Üsteğmen Mehmedin Annesine Son Mektubu

Erol Sagun
235

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Üsteğmen Mehmedin Annesine Son Mektubu

Üsteğmen Mehmedin Annesine Son Mektubu.

Bu mektubu Hakkarinin Şemdinli sinden yaziyorum.
Bu gece bir ihbar aldım,anne ben baskına gidiyorum.
Ben oğlun üstteğmen Mehmet, on da arkadaşim.
Anne bu benim en kısa,ve galiba son mektubum.

Yagmur gibi kurşun yağıyor üstümüze anne,
Baskına giderken,bizmi basıldık yoksa ne?
Birden sol göğsümün üstünde bir sıcaklık o da ne?
Kalbimde hafif bir sızı, vuruldummu yoksa ben anne!

Kalkamıyorum yerimden hafif bir ter bastı yüzüme,
Bazen kendimden geçiyorum,bazende geliyorum kendime.
Hayeller geçiyor gözümün önünden,sinama şeridi gibi anne!
Çocukluğum,beni ilk okula gönderişin,orta ve askeri lise.

Hele hele,askeri lise den mezun oluşum,ilk kıtam.
Bu güne kadar başarılı geçen bunca zaman,
Dişlerimi sıkıyorum genede,çok sızlıyor yaram,
Sen olsan yanımda bu kadar acımazdı be anam! .

İçimden birşeyler çekiliyor,kendimden geçiyorum,
Nağahanla ilk tanişmamiz,ordu evindeki nikahım,
Bembeyaz gelinliklerle,o bana koşuyor,ben ona koşuyorum,
On yaşimdayken ölen babam,beni istiyor,
Anne galiba ben serap görüyorum.

Silah sesleri azaldımı ne? Yoksa benmi duyamıyorum?
Arkadaslarima ne oldu? enne ben yerimdende kalkamiyorum,
Bütün vucudum ıslandı anne,çok çok üşüyorum,
Birkaç nasihatım var, onları tutun,galiba ben, ben ölüyorum.

Şehit anası olacaksin ağlama öyle,söyle karıma oda ağlamasın,
Oğlum hasan okusun,o da asker, kahraman bir asker olsun.
Şehit analarına şehit babalarına, herkese benden selam olsun,
Deki anam, başım dik,göğsüm ileride,oğlum şehit,Vatan sağ olsun! .........................................................................................................-

Antoloji Mail
Not:Bu şiirde adı geçen isimlerin olaylarla şiirle uzaktan yakından hiç bir alakası yoktur.şiir tamamıyle bir kurgu ürünüdür. Saygilarimla.

SÖZ YAZARI: Erol Sagun
TARIH:20HAZIRAN 2001
GÜN: carsamba
SAAT08,15

Not:ANTOLJİ.COM da kayıtlı Şiirlerim ve(MP3) CD em NOTER tastiklidir.
.
-
Tarih - Saat: 13.02.2007 10:27:43
-

Antoloji Mail

Erol Sagun Sevdaruzgaride

Erol Sagun
Kayıt Tarihi : 23.2.2007 18:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İbrahim Yılmaz
    İbrahim Yılmaz


    PKK VE İSRAİL’İN GİZLİ PLANI

    Saygıdeğer arkadaşım;

    Bugünlerde Hakkari’de emperyalizmin işbirlikçi uşağı PKK tarafından Mehmetçiklerimize bir gece vakti haince pusu kurularak 11 erimizi şehit etmesiyle ilgili bir çok arkadaşımız duyarlı davranıp şiirler yazdılar. Tarihi şerefle ve şanla dolu olan Mehmetçiğe haince saldırmanın hiç bir mazereti olamaz. Bu apaçık Türk Milletine düşmanlıktır ve savaş açmaktır Nefretle kınıyorum. Ben de PKK ve emperyaliz’min kirli amaçları doğrultusunda arkadaşlarımın şiirlerine tercüman olsun diye ortak bir yorum yazdım.

    Arkadaşlar;

    Hakkari’deki son şehitlerimizden dolayı ülkemizde bir hayli tepkiler ve tartışmalar oldu. Bende bu tartışmaları okudum ve takip ettim. Aslında tüm halkımız aynı duygular içerisinde. Vatanımızı, milletimizi, tarihimizi ve Mehmetçiklerimizi çok seviyoruz. Türk Milletinin tarihinden gelen vazgeçilmez genlerinden olan kutsal duygulardır bunlar. Bu duygular bence çok doğaldır. Çünkü mesele vatan, millet, bayrak ve şehitlik olunca akan sular durur bu aziz millette. Kanı kükrer, Malazgirt’te, Mohaç’da, Preveze’de, Kosova’da, Varna’da, Yemen’de Çanakkale’de ve Sakarya meydan savaşında olduğu gibi….Bu milletin azmini ve cesaretini değil PKK uşakları ne ABD ne İsrail ve ne de onların ataları olan emperyalist Avrupalı köpekler bile test edemez.

    Arkadaşlar;

    Ancak doğudan batıya millet olarak birbirimize karşı asla yanlış yapmayalım ve de kırıcı hareketlerde bulunmayalım. Bu ancak düşmanlarımızın işine yarar. Arkadaşlar yangın su ile mi söner yoksa diğer bir sıvı olan benzinle mi? Şimdi su olma zamanıdır. Benzin değil….Aramızda maksatlı olarak benzin olmak isteyenlerin olacağına da asla inanmıyorum. Eğer var ise onlar siyonizm’in ve batı emperyalizminin işbirlikçi uşaklarıdır.Bizler bu topraklarda asırlardır aynı ulvi duygular uğruna kardeşçe yaşamış asil bir milletin evlatlarıyız.Aramızda asla ayrı ve gayrımız olamaz.

    Arkadaşlar;

    Türk milleti saf kan bir ırkın adı değildir..TÜRK MİLLETİ nin öz adı ezelden ebede akan büyük bir nehrin adıdır..Bu nehri büyük yapan ve besleyen isimli ve isimsiz kollarıdır..Eğer o büyük nehrin kolları olmaz ise o nehrin suları ya azalır veya o nehir kurur..Ve o nehir büyük nehir olmaktan çıkar..Şimdi büyük nehir ve millet olma zamanıdır.Türk,Kürt,Boşnak,Laz,Çerkez,Gürcü ve Abaza bu nehrin ana gövdesini besleyen vaz geçilmez asli kollarıdır.Kim ki bu kolları kesmeye kalkarsa veya inkar etmeye ederse bindiği dalı keser..Şimdi lafta değil özde kardeşliği eylemlerimizle ve fikirlerimizle yaşatma zamanıdır..Bu topraklarda kardeşçe yaşamanın başkaca bir formülü yoktur..İnsanların doğuştan kazandıkları haklarını yok saymaya kimsenin hakkı yoktur..Devlet doğuştan kazanılan hakları yok etmekle görevli değildir, tam aksine doğuştan var olan ve ALLAH tarafından her insana verilmiş olan insani temel hakları kanunlarla güvence altına almakla ve geliştirmekle mükelleftir..El ele verdiğimizde üstesinden gelemeyeceğimiz herhangi bir sorunumuz yoktur.Bu vatan bizim,bu bayrak bizim ve bu devlet bizimdir.Yıllar yılı öz evlatlarına zulmedem kökü dışarıda masonik güçleri bu devletin içinden temizlemeden bu ülkede iç barışı ve kardeşliği asla sağlayamayız..Bu masonik güçler asil Türk milletinin öz evlatlarını yıllar yılı devletimizin kilit noktalarına sızarak bizleri sağ sol,alevi sünni,laik antilaik ve şimdilerde de Türk ve Kürt diye kışkırtarak birbirimize düşürerek ve dolayısyle kırdıran bu masonik güçlerdir.Bu Yahudi tarikatı masonları tanımadan bırakın Türkiyeyi Dünyanın nasıl idare edildiğini asla anlayamayız.

