk çocuklarım,
şiirlerim onlar benim sevgimin en katmerlisi bazen
acılarımın en yaralısı,kanatsız kuşlarım.
Kayıt Tarihi : 4.4.2008 16:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)