.............Yaşama gözlerini açtığından beri bir balık nasıl suyun içine doğup da sudan başka bir şey tanımazsa; sen de insanoğlu, bir kültürün içine tıpkı bir balık gibi doğarsın.
..............Annenden ninnileri,babandan türküleri,öğretmeninden A,B,C'yi ve sayıları öğrendin.Kültürü,gelenekleri bilimi ve her şeyi bu kültür sıvı içinde öğrendin.Öyle ki bir başka toplumun gelenekleri,görenekleri,tutumları yiyecek ve içeceklerinin bir çoğu sana ters gelir.Bir sıvının içinden diğer sıvıya geçmek sana zor gelir.
...............Şimdi sana bir şey öneriyorum.Ardındakileri üstüste yığ ve bir kenara koy.Şimdi alabildiğine yeni taptaze,özgür bir insansın.Sen varsın artık.Bilim adamları ve çooook meşhur meşhur insanlar ve onların söyledikleri yaptıkları bir kenarda.Şimdi yeniyi düşünme sırası sende.Şu dünyayı bir de sen 'sen' olarak algıla.Yalnızca senin duyduğun,senin gördüğün,senin kokladığın,senin tattığın,senin dokunduğun bir dünya olsun.Hisset,sen hisset dünyayı.Doğduğun suyun yüzüne çık,üstüne çık.Bir de evreni sen seyret,bir de evreni 'Sen'olarak değerlendir.Ve senden önce bu birikimleri birer birer biriktirenler de senin gibi insandı.Senden pek fazlalıkları olduğunu sanmıyorum.Onlardan üstün müsün, onu da diyemem.Çünkü herkes evrende tektir,özeldir.Herkes kendidir.Şimdi bir de sen her şeyin üstüne çık.Koy hepsini bir kenara gözlerini kapa evreni dinle,kulaklarını kapa seyret her yeri; tüm düşünceleri verileri öğrendiğin bilgilerin sayımını,dökümünü objektif,korkusuz say ayır.Değerlendir.Bir de sen 'sen' ol, başkalarını taklit etmeden.Onların olanları bir bir, korkmadan
'Acaba doğru mu? 'diye bir süzgeçten geçir.Geçir ne var,hiç bir şey kaybetmezsin.Bir de kendi terazini kur.Bir de kendi düşüncelerinle başbaşa kal.Misafir ol onlara.Yüzleş onlarla.
...............Çık bakayım,her şeyin üstüne çık.Başını doğduğun sıvıdan çıkar.Ev-
rene tek ve özel 'sen' ile bak.
Dostlarıma sevgilerimle...
Delta S X
03.02.2006
Kayıt Tarihi : 3.2.2007 00:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Soyutlamak belli koşullar altında belli oluşları bir nevi ampirist (deneyci) bir konumda ele alabilmektir..
insan teki olarak insanın ele alınması ne kadar mümkündür.Kendimiz dediğimiz şey nedir.Ferdi olanı toplumsal olandan pratikte ayırmak mümkün müdür
Değerli yazarın bizi davet ettiği ''Münezzeh Zemin'' için bizim eskilerimiz uzlet derlerdi..
Kadim bilgilerin tamamında kemale ulaşan insan ile mağara uzleti arasında bir ilişki kurulur..
Nebilerin hapis veya kuyu veya bizim peygamberimizde olduğu gibi hira da bir tefekkür dönemi vardır..
inisasyona dayalı yapılarda ise tefekkür bir mürebbi nin gözetiminde ama ''avam'' denilen ve içsel bilgilere hazır olmayan kalabalıklardan uzaklaşarak gerçekleştirilir..
Ancak neresinden bakılırsa bakılsın kozmik yapıyı bilinebilir olmaktan öte bir şekilde hissedilebilir olarak algılama geleneği doğu kültürü ve yaşama anlayış ve dinamiklerinde görülür..
Ne yaparsak yapalım tek'in içinde kalabalıklar, kalabalıkların içinde tek olan..
Bu döngü bizi daima içine alacaktır..
Yine eskilerin tabiriyle veciz olarak söylemek gerekirse..
Vahdette kesret, kesrette Vahdet
Tarih boyunca kültür tek yönlü ilerlemedi oysa. Toplumlar ticaret ya da savaş hangi yolla olursa olsun birbirleriyle temas ettiklerinde birbirlerinin kültürlerinden de etkilendiler. Şarkılarını, türkülerini, şölenlerini ve yas törenlerini, hükümet modellerini, yasalarını aldılar. Ya tümüyle ve aynen benimsediler ya da kendi toplumlarına uyarladılar.
Yıllar önce Sivas' ta öğretmenlik yaptığım yıllarda sık kullandıkları bir söz duymuş ve çok hoşlanmıştım. 'El yumruğu yememiş de kendi yumruğunu büyük sanmış,' derlerdi.
Kuşkusuz bu ilk bakışta fiziksel bir güç kıyaslamasına dikkat çekiyor ama kullanım alanı sadece bu değildi. Aynı zamanda insanın sahip olduğu düşsel, düşünsel dünyanın da diğerleri karşısında üstün ya da zayıf kalabileceğini de ima ederdi.
Ve başını kaldırıp diğer sulara bakmanın olmazsa olmazı, tıpkı sizin dediğiniz gibi kendi kültürümüzün dayattığı doğru ve yanlışları bir kez de dışına çıkarak sorgulamak.
Bunun da koşulu çok okumak ve çok dinlemek olmalı.
Bütün bunlar yapıldıkça insanın daha hoşgörülü olacağı ortada. Zihin, algı dünyası zenginleştikçe gelişecek ve insan kendi duygularını eğitmeyi öğrenecek.
TÜM YORUMLAR (3)