Gittin,
Hadi bunu anladım da,
Beni kimlere bıraktın sen giderken,
Hiç mi eser kalmadı yüreğinde
Aşkımın nihavent seslerinden?
Hala sigaranı içerken sakız patlatıyor musun?
Yoksa kendini gene
Kedilerini besleyerek rahatlatıyor musun?
Yağmurlu sahillerde gezerken
Güneşli gülüşlerinle,
Kirpiklerinden düşüyor mu yere
Bakışlarımdan kalan son izler,
Mehtabın rengi gibi kızıl mı hala saçların,
Ellerinde hala yasemin kokuları var mı?
Adını anarsam kulakların çınlar mı?
Kızıl yangınlardan kaldı bende
İçimdeki yanık kokusu,
Korkularım olmadığından hayattan
Hep huzurla uyudum
Mora çalan gecelerde,
Her sabah ilk kendime Günaydın dedim
Gözlerimde gözlerinin izi var diye,
İlk çayımı şekersiz içtim
Sen kalan yanıma sebep,
Kızarmış ekmek tadında
Hala senli düşlerim,
Ve içime gömülü kaldı
Sana sakladığım gülüşlerim…
Masamda hep bir demet çiçek gibi
En masum gülüşünle sen,
Bıraksam çıkıp sarılacak gibisin
Resimli çerçeveden.
Son dansını yaparken gecenin hüznü,
Yüreğim titrer uzanamam
Efsunlu bakışlarına.
Kar yağıyor gülüm pencereme,
Buz tutmuş
Martıların kanadındaki sevdamız,
Ayaza çalar şimdi
Gönül bahçemdeki izlerin,
Sen de üşümeyesin diye,
Fırtınaları içimde gizlerim…
Zamanın son senfonisi bu son perdede
Akordu bozuk tüm çalgılarımın,
Sesler olabildiğince tiz,
Hani beraber söyleyecektik
Her mevsim o şarkıyı biz?
Sen kusursuz aşk arayan Leyla,
Ben evrendeki son Mecnun,
Ne sen farkına varabildin ne ben
Vaktin geç olduğunun…
Sızma mutluluklardan arta kalan
İçimizdeki son birkaç heyecan
O muydu bu sahnede yaşanan?
Hangi köşeden çıktı karşımıza
Aşk denilen oyunbozan?
Neler çeviriyordu bunca zamandır
Arkamızdan?
Nehir gibi sürükleyip,
Zehir gibi ağır-ağır sızarken
Deli kanımıza,
Şimdi acılar kar mı kalacak
Yanımıza?
İki kalbe sığamadı bu büyük sevda,
Şimşeklere yenik düştü
Kırılma noktasında,
Kır çiçekleri kadar bakirdi oysa…
Ben sevmiyorum artık
Ne seni, ne senliliği
Yıktığım duvarların ardına
Geri dönüyorum sevmek buysa…
Yaşadıklarımızın tadı tıpkı
Gevrek bir simit, demli bir çay,
Öylece bırakıp gittik say…
Simdi aşk,
Beni ikna edemedin kutsallığına,
Bitersen bit!
Sun haydi en keskin ağrı gibi
Veda buseni durma,
Usulca arkanı dön ve git!
Murat Nail Güney 23 Ocak 2010 İstanbul
Murat Nail GüneyKayıt Tarihi : 26.1.2010 11:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir sen anımsamadın bu günde doğduğumu, bir de Uğruna savaşlar verdiğimiz Aşk... Ben gidiyorum yüreğinden, izlerimi de alarak ıslak avuçlarıma... Sana Yaşanamamış bir öykü bırakıyorum ardında....

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!