    ATATÜRK 1935 yılında masonları boşuna kapatmadı...O biliyordu ki bu masonlar 1909 - 1918 yılları arasında masonik İTTİHAT VE TERAKKİ PARTİSİ ni kullanan bu masonlar koskocaman osmanlı devleti 10 yılda yıkmışlardır..7 milyon km2 toprağa sahip olan koskocaman Osmanlı İmparatorluğundan elimizde sadece Sivas,Ankara ve Erzurum kalmıştır..Ve bu asil millet dişini tırnağına takarak bir istiklal savaşı yapmak zorunda bırakılmıştır.İşte ATATÜRK bu tarihi olayları çok iyi bildiği için bu masonların genç cumhuriyetmizin içine sızarak zarar verirler diye,kökü dışarıda ve zararlı gördüğü masonları meclisten bizzat kanun çıkartarak ve takip ederek temelli kapatmıştır.Ama 1948 yılında ATATÜRK'e ihanet ederek masonları İsmet inönü ve Celal Bayar meclisten kanun çıkartarak tekrar açmışlardır.Bu günlere nasıl gelindiğini anlamak için bu tarihi olayları çok iyi bilmemiz gerektiğine inanıyorum.Anadolumuzun yiğit ve asil evlatları uyanalım artık asırlık kış uykularımızdan..Sen ben yok biz varız.Hala anlamadık mı bu coğrafyada varlığımızın önemini.?

    Arkadaşlar;

    Bizim esas düşmanımız PKK falan değildir…Şu an PKK ya efendileri yıllar önce var olan katil ermeni köpekleri ASALANIN görevlerini verdiler. Kim o efendileri derseniz ABD,İsrail ve Avrupalı maskeli dostlarımızdır…. Düşünün yıl 15 Mayıs 1919 Anadolu işgal altında, İzmir’e Yunanlıları giyindirip,kuşandırıp ve silahlandırıp gemileriyle kimler çıkardı dersiniz..? İşte o maskeli dostlarımız ….Kimin gemileriyle dersiniz? .İngiliz, ABD ve Fransız gemileri Yunanlıları İzmir’e çıkarmış ve bizim üzerimize salmıştır…Bu güne geldiğimizde bu film PKK ile devam etmektedir….. Ha bugün esas çekirdek düşman kim derseniz İsraildir. Yani Yahudi siyonizmi…..İsrail’in meclisi Knesset de bir Yahudi şeriatı haritası vardır…Bir ucu Nil bir ucu Fırat’a uzanan arz-ı mevut, yani Yahudilere Yahuda tarafından vadedilmiş topraklar…İşte bu topraklar onlara göre işgal altındadır….Bu haritanın Mısır tarafı hemen hemen Sina dışında hallolmuştur….Filistin bölümü de hallolmuş sayılır….Ama Irak, Suriye ve Türkiye sınırları arasında kalan topraklar İsrail’e göre hala işgal altındadır….İşte arkadaşlar esas gizli,sinsi ve de uzun vadeli düşman budur…İsrail’in uzun vadeli sinsi bir planı vardır…Ama bu plan çok uzun vadelidir….İsrail şu anda bir Truva atı gibi içine girdiği ABD yi kullanarak bu sinsi planını uygulamaya koymuştur…Irak işgali bunun içindir..Ve şu son günlerde ülkemizde terör olaylarının arkasında hep İsrail parmağı vardır.

    Karşımızda asla ABD ve Batı Avrupa yoktur. Onların içine girmiş bir Yahudi sinsi planı vardır…Irak’ı işgalin arkasında da İsrail vardır… ABD bir bahane bularak mutlaka İran’a saldıracaktır…Neden saldıracak dersiniz? . İran atom bombası yapmasın diye. Halbuki ABD nin elinde 10.000 atom başlığı vardır.. Ve Nagazaki ve Hiroşimaya ilk atom bombasını 1945 yılında ilk defa atarak insanlık suçu işleyende ABD dir…İşte İsrail İran’ın atom bombası yapmasını mutlaka önlemesi lazım…Yoksa kendi askeri gücü sarsılır…Ama İsrail ırkçı Güney Afrika Cumhuriyeti topraklarında yıllar önce atom bombasını yaptı ve denedi…Tüm dünya biliyor….Bugün İsrail’in elinde tüm Orta Doğuyu Türkiye dahil yok edecek tam 200 adet atom bombası vardır…Bunu tüm dünya bilmektedir ama konu İsrail olunca ne Avrupa ne ABD ve ne de sözüm ona Birleşmiş Milletlerin Teşkilatı
    görmemezlikten geliyorlar…Çünkü Yahudi tüm dünyada yolları tutmuştur. Bizler hala uyuyalım… Uyanalım artık asırlık kış uykularımızdan..esas düşmanımız İsrail’i ve siyonist amaçlarını çok iyi tanıyalım..Aslında siyonizm insanlığın ortak düşmanıdır.

