hafızamı kurcaladım aşka dair,
geçmişimi sorguladım yine,
sisli yamaçların eteklerine bakındım,
yırtık resimlere, solgun mektuplara bakındım,
sen çıktın karşıma,
üşümüştüm, yorgundum.
.....
......
ayak üstü bir lokanta karın tokluğuna,
aşk dediğin otura kaldı yanıma,
acıkmıştı,
doygunluk verdim ona,
o bana koca bir ihanet.
kara bir tren çığlık attı gidenin arkasına,
ben ordaydım,
üşümüştüm.
öl demişti,
kursagında yamalı sevdalar bırakarak,
kalbine bir kaç iğne saplayıp sevene
o giden can dı,
oradaydık üşümüştük,
bir cekete baktım bir sana,
ben halen ölüm orucunda,
bünyem bitkin,
bir sen bir ceket,
-al üşüme,
benim üzerime düşen.
üşütmüştüm,
aşk sebep verdi halsizliğime.
bir fesleğen,
bir ateş böceği,
gecenin sessizliği ve sen,
yarım yamalak hüzünsüz hüzünler saptadım kendimce,
her sorgu yazıldı ehliyetime,
ben de senin için şiirlere.
korkmuştuk aslında,
üşümek bahane,
titriyorduk ya ondandır.
üşümüştüm, ceket, sen, sonra koşa koşa gelen ben.
aşk sanmıştım üşüten,
oysa o sen.
Erman İlkay
Kayıt Tarihi : 1.7.2007 22:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir utanç duvarıdır hayatta yerin, çekmekle ödenmez günahın senin, gönlün bende ise de BEDENİN ELİN, ellerin kadınsın seni sevemem.... Bir heves uğruna kendini yaktın dönüşü olmayan bir yola saptın sen beni ALLAH'SIZ bir kula sattın ellerin kadınısın seni sevemem....... ELLERİN KADINISIN SENİ SEVEMEM........... SEVEMEM...........
namık cem
TÜM YORUMLAR (3)