Aşk! Sonsuz bir bekleyişin imkansızlığıdır. Bütün kalemler nerdeyse hep aşkı yazmaya çalışır. Ama tükenir kalemler…
Aşk? Yüzyıl öncesinden gelen bir bekleyiştir. Sanki yazılacak olan yalnızca aşkmış gibi..
Yaşım … dolaşıyorum boş evrende... baharı tükettim, yazları geçtim, sonbaharı yaşamaya başladım. Aşksız, aşkımsız üşüyorum… tek tek yapraklarımı döküyorum. Sanmayın ki bu bir umutsuzluğun sesidir. Değil… asla…. Yeni başlangıçlara gebedir bu anlatım. Yeni baharlarda yeni yazlarda yaşanacak olanların umududur bu sesleniş.
Yaşam ne garip. Aşktan sözettim… hep değil mi…
Ya, yalnızlık, ona ne demeli… İnsanı kuşatan bir sis kümesi. Bulunduğunuz yerde saatlerce durursunuz, her şey anlamsızlaşır, etrafınıza baktığımız zaman, zamanla hiç bir şeyden zevk alamazsınız yalnız telefondadır gözünüz, kulağınız… zaman zaman kendinize bile itiraf edemezsiniz bu isteğinizi, umudunuzu. Hayaller sizi bırakmaz önce onlarla mutlu olursunuz sonra hayaller acı vermeye başlar zamanla….
Hep en kötü olasılıklar aklınızı çeler. Gökyüzünde mehtap bile işe yaramaz. Çiçekler bile anlamsızdır götürecek birisi yoksa varda ulaşılamıyorsa… Aşklar hep yalnızlıkları mı getirir? Demeyin. Olmaz öyle şey… zor bir aşksa, yasaksa ulaşılamazsa… acı verir insana.
Kimileri yüreklerinin sesine kulak verir. Aklını kullanınca o çok istediği şeye kavuşacaktır bilir… bir yapabilse hazların en güzeline erişecektir..
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Çok doğru ve güzel demişsin Mehmet Ali dostum ellerine yüreğine sağlık
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta