Bayram Kaya - Üstel Bakışla Bir Uygarlık ...

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Bu yazım; genelleşen bir bakışla yazıldı. Bir olgu olay olan İslam, kendisine özgü nesnel tarihi ve sosyal tarihi olan, bir güncel konjonktür sellik içindeydi. Bir inanç olma yanıyla da, hala sürmekte olan İslam’ın, geçmişteki yapısına; sırf inançsal gözle bakan algılara kıyasla, İslam tarihinin nesnel bir devlet oluşuyla girişen argümanları, da; belirtilerek, yazıldı. Olaya İslam’ın, kutsal oluşunun dışındaki bir bakışla, bakıldı. İslam’a; bir imparatorluk ve bir düşünce zenginliği olayı olaraktan, bakar olmanın; bir analizi niteliğindedir.

Sizler, çocukluğunuzu, hamlığınızı, şimdiki bu aşamaya gelişteki uğraklarınızı unutsanız da onlardan zorunlu bir yanları taşırsınız. Bu aşamaları üzerinizden atamazsınız. Atabilseydiniz eğer, yapınız temelsiz kalır ve çökerdi. Yapı bu geçmiş malzemeler ile yola çıkmıştır ve ileriye doğru da, bu malzeme ile göç edecektir. İşte tek Tanrılı olgunlaşmalar da, ne kadar yadsırlarsa yadsısınlar; kendisinden önceki içerme öncüleri zorunlu olarak taşırlar. Eğer siz monoteizm içinde, kendisinden önceki, ilişkin öncüllerini çekerseniz, geriye bir şey kalmaz. Sistem iflas eder.

Çünkü yeni inşalar; kendi zamanlarından önceki temellerle karşılaşacaktırlar. Gerek soyut, gerek somut olaraktan, bunlarla eytişime girişerek, bu günkü yapılarını, ortaya koyabilmişlerdir. Yeni inşalar; öncüllerinden, taşır olmadığı hiç bir rengi yoktur. Ve öncülünden devir almadığı, yine taşır olmadığı eski bir ton ve biçimleniş yoktur, zaten olamaz da. Yani monoteizmin, ilkel büyü ve sihirden, tutunda, totemci anlayışlardan beriye doğru, politeisttik anlayışların temel içermelerine değin, toplumsal olan girişimleriyle biçimlendikçe biçimlenmiştirler.

Monoteizm geçmişteki öncül oluşmaları, yeni durumun hal ve gidiş şekilleri içine girdirdiler. Böylece o günkü gelişmiş olan halleriyle çiçekliğini açabilmiştir. Bu günkü çiçek, geçmişin paradigma (değerler dizgesi) envanterindeki adım ve malzemelerden dokunmadırlar. Hem onları dokuyup üzerine gelişecektiler; hem de, onları bu günkü duruma benzemez olan yanıyla reddederek, kendisine oluşma alanı sağlayacaktılar. Eskiyi reddetmese, yeni olamazdı.

Tamamını Oku