    Arkadaşlar;

    Şu günlerde var gücümüzle İran’ın yanında yer alalım.. İran’a saldıracak olan planın arkasında da İsrail vardır… PKK nın arkasında da İsrail vardır… ABD bir Truva atıdır… ABD başkanları siyonizmin elinde birer kukladırlar… ABD kongresi, basın, görsel medya, bankalar, finans, silah fabrikaları, petro kimya ve diğer tüm ekonomik ve parasal faaliyetler Yahudiler tarafından kontrol edilmektedir… Ve dolayısıyla Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve Nato da Yahudi nin emrine girmiştir… Türkiye de yıllarca işlenen Uğur Mumcu,Bahriye Üçok,Çetin Emeç,Gün Sazak gibi bir çok faili meçhul cinayetlerin arkasında da İsrail gizli istihbarat örgütü Mossad'ın olduğu söylenmektedir…

    Peki arkadaşlar bizler devlet ve millet olarak neler yapmalıyız… İsrail’in bu gizli planlarını uygulamasını mı beklememiz lazım..? .Elbette ki hayır.

    1.Önce düşmanımızı tanıyıp ona göre içeride birlik ve beraberlik içinde olmalıyız…ABD,emperyalist Avrupa ve İsrail ne Türk’ün, ne Kürt’ün, ne İranlının ve ne de Arap’ın dostudur..Ve olamaz da…Bunu bir defa herkes bilsin…1974 yılında hain Rumlara karşı Kıbrıs barış harekatını Mehmetçik gerçekleştirmeye başlayınca bu maskeli dostlarımızın hepsi zalim Yunan’ın yanında yer aldılar..ABD bize yıllarca sürecek olan silah ve ekonomik ambargolar uyguladı..Hatta o savaşın en kritik anında Kıbrıs ta ki Yunan mevzilerini bombalamaya giden uçaklarımızın jet yakıtı kalmamıştı..Ve Türkiye nin içerisinde jet yakıtı üreten tek rafineri vardı,mersindeki ATAŞ rafinerisi..Bu rafineri bir İngiliz şirketine aitti ve bize ister inanın ister inanmayın uçaklarımızın o anda çok ihtiyacı olan jet yakıtını vermedi..peki kim verdi uçaklarımıza en kritik anımızda jet yakıtını,tahmin edin,bizim masonik basımızın her fırsatta alaya aldığı ve çokça da aşağıladığı ülkeler olan İRAN ve LİBYA verdi..GERÇEK DOSTLAR YILDIZLARA BENZER,KARANLIK ÇÖKÜNCE ÖNCE ONLAR ORTAYA ÇIKAR...

    Bu millet bu maskeli Avrupalı sahte dostlarından çok çekti.Çanakkele de istiklal savaşı yılların da anlamadık mı bunların iğrenç yüzlerini.? ..Bu sahtekarlar değil mi Avrupanın başkentlerine Ermeni soykırım anıtlarını diken..Bunların parlementoları değil mi Türkler Ermennilere karşı soykırım yaptı diye karar alan,bunlar değil mi Kıbrısta bize karşı daima Yunan'ı destekleyen ve bunlar değil mi yıllar yılı müslümanız diye ve bayrağımızdaki ayyıldızımızdan nefret ettikleri için bizleri Avrupa Birliğine almayan...Hala anlamadık mı bize nefretle ve hınçla baktıklarını.Yıllar yılı bizi onların önünde küçük düşüren,sanki Türkiyenin Avrupadan başka alternatifi yokmuş gibi bizi onlara mahkum eden devleti ele geçirmiş masonik kafalardır.

    Rahmetli M.Akif Ersoy ne güzel tespit etmiş ta yıllar öncesinden o alçakların Türk milletine karşı yürüttüğü gizli emellerini.

    Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz
    Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.

    2. Türkiye artık her defasında bizlere kazık atan bize karşı Yunanı ve Ermeniyi destekleyen şu maskeli dostlarımızın yani Avrupa,ABD ve İsrail’in asla dostumuz olmadığını bilerek, kendine esas dostlar bulmalıdır… Bakınız; bizim Kuzey Irak dediğimiz yere adamlar Güney Kürdistan diyor… Peki bu Güney Kürdistan’ın kuzeyi neresidir, bizim güney Anadolu dediğimiz topraklarımızdır… Peki bu Güney Kürdistan’ın doğusu neresidir, İran’ın batısındaki Kuzistan topraklarıdır… Peki bu güney Kürdistan’ın batısı neresidir,Suriye nin doğu toprakları yani Suriye El-Cezire’sidir… Şimdi anladınız mı orta vadede ABD nin içine girmiş İsrail’in planını..Uzun vadede İsrail kendisine bağlı kukla bir Kürt devleti kurmak istiyor..Yani Kürt kardeşlerimizi düşündüğü falan yok,uzun vadede kendi planlarının bir parçası olan bir Kürt devleti kurmak.. Daha planın başlangıcındayız … Bugün Kuzey Irak’ta kendisine bağlı peşmerge askerini ve polis teşkilatını şu anda mossad ajanları vasıtasıyle eğittikleri kukla bir Kürt devleti kurulma çalışmalarını izliyoruz…

    Arapları da İngilizler 1915 yılında bize karşı böyle örgütlediler ve Arapları bizden kopararak sonunda da onlara atom bombasından daha tehlikeli olan İsrail Devletini hediye ettiler… Ve İsrail devleti onları dövdükçe Arap’ın petrol gelirlerini kendilerine akıttı ABD ve Avrupalılar… Onlara güya İsrail’den kendilerini korumaları için habire silah sattılar. Ve paralarını ellerinden aldılar… Bugün yeryüzünde Araplar İsrail’den yedikleri tokat neticesinde onursuzca yaşamaktadırlar… Ve İsrail’i yenmeleri mümkün değildir… Çünkü ipler birleşmiş milletler dahil tüm dünyada Yahudi nin elindedir… Bizim de İsrail le bu aşamada tek başımıza mücadele etmemiz biraz zordur… Hele ekonomik ve siyaset bağlamında… Adamlar Türkiye’yi kendi planlarının dışına çıkmasına konjonktür olarak asla izin vermiyorlar… Hatırlayın, İran’la tek başımıza bir doğal gaz antlaşması yaptık yer yerinden oynadı İsrail ABD yi nasıl üzerimize saldı… Avrupalılar, ABD ve İsrail bize karşı hep el ele vererek beraber hareket ediyorlar.. Ama adamların ödü patlıyor Türkiye İran’la Suriye ile ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile işbirliği yapacak ve ortak hareket edecekler diye..Şunu unutmayalım,Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine açılan kapılar İran dan geçmektedir.

    Arkadaşlar;

    İleride kurmayı planladıkları kukla bir Kürt devletinin sınırları sadece Türkiye’yi ilgilendirmiyor… Yukarıda belirttiğim gibi Suriye ve İran’ı da ilgilendiriyor bu olay… O zaman onlar nasıl sinsi planları için aralarında işbirliği yapıyorlarsa… Türkiye, Suriye ve İran da derhal kendi aralarında askeri siyasi ekonomik ve stratejik anlaşmalar yapmalıdırlar ve Orta Doğu’da Irak meselesinde ve bölgenin tüm meselelerinde beraber hareket etmeleri gerekmektedir… Bence can alıcı çözüm budur… İçeride halkımız olarak birlik ve beraberlik içinde olacağız ve komşularımızla da dediğim gibi çok yönlü ittifaklar yapacağız… Ortak silah endüstrisi bile kurmamız lazım… Bakınız ABD Irakta İngiltere, Fransa, Almanya, Belçika, Avustralya, İtalya, Hollanda ve İsrail’le beraber hareket etmektedir..Yıllar önce Çanakkale ye de öyle gelmediler mi? ..Biz neden beraber hareket etmeyelim… Arkadaşlar ben olayları gözlemleyen bir vatandaş olarak şunu söylüyorum…Irak’ın işini bitirdiler, sırada İran var, daha sonra Suriye ve en son da Türkiye’ye sıra gelecektir… Çünkü Sevr onların planlarından hiç düşmemiştir…Ve İsrail Fırat ve Nil arasındaki muharref Tevratta vadedilmiş kutsal topraklarını almak için sinsice çalışacaktır..Bu sinsi plan her Yahudi nin dini inaçlarının bir gereğidir.

    Arkadaşlar;

    Hatta Türkiye bu ittifak ağını Rusya, Mısır, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Pakistan, Hindistan ve Çin’e kadar genişletmesi lazımdır… Yoksa bizi orta vadede Avrupa, ABD ve İsrail şer üçgeni yemeye çalışaçaktır… Arkadaşlar İranın yarısı Azeri Türküdür, Suriye bizim tarihi ve dini kardeşimizdir… Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine açılan kapılar İran’dan geçmektedir… Rusya’nın üçte birisi Türk’tür… Kısaca sadece bizim menfaatlerimiz maskeli sahte dostlarımız olan ABD ve Avrupalılarla değildir… Şu an Türkiye’nin menfaatleri komşularıyla, Rusya’yla ve Türk Cumhuriyetleriyle işbirliğine gitmekle alakalıdır… Tabi ki Avrupa dan temelli kopalım demiyorum… Ama körü körüne de onların peşinden gitmeyelim… Tüm dünyaya açılalım… Bir de arkadaşlar bir Yahudi tarikatı olan masonları tanımadan ne Türkiye’nin ve ne de dünyanın perde arkasından nasıl yönetildiğini asla bilemeyiz… Masonlarla ilgili bir değil bir çok kitap okumamız gerekir… Ve Atatürk’ün 1935 yılında meclisten kanun çıkararak kökü dışarıda dediği mason localarını neden temelli kapattığını çok iyi bilelim ve araştıralım… Ve 1948 yılında Atatürk’ün kapattığı bu Yahudi tarikatı Mason localarını Atatürk’e ihanet ederek İsmet İnönü ve Celal Bayar tarafından ABD nin isteği doğrultusunda aynen meclisten kanun geçirilerek tekrar açılmasıyla ülkenin İttihat ve Terakki döneminde olduğu gibi masonların güdümüne sokulduğunu yine çok iyi bilmemiz gerekir. Bu yazdıklarımı boyalı masonik medyadan duyamazsınız.Hele 1935 yılında Atatürk’ün masonları kapatmasından hiç bahsetmezler..Duymamazlıktan ve bilmemezlikten gelirler…Halkın bu tarihi olayı öğrenmesini hiç istemezler. Çünkü bunlar bu işin ta göbeğindedir ve sözüm ona Atatürkçü’dürler… O zaman ben şunu sormak isterim; Masondan Atatürkçü olur mu?

    Saygıdeğer arkadaşlar;

    Kutsal Anadolumun vatanperver aziz evlatları olarak bizler bugün yarın ve daima hep el ele, gönül gönüle kardeşçe birlik ve beraberlik içinde olmamız gerekir. Eğer aramızda doğusuyla batısıyla kültürel ekonomik ve sosyal konularda sorunlarımız var ise bunu yine kendimiz kardeşlik duygularıyla anlaşarak ve saygı çerçevesinde barış içinde el ele vererek halletmemiz gerekir. Çünkü Kürdün dostu Türk’tür, Türkün dostu da Kürttür..Hatta Arap’ın da gerçek tek dostu yine Türktür.. ABD, Batı ve İsrail asla değildir. Hatta tüm Orta Doğu,Balkan ve Kafkas ülkelerinin tek kalıcı dostu yine Türkiye’dir.

    Allah vatanımızı ve milletimizi korusun… Rabbim bu aziz Türk Milletinin açık ve gizli düşmanlarına fırsat vermesin ve tüm kirli planlarını kahretsin… Allah şehit Mehmetçiklerimizi cennetinde peygamberine komşu eylesin… Amin.

    Ey şehidoğlu şehit isteme benden makber
    Sana avuşunu açmış duruyor peygamber.

    Çalışmanızı beğenerek okudum.
    Kutlarım saygın kaleminizi tam puan 10


    Saygılarımla

    İbrahim Yılmaz.

