Üşümüş Sözcüklerim Aşkımı Isıtmıyor.
Yanaklarımdan süzülen bitmiş denizin son damlalarıdır. Defolu sözcüklerden kurulu cümlelerle uyanık düşlerime dikiş tutturmaya çalışıyorum.
Denizlerin karanlığında ki gözlerinin hücresinde boğuluyorum. Yalnızlığımın demir parmakları ardında, taş duvarlara yansıyan senli gölgeler sırdaşım oluyor. Gri bulutların hüznünde yaz gününün düşünü kuruyorum. Beni ısıtan ışıklı gözlerin geliyor aklıma ve ben biraz daha sarılıyorum senli yalnızlık hırkama.
Kekremsi gecelerin buruk karanlığı soluğumu keserken sana ait ne varsa siliniyor gözlerimden. Ardında sadece bir boşluk kalıyor. Kesik nefeslerdeki o boşluklara tutunuyorum.
Bedenim özgürlüğünü yaşasa da sus zamanlarında acılar ruhumun derinliklerinde yol alıyor. Paslı hançerlerle doğradığım aşklarımın parçaları arasında, kan çığlıklarına gömülüyorum. Özlemler yerini unutuluşlara bırakıyor.
Yağmur çığlıklarında bedeli ödenmiş sevdaların takasını yapıyorum. Yaşanmışlıkları ve yaşayamadıklarımı almaya çalışsam da zararlı çıkan ruhum oluyor. Üşümüş sözcüklerim aşkımı ısıtmıyor.
Bulanık denizlerin küs yosunları gibi yüzeyde ölü taklidi yapıyorum. Martıların hüzzam çığlıkları bile beni kendime getirmiyor. Bir söz dizimi sarsa da bedenimi, yüreğim cevapsız kalıyor.
Oysa ben sendim, seninle seni yaşayan, hayatının dört mevsimi, duyguların hepsi...
Ben sendim, aynadaki yansıman, yürekteki ritmin.
Ben sendim, kapattığın gözün kilitlediğin yüreğin.
Ben sendim, aldığın her nefeste biraz daha içine dolan.
Ben sendim, her zaman başka başka bedenlerde aranan.
Ben bu kadar sen olmuşken hala sensizlikte yol alıyorum.
Zamanı geri çeken solmuş bir fotoğrafta aklıma gelmeyen sözcüklerle yüzünü hatırlamaya çalışıyorum. Kimsenin duyamayacağı sırlardan sıyrılıp, dilsiz sözcükleri topluyorum, sadece senin anlayacağın şekilde herkesin içinde söylüyorum. Kararmış gönlümü eski haline getirmeye çalışsam da nafile.
Kendi yolculuğumu kendim yapıyorum, sensiz, sessiz, kimsesiz. Bitmiş zamanlarda yaptıklarımın cezasını çekiyorum, tükenen bedenimle.
Dağılmış düşlerim beni içine çekiyor, soğuğun bedenine karanlığı giydiriyorum. Kaybedilmiş kalplerimizi göçmen kuşların kanadında arıyorum, nefesim peşinden sürüklenirken kalemimden kızıl dudaklarından yalnızlık dökülüyor beyaz sayfalara. İçimde ağlayan, kesikleri kanayan yüreğimin son cümleleri bunlar.
Yorgun yıllar uzanırken koynuma, ben zamanı son yolculuğuna uğurluyorum. Şafak intiharlarında kaybettiğim, yağmalanmış duygularımla geçmişimin hesabını yapıyorum. Bedenim ruhumdan ayrılıp kayıp ruhların arasına karışıyor.
Uzaklara giden sürgün gözyaşlarımda içimde tutamadığım volkanların patlamasını duyuyorum. Dilimde hasret kıvılcımları, kirpiklerimden damlayan yaşlara inat içimdeki güz yapraklarını tutuşturuyorum. Umudumu yutuyor dumanlar, içimin bahçelerindeki aşkı boğuyorum.
Gittikçe bitmeyen ve dönüşü olmayan yollarda yürüyorum. Her adım beni senden biraz daha uzağa götürüyor. Benliğimi ele geçiren kalabalıkta, yağmalanmış sokaklarda cinayete kurban gitmiş aşklar yaşıyorum.
Hayalperest sevdaları yaşadığım gömülü duygularım ortaya dökülüyor yamalı hayatlar gibi. Yarım kalmış düş kırıklıklarımı sırt çantama dolduruyorum. Yaşayamadıklarım içimde ukde olarak kalıyor. Eskiyen günlerde yüreğimin ıslak kaldırımlarına terk edilmiş sevda cesetlerinin üzerinden atlayarak geçiyorum. Kayıp ülkeleri gösteren zaman eğrisinde.
Yalnızlığımı çekip vurmak istesem de, lanetler okuyup küfür savursam da, yine sevgini yüreğime katık ediyorum. Sensizliğinde sen olurken…
Yıldızlara misafir, martılarla arkadaş, sensiz yarınlarda yokluğuna yolculuk ediyorum. Kafiyesi eksik sakat şiirler yazıyorum, acılarımın en dibe vurduğu zamanlarda. Güneşin bakir zamanlarında aklımı bir uçurumun kenarına düğümlüyorum, dizelerime ismini sığdırmaya çalışırken. Herkes sen oluyorsun, sana benzemeyenleri serseri âşık edasıyla terk ediyorum.
Yalnızlığımı soyup başucuma koyduğumda, kalabalık uykusuzluğumun caddelerinde dolanıyorum. Sana uzak limanlarda çaresizliğimi demirliyorum. Hüzünlü düşlerim, sessiz martı kanatlarında, yakamozsuz denizin üzerinden dalgasız sahillere atıyorum. Ayak izleri silinmiş sevdaların üzerinde senli zamanları arıyorum.
Gözyaşımla ıslanmış ıslak sözcüklerimle geldim sana, ellerimde çürümeye başlayan umutlarım, toz bulutu içine karışmış hayallerimle... Ya beni anla ya da beni anlat yarım kalmışlıklar içinde bocaladığım hayatta.
Çamurlarla sıva beni, kırılmış kadehlerden silinen dudak izlerinde kaybolayım.
09.06.2012
bir yıldız kaydı deminden...kimine göre bir dileğin gerçekleşmesi....kimine göre birinin boyut değiştirmesi....bana göre ise bir aşkın ölmesi......
Fatma Avcı 2Kayıt Tarihi : 10.6.2012 13:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yüreginize saglik
siirsel anlatim oldukca güzellestirmis
tebriklerimle ant+10
değerli fatma hanım, yine kaleminizden duygu yüklü, mana ve içerik bakımından ise mükemmel bir düzyazı/şiir denemesi okudum. oldukça akıcı ve anlaşılır bir kaleminiz var. bu güzel, bir o kadar da anlamlı, dizeleri yazan duyarlı yüreğinizi, en içten duygularımla kutluyorum. saygı,sevgi ve selamlarımla...
TÜM YORUMLAR (13)