Aklımdasın,
Tam göğsümün üstünde
Dilimin ucundasın.
Avucumdaki hayal
Düşümde ki kavgamsın
Kış ortasında
Baharlarla sardığım cümlemsin
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Artık deme zamanı... 'Ben bu coşkuyu, bu sürükleyip götüren şiir fırtınasını özlemişim...'
Baştan, en baştan kapılıyorsun şiire... Nefes almayı unutur gibi... Ne zaman 'son noktaya' gelmişsin, asla anlayamazsın.. Ve dönersin geri...
İçe işleyen özlem bu kadar mı vurgulu, bu kadar mı dola, taşa anlatılır? İşte şiir...
Yazacaklarımı şaşırdım ben... Tekrar geleceğim, çare yok...
Kutluyorum Nilgün Hanım... Ve bu gece şanslı olduğumu hissederek ayrılıyorum sayfadan...
Usul usul. gerçek aşkın sürgünleri. Kutlarım.
Zaman zaman yeni şiirlerini okumak için uğruyor hep boş dönüyordum. Uzun bir aradan sonra nihayet... Beklediğime değdi canım.
İstediğin hasrete sor beni
Ölesiye sevdalı
Ölesiye aklımdasın.
Sadece bu kadarı bile başlı başına şiir.
Gene sımsıcak, gene tutkuyla karışık bir sevgi dolu... Okumak çok güzeldi... Artık bu kadar özletme ne kalemini ne de kendini canım arkadaşım. Devamı dileğim ve sevgimle...
dilin ucunda olmaz
kayar düşer bir yere
al yüreğinde sakla
götürürsün her yere:)
Sevdanın ülkesinde güneşin parlak ışıkları vardır her zaman.Sadece ortalığı değil,yürekleri de aydınlatırlar.
O ışıklarla yürekteki çiçeklerin renkleri dokunur.
Bu şiir öyle bir ülkede yazılmışa benziyor.O nedenle sımsıcak duygularla dolu.
Şimdi'den bakınca kökü öncelenen zamanlara uzanan bir sevdanın yarınlara uç verdiğini görüyorsunuz.
Sevecen ve serinkanlı bir dille kurulan ama gerçek aşkın bütün duygusal/duyusal konforunu barındıran fragmanlarla dolu dolu bu şiiri,Zeynep Nilgün'ün önceki şiirleri gibi ilgiyle okudum.
Yeniden yeniden başa döndüren ve yeni hazların devşirilmesine olanak tanıyan bu şiirde gizemli bir sevgi bereketi vardı.
Dizeler dolusu heyecan ve hararet birlikte ama koşut ilerliyordu şiirde.
Bazen böyle şiirleri özümserken, ürpertilere kulak vermeye korkunç bir gereksinimin neden var olduğunu da kavrıyorsunuz.
Yüreğinize sağlık Değerli Zeynep Nilgün.Kaleminizi kıskançlıkla koruyunuz lütfen...
Beğenilerimi bırakıyorum sayfaya.
Nicelerine.Sevgiyle.
Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta