Ah sevdiğim Ah
Yine sana yazıyorum,
Yine sana döküyorum içimi.
Soğuk bir gece yarısı,
Ben ise paltoma sarılmış,
Yürüyordum sahil yolunda.
Bankta oturmuş bir adam
Kendi kendine konuşuyordu.
Kimdi? neyin nesiydi? bilmiyordum.
Kafasında şapkası, ayağında ayakkabı
Üzerinde bir gömlek, bir pantolon
Elinde ise yarım kalmış sigarası
Anlamıştım halinden, bir derdi vardı.
Hemde çok büyüktü derdi.
Soğun bile farkında değildi.
Oturduğu yerden az yana kayıp,
Beyim buyur otur, dedi.
Tam otururken, elinde bir kitap gördüm
Üzerinde “Sevmek” yazıyordu.
Elimle işaret ederek “bu kitap”, dedim.
Başını kaldırarak dokunma, dedi.
Yüzünü görünce tanıdım, bu oydu,
Bana, seğmeyi öğreten ustamdı.
Öptüm elini, sarıldım boynuna.
Tanıyamadı, hatırlayamadı beni.
Zorla ısrar ettim eve gitmeye.
Soğuk iyice bastırmıştı.
Sert bir rüzgar esiyordu.
Kimse yoktu bizden başka.
Eve gidinceye kadar konuştuk.
O eski günleri anlattım.
Bana nasıl sevmeyi öğrettiğini,
Kitabı da ayrılırken hediye ettiğimi,
Daha sonra diğer arkadaşları,
Adana’lı Yavuz’u, Mersin’li Metin’i
Sakarya’lı Necib’i, Edirne’li Sevda’yı
Sivas’lı Elif’i, Hatay’lı Sinem’i
Erzurum’lu Gizem’i, İstanbul’lu Yaren'i Anlatsamda nerede, dinlemiyordu bile
Hep bir şeyler diyordu sessizce,
“Seven biri gitti bir daha geri gelirmi ki”
Gelmiştik eve.
Oturdu şömünenin karşısına .
Kitaba bakıyordu.
Çektirdiğimiz resimlerimizi,
Bana hediye ettiği çevheri gösterdim.
Onları bile umursamadı.
Tedirgindi.
Sigara üstüne sigara içiyordu.
Bir şeyler arar gibi,
Cebinden bir kağıt parçası çıkardı.
Uzun süre o kağıda baktıktan sonra,
Masanın üstüne bıraktı.
Fark ettirmeden kağıdı aldım.
Bir telofon numarası yazılıydı.
Aradım, telofona eşi çıktı.
Ustam yanımda deyince
Kadın öyle bir çığlık attı ki,
Kalb atışlarını yüreğimde hissettim.
Ustam ise mert gibi bir insandı,
Kaya gibi sert bir adamdı.
Nasıl bu hale düştüğünü sorunca,
Kadın bir ah çekip, anlatmaya başladı.
Seven biri fakat kavuşamayan,
Aşk acısı ile boğulan bir genç.
Yüksek bir yerden kedisini atar.
Ustam yere düşen genci görür,
Koşar ve genci kollarına sarar.
Genç, “çok sevdim be ustam”, der
Ustamın kollarında ölür.
Ustam o anda şurunu kaybetmiş,
Veasıl güzel sevdiğim,
Ustam kafayı yemiş.
Oysaki ustam sevmeyi bilmişti.
İmkansız aşkları yıkmıştı.
İnsanlara sevmeyi göstermişti.
“Sevmek, iki defa yaşamaktır”
Sözünü söyleyerek sevmeyi öğretmişti,
Dağları sevdirmişti, zoru sevdirmişti,
Çileyi sevdirmişti, kalpleri sevdirmişti,
Ey güzel sevdiğim,
Bana en çok da seni sevdirmişti.
Kısacası güzel sevdiğim,
Kadıncağız bir gün sonra çıkıp geldi.
O karşılaşma anı varya, vicdansızım ki Merhamete getirecek bir an.
O çok sevdiği eşini karşısında görünce,
Umursamaz olan ustam,
Doğruldu ve eşine öyle bir sarıldı ki,
Ah sevdiğim ah anlatamam o anı.
Çok ısrar ettim kalmak istemediler.
Vedalaştık kapı önünde.
Arkalarından baka kaldım.
Kavuşmak ne güzel şey,
Ah bir de ben sana kavuşabilsem
Güzel sevdiğim.
Ustam, sanki bir şey unutmuş gibi,
Birden geri döndü, elini omzuma koydu
Gözlerini dikti gözlerime,
Yutkundu yutkundu,
Ve şu okkalı sözleri döküldü,
Dudaklarından.
“Bir sevgiden, bir milyon insan çıkar”
“Bir insan, bir milyon sevgiyi yakar”
Kayıt Tarihi : 8.4.2020 12:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Muhammet Ayaz Göler](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/04/08/ustam-93.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!