Ustalık Şiiri - Kaan Kılıç

Ve Elbet Bir Ustalık İsterdi Seni Sevmek
Bir Ayna Kılınarak Sırf Aksini Göstermek

Çıktım ki benmisim kambur kadırgaları
kargılı Kalyonları sırtlanıp
korkunç bir çalkantıya tasıyan
Bendim o
bakir denizaygırını ayartıp da
Burgaçlanmıs bir boguntuya alıstıran
bendim o korsan vurusmalardan ganimeti
tarumar bir tarihle paylasmadan
barbar sevdaları hunharca yagmalatıp
uzaklaşan her kadınla serserice savrulan

bendim o durma sür beni
barbar denizatlarının vahşet kokan nefsinden
ve çelikgöbek kordonunu kemiren
ve sırılsıklam karanlıkta üşüyen
çırıpçıplak bir cenin gibi çek beni
zifiri bir okyanusun karakatran rahminden!

Öyleki
okyanusun gölgesinde arkaik artist aksim
Bilinçaltıma döşenmiş metrelerce böceğin
telaffuzsuz emdiği,hayasız ve hergele
bir çıplaklıkla yıllardır kemirdiği
iskeleti darmadagın kırılgan bir iskele!

Ve Elbet Bir Ustalık İsterdi Seni Sevmek
Ustura Uzaklıgını Yakınlıkla Bölüşmek

Çıktım ki ayarsız milyar kırat kalbi
Tartan gülistanlık gülgranit gözlerin
Çıktım ki karahumma bir uzaklıkla tutuşan
Taştablettten Ahdiatik kutsal kitab gözlerin
ki münzevi bir nefesle tutuşan
kıvılcımla körüklenmis uğultulu bir yangın
gözlerin ki milyar kırat Infılağa ayarlı
yüzümün yokuşunda patlatılan bir mayın!

Ve çıktım ki okyanustan hissikablelvukuyla
Müneccim,önyargılı,önyazgılı ve kahin
Ve girdiğim bir kent gazabından,şerrinden
Esirgenip bağışlanarak sığındığım bir rahim
Çünkü bronzkitabe gibi çalakalem kirlenmiş
Sevişirken esrarperest satırbaşı göğsünden
Müptezel bir softalıkla temize çektiklerim!

Ve girdim ki sürüngenli bir şehre o cinsi latif
O çetrefil hesaplara o kanrevan kargaşaya
Ol derebeyi ol devrik bir çift yalçın dağ gibi
Hatırla kaltak kentte durduk karşı karşıya

O an Dokunmak dayatılmıs bir töre
Dokunmak
kurşuni bir ırmak gibi aramıza girecek
Ne vakit
kuytu bir uzaklıkla dokunmaya kalkışsak
Aramızda kasırgayla kalaylanmış bir köprü
Doludizgin,dörtnala herveleyle çökecek!
Ve yıkıntılı,tarumar,yağmalanmış tarihle
ne vakit
kuytu bir çarpıntıyla dokunmaya kalkışsak
aksimizden, yıkıntılı bir enkaz görünecek!

dokunmak o an beylerbeyi bir isyan
dokunmak o an tanımsız bırakılmanın
maddeleşmiş keyfiyeti,safiyeti,saffeti
hiçe bedellenmenin muazzam azameti
dokunmak:
istiğrakın ayaklandığı şahkulu bir isyan
ne vakit ki bir çift yalçın dağ gibi
kuytu bir çarpıntıyla dokunmaya kalkıssak
yeryüzü sarsıntıyla çekilir aramızdan!

Ve Elbet Bir Ustalık İsterdi Seni Sevmek
Açtığın Cephelerde Çarpışmadan Yenilmek

ve girdim ki materyalist, obsesif sokaklardan
aritmetik metafizik bir pandomimci külfetle
mahmuzlayıp terkimdeki mehzepcil hiçliğini
sarnıç yıkıntılarından döner tezgahlarının
Mevlevi endamından mevlüthan rüzgarların
Hüzünkar makamından çınarlara dayatılmış
saçkıran inkarlardan bonbardıman altındaki
arkeolojik kazıdan, kalıntıdan,martı kırıntısından
cephanelik aşklardan barikatlardan geçtim
yağmalanmış bir tarihle tanımlarken lafzını
suretini küllenmiş bir yangına benzetirim

sen kanımda dominant bir canavar
sen sırtımda dövmelenmiş bir padişah tuğrası
ah devrilme
muktedir bir mevziye ihanete yeltenme
aramızda, eroinman, putperest bir efkar var!
ki binyıldır çökmekte çelikharçtan kararak
inşa ettiğim betonarme o katedral kadınlar!

Devrilirse saltanatın istikrarsız iktidar
Tepetaklak edilirse payitaht sultanlıgımda
Ölümün sivesini bozacaktır intihar!
Ve hala ki Fermansız bir sehzade
sultanlıgına sehadet sancagı dikmek için
kavganın gırtlagına despotça çökmek için
bıçak bıçak bileylenmiş pençelerini arar!

Ve Elbet Bir Ustalık İsterdi Seni Sevmek
Parçalanmış Suretinde Aksini Görebilmek

beni önyargılı sorgusuz bir sual gibi
öyle sekarat öyle mutasavvıf gramerde
yanıttan öksüz bırak!
beni sömürülüp parçalanmıs
sömürge ülke bırak
sesin garabet bir gaiblik
sesin: yanardag öfkesiyle
ansızın patlasada yankın:
fiyakalı bir sustalı gibi kalbimde açılacak!

Ve Elbet Bir Ustalık İsterdi Seni Sevmek
Sevişirken Karakatran Kılıçtan Geçebilmek

sen ki kıblesiz kanatlarla ey ki taşlaşmış melek!
Sen ki mahviyetin mağlubu enaniyet galibi
Durma inkar et beni de putperest müşrik gibi!

Ve Elbet Bir Ustalık İsterdi Seni ölmek
Bir Fasığın Günahı Gibi Eş Zamanlı Gömülmek!