    20 Haziran 2010


    **********************

    - ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE -

    Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?
    En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

    -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
    Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

    Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!
    Nerde-gösterdiği vahşetle “bu: bir Avrupalı”

    Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
    Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

    Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
    Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer.

    Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
    Osrtralya’yla beraber bakıyorsun; Kanada!

    Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
    Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.

    Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...
    Hani tauna da zuldür bu rezil istila...

    Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,
    Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,

    Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
    Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına,

    Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ...
    Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.

    Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbab,
    Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.

    Öteden saikalar parçalıyor afakı;
    Beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı;

    Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
    Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.

    Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
    Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.

    Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
    O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer.

    Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
    Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.

    Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller,
    Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.

    Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
    Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.

    Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
    Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!

    Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
    Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman?

    Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram?
    Çünkü te’sis-i ilahi o metin istihkam.

    Sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler,
    Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;

    Bir göğüslerse Huda’nın edebi serhaddi;
    “O benim sun’-i bediim, onu çiğnetme” dedi.

    Asım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
    İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.

    Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
    O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,

    Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
    Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

    Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
    Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

    Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid’i...
    Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

    Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın?
    “Gömelim gel seni tarihe”desem, sığmazsın.

    Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...
    Seni ancak ebediyetler eder istiab.

    “Bu, taşındır” diyerek Ka’be’yi diksem başına;
    Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;

    Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;
    Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

    Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
    Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsan oradan;

    Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;
    Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,

    Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
    Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

    Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
    Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.

    Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
    Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin’i,

    Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
    Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

    O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
    Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

    Sen ki, a’sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
    Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat.

    Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
    Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.


    MEHMET AKİF ERSOY

    Cevap Yaz
  • İrfan Yılmaz
    İrfan Yılmaz

    Sevgili kardeşim, İnsan gözünün dünyada görebildiği tek melek ANNEdir. ''Anne'' konulu şiir yarışmasına gösterdiğiniz ilgi ve sevgili annelerimize şiir armağan ettiğiniz için teşekkürlerimi sunuyorum, lütfen kabul buyurunuz.

    Konu kutsal olduğu için Annelere şiir yazarken duygu fırtınasına yakalanmamak elbette mümkün değildir. Bu yoğun his tufanı içinde sayısız şiirler yazıldı ve dünya durdukça yazılmaya devam edecektir. Ancak hepimizin ortak bir görüş etrafında bütünleştiren bir gerçek vardır: O da şudur:

    O kusursuz meleği eksiksiz anlatabilecek bir şiiri, ne bizden öncekiler yazabildi, ne biz yazabiliyoruz, ne de bizden sonrakiler yazabilecekler... Bu gerçeği hepimiz biliyoruz. Bu gerçeği bile bile, bu kutsal konu için eline kalem alan her kardeşimi tebrik ediyor sonsuz başarılar dileklerim ile o kalemi elinize almanızı ve bu şiirin yazılmasını sağlayan annenizin (inşallah şu an hayatta ise) mübarek ellerinden sevgi ve saygı ile öpüyorum.

    Hakk'ın rahmetine kavuşan annelerimizin elini ise şu anda bizim yerimize zaten melekler öpüyor.

    Öncelikle böyle kutsal bir konuya ilgi çekmek için şiir yarışması düzenlediği için: http://www.antoloji.com sitemize ve Ümraniye Belediyesi Başkanlığına teşekkür ediyor ve şükranlarımı sunuyorum. Bu organizasyona emeği geçen bütün kardeşlerime teşekkür ediyorum.
    Benim gönlümdeki duygu: Anneler üzerine yazılmış her şiir zaten birinciliği daha yazılırken kazanmış bir şiirdir.

    Bu yarışmada görev alan jüri üyelerine başarılar diliyorum.

    Ben bu organizasyondan, http://www.antoloji.com'un alnının akı ile çıkacağına, Jürideki sayın üyelerin bu konuda en titiz bir şekilde görev yapacakları inancını taşıyorum.

    Birkaç konudaki düşüncelerimi belirttikten sonra bu şiiriniz için yorumum:

    ANNE konusunda yazılan her şiir daha yazılırken birinciliği hakketmiştir.
    Beğenerek ve saygı duyarak okuduğum bir şiir olmuş. Başarılarınız daim olsun.

    Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olması dileklerimi sayfanıza bırakıyorum..

    İrfan Yılmaz. TEKİRDAĞ.


    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Erol Sagun