yurdunu kaybetmiş bir ırmak gibi
vurup gittin sol yanımı
nakış gibi işlenmiş acılar bıraktın
şimdi tıklım tıklım yalnızlık kokuyor içim
bozkırım ben
içimden açan kar çiçeği
ruhumda kırıklarım var
yalnızken daha çok kanayan yaralar gibi
ikmaldeyim
etütlere yazın beni
düşlerime çoktan seçmeli bir soru
yangınlarda ilk kurtarılamayacak yaralar var bedenimde
beni bulutlara hüzün yapın
denizlere dalga
güvercinlere kanat
dağlara kar beyazı
kimliksiz türküler darmadağın düşümde
sedir ağacını yadırgayan bir baykuş ğibi gülümsemelerim
yarım bırakılmış kantin çayı
iki bilinmeyenli bir denklem
ya da deterjana yatırılmış çamaşır gibi ruhum
bir de sıra sıra ahlar var içimde
üşümüş kuşlar konar ses tellerime
yüreğimde talihsiz tarifler
hangi seçenekte gizli doğrularım bulamadım
alfabemde eksik harfler var
dar sokaklarda gam
çeldiricilerle dolu kaderim
yasaklı bir pankart gibi gözlerinizi düşürün üzerimden
yaralarıma acıları sürün
ölümü sıkın üstüme üstüme
sonra da hayallerimi gömün sol göğsüme
oysa
ne hava
ne su
ne de toprak
bütün cemrelerimi sana düşürmüştüm
her mevsim kaç türküye beste oldu bu yürek anlamadın…
Nisan/2015/Antalya
Sıtkı Özkaya
Kayıt Tarihi : 10.6.2019 18:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!